05 Kasım 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.

1xbetbetpasmariobet
a
en iyi rulet siteleri

“Gücümüz ve tesirimiz çok az”

TBMM Başkanı Şentop, "Dünyadaki insanları birleştirecek en güçlü değerler biz Müslümanların içinde ve arasındadır. Ancak, dünya ekonomisinin büyük imkanlarına sahip olduğumuz halde gücümüz ve tesirimiz buna nispeten çok az." dedi.

TBMM BaÅŸkanı Mustafa Åžentop, dünyadaki insanları birleÅŸtirecek en güçlü deÄŸerlerin Müslümanların içinde ve arasında bulunduÄŸunu belirterek, “Ancak buna raÄŸmen, dünyada 2 milyara yaklaÅŸan nüfusu ile dünyanın en stratejik coÄŸrafyalarında yaÅŸayan Müslümanlar olarak, yine dünya ekonomisinin büyük imkanlarına sahip olduÄŸumuz halde gücümüz ve tesirimiz buna nispeten çok az. Bu konu üzerinde kafa yormak, uzun uzun düşünmek mecburiyetindeyiz. Birlik olmanın, beraber hareket etmenin saÄŸlayacağı manevi ve maddi gücün farkındayız.” dedi.

Åžentop, Dolmabahçe Sarayı’nda düzenlenen Ä°slam Ä°ÅŸbirliÄŸi TeÅŸkilatı Ãœyesi Ãœlkeleri Parlamento BirliÄŸi (Ä°SÄ°PAB) 16. Konferansı’nın açılış oturumundaki konuÅŸmasında burada yapacakları istiÅŸarelerin, ortaya koyacakları görüş ve deÄŸerlendirmelerin üye ülkeler ile halkları, Ä°slam dünyası ve bütün insanlık için hayırlı sonuçlar vermesini temenni etti.

Ãœlkeleri bir araya getiren ve aralarındaki iÅŸ birliÄŸine parlamenter bir boyut kazandıran Ä°SÄ°PAB’ın, Ä°slam dünyasının meseleleri ve dertleriyle ilgili verimli ve faydalı bir meÅŸveret zemini sunduÄŸunu belirten Åžentop, bölgelerde yaÅŸanan geliÅŸmeler, yaÅŸanan sorunlar göz önünde bulundurulduÄŸunda, Ä°SÄ°PAB’ın gelecek dönemde mümkün olduÄŸunca aktif ve giriÅŸimci bir tutum benimsemesi gerektiÄŸi konusunda hemfikir olduklarından emin olduÄŸunu dile getirdi.

Şentop, tarihin bugüne kadar olmadığı bir hızda aktığı, uluslararası siyasetin önemli kırılmalar yaşadığı, dünyanın herhangi bir noktasında yaşanan gelişmelerin yeryüzünün bir başka yerini hiç olmadığı kadar etkilediği, ekonomik modellerin yeniden şekillenme mecburiyetiyle karşı karşıya kaldığı ve en önemlisi insanlığın ve vicdanların benzersiz bir şekilde sınava tabi tutulduğu çetin bir dönemden geçildiğine işaret etti.

Bu dönemin en ağır yükünü Ä°slam dünyasının taşıdığını, en acı bedellerini Ä°slam dünyasının ödediÄŸini kaydeden Åžentop, “Yeryüzünde fesat ve anarÅŸinin, tabiatın, iklimin ve ekonominin, insanların, bilhassa gelecek nesillerin istikbalini karartacak tahribatıyla karşı karşıyayız. Bunu yapanlar da yeryüzünde demokrasi, insan hakları, barış ve refah, daha iyi bir hayat standartı getireceÄŸini süslü sözlerle iddia edenler. Aynen Cenabıhakk’ın Kur’an’da, Bakara Suresi 204. ve 205. ayetlerde buyurduÄŸu gibi, ‘Ä°nsanlardan öyleleri vardır ki dünya hayatına dair sözleri seni ÅŸaşırtır, çok hoÅŸuna gider; halbuki o, düşmanların en ÅŸiddetlisidir. Kalbinde olana da Allah’ı ÅŸahit tutar konuÅŸurken. Gücü ve iktidarı ele aldığında ise yeryüzünde fesat çıkarıp toprağı, iklimi, ürünleri ve nesilleri yok etmeye çalışır. Halbuki Allah fesadı, bozgunculuÄŸu sevmez.’ İçinde bulunduÄŸumuz dünyanın çarpıcı ve net tasviri iÅŸte budur.'” diye konuÅŸtu.

