06 Aralık 2025 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk
Bilindiği üzere 1914 yılında başlayan I. Dünya Savaşı, tüm dünyada önemli sonuçları beraberinde getirdi. Bu sonuçlar pek çok devleti ve toplumu etkilemiş, çöküş sürecini yaşayan Osmanlı Devleti de bu harpten son derece olumsuz bir şekilde etkilenmiştir. İmparatorluk siyasi coğrafyasında büyük can, mal ve toprak kaybı yaşanmıştır. Nitekim Çanakkale cephesi örneğinde olduğu gibi parlak zaferler de kazanmasına rağmen Osmanlı Devleti, 30 Ekim 1918 tarihinde İtilaf Devletleri ile Mondros Mütarekesi’ni imzalamak zorunda kalmıştır. Bu anlaşma, ihtiva ettiği ağır hükümler sebebiyle savaş halini sona erdiren bir ateşkes antlaşması olmaktan ziyade, Osmanlı Devleti için İtilaf Devletleri’ne yeni işgallere zemin hazırlayan bir idam fermanı niteliği taşımaktadır. Bilindiği üzere mütarekeyi müteakip Osmanlı Ordusu terhis edilmiş, tersanelerine girilmiş, ulaşım ve haberleşme araçlarına el konulmuş, yeni işgaller için zemin hazırlanmıştır. Kısa süre sonra işgaller başlamış, buna karşılık Türk Milleti işgallere karşı teşkilatlanmış, Kuvayı-ı Milliye hareketi başlamış, Türk halkı, Mustafa Kemal liderliğinde yüzyıllardır bağrında yaşadığı Anadolu topraklarına sahip çıkmak için istiklal mücadelesine başlamıştır. 1919-1922 yılları arasında Türk Milleti, istiklal mücadelesini gerçekleştirmiş, işgal kuvvetlerini yenilgiye uğratarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kurmuştur. Mustafa Kemal liderliğinde Türk Milleti, bu süreçte nihai noktayı 26 Ağustos 1922 tarihinde başlatılan Büyük Taarruz ile koymuştur.
Büyük Taarruz, Türk Kurtuluş Savaşı’nın dönüm noktası olan ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden yolu açan büyük askerî harekâttır.
26 Ağustos 1922 sabahı, Afyonkarahisar Kocatepe’den topçu ateşiyle başladı. 18 Eylül 1922’de Yunan ordusunun Anadolu’yu tamamen terk etmesiyle sona erdi. 30 Ağustos 1922’de gerçekleşen Başkomutanlık Meydan Muharebesi, zaferin kesinleştiği gündür. Amaç ve Nedenleri, Yunan işgaline son vermek, Türk topraklarını tamamen kurtarmak, Sevr Antlaşması’nı geçersiz kılmak, Yeni Türk devletinin temellerini atmak. Komutanlar, Mustafa Kemal Paşa (Başkomutan), Fevzi Paşa (Genelkurmay Başkanı), İsmet Paşa (Batı Cephesi Komutanı).
Türk ordusu, Sakarya Zaferi sonrası bir yıl boyunca hazırlık yaptı. 26 Ağustos sabahı taarruz başladı, ilk hedef Tınaztepe ele geçirildi. 27 Ağustos’ta Afyonkarahisar geri alındı. 30 Ağustos’ta Yunan ordusu büyük bir bozguna uğratıldı. 9 Eylül’de Türk ordusu İzmir’e girdi. 18 Eylül’de Yunan ordusu Anadolu’yu tamamen terk etti. Sonuç olarak, Türk ordusu kesin zafer kazandı, Mudanya Ateşkes Antlaşması imzalandı, Lozan Barış Antlaşması’na giden süreç başladı, Türkiye’nin bağımsızlığı uluslararası alanda tanındı.
Büyük Taarruz’un stratejik yönleri, askeri dehanın, sabrın ve mükemmel planlamanın birleşimiyle şekillenmişti. İşte bu zaferi stratejik açıdan özel kılan başlıca unsurlar:
Stratejik Amaçlar
1- Yunan ordusunu imha etmek: Sadece geri püskürtmek değil, savaşma kabiliyetini tamamen yok etmek hedeflendi.
