16 Kasım 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.
Anayasa Mahkemesi (AYM), kamulaÅŸtırmasız el atma kararlarında, mülk sahiplerinin zararlarının karşılanması adına mahkeme kararının kesinleÅŸmedikçe icraya konulamayacağına dair 2942 sayılı KamulaÅŸtırma Kanunu’na eklenen geçici 14’üncü maddenin iptaline hükmetti.
Resmi Gazete’de yer alan karara göre, CHP’li milletvekilleri ve MuÅŸ Ä°cra Hukuk Mahkemesi, 30 Mayıs 2019 tarihli ve 7176 sayılı bazı kanunlar ile 635 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede DeÄŸiÅŸiklik Yapılmasına Dair Kanun’un bazı maddelerinin Anayasa’ya aykırı olduÄŸu gerekçesiyle AYM’ye baÅŸvuru yaptı.
Yüksek Mahkeme, söz konusu tarihte yapılan kanun deÄŸiÅŸikliÄŸinin 21’inci maddesiyle 4 Kasım 1983 tarihli ve 2942 sayılı KamulaÅŸtırma Kanunu’na eklenen geçici 14’üncü maddenin birinci cümlesinde yer alan “… mahkeme kararları kesinleÅŸmedikçe icraya konulamaz.” ibaresinin anayasaya aykırı olduÄŸuna hükmetti ve iptaline karar verdi.
Mahkeme, aynı cümledeki kalan kısımları da Anayasa Mahkemesinin KuruluÅŸu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 43’üncü maddesi gereÄŸince iptal etti.
Söz konusu geçici 14’üncü maddenin ikinci cümlesindeki, “Bu maddenin yürürlüğe girdiÄŸi tarihten önce, kesinleÅŸmemiÅŸ mahkeme kararlarına dayanılarak baÅŸlatılan icra takipleri kesinleÅŸmiÅŸ mahkeme kararı ibraz edilinceye kadar durdurulur.” kısmının da anayasaya aykırı olduÄŸu gerekçesiyle iptali kararlaÅŸtırıldı.
Mahkemenin gerekçesinde, kamulaştırmasız el atmalarda mülkü alınan kişinin zararının telafisi adına bedel veya tazminat alacağına ilişkin mahkeme kararının icra takibine konu olabilmesi için kesinleşmiş olması şartı aramasının, belirlenen bedel veya tazminata kavuşmada gecikmeye sebebiyet verebileceği, bunun da malike aşırı bir külfet yüklediği ifade edildi.
Bu durumun kamu yararı ile kiÅŸisel yarar arasında gözetilmesi gereken adil dengeyi malik aleyhine bozduÄŸu belirtilen kararda, “Mülkiyet ve adil yargılanma haklarının ölçüsüz biçimde sınırlandırılmasına neden olan maddenin ikinci cümlesinde yer alan dava ve itiraz konusu kural, alacağın tahsili sürecinin baÅŸlamasından sonra geçmiÅŸe etkili yasama tasarruflarıyla kararın uygulanma imkanını önemli oranda zorlaÅŸtırması yönüyle de devlete olan güven duygusunu zedelemekte ve hukuki güvenlik ilkesini ihlal etmektedir.” denildi.
Yüksek Mahkeme, CHP’nin 7103 sayılı Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde DeÄŸiÅŸiklik Yapılmasına Dair Kanun’un bazı maddelerinin iptali istemiyle yaptığı baÅŸvuruyu da görüştü.
AYM baÅŸvuru kapsamında, baraj inÅŸası için yapılan kamulaÅŸtırmalarda, kamulaÅŸtırma sahasına mücavir taşınmazlarını kullanma imkanı kısıtlanan mal sahiplerinin, dava açabilmeleri için gerekli valilik komisyonuna baÅŸvurma ÅŸartının devam eden davalarda da uygulanmasını öngören geçici 13’üncü maddeyi iptal etti.
