05 Kasım 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.
Atatürk, 1881’de Selanik’te dünyaya geldi. Annesi Zübeyde Hanım’ın arzusu doÄŸrultusunda ilköğrenimine Hafız Mehmet Efendi’nin mahalle mektebinde baÅŸlayan Mustafa Kemal, daha sonra babası Ali Rıza Efendi’nin isteÄŸi üzerine geçtiÄŸi Åžemsi Efendi Mektebinde ilkokulu tamamladı.
Ortaokul eÄŸitimi için gittiÄŸi Selanik Mülkiye Rüştiyesinden kendi isteÄŸiyle ayrılan Mustafa Kemal, öğrenimini Selanik Askeri Rüştiyesinde sürdürdü, ardından Manastır Askeri Ä°dadisi’nden ikincilikle mezun oldu. Askeri öğreniminin yanında yabancı dil eÄŸitimi de devam eden Atatürk, yazları izinli döndüğü Selanik’te Fransızca dersleri aldı.
Daha sonra Ä°stanbul’a gelerek 1899’da girdiÄŸi Harp Okulu’nu 1902’de teÄŸmen rütbesiyle tamamlayan Atatürk, Harp Akademisi’nden de 1905’te kurmay yüzbaşı rütbesiyle mezun oldu.
Mustafa Kemal, kurmaylık stajı için 1905’te Åžam’da 5. Ordu emrine atandı, Suriye bölgesindeki üstün hizmetleri dolayısıyla BeÅŸinci Rütbe’den Mecidi NiÅŸanı verildi. Merkezi Makedonya’nın Manastır ÅŸehrindeki 3. Ordu Karargahı’na 1907’de atanan Mustafa Kemal, Selanik’teki kurmay ÅŸubede görevlendirildi.
Mustafa Kemal, Manastır ve Selanik’te görevliyken 1909’da Ä°stanbul’daki 31 Mart Vakasını bastıran Hareket Ordusu’nda görev yaptı. Arnavutluk’taki isyanı bastırmak için 1910’da düzenlenen harekatta da görevlendirilen Mustafa Kemal, Ä°talya’nın 1911’de Trablusgarp’a asker çıkarması üzerine Tobruk’a gönderildi, Tobruk ve Derne’de Türk kuvvetlerini baÅŸarıyla yönetti ve Ä°talyanlara karşı Tobruk Savaşı’nı kazandı.
Derne Komutanlığına 6 Mart 1912’de atanan Mustafa Kemal, Ekim 1912’de Balkan Savaşı baÅŸlayınca Gelibolu ve Bolayır’daki birliklerle savaÅŸa katıldı ve Dimetoka ile Edirne’nin geri alınışında etkili oldu.
Mustafa Kemal, 1913’te Balkan Harbi’nden sonra Sofya ataÅŸemiliterliÄŸine atandı. AtaÅŸemiliter olarak görev yaptığı sırada Birinci Dünya Savaşı’nın baÅŸlaması üzerine Mustafa Kemal, BaÅŸkomutanlık Vekaleti’ne müracaat ederek cephede görev almak istedi.
Kendisine “Sizin için orduda her zaman bir görev vardır. Ancak Sofya AtaÅŸemiliterliÄŸini daha önemli gördüğümüzden sizi orada bırakıyoruz.” cevabının verilmesi üzerine Büyük Önder, BaÅŸkomutan Vekili Enver PaÅŸa’ya ÅŸu mektubu yazdı:
“Vatanın müdafaasına ait faal vazifelerden daha mühim ve yüce bir vazife olamaz. ArkadaÅŸlarım muharebe cephelerinde, ateÅŸ hatlarında bulunurken ben, Sofya’da ataÅŸemiliterlik yapamam. EÄŸer birinci sınıf subay olmak liyakatinden mahrumsam, kanaatiniz bu ise lütfen açık söyleyiniz.”
Bunun üzerine Mustafa Kemal, 1915’te Esat PaÅŸa komutasındaki 3. Kolordu’ya baÄŸlı TekirdaÄŸ’da oluÅŸturulacak 19’uncu Tümen Komutanlığına atandı.
