Konutlarda kullanılan doğalgaza zam yapılmasının ekim ayı için planlanmadığı vurgulanırken, yapılacak zammın sadece bir tüketim grubuna yüksek oranlı olmaması için dağıtılması ve daha düşük oranlı tutulması yönünde de bir çalışmanın olduğu kaydedildi. Gelinen aşamada, elektrik üretimindeki doğalgaza yapılacak artışın kesinleştiği, diğer tüketim gruplarına da olası senaryolara göre birkaç gün içinde karar verileceği bildirildi.
Bilgi veren kaynaklar BOTAŞ’ın kış aylarında tüketimin yükselmesi öncesi finansal olarak desteklenmesi gerektiği vurguluyor. BOTAŞ’ın sübvansiyonlu satışı nedeniyle finansal ihtiyaçlarının büyük kısmı bütçeden borç verilerek karşılanıyor. Bu kalemde de yüksek tutarlara ulaşılmıştı. BOTAŞ’ın kış ayları için LNG ithalatı da yapacak olması nedeniyle ekim ayından itibaren aylık olarak bazı fiyat ayarlamalarının kaçınılmaz olduğu belirtiliyor. BOTAŞ son olarak eylül ayında sanayide kullanılan doğalgaza yüzde 50,8, KOBİ’lerin kullandığı doğalgaza yüzde 47,6, konutlarda kullanılan doğalgaza yüzde 20,4 ve elektrik üretimi için kullanılan doğalgaza yüzde 49,5 zam yapmıştı.
Sanayiciler ise dünyada yaşanan enerji krizinin yansımalarının Türkiye’de de ciddi şekilde kendisini gösterdiğini ifade ederek, bu süreçte ihracata odaklanmanın en etkili çözüm olacağına dikkat çekiyor.
“ÇIKIŞ KAPIMIZDA DA PARİTE SORUN”
■ TTTSD Başkanı Vehbi Canpolat: “Dünyada ciddi bir enerji krizi var. Türkiye’de enerji sübvanse edildiği için ciddi anlamda diğer ülkelere göre enerji ucuz. Bu olayın bir tarafı. Diğer tarafı ise maliyetlerimiz gün geçtikçe artıyor ve rekabet edemez hale geliyoruz. İşin sonu nereye gidecek? Bir an önce çözülmesi temennimiz. İhracat bu noktada çıkış kapısı ancak bizim sattığımız ürünlerin çok büyük kısmı AB’ye gidiyor ve orda da aynı durum yaşanıyor. Fiyat tutturamıyoruz. Parite 1,15-1,20’lerden 0,96’lara geldi. Bu konuda fiyat tutturamıyorsunuz maliyetiniz arttığı için. Bir an önce Rusya-Ukrayna krizinin çözülmesini umuyoruz.”
“REKABETÇİ BİR ENERJİ POLİTİKASINA İHTİYAÇ VAR”
■ İDDMİB Başkanı Çetin Tecdelioğlu: “Son zamlarla zaten üretimde enerji maliyetlerimiz her üründe neredeyse yüzdesel olarak iki katına çıktı. Yani bir ürün üretirken yüzde 5 iken 10 oldu.Ancak şu durum da var ki; Avrupa’daki enerjinin daha pahalı olmasıyla Türkiye’ye bazı işlerin kaymaya başladığını görüyoruz. Bu nedenle rekabetçi bir enerji politikasıyla Türkiye ihracatının önü daha çok açabilir. Enerjideki fiyatlandırmanın rekabetçi olması özellikle ihracatçıları olumlu etkiler. Öte yandan çevrimiçi enerji santralleri, yatırımlarını artıran sanayi firmaları adeta bir enerji üreticisi gibi. Bu santraller bittiğinde sanayicimiz, ihracatçımız daha rekabetçi enerji giderleriyle büyümesini artıracaktır.”
“KESİNTİ BELİRSİZLİĞİ VE ENDİŞESİ VAR”
■ Hasanağa OSB Başkanı Ömer Faruk Korun: “Dolardaki artışa karşı Euro’daki gerileme, savaşın etkileri tüm maliyetleri etkiliyor. Sanayiciler olarak maliyetleri kontrol etme noktasında zorluk çekiyoruz. Artan maliyetlere rağmen sanayici fiyat revizesi yapmakta da zorlanıyor. Ana pazarı Avrupa olan çoğu sanayicimiz Euro/dolar paritesi nedeniyle zaten zor zamanlar yaşıyor. Sanayiciler olarak durumun iyiye gitmediğini görüyoruz. Dünyadaki negatif gelişmeler bizi de derinden, olumsuz olarak etkiliyor. Öte yandan Avrupa’da doğalgaz kesintileri yaşanıyor. Bizim rezervimiz olduğu söyleniyor. Geçen yıl yaşanan doğalgaz kısıntısı gibi bir şey yaşar mıyız? Onun belirsizliği ve endişesi var sanayicide. Çünkü kısa süreli duruş da olsa sanayiye dönüşü çok fazla oluyor.”