Ä°ptal kararında, düzenlemenin mülkiyet hakkı ile hak arama özgürlüğünü sınırladığı belirtilerek, temel hak ve özgürlüklere getirilen sınırlamaların Anayasa’da öngörülen sebeplere uygun ve ölçülü olması gerektiÄŸi belirtildi.
Kararda, iptali istenen kuralın, devam eden davalar yönünden başlangıçta kanunda yer almayan fakat Yargıtay içtihadına göre yönetmelikte yer aldığı gerekçesiyle uygulamada dava şartı olarak kabul edilen usulün, bu defa kanunla düzenlenmesi dolayısıyla bir kez daha tüketilmesi zorunluluğunu doğurduğu anlatıldı.
Kuralın görülmekte olan davalara uygulanmasının kesin nitelik kazanmış hukuksal durumlara etkili olması sonucunu doğurmadığı ancak malikin mülkü üzerindeki yetkilerini kullanamamasından kaynaklanan uyuşmazlıkların uzamasına neden olacağı vurgulanan kararda, kural sebebiyle davacının mülkiyet hakkı kapsamındaki davasının yeniden ele alınması ihtimalinin ortaya çıktığı kaydedildi.
Kararda, ÅŸu tespitlere yer verildi:
“Yönetmelikle kurulan komisyonun benzerinin kanunla kurulması neticesinde malikin daha önce baÅŸvurduÄŸu ve ret kararı aldığı bir komisyonun bir benzerine bir kez daha baÅŸvurulmak zorunda bırakılması, mülkiyete dair uyuÅŸmazlığın daha uzun süre çözülememesi sonucunu doÄŸurmaktadır. Kural mülkiyet hakkından yararlanmasının kısıtlandığını iddia eden malikin, kamulaÅŸtırmaya iliÅŸkin uyuÅŸmazlığını sürüncemede bıraktığı gibi bu sebeple uÄŸranılan zararın giderilmesine yönelik herhangi bir tedbir de öngörmemektedir.
Bu yönleriyle kuralın anayasal baÄŸlamda meÅŸru bir amacının bulunmadığı, anılan ÅŸekilde bir amacının bulunduÄŸu kabul edilse bile kuralla getirilen sınırlamanın kiÅŸiye aşırı bir külfet yüklediÄŸi ve anılan haklara orantısız, dolayısıyla ölçüsüz bir sınırlama getirdiÄŸi sonucuna ulaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle kural Anayasa’ya aykırıdır.”
AYM, deÄŸiÅŸikliÄŸe gidilen diÄŸer kanun iptali istemlerini ise reddetti.
AA
Yerli aşı için tarih verdi…
AB’nin Türkiye enflasyonu beklentisi yükseldi
Meteoroloji’den Marmara’ya uyarı
Ä°zmir’deki elektrik faciasında tahliye kararı
Pazaryeri Satıcılarına Peşin Vergi Uygulaması Geliyor
Malatya’da 4.9 büyüklüğünde deprem
EFT ve FAST işlemlerinde önemli değişiklik
Türkiye’de yoksul çocuk sayısı 10 milyona yaklaÅŸtı
Asgari ücret zammında masada 4 farklı rakam var
Altında 3,5 yılın en kötü haftası
Noterlik ve boşanma davalarına yeni düzenleme
AB’nin Türkiye enflasyonu beklentisi yükseldi
Meteoroloji’den Marmara’ya uyarı
Ä°zmir’deki elektrik faciasında tahliye kararı
Pazaryeri Satıcılarına Peşin Vergi Uygulaması Geliyor
Malatya’da 4.9 büyüklüğünde deprem
EFT ve FAST işlemlerinde önemli değişiklik
Türkiye’de yoksul çocuk sayısı 10 milyona yaklaÅŸtı
Asgari ücret zammında masada 4 farklı rakam var
Altında 3,5 yılın en kötü haftası
Noterlik ve boşanma davalarına yeni düzenleme