“Sanayi depreme hazır deÄŸil, üç maymunu oynama dönemi bitti”

0

BEÄžENDÄ°M

ABONE OL

News

0

Ä°stanbul Sanayi Odası (Ä°SO) BaÅŸkanı Erdal Bahçıvan, depreme hiç kimsenin hazır olmadığını, sanayinin de bunlardan bir tanesi olduÄŸunu belirterek, “Depremle ilgili öz eleÅŸtirimizi yapmak, yapabileceklerimizi öne çıkarmak adına Ä°SO olarak, sorumluluÄŸu güçlü bir ÅŸekilde almaya kararlıyız. Ä°stanbul’daki tüm sanayi firmalarının hakikaten samimi ve saÄŸlıklı bir check-up’ının yapılması gerek. Bu check-up neticesinde uygun olmayan firmaların da çok hızlı bir ÅŸekilde dönüÅŸümlerinin yapılması lazım. Her sektörün kendi öz eleÅŸtirisini en saÄŸlıklı ÅŸekilde yapması gerek. Bu konuda artık üç maymunu oynama dönemimiz bitti.” dedi. 

Bahçıvan, Ä°stanbul sanayisinin dönüÅŸümü konusunda bir metodoloji belirleyeceklerini de bildirdi.

Ä°SO’nun geleneksel Anadolu illeri ziyaretleri kapsamında Ä°stanbullu sanayiciler, bölge iÅŸ insanları ile tanışmak, Türkiye ekonomisinin geleceÄŸi için yapılabilecek iÅŸ birliklerini istiÅŸare etmek ve Barış Pınarı Harekatı’na destek olmak üzere Åžanlıurfa ve Gaziantep’i ziyaret etti. Åžanlıurfa ziyareti kapsamında gazetecilerle bir araya gelen Ä°SO BaÅŸkanı Bahçıvan, gündeme iliÅŸkin deÄŸerlendirmelerde bulundu. 

Barış Pınarı Harekatı’nda gelinen süreci deÄŸerlendiren Bahçıvan, ÅŸu an için siyasi anlamda daha pozitif bir süreç içine girildiÄŸini, ABD tarafından yaptırımların kaldırılmasının ekonomi için önemli bir geliÅŸme olduÄŸunu söyledi.

Vatan güvenliÄŸi söz konusu olduÄŸunda, iÅŸ insanları olarak devlete ve orduya her türlü desteÄŸi vereceklerini aktaran Bahçıvan, ABD ile bir mutabakata varılmasının mutlaka ekonomiye olumlu yansımaları olacağını, moral açısından da, finans piyasaları açısından da bu sonuçların görüleceÄŸini kaydetti.

Türkiye’nin büyüme hedefleri ve Yeni Ekonomi Programı’na deÄŸinen Bahçıvan, Ä°SO’nun açıkladığı Türkiye Ä°malat Satınalma Yöneticileri Endeksi’nin (PMI) kendileri için en önemli referans olduÄŸunu vurguladı. PMI’in 18 ay sonra ilk defa eylülde 50 rakamını yakaladığını hatırlatan Bahçıvan, ÅŸöyle devam etti:

“50 demek, olumlu seviyenin tabanı demek. Yani, çok iyi demek deÄŸil ama olumluluÄŸun tabanı… Bir kere, bu rakamın eylül ayında 18 ay sonra 50 çıkmış olması önemli. PMI’ın bize vermiÅŸ olduÄŸu rakamı önemsiyorum. EÄŸer ekim ayında bu yaÅŸadığımız son 10 günkü geliÅŸmeler olmasaydı 50’nin biraz daha yukarı çıkacağını size söyleyebilirdim ama tabii ÅŸimdi bu 10-15 günlük duraksama tekrar belki bir basamak aÅŸağı çekebilir. Otomotiv, son ayların en iyi satışını yaptı. Konutta ciddi bir artış var. Perakende sektörü tekrar ciddi ÅŸekilde hızlanıyor. Faizlerin düÅŸmesi bunların en önemli nedeni… Faizlerde yakalanan seviye, insanların tekrar gecikmiÅŸ olan tüketimlerini harekete geçirme noktasında moral veriyor. Bu yolun daha çok başı… Türkiye’nin geçmiÅŸ olan kayıpları toparlaması için daha zamana ihtiyacı var ama son bir yıldır yaÅŸadıklarımız içerisinde bugüne baktığımız zaman bardağın dolu tarafında en azından iÅŸaretleri, tünelin ucundaki ilk ışıkları görmeye eylül ayında baÅŸladık.”