2- Kısa sürede kesin sonuç almak: Uzun süren savaşın halk üzerindeki yükünü azaltmak için hızlı ve etkili bir taarruz planlandı.
3- İzmir’e ulaşarak işgali sona erdirmek: Düşmanın ikmal ve iletişim hatlarını kesmek, geri çekilmesini engellemek amaçlandı.
Harekât Planı ve Taktikler
1- Baskın Prensibi: Taarruzun zamanı ve yönü gizli tutuldu; Yunan ordusu hazırlıksız yakalandı.
2- Ters Cephe Stratejisi: Yunanlar kuzeyden saldırı beklerken Türk ordusu güneyden, dağlık ve zorlu araziden taarruza geçti.
3- Süvari Kolordusu’nun rolü: Düşmanın geri hatlarına sızarak İzmir ile bağlantısını kopardı, kaçış yollarını kesti.
4- İki koldan kuşatma: 1. Ordu güneyden, 2. Ordu kuzeyden taarruz ederek Yunan birliklerini çevreledi.
Planlama ve Hazırlık
1- Bir yıllık hazırlık süreci: Sakarya Zaferi sonrası ordu yeniden yapılandırıldı, eksikler tamamlandı.
2- Gizlilik ve yanıltma: Mustafa Kemal, taarruz planını sadece üç kişiyle paylaştı; kamuoyuna farklı izlenimler verildi.
3- Hava gücü kullanımı: Türk uçakları keşif ve bombalama görevleriyle kara birliklerini destekledi.
Stratejik Sonuçları
1- Yunan ordusunun büyük kısmı imha edildi veya esir alındı.
2- İzmir’in kurtuluşuyla işgal sona erdi.
3- Mudanya Ateşkesi ve Lozan süreci başladı, Türkiye’nin bağımsızlığı uluslararası alanda tanındı.
Bu zafer, sadece askeri değil, aynı zamanda siyasi ve psikolojik bir dönüm noktasıydı.
Mustafa Kemal Atatürk’ün Büyük Taarruz stratejisini geliştirme süreci hem askeri hem diplomatik bir ustalık örneğiydi. Aynı zamanda bu zaferin uluslararası etkileri, Türkiye’nin dünya sahnesindeki yerini kökten değiştirdi. İşte iki yönlü bir bakış:
Mustafa Kemal’in Strateji Geliştirme Süreci
Derin Gözlem ve Planlama
1- Sakarya Zaferi sonrası bir yıl boyunca orduyu yeniden yapılandırdı.
2- Taarruzun zamanlaması, sadece üç kişiyle paylaşıldı: İsmet Paşa, Fevzi Paşa ve Kazım Paşa.
3- “SAD Planı” adı verilen taarruz planı, Sandıklı bölgesinden kuşatma stratejisini içeriyordu.
Gizlilik ve Aldatma
1- Komutanlar futbol maçına davet edilerek kamuoyuna barış havası verildi.
2- Süvari Kolordusu’nun hareketleri gizlendi, sahte telgraflarla düşman yanıltıldı.
3- Ankara’da ziyafet haberleri yayılarak Mustafa Kemal’in cephede olduğu gizlendi.
Ters Cephe Stratejisi
1- Yunan ordusu kuzeyden saldırı beklerken, Türk ordusu güneyden dağlık araziden taarruza geçti.
2- Bu strateji, düşmanı hazırlıksız yakalayıp savunma hattını çökertti.
Büyük Taarruz’un Uluslararası Etkileri
İngiltere’nin Prestij Kaybı
1- İngiltere, Yunan ordusunun yenilgisiyle Yakın Doğu’daki üstünlüğünü kaybetti.
2- Türk zaferi, İngiliz kamuoyunda “Kemalistlerin uçakları bile var” gibi şaşkınlıkla karşılandı.
Dünya Basınında Yankıları
1- Avrupa gazeteleri, Türk ordusunun başarısını “sömürge halklarının direniş sembolü” olarak yorumladı.
2- İngiltere, Yunan tahliyesi sırasında yaşanan olayları abartarak Türkiye’nin imajını zedelemeye çalıştı.
Diplomatik Dönüşüm
1- Türk zaferi, Lozan Barış Antlaşması’na giden yolu açtı.
2- Türkiye, bağımsız bir aktör olarak uluslararası tanınırlık kazandı.