“Afganistan, Suriye, Yemen ve daha nicelerinin içinden geçtiÄŸi zorlu durumlara iliÅŸkin ortak tavırla hareket etmeliyiz”

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, konferansta, başta Filistin ve Kudüs meselesi olmak üzere, bölgede yaşanan ve çözümleri ancak ortak adımlarla mümkün kılınabilecek sorunları ele almaları ve uluslararası gündemin üst sıralarında tutmaları gerektiğine inandığını belirterek, şöyle konuştu:

“Yarım asrı geride bırakan Ä°slam Ä°ÅŸbirliÄŸi TeÅŸkilatı’nın kuruluÅŸ amacını da teÅŸkil eden Filistin Davası, Mescid-i Aksa’nın ve Kudüs-ü Åžerif’in müdafaası, yani 1967 sınırları temelinde, bağımsız, egemen ve baÅŸkenti Kudüs olan bir Filistin Devleti’nin kurulması hala en mühim meselemiz, en büyük mücadelemizdir. Filistin davasındaki dayanışmamızın sarsılmadan devam edeceÄŸinden hiç şüphem bulunmamaktadır. Üç semavi dinin kutsal mekanlarının yan yana durduÄŸu, ilk kıblemiz Mescid-i Aksa’yı barındıran, Peygamberler ÅŸehri Kudüs’ün tarihi ve hukuki statüsünün muhafazası, sadece Müslümanlar için deÄŸil bütün insanlık için önemli bir görevdir. DiÄŸer taraftan, Afganistan’ın, Suriye’nin, Yemen’in ve daha nicelerinin içinden geçtiÄŸi zorlu durumlara iliÅŸkin ortak bir tavırla hareket etmemiz icap ediyor. Ä°slam ülkelerinin güvenlik ve istikrarına, halkların barış ve refahına katkı saÄŸlamak için gerek insani ihtiyaçların karşılanması gerekse aralarında ihtilaf yaÅŸayan kardeÅŸlerimizin aralarının bulunması, barıştırılması hususlarında Ä°SÄ°PAB olarak öne çıkmamız, yapıcı ve yol gösterici bir tutum benimsememiz gerekiyor.”

Åžentop, Güney Asya’da Rohingyaların Myanmar’a güvenli, gönüllü, onurlu ve kalıcı ÅŸekilde geri dönüşlerinin, KKTC’nin maruz bırakıldığı izolasyonun sona ermesinin ve Batı Trakya’da yaÅŸayan Müslüman Türk azınlığı ile Uygur Müslümanlarının temel hak ve hürriyetlerinin korunmasının da büyük önem taşıdığının altını çizdi.

Vatanlarından, memleketlerinden ayrılmak zorunda kalan göçmenlerin durumuna çare olabilmek için azami dayanışma ve iÅŸ birliÄŸi gerektiren konularda tek ses olmalarının elzem olduÄŸunu söyleyen Åžentop, “Bütün dünyayı ve özellikle bölgemizi ilgilendiren göç meselesinin kimseyi maÄŸdur etmeden çözülmesi büyük önem arz etmektedir. Bu baÄŸlamda ortak çaba ve gayret hem Müslüman hem de insan olmanın bir gereÄŸidir.” dedi.

“Birlik olmanın, beraber hareket etmenin saÄŸlayacağı manevi ve maddi gücün farkındayız”

Dünyanın dört bir yanında yaÅŸayan Müslüman topluluk ve azınlıkların durumunun da kendileri için öncelikli konular arasında yer aldığına dikkati çeken Åžentop, “Müslümanlara karşı önyargı, tahammülsüzlük, ayrımcılıkla en yoÄŸun ÅŸekilde karşılaÅŸarak baskı ve zulüm altında din ve kimliklerini muhafaza eden bu kardeÅŸlerimize yönelik ilgi ve desteÄŸimizi hassasiyetle korumamız gerektiÄŸine inanıyorum. Bu anlayışla Ä°SÄ°PAB olarak bu kardeÅŸlerimizin maÄŸduriyetlerini, ihtiyaçlarını ve taleplerini yakından takip edecek mekanizmaları hayata geçirmemiz gerektiÄŸi kanaatindeyim.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.