“Ekonomide önümüzdeki aylar daha olumlu geçecek”

Erdal Bahçıvan, gelinen süreçte, ekonomide önümüzdeki ayların daha olumlu geçeceÄŸini, o umut ışığının gözüktüÄŸünü ifade ederek, risklerin de konuÅŸulması gerektiÄŸini, dünyadaki geliÅŸmelerin çok hoÅŸ gitmediÄŸini, ülkelerin satın alma güçlerinin ve satın alma trendlerinin düÅŸtüÄŸünü söyledi.

Bahçıvan, “Dünyada pazar imkanları, pazar koÅŸullarının maalesef önümüzdeki süreçte giderek daralmaya baÅŸlayacağının iÅŸaretlerini görüyoruz. Küçülme oranlarındaki sürekli yenilemelere baktığımız zaman giderek daha negatifleÅŸen, daha kötümserleÅŸen bir tablo var. Ä°ç pazar bu sefer sanki bizim için biraz daha önümüzdeki ayların kurtarıcısı olacak ama ihracatta biraz zorlanacağız gibi… Bunun iÅŸaretleri geldi.” ifadelerini kullandı. 

Ülkelerin korumacılık önlemlerini hatırlatan Bahçıvan, dünyayı bekleyen en büyük belirsizlik ve tehdidin de bu olduÄŸunu vurguladı. 

“Åžu an talep noktasında çok güçlü bir enflasyon riskimiz yok”

Ä°SO BaÅŸkanı Bahçıvan, enflasyon ve kur konusuna deÄŸinirken, ÅŸu görüÅŸleri dile getirdi:

“Enflasyonu besleyecek en önemli risk, kur… Bizim ÅŸu anda, kabul edelim ki, talep noktasında çok güçlü bir enflasyon riskimiz yok. Türkiye’nin maliyet enflasyonu sorunu zaten son 2 yılın en büyük problemiydi. O da kurdan kaynaklandı. Tahmin yapmayı sevmem, tahmin yapmak da istemem ama kurla ilgili düÅŸüncem, geçtiÄŸimiz 10 günde kur 5,80-5,90 bandını eÄŸer geçmediyse kurda özellikle yaÅŸadığımız o büyük sıçramayı, zıplamayı artık beklemiyorum. Kur tarafından enflasyonu bozacak, enflasyonu zorlayacak bir sebep kısa vadede gelmeyecek diye düÅŸünüyorum.

Cari açık… Åžu anda gözüken, o ki önümüzdeki orta vadede, Türkiye’nin başına bela olmayacak bir noktada. Yani cari açık sorununu biz belli bir dönem kolay kolay yaÅŸamayacağız. Toplumun muazzam bir döviz tasarrufu var. Yani 200 milyar dolara yaklaÅŸan bir döviz mevduatı var. Bu önemli bir sigorta… Bu kadar yüksek bir döviz mevduatı, piyasaların ÅŸu anda belki kilitlenmesi için bir neden ama öbür taraftan da kurun dengelenmesi açısından bir sigorta.”

“Türkiye, dünya finans piyasalarından para çekmekte zorlanmayacak”

Erdal Bahçıvan, Türkiye’nin yabancı yatırımcı için avantajlarına deÄŸinirken, bu koÅŸulların devam etmesi halinde Türkiye’nin dünya finans piyasalarından para çekmekte zorlanmayacağını söyledi.