Büyük Taarruz’un Psikolojik Etkileri
Moral ve Motivasyon
1- Türk milletinin özgüveni yeniden inşa edildi; “biz yapamayız” algısı yerle bir oldu.
2- Askerler, “vatanı kurtarmak” gibi yüksek bir amaçla savaştı; bu, psikolojik dayanıklılığı artırdı.
3- “Kocatepe Ruhu” olarak adlandırılan fedakârlık ve birlik duygusu, halkın ve ordunun ortak motivasyonuydu.
Toplumsal Etki
1- Zafer, halkta birlik ve beraberlik hissini güçlendirdi.
2- Anadolu’da yaşayan halk, artık kaderini kendi elleriyle yazabileceğine inandı.
3- TBMM’nin meşruiyeti ve gücü halk nezdinde daha da pekişti.
Sonuç olarak,
Büyük Taarruz’un stratejileri, Türk ordusunun askeri dehasını ve Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğini ortaya koyan çok yönlü bir planlamaya dayanır. İşte bu tarihi harekâtın temel stratejik unsurları:
Taarruzun zamanı ve yeri büyük bir gizlilikle belirlendi. Yunan ordusu, Türk ordusunun bu kadar büyük bir saldırıya geçeceğini beklemiyordu. Türk birlikleri, Afyon–Kocatepe hattında yoğunlaştı ama bu hareketlilik dikkat çekmeden yapıldı.
Ana saldırı, Afyonkarahisar üzerinden Yunan ordusunun merkezine yöneltildi. Bu strateji, düşmanın iletişim ve ikmal hatlarını kesmeyi hedefliyordu. Kocatepe’den yönetilen taarruz, Türk ordusunun merkezden kuşatıcı bir harekâtla Yunan ordusunu geri püskürtmesini sağladı.
Yunan ordusu geri çekilmeye zorlandığında, Türk birlikleri yanlardan kuşatarak kaçış yollarını kapattı. Bu strateji, düşmanı sadece geri püskürtmek değil, tamamen yok etmek üzerine kuruluydu. Özellikle Dumlupınar Meydan Muharebesi, bu kuşatma stratejisinin zirvesiydi.
Taarruzun ardından Türk ordusu, çok hızlı bir şekilde ilerleyerek Yunan birliklerinin toparlanmasına fırsat vermedi. 9 Eylül 1922’de İzmir’in kurtarılması, bu stratejik hızın sonucudur.
Türk ordusu, sınırlı kaynaklarla ama yüksek moral ve disiplinle savaştı. Halkın desteği, cephe gerisindeki lojistik başarılar ve askerlerin vatan sevgisi, stratejinin başarısını pekiştirdi.
Özetle:
Büyük Taarruz’un stratejisi:
Sürpriz ve gizlilik
Merkezden kuşatma
Hızlı ve kararlı ilerleme
Düşmanı imha etme
İzmir’e ulaşarak savaşı bitirme
Bu strateji, sadece askeri bir zafer değil, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin doğuşunu sağlayan bir dönüm noktasıdır.
Kocatepe Ruhu, sadece bir savaşın değil, bir milletin yeniden doğuşunun simgesidir. Günümüzde bu ruhun yansımaları hâlâ toplumun farklı alanlarında hissedilmektedir. İşte bazı dikkat çekici örnekler:
1- Milli birlik ve beraberlik vurgusu: Zorluklar karşısında kenetlenme refleksi, Kocatepe’deki dayanışmanın günümüzdeki izdüşümüdür.
2- Vatan sevgisi ve fedakârlık bilinci: Deprem, sel gibi afetlerde halkın gösterdiği dayanışma, bu ruhun canlılığını gösterir.
3- Gençlikte idealizm: Üniversite kulüpleri, sosyal sorumluluk projeleri ve gönüllülük faaliyetleri, Kocatepe’deki inançla paralellik taşır.
4- Okullarda Zafer Haftası etkinlikleri: Her yıl 26-30 Ağustos arasında yapılan törenler, bu ruhun yeni nesillere aktarılmasını sağlar.
5- Kocatepe temalı müzeler ve anıtlar: Afyon’daki Kocatepe Atatürk Anıtı, bu ruhun mekânsal bir simgesidir.