Gelibolu Yarımadası’na asker çıkaran ve Conkbayırı’na ilerleyen düşman kuvvetleri, Atatürk’ün komutasındaki 19’uncu Tümen kuvvetlerinin taarruzuyla geri çekildi. Mustafa Kemal PaÅŸa, cephanesi biten Türk askerine “Cephaneniz yoksa süngünüz” var diyerek, moral ve güven verdi.
Mustafa Kemal, Conkbayırı taarruzu sırasında göğsüne isabet eden ÅŸarapnel parçasının cebindeki saati parçalayarak dönmesi sonucu mutlak ölümden kurtuldu. Mustafa Kemal PaÅŸa, sadece Gelibolu Yarımadası Kuzey Bölgesi Muharebelerinin deÄŸil, aynı zamanda Çanakkale BoÄŸazı’nın, Çanakkale Cephesi’nin, Ä°stanbul’un da kaderini tayin etti ve böylece Çanakkale SavaÅŸları’nda Mustafa Kemal PaÅŸa “Anafartalar Kahramanı” olarak ün kazandı.
Çanakkale’den sonra DoÄŸu Cephesi’nde 16’ncı Kolordu Komutanlığına atanan Mustafa Kemal, 1916’da Rus saldırılarını durdurarak Bitlis ve MuÅŸ’u düşmandan geri aldı ve bu cephede generalliÄŸe terfi etti.
Filistin ve Suriye’de görevli 7’nci Ordu Komutanlığına 1917 Temmuz ayında atanan Mustafa Kemal PaÅŸa, bir süre sonra 2. Ordu Komutanlığına tayin olsa da, görevi kabul etmeyerek Genel Karargah emrinde Ä°stanbul’da kaldı. Aynı yıl Veliaht Vahdettin ile Almanya’ya giderek Alman Genel Karargahı ve Alman savaÅŸ cephelerinde incelemelerde bulundu.
Suriye cephesinde 1918’de yeniden görevlendirilen Mustafa Kemal, 7’nci Ordu Komutanı olarak görev yaptı ve bu sırada Ä°ngilizlerin asıl amaçlarının Ä°skenderun’u iÅŸgal edip, kuzeye çekilmekte olan 7. Ordu’yu abluka altına almak olduÄŸunu Ä°stanbul’a bildirdi.
Ä°ngilizlerin Ä°skenderun’u dirençle karşılaÅŸmadan 9 Kasım 1918’de teslim alması üzerine Mustafa Kemal PaÅŸa, hükumet merkezi ile yaptığı telgraf görüşmelerinde, Ä°ngilizlere verilen tavizleri tenkit etti. “Böyle giderse memleketin binbir türlü entrika ve istilaya maruz kalacağını” izah etmeye çalışan Mustafa Kemal PaÅŸa’ya, Yıldırım Orduları Grup Kumandanlığı ve 7. Ordu’nun laÄŸvedildiÄŸi bildirildi.
PaÅŸa, bu acziyetin tamamen ortadan kaldırılmasını istiyordu ve emrindeki birliklerin komutasını 2. Ordu Komutanı Nihat PaÅŸa’ya bırakarak aynı gün akÅŸamı Adana’dan trenle Ä°stanbul’a hareket etti.
Ä°stanbul’da, 13 Kasım 1918’den 16 Mayıs 1919’a kadar kalarak memleketin genel durumunu yakın arkadaÅŸlarıyla kritik eden Mustafa Kemal PaÅŸa, ülkesinin kaderini deÄŸiÅŸtirecek Samsun yolculuÄŸuna çıktı ve Ä°stiklal Mücadelesi’ni baÅŸlattı. Ãœlkeyi düşman iÅŸgalinden kurtarmak amacını gizli tutarak, Ordu MüfettiÅŸliÄŸi görevi ile Ä°stanbul’dan ayrıldı.
Karadeniz yoluyla 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkan Mustafa Kemal, 22 Haziran 1919’da Amasya Genelgesi’ni yayımladı. Türk milletine, “Vatanın bütünlüğünün ve milletin bağımsızlığının tehlikede olduÄŸunu, azim ve kararlılıkla vatanın kurtarılması için Sivas’ta bir kongre toplanacağını” bildirdi.
