3 asansörden biri tehlikeli

0

BEÄžENDÄ°M

ABONE OL

News

0

AA muhabirine açıklamalarda bulunan Türkiye Makina Federasyonu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sefa Targıt, deprem sonrası, hasarsız veya kullanımına izin verilen az hasarlı binalarda bulunan asansörlerde uzman kontrolünün şart olduğunu söyledi.

Deprem durumunda asansörlerde en çok görülen hasarların kabin veya karşı ağırlığın raydan çıkması ve yapısal deformasyonlar olduÄŸunu aktaran Targıt, “Asansör kuyusu ve ray hattının zarar görmediÄŸinin tespitinden sonra asansörün çalışmasına dair noktalar kontrol edilir. Mevzuata göre deprem veya kaza geçirmiÅŸ asansörün asansör periyodik muayene yönetmeliÄŸine göre kontrolü yapılmalıdır. Kuyu, ray hattı, kabin ve karşı ağırlık askı sistemi gibi ana elemanların uygunluÄŸundan emin olmadan sürüş yapmak ve diÄŸer aksamı muayene etmek baÅŸka tehlikelere, düşmelere veya asansör aksamının zarar görmesine yol açacaktır.” ifadelerini kullandı.

Targıt, asansörlerde sismik durumlara uygun standartların olduğunu dile getirerek şu bilgileri paylaştı:

“EN 81-77-Sismik Durumlara Tabi Asansörler Standardı, deprem bölgelerinde yapılacak asansörlere, ana emniyet standardı olan EN 81-20 veya yeni yayınlanan TS ISO 8100-1 standardının gereklerine ek olarak yapılması gerekenleri, alınması gereken ek yapısal tedbirleri ortaya koyar. Buna göre, tasarım ivmesi 1’den küçük ise EN 81-20 veya TS ISO 8100-1 ÅŸartları yeterlidir ve bu yüzden hiçbir ek iÅŸlem gerekli deÄŸildir. Tasarım ivmesi 1 ile 2,5 arasında ise Sismik Asansör Kategorisi 1 kabul edilir ve standartta tanımlanan küçük düzeltici iÅŸlemler gereklidir. Tasarım ivmesi 2,5 ile 4 arasında ise Sismik Asansör Kategorisi 2 kabul edilir ve standartta tanımlanan orta düzeyde düzeltici iÅŸlemler gereklidir. Tasarım ivmesi 4’ten büyük ise Sismik Asansör Kategorisi 3 kabul edilir ve standartta tanımlanan önemli ölçüde düzeltici iÅŸlemler gereklidir.”

Söz konusu ek önlemlerin çok büyük masraflar veya yapısal değişiklikler getirmediğini vurgulayan Targıt, ancak depremde hayat kaybını önleme ve sakatlanmaların yaygınlığını azaltma, insanların asansörde mahsur kalmalarının önüne geçme, hasarı önleme, yağ sızıntısına bağlı çevresel sorunların önüne geçme ve hizmet dışı kalan asansörlerin sayısını azaltma yönlerinde büyük fayda yarattığını kaydetti.

Targıt, binanın deprem sensöründen deprem olduÄŸuna dair sinyal alınabildiÄŸi takdirde, asansörlerin mevcut iç ve dış tüm çaÄŸrıları sildiÄŸini ve yeni kayıt almadığını dile getirerek, “YavaÅŸ hızla en yakın kata gider ve bir uzman kontrol ve yeniden devreye alma iÅŸlemlerini yapana kadar kapıları açık olarak o konumda bekler. Standarda uygun bina ve asansörler bu ÅŸekilde davranmalıdır. Özetle komut vermek mümkün olmaz, oluyorsa ya binada deprem sensörü yoktur ya da asansör EN 81-77 çerçevesine uygun yapılmamış demektir.” ÅŸeklinde konuÅŸtu.

Asansör endüstrisi AB uyum sürecinden en fazla yararlanmış sektör

2021 yılı muayene sonuçlarına göre, Türkiye’de faal, 713 bin 502 asansör bulunduğunu bildiren Targıt, şöyle devam etti:

“Bu asansörlerin 119 bin 789 adedi yani yüzde 17’lik kısmı güvenlidir. Yaklaşık yüzde 50’sine denk gelen 354 bin 506 adedi düzeltilmesi gereken eksikler taşıyan ama kullanılabilir asansörlerdir. 239 bin 207 adet asansör yani her 3 asansörden biri ise kullanılmaması gerekecek kadar güvensizdir. Türkiye’deki asansörler ve asansör endüstrisi, 2000’lerin başında yaÅŸadığımız AB uyum sürecinden en fazla yararlanmış sektördür. DüzenlenmiÅŸ alanların en etkin uygulananı diyebileceÄŸimiz bu sahadır. Uygunsuz ürün cezalarından en yüksek payı alması, diÄŸer sektörlerden çok geride olmasından deÄŸil, çok açıkça ve net kriterlerle yüzde 100 piyasa denetiminin uygulanabildiÄŸi tek ürün grubu olmasındandır.”