Yabancı sermayenin Türkiye’ye giriÅŸi noktasında önemli ve sevindirici geliÅŸmeler yaÅŸandığına iÅŸaret eden Bahçıvan, ÅŸunları kaydetti: 

“Volkswagen, çok çok önemli bir yatırım ama bunun dışında da farklı sektörlerde, özellikle de sanayide, imalat sektöründe ÅŸu anda ilginin, yüksek demeyeyim ama orta-yüksek olduÄŸunu söyleyebilirim. Åžu anda masada bitmek üzere olan sadece benim bildiÄŸim 3-5 tane ciddi diyebileceÄŸimiz boyutta iÅŸlem var. Yani Türkiye’nin her ÅŸeye raÄŸmen bir yabancı sermayeye fırsat verdiÄŸini, yabancı sermaye açısından tercih edilen bir ülke olduÄŸunu görmek açısından önemli. Borsaya belki ciddi anlamda bir ÅŸey gelmiyor ama stratejik yatırımlar noktasında önümüzdeki günlerde duyduÄŸumuzda etkileneceÄŸimiz rakamlar olacak. Özellikle Avrupa dışında, mesela Japonya’dan enteresan bir ilgi var. Yanı sıra Hindistan’dan enteresan, stratejik ilgiler var.”

Volkswagen yatırımı konusunda da Türkiye’nin çok doÄŸru bir yer olduÄŸunu vurgulayan Bahçıvan, sektör profesyonellerinin de bu ÅŸekilde düÅŸündüÄŸünü ifade etti. 

Bahçıvan, “Volkswagen kesinleÅŸirse ben tekrar Avrupa’dan da, onu referans alacak olan yatırımcıların da Türkiye’ye döneceÄŸini bekliyorum. Döviz, enflasyon, faiz denkleminde, önümüzdeki süreçte, geçtiÄŸimiz 1,5- 2 seneden daha olumlu bir 1,5-2 sene olacağını tahmin ediyorum.” dedi.

“Büyümeyi rakam olarak deÄŸil, nitelik olarak konuÅŸmalıyız”

Ä°SO BaÅŸkanı Bahçıvan, Türkiye’nin büyüme rakamları ve hedefleri konusunda deÄŸerlendirmelerde bulunurken, büyümenin rakam olarak deÄŸil, nitelik olarak konuÅŸulması gerektiÄŸini söyledi. 

Bahçıvan, “Ä°nÅŸaattan beslenen bir yüzde 6-7’lik büyüme yerine kaliteli, nitelikli bir imalat sanayisinden beslenen yüzde 2- 2,5’luk büyümeyi tercih ederim. Sanayici olduÄŸumdan deÄŸil, ülkenin istikrarı ve huzuru için tercih ederim. Artık çok büyük, devasa büyüme rakamları yerine, bizi belli bir vadeden sonra farklı dar boÄŸazlara ve farklı açmazlara sokmayacak nitelikli bir orta boy büyüme, Türkiye için daha tercih edilebilir bir ekonomik model olarak öne çıkmalı. Büyümeyi nereden oluÅŸturacağımız noktasında vereceÄŸimiz kararlar, büyüme rakamından çok daha önemli.” ÅŸeklinde konuÅŸtu. 

Merkez Bankası’nın önümüzdeki toplantısından çıkacak kararına iliÅŸkin deÄŸerlendirmesi sorulan Bahçıvan, “Merkez Bankası kararlarına hiç girmeyi uygun bulmuyorum ama baÅŸlamış olduÄŸu sürece biraz daha devam edecek gibi görünüyor. Oran vermek istemiyorum ama yine bir adım atacaktır. Bu adım, bir adım mı, 2 adım mı, 3 adım mı olur, bilemem ama adım atacaktır gibi geliyor.” dedi.