Ayrıca Osmanlı Hükümetinin verdiÄŸi görevden ve askerlikten istifa ederek, 23 Temmuz 1919’da Erzurum’da, 4 Eylül 1919’da Sivas’ta toplanan kongrelerin baÅŸkanlığını yaptı.
Bu kongrelerde alınan, “Düşman iÅŸgaline karşı milletin vatanı savunacağı, bu amaçla geçici bir hükümetin kurulacağı ve bir milli meclisin toplanacağı, manda ve himayenin kabul edilmeyeceÄŸi” kararlarıyla Büyük Millet Meclisi’nin de temelleri atıldı.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), Atatürk’ün öncülüğünde 23 Nisan 1920’de Ankara’da tarihi görevine baÅŸladı, Mustafa Kemal Atatürk, Meclis ve Hükümet BaÅŸkanı seçildi.
TBMM açılmadan 17 gün önce, 6 Nisan 1920’de, Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatıyla Anadolu Ajansı (AA) kuruldu. “Milli Mücadele’nin sesini dünyaya duyurmak” amacıyla kurulan AA, TBMM’nin çıkardığı ilk yasaları duyurdu, Milli Mücadele’nin ve KurtuluÅŸ Savaşı’nın her aÅŸamasına tanıklık etti.
TBMM açılarak milli bir hükümet kurulmasına raÄŸmen Osmanlı Hükümeti ile Ä°tilaf Devletleri arasında 10 AÄŸustos 1920’de Sevr AntlaÅŸması imzalandı.
Atatürk, United Telegraph gazetesi muhabirine yaptığı açıklamada, Sevr AntlaÅŸması’nı tanımadıklarını vurgulayarak, “Siyasi, adli, iktisadi ve mali bağımsızlığımızı imhaya ve neticede yaÅŸama hakkımızı inkara ve kaldırmaya yöneltilmiÅŸ Sevr AntlaÅŸması bizce mevcut deÄŸildir.” dedi. TBMM tarafından Osmanlı Hükümeti ile Ä°tilaf Devletleri arasında imzalanan Sevr AntlaÅŸması’nın kabul edilmediÄŸi dünyaya duyuruldu.
Ä°tilaf Devletleri’nin yardımıyla Ä°zmir’i iÅŸgal eden Yunan kuvvetlerinin ilerlemesi, 1921’de Birinci ve Ä°kinci Ä°nönü savaÅŸlarıyla durduruldu.
Yunan ordusunun 23 AÄŸustos 1921’de yeniden taarruz etmesiyle Sakarya Meydan Muharebesi baÅŸladı. Atatürk, birliklere, “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz.” diyerek tarihe geçen emrini verdi.
BaÅŸkomutan Mustafa Kemal PaÅŸa’nın yönettiÄŸi Türk ordusu, Yunan ordusunu bozguna uÄŸrattı, Sakarya Meydan Muharebesi’ni zaferle sonuçlandırdı. 22 gün süren savaÅŸta Yunan ordusu ağır kayıplara uÄŸratıldı. Bu zafer dolayısıyla Mustafa Kemal Atatürk’e TBMM tarafından “MareÅŸal” rütbesi ve “Gazi” unvanı verildi.
Sakarya Zaferi’nin ardından 13 Ekim 1921’de Kafkas Cumhuriyetleri ile Kars AntlaÅŸması, 20 Ekim 1921’de Fransızlarla Hatay haricinde bugünkü Türkiye sınırının çizildiÄŸi Ankara AntlaÅŸması imzalandı.
Atatürk’ün komutanlığında Türk ordusu, vatanı düşman iÅŸgalinden kurtarmak için 26 AÄŸustos 1922’de karşı saldırıya geçerek Büyük Taarruz’u baÅŸlattı.
Mustafa Kemal PaÅŸa’nın yönettiÄŸi 30 AÄŸustos 1922’deki Dumlupınar (BaÅŸkomutan) Meydan Muharebesi’nde Türk ordusu, Yunan ordusunun bozguna uÄŸrattı. Kaçan düşman kuvvetlerini izleyen Türk ordusu, 9 Eylül 1922’de Ä°zmir’e girdi.
