31 Ekim 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.

1xbetbetpasmariobet
a
en iyi rulet siteleri

Koronavirüs ve Türkiye Ekonomisi

TÜRMOB “Kovid-19 Salgınının Türkiye Ekonomisine Etkisi Raporu”nu yayımladı Raporda, Kovid-19 salgınının büyüme, enflasyon, istihdam, bütçe dengesi, cari denge, tasarruflar ve varlık fiyatları gibi makro ekonomik göstergeler üzerine etkileri irdelenerek, krizin Türkiye'nin hangi sektörlerinde olumlu, hangilerinde olumsuz sonuçlara sebep olduğu analiz edildi
TÜRMOB Başkanı Emre Kartaloğlu: "Böyle bir sağlık krizi ile ülkelerin tek başlarına mücadele etmeleri mümkün değildir."

Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB), yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının makro ekonomik göstergelere etkisini analiz ettiği “Kovid-19 Salgınının Türkiye Ekonomisine Etkisi Raporu”nu yayımladı.

TÜRMOB’dan yapılan açıklamaya göre, “Kovid-19 Salgınının Türkiye Ekonomisine Etkisi Değerlendirmeler ve Öneriler Raporu”nda ülke ekonomisinin bu döneme hangi koşullarda girdiği incelenerek, sürecin olası etkileri değerlendirildi.

Salgının büyüme, enflasyon, istihdam, bütçe dengesi, cari denge, tasarruflar ve varlık fiyatları gibi makro ekonomik göstergeler üzerinde yarattığı dramatik etkilerin irdelendiği raporda, krizin Türkiye’nin hangi sektörlerinde olumlu, hangilerinde olumsuz sonuçlara sebep olduğu, sektörlere ait öncü göstergeler ve veriler ele alınarak analiz edildi. 

Türkiye’nin krize karşı uyguladığı maliye ve para politikaları ele alınarak etkinlikleri değerlendirilirken, politika yapıcılarına alternatifler sunuldu. Raporda, Türkiye ve diğer ülkelerin krize karşı aldıkları önlemlere karşılaştırmalı yer verilerek, ilave tedbirlere ilişkin öneriler sıralandı.

Salgının öncelikle sağlık sorunu olduğu, yarattığı tahribatın ekonomiye yöneldiği vurgulanan raporda, sosyal politikaların da önemine işaret edildi. 

Raporda, salgın bittikten sonra finansal yapının korunması ve ikinci dalga niteliğinde bir başka krize yakalanmamak için önlemler alınması gerektiği belirtilerek, ekonomik ve sosyal stabilizatör işlevi görebilecek sağlam ve evrensel sosyal koruma sistemleri inşa edebilmek için daha derin kurumsal ve politik reformlara ihtiyaç bulunduğu tespiti yapıldı.

Ayrıca, bu süreçte siyasal ve toplumsal uzlaşmanın önem taşıdığı vurgulanan raporda, bu sürecin şeffaf ve denetlenebilir olması, bütün kurumların demokratik yapılarının güçlendirilmesiyle mümkün olduğunun altı çizildi. 

Rapordan öneriler

Salgının niteliği nedeniyle ekonomik etkilerine ilişkin bir maliyet tahmini yapmanın zorluğuna dikkati çekilen raporda, makro ekonomik muhtemel gelişmelere ilişkin öneriler özetle şöyle sıralandı:

” – Öncelikle, evde kalmak zorunda olanların, yerine getirmeleri gereken yükümlülükleri, yapmaları gereken ödemeleri erteleyecek, bazı zorunlu ödemeleri üstlenecek önlemler alınmalıdır.

– Gelirsiz kalanlara mutlaka gereken nakit desteği verilmelidir. Maaş, vergi, elektrik, su, doğal gaz, kira gibi ödemeler için ilave destekler sağlanmalıdır.

– İşsiz kalanların, tam olmasa bile kriz süresince hayatlarını idame ettirebilecek bir ücret almaları sağlanmalıdır.

– Vatandaşlık gelirini ihdas etmeyi konuşmak ve gündeme getirmek, mümkünse uygulamakta büyük yarar vardır.