“Bankacılarımızın çok rahat birtakım sektörlere kredi verdiÄŸi gerçeÄŸini herkesin kabullenmesi gerek”

Erdal Bahçıvan, Türkiye’deki bankacılık sistemine iliÅŸkin soru üzerine, ÅŸunları kaydetti: 

“Ä°malat sanayinde takipte olan krediler var ama en azından yüzdürülme kapasitesi var. Burada maalesef bankacılarımızın çok rahat birtakım sektörlere kredi verdiÄŸi gerçeÄŸini herkesin kabullenmesi gerekiyor. GeleceÄŸe dair eÄŸer birtakım yeni modeller çıkartmak istiyorsak geçmiÅŸteki yanlışlardan, hatalardan ders almamız gerekiyor. Türkiye’nin alması gereken en büyük ders; ‘Bu kredileri verirken biz nerede hata yaptık?’, ‘Bu kredileri nasıl bu kadar rahat dağıttık?’, ‘Bu kredilerin baÅŸarı primleri birilerini çok mu cezbetti?’, ‘O baÅŸarı primleri, baÅŸarı ödülleri bazı ana gerçeklerden bizi daha mı uzaklaÅŸtırdı?’

Åžimdi KGF’de de aynı ÅŸeyler yapılıyor. Sen KGF’yi bir teminat olarak görüp o teminat noktasında verdiÄŸin kredinin kalitesini ölçmeden veriyorsan bu maalesef samimiyetsizliÄŸe girer. Yani orada bankalar, KGF teminatını almak kadar o KGF teminatını getiren kredi talebinin de nasıl bir kaliteye döneceÄŸinin hesabını yapmalılardı. Türkiye’deki bankacılık sisteminin kredi verme becerisini ve refleksini gözden geçirmesi herhalde gerekecek.”

“Sanayinin, bankadan finansman saÄŸlama olayı yerine yeni alternatifleri ortaya koyması gerek”

Ä°SO BaÅŸkanı Bahçıvan, Türkiye’de sadece bankaya dayalı finansman saÄŸlama koÅŸullarının sona ermesi gerektiÄŸini, sadece bankaya dayalı finansman saÄŸlamakla gidilebilecek olan yolun bu kadar olduÄŸunu söyledi.

Sanayinin, bankadan finansman saÄŸlama olayı yerine yeni alternatifleri mutlaka ortaya koyması gerektiÄŸini vurgulayan Bahçıvan, sözlerini ÅŸöyle sürdürdü: 

“Birincisi, sermaye piyasalarının güçlenmesi, mümkün olduÄŸu kadar reel sektörün kendisini, sermaye piyasalarından destekleyecek, sermayeyi, öz sermayeyi güçlendirecek kaynaklar bulabilmesi gerek. Ä°kincisi, uzun vadeli kalkınma bankası… Özellikle yeni yatırımlar konusunda kalkınma bankası tipli, uzun vadeli kredi verebilecek olan sanayiye bir mekanizmanın oluÅŸması gerek. Mevcut piyasa koÅŸullarındaki bir banka iliÅŸkisiyle artık bu iÅŸin gelebileceÄŸi yer bu kadar… Yani bundan daha ötesini taşımak sanayi açısından hakikaten mümkün deÄŸil. Burada yüzde 50-55’lik faiz oranlarıyla bu iÅŸi döndürme noktasında artık yolu sonuna gelindi.”

Bahçıvan, kredi maliyetlerinde gelinen noktanın geçen yıla göre oldukça düzelmesine karşın yeterli olmadığını, orada daha gidilecek yolun bulunduÄŸunu söyledi.  

“Depremle ilgili sorumluluÄŸu güçlü bir ÅŸekilde almaya kararlıyız”

Erdal Bahçıvan, Ä°stanbul’un bir deprem tehdidi altında olduÄŸunu herkesin kabullenmesi gerektiÄŸine dikkati çekerek, ÅŸunları kaydetti:

“Bugün Türkiye’yi bekleyen herhalde en büyük risk, Allah korusun, Ä°stanbul’da olacak güçlü bir deprem… EÄŸer o düÅŸünülen ve endiÅŸelenilen boyutta bir depremle karşı karşıya kalırsak bu ülkenin 3-5 senesini deÄŸil, çok senesini ciddi anlamda riske atar. Bu konuda hiçbirimiz hazır deÄŸiliz. Bireyler olarak hepimizin bu konuda eksiÄŸinin çok fazla olduÄŸunu düÅŸünüyorum. Sanayi de bunlardan bir tanesi. Depremle ilgili öz eleÅŸtirimizi yapmak, yapabileceklerimizi öne çıkarmak adına Ä°SO olarak, sorumluluÄŸu güçlü bir ÅŸekilde almaya kararlıyız. Yönetim kurulunda bu konuyu biz ciddi anlamda tartışıyoruz.