Anadolu’yu düşman istilasından kurtaran büyük askeri zaferlerin ardından 11 Ekim 1922’de Mudanya AteÅŸkes AntlaÅŸması imzalandı ve Ä°tilaf Devletleri, iÅŸgal ettikleri Türk topraklarından çekildi.
Kurtuluş Savaşı, ülkenin kaderinin değiştiği, Türk milletinin dünyaya meydan okuduğu, kahramanlık destanlarının yazıldığı savaş olarak tarihe geçti.
Ä°smet Ä°nönü baÅŸkanlığındaki Türkiye heyeti ile Ä°ngiltere, Fransa, Ä°talya, Japonya, Yunanistan, Romanya ve Yugoslavya arasında 24 Temmuz 1923’te Lozan AntlaÅŸması imzalandı.
Büyük Önder, Lozan AntlaÅŸması’na iliÅŸkin, “Bu antlaÅŸma, Türk milleti aleyhine, asırlardan beri hazırlanmış ve Sevr AntlaÅŸması’yla tamamlandığı zannedilmiÅŸ büyük bir suikastın yıkılışını ifade eder bir vesikadır.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.
Atatürk, Fransa’da ihtilal ile kurulan cumhuriyeti, demokrasiyi ve yönetim ÅŸeklini inceledi ancak bunun aynısının Türkiye’de uygulanamayacağını öngördü.
Ülkenin siyasal, sosyolojik ve ekonomik yapısını çok iyi bildiğinden, demokrasinin sadece Cumhuriyet ile toplumun tüm kesimlerince içselleştireceğini biliyordu.
Atatürk’ün yakın arkadaÅŸlarından, usta gazeteci ve yazar Falih Rıfkı Atay, “Çankaya” adlı eserinde, Cumhuriyet’e giden süreci ve Mustafa Kemal’in görüşlerini ana hatlarıyla ÅŸu cümlelerle kaleme aldı:
“Rejimdeki olaÄŸanüstü olmayan durumların çözümlenmesi zorunluluÄŸu ortaya çıktı. Çünkü Türkiye’nin devlet ÅŸekli henüz belirlenmemiÅŸti. Kanun-i Esasi’de yeni hükümet ÅŸeklini açıkça belirlemek gerekiyordu. Çünkü padiÅŸahlık ve hilafet taraftarları hala vardı.”
Atatürk, Cumhuriyet ilan edilene kadar Cumhuriyet fikrini muhalefet olur düşüncesiyle gizli tuttu ama yeni yönetim ÅŸeklinin çabuk kabul edilmesi için çalışmalar yürüttüğünü Nutuk’ta “Devlet yönetimini, Cumhuriyet’ten söz etmeksizin, ulusal egemenlik ilkeleri çerçevesinde, her an Cumhuriyet’e doÄŸru yürüyen ÅŸekilde toparlamaya çalışıyorduk.” sözleriyle kaleme aldı.
TBMM tarafından 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilan edildi ve Mustafa Kemal Atatürk de CumhurbaÅŸkanı seçildi. 1938’de vefatına dek arka arkaya 4 kez CumhurbaÅŸkanı seçilen Atatürk, bu görevi en uzun süre yürüten CumhurbaÅŸkanı oldu.
CumhurbaÅŸkanı Mustafa Kemal Atatürk’e yönelik 14 Haziran 1926’da suikast giriÅŸimi engellendi, elebaÅŸları Ä°zmir’de tutuklandı. Büyük Önder, suikast giriÅŸimine iliÅŸkin Anadolu Ajansına yaptığı açıklamada, “Alçak giriÅŸimin benim ÅŸahsımdan ziyade mukaddes Cumhuriyet’imize ve onun dayandığı yüksek ilkelerimize yönelmiÅŸ bulunduÄŸuna şüphe yoktur. Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.
Gazi Mustafa Kemal’e 24 Kasım 1934’te 2587 sayılı Kanunla “Atatürk” soyadı verildi ve bu soyadının baÅŸkaları tarafından kullanılması yasaklandı.
