16 Ocak 2025 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.

1xbetbetpasmariobet
escort konya
a
en iyi rulet siteleri

Dünya Bankası’ndan Türkiye’ye 1 milyar dolar ek finansman

Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Humberto Lopez, Türkiye'de, deprem bölgesine şu ana kadar sağlanmış 3 milyar dolarlık kaynağın yanı sıra bu sene için 1 milyar dolarlık bir kaynak daha ayırdıklarını belirterek, "Bununla beraber toplamda 4 milyar dolarlık bir kaynak sağlanmış olacak" dedi.

Humberto Lopez ve Uluslararası Finans Kurumu (IFC) Türkiye ve Orta Asya Direktörü Wiebke Schloemer, Ä°stanbul’da düzenlenen toplantıda basın mensuplarının sorularını cevapladı.

Lopez, Dünya Bankası ve IFC’nin tüm dünyada aynı ÅŸehirlerde beraber çalıştığını, Türkiye’de durumun farklı olduÄŸunu, Dünya Bankasının Ankara, IFC’nin ise Ä°stanbul merkezli çalıştığını ifade etti.

Ülkesel bazda stratejik çerçeve içerisinde programlar düzenlediklerini, bu programların büyümenin desteklenmesi ve hızlandırılmasına yönelik olduğunu aktaran Lopez, ülkelerde toplumu büyümenin bir parçası yapmayı ve büyümeden faydalandırarak dayanaklılığı artırmayı hedeflediklerini söyledi.

Lopez, Türkiye’de kamu ve özel sektör iÅŸbirliÄŸiyle proje ve çalışmaları yaptıklarına iÅŸaret ederek, ülkede son zamanlarda verimliÄŸin artması yönünde projelere ağırlık verdiklerini dile getirdi.

Türkiye’de deprem bölgesinde altyapı, saÄŸlık, su dağıtım sistemi, saÄŸlık yapıları, hastanelerle ilgili çalışma, projeler yaptıklarına ve yapacaklarına iÅŸaret eden Lopez, depremde etkilenen özel sektör ÅŸirketlerinin olduÄŸunu, IFC’nin saÄŸladığı destekle deprem bölgesinde nakite ihtiyacı olan firmalara nakit saÄŸlanabilmesi konusundaki çalışmaları sürdürdüklerini söyledi. Lopez, deprem bölgesinde sanayi kuruluÅŸları, firmalarına yönelik çalışmaların yanı sıra tarıma ve hayvancılık ile ilgili projelerin de önemli olduÄŸunu belirterek, bölgede ÅŸu ana kadar saÄŸlanmış 3 milyar dolarlık kaynağın yanı sıra bu sene için 1 milyar dolarlık bir kaynak daha ayırdıklarını, bununla beraber toplamda 4 milyar dolarlık bir kaynağın saÄŸlanmış olacağını kaydetti.

“Türkiye’nin lojistik merkez haline gelmek yönünde bir iradesi var”

Türkiye ekonomisinde yapısal reformların yaratacağı öngörülebilirlik ve istikrarın yatırımcılara etkisine değinen Lopez, yatırım yapan firmaların 3-5 yılı değil, 10-15 yılı düşünerek yatırım yaptığına, güvenilirlik, iyi enerjiye erişim ve ulaşımın öneminli olduğunu dile getirdi.

Lopez, 10 sene önceye göre enerjide güneÅŸin ve rüzgarın kömürle yarıştığını vurgulayarak, “Åžimdi bu enerji kaynaklarına yöneldiÄŸimizde gaz ve petrol ithalatı azalacak, ihtiyaç kalkacak. Dolayısıyla ödeme dengeleri de daha iyi bir duruma oturacak. Bundan ötürü enerji maliyetleri düşecek.” diye konuÅŸtu.

Türkiye’nin lojistik merkez haline gelme yönünde bir iradesinin olduÄŸunu aktaran Lopez, “Ãœlke çok net bir efor harcıyor bununla ilgili. Türkiye’nin lokasyonu önemli. Türkiye fiziksel olarak gerçekten bir köprü ama öbür taraftan jeopolitik olarak da batıya dönük ilerleyen bir ülke.” ifadelerini kullandı.

“Türkiye, altyapı projeleriyle büyük bir coÄŸrafyayı birbirine baÄŸlama potansiyeline sahip”

Lopez, Türkiye’nin Orta Koridor, Kalkınma Yolu Projesi ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü üzerindeki demir yolu projesi gibi altyapı projeleriyle büyük bir coÄŸrafyayı karşılıklı olarak birbirine baÄŸlama potansiyeline sahip olduÄŸunu söyledi.

Dünya Bankasının Türkiye’nin elektrikli demir yolu taşımacılığını yaygınlaÅŸtırmaya yönelik çabalarını desteklemek için 660 milyon dolarlık finansman saÄŸladığının hatırlatılması üzerine Lopez, bunun sadece düşük karbonla alakalı olmadığını, doÄŸu-batı arasındaki maliyetin de düşürülmesi gerektiÄŸini belirtti.

Lopez, Yavuz Sultan Selim Köprüsü üzerinde zaten bir kara yolu olduğunu, raylı sistemin kurulması için gerekli altyapı projelerine de destek için çalışmalarını sürdürdüklerini söyledi.

“Türkiye bir referans noktası”

IFC Türkiye ve Orta Asya Direktörü Wiebke Schloemer de Türkiye’nin Dünya Bankası Grubu içinde çalıştıkları önemli bir ülke olduÄŸunu ifade ederek, Türkiye ve bölgedeki kalkınma bankalarıyla yakından çalıştıklarını belirtti.