Ä°stanbul’daki tüm sanayi firmalarının hakikaten samimi ve saÄŸlıklı bir check-up’ının yapılması gerek. Bu check-up neticesinde, uygun olmayan firmaların da çok hızlı bir ÅŸekilde dönüÅŸümlerinin yapılması lazım. Kabul edelim ki, sanayi tesislerimizin Ä°stanbul içerisinde önemli bir bölümü eski binalar ve çok katlı binalar… Her sektörün kendi öz eleÅŸtirisini en saÄŸlıklı ÅŸekilde yapması gerek. Bu konuda artık üç maymunu oynama dönemimiz bence bitti.”

“Bu iÅŸ hakikaten ülke için, evlatlarımız için bizi bekleyen en büyük risk”

Ä°SO BaÅŸkanı Bahçıvan, olası bir depremde, sanayicilerin bulunduÄŸu binalar konusunda Ä°stanbul’da bir tehdidin olduÄŸunu, bunun artık açık açık konuÅŸulması gerektiÄŸini söyledi.

Bahçıvan, devamla ÅŸunları kaydetti:

“Yani bunu çekinmeden de söylüyorum; bakın, tehdidimiz var Ä°stanbul’da… Yani bunu söylemezsem ben vebal altına girerim. Ä°stanbul, sanayi ÅŸehri… ‘Ä°stanbul’un sanayi ÅŸehri olması önemli’ derken böylesi önemli bir riski de ortaya koymak durumundayız ve bütün sanayicilerimizle de bunu açık açık konuÅŸacağız. 5,8 hepimizi tekrar uyandırdı. Yani hepimizin uyanık kalması lazım. Bu iÅŸ hakikaten ülke için, evlatlarımız için bizi bekleyen en büyük risk. Yani hepimizin bu konuyu sürekli gündemimizde tutmamız gerekiyor. Ä°ÅŸte bir anda geldi, salladı. Yani bu duruyor duruyor vuruyor ki bugün yüzde 99’da da mutabakat var; büyük bir deprem geliyor. 20 sene sonra gelsin, 15 sene sonra gelsin ama yani bu gelmeyecek rahatlığında, umursamazlığında olma lüksümüz yok.

Ä°stanbul sanayisinin dönüÅŸümü konusunda bir metodoloji belirleyeceÄŸiz. Burada herkesin, masadaki ortakların bir ÅŸekilde el ele verip çözüm bulması gerek. Sanayici olarak bu sorumluluÄŸu kendi adımıza gündemimizde tutacağız. Bunu hasıraltı etmeme noktasında kendi adıma son derece kararlıyım çünkü bunu bir vebal olarak görüyorum.”

“Ä°stanbul’u artık cezbetme noktasından çıkartmamız gerekiyor”

Erdal Bahçıvan, Ä°stanbul’un marka deÄŸerinin artırılması, bir ÅŸehri “marka ÅŸehir” hale getirmek için o ÅŸehrin pahalı olması gerektiÄŸini söyledi. 

Ä°stanbullu sanayicinin Anadolu’daki kentlere yatırım yapması için verilen teÅŸviklere deÄŸinen Bahçıvan, taşınma teÅŸvikinin bu anlamda yatırımları ivmelendireceÄŸini vurguladı. 

Bahçıvan, “Ä°stanbul’u bizim artık cezbetme noktasından çıkartmamız gerekiyor. Çok yüklendik Ä°stanbul’a… Deprem de belki bunun en önemli uyarıcısı…” diye konuÅŸtu.

AA