– Başta esnaf, küçük ve orta boy işletmeler olmak üzere, nakit akışı bozulan bütün işletmelerin ayakta kalmalarını sağlayacak bir nakit akımı yaratılmalıdır. Bunların kredi vadeleri uzatılmalı, mali yükümlülükleri kriz sonrasına ertelenmelidir.

– Ortaya çıkabilecek iflasların, bankaları etkileyerek, sonraki aşamanın bir finansal kriz süreci olacağı dikkate alınarak, finansal sisteme sağlanacak destekler ile bu durum engellenmelidir.

– Önlemlerin gerektirdiği kaynağı bulmak açısından, uluslararası kuruluşlar ve tüm alternatifler kullanılmalıdır.

– Merkez Bankası parasal genişlemeyi sürdürerek finansal sistemin çalışmasını sağlamaktadır. İlaveten, kaynak yaratmak için devlete avans verilmesi (para basılması) opsiyonu dahil tüm imkanları kullanabilmelidir.

– Sosyal güvenlik şemsiyesi, salgın sonlanıncaya kadar parasız olarak bütün yurttaşları kapsayacak şekilde genişletilmelidir.

– Sağlık altyapısının ve kapasitesinin kamu tarafından etkin bir şekilde tahkim edilmesi, bütün yurttaşların bedava sağlık hizmetine erişimi sağlanmalıdır.”

Ortak mücadele çağrısı

Açıklamada görüşlerine yer verilen TÜRMOB Başkanı Emre Kartaloğlu, temel önceliğin Kovid-19 salgınını en az hasarla atlatmak ve bu sıkıntılı durumdan kurtulmak olduğunu bildirdi. Salgından kurtulmak için alınan önlemlerin doğal olarak ekonomide çarkların yavaşlamasını ya da durmasını beraberinde getirdiğini belirten Kartaloğlu, salgın uzun vadeli varlığını korusa ya da yakın gelecekte kontrol altına alınsa bile ekonomide bir tahribat yarattığını ifade etti.

Kartaloğlu, alınan tedbirler ve tüketici psikolojisi nedeniyle birçok alanda üretim düşerken tüketicilerin harcamalarının ciddi oranda azaldığına dikkati çekerek, giyim, ayakkabı, ev eşyaları ve paket tatil harcamalarının tamamen durma noktasına geldiğini belirtti.

Emre Kartaloğlu, şunları kaydetti:

“Tüketiciler ve işletmeler arasında doğrudan temas içeren harcamalar, kuaförlük, turizm acenteliği, restoranlar, oteller ve eğlence hizmetlerinde keskin düşüşler meydana geldi. Bazı sektörlerde çarklar tamamen durdu, bazılarında yavaşladı. Bütün ülkeler Kovid-19 salgınına karşı bir yandan sağlık alanında büyük uğraşılar verirken, diğer yandan da olumsuz etkilenen ekonomilerini desteklemek için tedbirler almaktadır. Bu krizde elbette öncelik insan hayatı ve onu kurtaracak sağlık kapasitesinin güçlendirilmesi olmalıdır ancak bu nedenle zincirleme olarak baş gösteren ekonomik çöküşü önlemek için bir strateji ve program dahilinde kısa vadede ekonomiye yapılacak desteklerde kararlı bir duruş gösterilmelidir. Bu aşamada ekonomik iyileşmeye öncelikle talebi güçlendirmekle başlanmalı, işsizler ve yoksullar asgari geçinebilecekleri bir gelir desteğine kavuşturulmalıdır. Beraberinde yiyecek, içecek gibi temel ihtiyaç maddelerinde üretim, dağıtım ve satış süreçlerini içeren tedarik zinciri işler halde tutulmalıdır. Böyle bir sağlık krizi ile ülkelerin tek başlarına mücadele etmeleri mümkün değildir. Mücadelenin mutlaka birlikte ve iş birliği içinde yapılması gerekmektedir.”

AA

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Otomobil devleri üretime başladı mı?

HIZLI YORUM YAP