6- Panoramik Zafer Yolu yürüyüşleri: Şuhut’tan Kocatepe’ye yapılan gece yürüyüşleri, halkın geçmişle bağ kurmasını sağlar.
7- Birlik çağrılarında referans: Siyasi liderler, kriz dönemlerinde “Kocatepe ruhuna ihtiyaç var” diyerek halkı kenetlenmeye çağırır.
8- Toplumsal motivasyon aracı: Özellikle gençlere yönelik konuşmalarda, bu ruh örnek gösterilerek ilham verilir.
9- Psiko-sosyal güç faktörü: Araştırmalara göre Kocatepe Ruhu, bir milletin moral, motivasyon ve karakter gücünün birleşimidir.
10- Milli güç unsuru olarak değerlendirme: Sadece askeri değil, kültürel ve psikolojik bir güç olarak da analiz edilmektedir.
Kocatepe Ruhu, geçmişin bir hatırası değil; bugün hâlâ yol gösteren bir ilham kaynağıdır.
Büyük Taarruz, yaklaşık 200 yıldan beri Türk ordusunun zaferiyle sonuçlanan ilk taarruz muharebesidir. Çanakkale ve Sakarya’da Türk zaferi, hücum eden düşmanı durdurmakla sınırlı kalmıştır. Oysa Başkumandan Meydan Muharebesi’nde düşman ordusu topyekûn yok edilmiş, yaklaşık 150.000 kilometrekare alan 14 gün gibi kısa bir sürede ele geçirilmiştir.
Zafer, Yunan işgaline son vererek Kurtuluş Savaşının kesin bir askeri sonuca ulaşmasını sağlamıştır. Böylece Türk tarafı Lozan’da önemli bir diplomatik avantajla katılmış, askeri durumun barış görüşmelerinde aleyhte pazarlık kozu olarak kullanılmasını önlemiştir. (Taarruz olmasaydı Yunan ordusu belki İzmir’e çekilecek, barış konferansında Yunanların İzmir ve Ayvalık’taki durumu pazarlık konusu olacak, bu yerler sonuçta bir olasılıkla kurtarılsa bile karşılığında birçok taviz verilecekti.)
Mustafa Kemal Paşa’nın Anadolu hareketi üzerindeki önderliği bu zaferle pekişmiş, böylece zaferden sonra kurulacak olan siyasi düzenin temelleri atılmıştır.
Anadolu’nun kapıları 26 Ağustos 1071’de Malazgirt Zaferi ile açılmış, 30 Ağustos 1922’de ki zafer ile kapatılmıştır. Anadolu’ya Türk mührü vurulmuştur.
30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun. Milletimiz ve ordumuz daim olsun.
Bakanlık kırtasiye ve okul ürünlerini denetledi
Rekabet Kurulu’ndan Med Yapım ve Ay Yapım’a 124 milyon TL ceza
Sunuculara gözaltı
Futbolda bahis soruşturması: Ahmet Çakar da gözaltında
Vergi düzenlemelerini içeren kanun teklifi TBMM’de kabul edildi
İsrail’in Eurovision’a katılmasına tepki
Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplanıyor
Okula başlama yaşı değişecek mi?
Bursa Kız Lisesi’nden mezun oldu, Almanya’ya rektör seçildi
TİM Başkanı Gültepe: Kurda ihracatçıya rekabetçi seviye sunulsun
HSK’da adlî emanet soygununa ilişkin soruşturma
Rekabet Kurulu’ndan Med Yapım ve Ay Yapım’a 124 milyon TL ceza
Sunuculara gözaltı
Futbolda bahis soruşturması: Ahmet Çakar da gözaltında
Vergi düzenlemelerini içeren kanun teklifi TBMM’de kabul edildi
İsrail’in Eurovision’a katılmasına tepki
Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplanıyor
Okula başlama yaşı değişecek mi?
Bursa Kız Lisesi’nden mezun oldu, Almanya’ya rektör seçildi
TİM Başkanı Gültepe: Kurda ihracatçıya rekabetçi seviye sunulsun
HSK’da adlî emanet soygununa ilişkin soruşturma
bursa escort görükle eskort görükle escort bayan bursa görükle escort bursa escort bursa escort bayan