Müslümanları bir araya getiren değerlerin, hususların ihtilafa sebep olabilecek hususlardan kat kat fazla olduğunu belirten Şentop, şöyle konuştu:

“Ä°nsafla baktığımız zaman, birlik ve beraberliÄŸimizin sebepleri karşısında, ihtilaf sebeplerimizin adı bile anılamaz derecededir. Denilebilir ki, dünyadaki insanları birleÅŸtirecek en güçlü deÄŸerler biz Müslümanların içinde ve arasındadır. Ancak buna raÄŸmen, dünyada 2 milyara yaklaÅŸan nüfusu ile dünyanın en stratejik coÄŸrafyalarında yaÅŸayan Müslümanlar olarak, yine dünya ekonomisinin büyük imkanlarına sahip olduÄŸumuz halde gücümüz ve tesirimiz buna nispeten çok az. Bu konu üzerinde kafa yormak, uzun uzun düşünmek mecburiyetindeyiz. Birlik olmanın, beraber hareket etmenin saÄŸlayacağı manevi ve maddi gücün farkındayız. Allah’ın ipine sımsıkı sarılmamız icap ediyor. Ä°htilafa düştüğümüzde, gücümüzün azalacağını, rüzgarımızın, tesirimizin kaybolacağını Rabbimiz beyan ediyor.”

Avrupa ülkelerinin 20. yüzyılın ilk yarısında aralarında iki dünya savaşı yaptıklarını, toplamda 100 milyondan fazla insanı katlettiklerini, birbirlerinin şehirlerini, evlerini, ekonomilerini yerle bir ettiklerini aktaran Şentop, şöyle devam etti:

“Bu Avrupa ülkeleri yüzyıllardır birbirleriyle zaten savaÅŸ ve çatışma içindeydi. Ama 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren barıştılar, anlaÅŸtılar. Ortak deÄŸerleri ve ortak menfaatleri öne çıkarttılar. Çok kısa bir süre içinde büyüdüler, güçlendiler. Tarih boyunca bizler, Avrupa ülkeleri gibi birbirimizle çatışmadık, savaÅŸmadık, birbirimizi öldürmedik, ÅŸehirlerimizi, evlerimizi tahrip etmedik. GeçmiÅŸimizde ve bugünümüzde birbirimizle çatışma, ayrışma, birbirimizden uzak durmak için anlamlı sebeplerimiz yok. Tam aksine bizi bir ve beraber olmaya davet eden Rabb’imiz, Peygamberimiz, inancımız, tarihimiz var. EÄŸer bir araya gelirsek hem kendimiz hem de mazlum halkları insani ÅŸartlara kavuÅŸturacak adil bir dünyanın kuruluÅŸu için tesirli ve güçlü bir mücadele verebiliriz. Birbirimize güvenelim, birbirimize inanalım, baÅŸkalarına, baÅŸkalarının söz ve kararlarına bakmak yerine istiÅŸare edip ortak menfaatlerimizi gözeten kararları biz verelim. EÄŸer biz kendi sorunlarımızı çözmezsek, kendi kararlarımızı vermezsek o sorunları çözmek için baÅŸkaları gelip bizim coÄŸrafyalarımızı ateÅŸ çemberi içine alıp, kendi menfaatlerine göre düzenlemeye çalışacaklardır.”

“Ä°SÄ°PAB’ı Ä°slam dünyasının ortak bir istiÅŸare organı hüviyetinde iÅŸlev görecek ÅŸekilde ele almalıyız”

Mustafa Şentop, ifade ettiği sorunlarda, mevcut uluslararası düzenin başat aktörlerinin aldıkları aksiyonların ne yazık ki sorun çözmekten çok uzak bir görüntü sergilediğini kaydetti.

Küresel aktörlerin başında gelen BM’nin, deÄŸindiÄŸi meselelerde aldığı çok sayıda karara raÄŸmen, bunların hiçbirinin çözüme yönelik bir katkı saÄŸlamadığını belirten Åžentop, “Bunun en yakın örneÄŸi, geçtiÄŸimiz yıl uluslararası toplumun 30 yıldır çözümsüzlük içerisinde bıraktığı, Müslüman kardeÅŸlerimizin canlarından ve yurtlarından olmasına sebep olan KarabaÄŸ’daki iÅŸgali Azerbaycanlı kardeÅŸlerimiz kendileri sona erdirmek mecburiyetinde kalmıştır. Haklı ve kesin zaferlerinden dolayı kendilerini burada bir kez daha kutluyorum. Bu yüzden uluslararası sistemi düzenlemesi ve ayakta tutması beklenen uluslararası kurumların, gerçek temsil ve hakkaniyet ilkeleri çerçevesinde revize edilmesi gerektiÄŸine inanıyoruz. Bu çerçevede Ä°slam dünyası olarak bizim de kurumlarımızı yeniden deÄŸerlendirmemiz gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