Mustafa Kemal Atatürk, 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı’nın etkilerini hafifletmek ve ülkenin kalkınmasını hızlandırmak amacıyla 1933’te BeÅŸ Yıllık Sanayi Planı’nı baÅŸlattı. Aynı dönemde dış politikada da önemli adımlar atıldı. Milletler Cemiyeti’ne girilmesi, Balkan Antantının imzalanması, Montrö BoÄŸazlar SözleÅŸmesi ve Sadabat Paktı baÅŸta olmak üzere bölgesel ve uluslararası adımlar, Türkiye’nin bölgesinde ve dünyada etkili bir aktör olarak öne çıkmasına katkıda bulundu.
Tarıma ve çiftçiye deÄŸer veren Atatürk, çiftliklerde 1925’ten baÅŸlayarak 13 yıl süre ile planlı ve ciddi bir ÅŸekilde çalışmalar yaptırdı, ürüne elveriÅŸli uygun olmayan topraklarda çiftlikler kurarak bu toprakları ziraate elveriÅŸli hale getirdi.
Atatürk, ulusal meseleden ziyade, “Benim ÅŸahsi meselemdir” dediÄŸi Hatay’ın anavatana katılması için yoÄŸun çaba sarf etti ve hedefi vefatının ardından 1939’da gerçekleÅŸti.
Mustafa Kemal Atatürk, 57 yıl süren yaşamında, milletinin ve vatanının bağımsızlığı için yılmadan çalıştı ve girdiği her mücadeleden zaferle çıktı.
Askeri ve siyasi dehasıyla saygınlığını koruyan devlet adamı Mustafa Kemal Atatürk, 10 Kasım 1938’de 57 yaşındayken Dolmabahçe Sarayı’nda saat 09.05’te hayata gözlerini yumdu.
Atatürk’ün vefatı yalnız Türkiye’de deÄŸil bütün dünyada büyük üzüntüyle karşılandı.
Atatürk’ün naaşı 16 Kasım’da Dolmabahçe Sarayı tören salonunda katafalka konuldu. 19 Kasım günü cenaze büyük bir kalabalık tarafından Yavuz Zırhlısı ile Ä°zmit’e oradan da aynı günün akÅŸamı tüm yurt gezilerinde kullandığı tren ile Ankara’ya uÄŸurlandı.
Ankara’da 20 Kasım’da devlet erkanı ve yabancı devlet adamları tarafından karşılanan cenaze, TBMM önünde katafalka konuldu. Büyük bir cenaze töreni ile 21 Kasım 1938’de Ankara Etnografya Müzesi’ndeki geçici kabrine konulan Atatürk’ün naaşı, ebedi istirahatgahı Anıtkabir’e taşındığı 10 Kasım 1953’e kadar burada kaldı.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi açılmadan 17 gün önce kurulan Anadolu Ajansı da arşivindeki Atatürk fotoğraflarıyla özel bir çalışmaya imza attı.
AA, dijital restorasyon teknikleriyle iyileÅŸtirmeler yapılan Atatürk fotoÄŸraflarıyla “100 FotoÄŸrafla Atatürk” baÅŸlıklı koleksiyon hazırladı.
AA
“Cumhuriyet’imizi yeni asrına hazırlamanın gayreti içindeyiz”
Trafik cezalarına büyük zam
Ankaralı Turgut’tan üzen haber
Türk iÅŸ insanı Miami’de tutuklandı
ABD başkanını seçiyor
2025 LGS tarihi belli oldu
“Hazır giyim, inÅŸaat, mobilya, makine ve otomotiv zorda”
Green Card başvurusu için son gün
Tıp fakültesi kadavra ithal edecek
TAT Gıda’nın sahibi Åžerafettin MemiÅŸ hayatını kaybetti
Kasım ayı kira zamları belli oldu
Trafik cezalarına büyük zam
Ankaralı Turgut’tan üzen haber
Türk iÅŸ insanı Miami’de tutuklandı
ABD başkanını seçiyor
2025 LGS tarihi belli oldu
“Hazır giyim, inÅŸaat, mobilya, makine ve otomotiv zorda”
Green Card başvurusu için son gün
Tıp fakültesi kadavra ithal edecek
TAT Gıda’nın sahibi Åžerafettin MemiÅŸ hayatını kaybetti
Kasım ayı kira zamları belli oldu