Türkiye’de ne olduÄŸunu yakından takip ettiklerini vurgulayan Schloemer, “Türkiye bir referans noktası. Türkiye’deki baÅŸarılı uygulamaları nasıl bir sıçrama tahtası olabileceÄŸine ve dünyada baÅŸka ülke üzerinde nasıl hayata geçirileceÄŸine dair düşünüyoruz. Türkiye’yi baÅŸka ülkeler de takip ediyor bu anlamda.” dedi.

Schloemer, Türkiye’de deprem bölgesindeki çalışmalara da deÄŸinerek, bölgedeki özel sektörün faaliyetlerini desteklemeye devam ettiklerini, toparlanmalarına yardımcı olduklarını dile getirerek, “Özel sektöre odaklanıyoruz ama nihayetinde amaç burada ekonominin durmaması, prodüktivitenin, üretimin durmaması, istihdamın devam etmesi, insanların iÅŸsiz kalmaması.” diye konuÅŸtu.

Schloemer, Türk özel sektörünün uyum yeteneÄŸi ve kabiliyetinin yüksek olduÄŸunu ifade ederek, Türkiye’nin stratejik coÄŸrafi lokasyonunun ve genç iÅŸ gücünün ekonomisine avantajlar saÄŸladığını vurguladı.

Türkiye ekonomisine yönelik makroekonomik, istikrarlılık manasında olumlu gidişatın ve kredi derecelendirme kuruluşlarından gelen iyileştirmelerin doğrudan yabancı yatırımcılar tarafından yakından ve olumlu olarak takip edildiğini aktaran Schloemer, yabancı yatırımcılar için öngörülebilirliğin önemli olduğunun altını çizdi.

“CDS’lerdeki düşüş dikkate ÅŸayan önlemlerin meyveleri”

Wiebke Schloemer, Türkiye’yi etkileyen jeopolitik risklerin ülkeye etkilerinin ve Türkiye’nin bu risklere reaksiyonuna iliÅŸkin soruya, Türkiye gibi geliÅŸmekte olan piyasalarda çalışırken risk deÄŸerlendirme ve azaltımının her zaman önemli olduÄŸunu vurguladı.

Schloemer, politik ve jeopolitik risklerin var olduğunu ve bunların sadece Türkiye için değil, aslında her yerde olduğunu kaydederek, söz konusu risklerin ortadan kaldırılmasının kolay olmadığını söyledi.

Makroekonomik kırılganlıkların öne çıktığını anlatan Schloemer, şunları kaydetti:

“Ä°stikrar önlemleri belki 18-19 aydır gerçekten meyvesini vermeye baÅŸladı, görünüyor bu. Ä°tibarlı kredi derece indirmelerinde iyileÅŸmeler görünmeye baÅŸladı. Pek çok yatırımcının beklediÄŸi ki uluslararası yatırımcılar deÄŸil, aynı zamanda yurt içindeki yerli yatırımcılar için her türlü sermaye akışı açısından hep dikkatli takip edilen ÅŸeyler oldu ve bunlar da önemli göstergeler diye düşünüyorum. Lopez’in de söylediÄŸi 600’lerden 270’lere düşüş (CDS), bunlar da gerçekten dikkate ÅŸayan önlemlerin meyveleri. Yani bir istikrar saÄŸlanıyor.”

“Türkiye herhangi bir ülke deÄŸil, önemli bir ekonomi”

2025’teki ekonomik öngürölebilirlik, enflasyon beklentileri ve yatırımcıların Türkiye’ye bakışına iliÅŸkin bir soruya yönelik Wiebke Schloemer, yatırımcıların Türkiye’yi dikkatle takip ettiÄŸinin altını çizdi.

Schloemer, sözlerine şöyle devam etti:

“Türkiye’nin ekonomik performansı takip ediliyor. Türkiye, sadece ülke içerisinde deÄŸil, dünyadaki ekonomik performansı açısından da takip ediliyor çünkü büyük bir ekonomi. Türkiye uluslararası olarak da önde gelen, geliÅŸmekte olan ekonomilerden. Finans merkezleri, Londra’da, New York’ta, bankalarla hep irtibat, özellikle sermaye piyasalarıyla, özel irtibatımızdan bakarak söyleyebilirim, gerçekten büyük ilgiyle izleniyor. Türkiye herhangi bir ülke deÄŸil, önemli bir ekonomi. Türkiye, ekonomik istikrar, potansiyel ve fırsatlar dolayısıyla yakından izleniyor, takip ediliyor.”

“Enflasyonda kayda deÄŸer bir düşüş bekliyoruz”

Öngörülebilirlik konusunda ise zaman zaman ekonomik politikalarında hızlı değişikliklerin olabildiğini aktaran Wiebke Schloemer, bunun etkisinin aslında yatırımcıların güvenini olumsuz olarak etkileyebildiğine dikkati çekti.

Schloemer, “Bu noktada Orta Vadeli Plan’a bakıldığında bir devamlılık gerekli. BahsettiÄŸimiz adımların gerçekten de atılmasının saÄŸlanması lazım ki öngörülebilirliÄŸin temeli atılsın. Ne olacak, ne zaman olacak, ilan edildiÄŸi gibi olacak ki güven duyulsun. Yatırımcıdan, yatırımcı güveninden bahsediyorum. Sadece yatırımcı güveni deÄŸil, yani bu güven dediÄŸimiz ekonomik planlara, ekonomik habitata, ekonomik çevreye bir güven. Fırsatı, potansiyeli, lokasyonu, ekonomisi, iç piyasanın ve iÅŸ gücünün büyüklüğü zaten bu ilgiyi canlı tutan ÅŸeyler.” ifadelerini kullandı.

Schloemer, enflasyon beklentisi olarak bir rakam veremeyeceklerini ancak kayda değer bir düşüş beklediklerini sözlerine ekledi.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat adliyeye sevk edildi

HIZLI YORUM YAP