Uluslararası sistemin mevcut sorunlarına İslam dünyasının söyleyeceği yeni sözün, getireceği yeni yaklaşımın ancak kurumları da dönüştürerek ve güçlendirerek mümkün olacağı kanaatinde olduğunu aktaran Şentop, şöyle konuştu:

“Ä°SÄ°PAB’ı sadece parlamento baÅŸkanlarını bir araya getirerek etkin bir parlamenter diplomasi platformu olmanın ötesine taşıyarak, adeta Ä°slam dünyasının ortak bir istiÅŸare organı hüviyetinde iÅŸlev görecek, ortak ilkelerimizi belirleyecek ve geliÅŸtirecek, sürekliliÄŸi olan bir meclis haline getirmeyi ciddi bir ÅŸekilde ele almalıyız. Öte yandan mevcut yapımız içerisinde de acilen atabileceÄŸimiz adımlar bulunmaktadır. Dünyada Ä°slam düşmanlığı, yabancı karşıtlığı ve ırkçılık giderek yükselmektedir. Ve maalesef bu durum hastalıklı bir sosyal vaka olmanın ötesinde bazı ülkelerde devlet politikalarında da makes bulmaktadır. Bu sebeple, Ä°SÄ°PAB bünyesinde, üye olmayan ülkelerdeki Müslüman azınlık toplulukların maruz kaldığı hak ihlallerini izleyecek, baÅŸvuruları kabul ederek inceleme yapacak ve raporlaÅŸtıracak özel bir alt komisyonun kurulmasının yerinde olacağı kanaatindeyim. Böyle bir adımın, ileride, müstakil, kendi iç tüzüğü ve çalışma ÅŸeklini geliÅŸtirmiÅŸ bir komisyona dönüşmesinin de mümkün olduÄŸunu düşünüyorum.”

TBMM BaÅŸkanı Mustafa Åžentop, baÅŸarılı Dönem BaÅŸkanlığından ötürü Burkina Faso’yu tebrik ederek, kendi Dönem BaÅŸkanlıkları süresince bütün Ä°SÄ°PAB üyesi ülkelerle yakın iÅŸ birliÄŸi içinde olacaklarını sözlerine ekledi.

Ä°SÄ°PAB 17’nci toplantısı Tunus’ta yapılacak

Dönem BaÅŸkanı Burkina Faso Meclisi’ni temsilen Ouedrago Sayouba da Ä°slam ülkelerinin dayanışma içerisinde uluslararası bir yaklaşıma ihtiyaç duyduÄŸunu belirti.

Omicron ve Kovid-19 salgına karşı ortak mücadelenin önemine değinen Sayouba, salgının dünyaya olduğu gibi ülkesini de derinden etkilediğini vurguladı. Sayouba, güçlü iş birliği ile İslam ülkeleri arasındaki mağdur haklara destek sağlanması gerektiğini ifade etti.

Sayouba, Ä°SÄ°PAB 17’nci toplantısının Tunus’ta yapılacağını kaydetti.

Genel Sekreter Mouhamed Khourachi Niass ise salgının kırıcı ve olumsuz etkilerinin azaltılması için daha çok iş birliği yapılması gerektiğini dile getirdi.

İslam ülkelerinin bilimsel araştırmalara da daha fazla önem vermesi gerektiğine değinen Niass, aşı çalışmaları konusunda iş birliği yapılabileceğine aktardı.

Filistin meselesinin Müslümanların ana meselesi olduÄŸunun altını çizen Niass, “Bu böyle de kalacaktır. Ta ki baÅŸkenti Kudüs olan bağımsız bir Filistin devleti kuruluncaya kadar.” dedi. Mouhamed Khourachi Niass, Kudüs konusunda Müslümanların Ä°srail’e karşı tek vücut olması gerektiÄŸini söyledi.

Afganistan ve göç konularına da deÄŸinen Niass, “Afganistan’da yıllarca yabancı güçlerin müdahalesiyle çok acılar yaÅŸandı. Milyonlarca Müslümanın orada zor ÅŸartlarda yaÅŸadığı bilinmektedir. SavaÅŸlardan, çekiÅŸmelerden, fitnelerden, açlıktan, iÅŸsizlikten dolayı milyonlarca insan ülkelerini terk etmek zorunda kaldı.” ifadesini kullandı.

Afrika’dan da gençlerin geleceklerini ve ekmeklerini kazanmak için göç ettiÄŸini, bazılarının Akdeniz’de dalgalara kapılarak hayatını kaybettiÄŸini anlatan Niass, bu duruma gönlünün el vermediÄŸini sözlerine ekledi.

AA

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

“Yeni bir göç yükünü taşıyamayız”

HIZLI YORUM YAP