“ENERJİDE ZAM KAÇINILMAZ GÖRÜNÜYOR”
■ Nilüfer OSB Başkanı Erol Gülmez: “Aynı sorun tüm dünyada var. Hem elektrikte hem doğalgazda maliyetin altında bir sübvansiyon olduğu görülüyor. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde zam olacağı anlamı çıkıyor. Bu durum tespiti. Avrupa ile karşılaştırdığımızda şu an Avrupa’nın gaz vanaları kapatıldığı için bazı sektörlerdeki büyük firmalar üretimlerini durdurdu. İki sorunumuz var. Birincisi enerji arzı konusunda önümüzdeki dönemde başımıza ne gelecek bunu bilmiyoruz. Diğer sorun da enerji bedelinde özellikle kademeli tarifeden dolayı yüzde 700’lere varan artışlar var. Ağırlıklı pazarımız batı Avrupa. Burada da enerji kısıtından dolayı resesyon beklentisi var. Burayla ilgili de önümüzdeki dönem kaygılarımız var. Bu kadar belirsizlik ilk kez yaşanıyor. Bizim alışık olmadığımız bir durum ve sanayiciler olarak öngörü yapamıyoruz. Bu da yatırım iştahını olumsuz etkiliyor.”
“ZAMMI FİYATLARA YANSITMIYORUZ”
■ Yorglass CEO’su Semavi Yorgancılar: “Bizim de kulağımıza yüzde 15 gibi bir zam olacağı şeklinde duyum geldi. Ortalık çok karışık. Gaz fiyatı artıyor, hammadde fiyatlarında ise dalgalanmalar var, bir kısmı düşüyor, bir kısmı artıyor. Çin’de de üretim fazlası başladı, oradan da bir rekabet dalgası geliyor, tüm sektörlere yönelik hem de. Piyasanın oturması 3-5 ayı bulur. Öncelikle enflasyonun durması lazım. Enerji fiyatlarındaki artış durursa, üretimdeki enerji maliyeti kaynaklı fiyat artışları da duracak. Ancak o zaman piyasa daha stabil olur. Bir önceki ay gelen zammı bazı ürünlerin fiyatlarına yüzde 15- 20 artış şeklinde yansıtmaya çalıştık, bazılarına yansıtamadık. Ama talep düşüklüğü var, fiyatlar da kolay artmıyor. Geçen seneki gibi değil, çünkü geçen sene talep yüksekti. Ama şimdi talep de düşük.”
“Firmalar ihracata yönelecek”
● TOBB Plastik, Kauçuk ve Kompozit Sanayi Meclis Başkanı Yavuz Eroğlu: “Bu artık beklediğimiz bir şey. Çünkü dünyada da enerji fiyatları çok yüksek. Türkiye’de ise sübvanse ediliyor. Dolayısıyla bunun olmasını bekliyorduk. Bu bir tarafı. İkinci tarafı ise enerji maliyeti arttığında iki tane etkisi oluyor. Birincisi finansman ihtiyacınız artıyor. Burada finansmana ulaşım ile ilgili zaten sıkıntı var. Dolayısıyla üstüne bir de bu eklenince finansmana ulaşım daha da elzem hale geliyor, zorlaştığı zaman da firmaların nakit akışları olumsuz etkilenebilir. Ciddi sıkıntılar ortaya çıkabilir. İkinci yönü ise diyelim ki finansman yönü güçlü bir firmasınız, imkanlarınız var bu sefer fiyata yansıtacaksınız. Bu da enflasyona yol açacak. Tüketici buna ne kadar dayanabilir, o ürünleri o fiyata ne kadar alabilir. Tüketicinin üzerinde yaratacağı baskı nedeni ile talebi düşürme riski var. Bu da firmaların kapasite kullanım oranlarının etkilenmesine yol açabilir. İhracat piyasasını bunun dışında tutuyorum. AB’deki enerji fiyatları ile aramızdaki fark tarihte olmadığı kadar çok açıldı. Firmalar önden finansmanlı peşin ödemeli ihracata yönelecek. Bu işin tek çözümü bu. Avrupa’da Euro bazında minimum yüzde 150 arttı. Normali yüzde 400’e kadar artış var sene başından bu yana. O nedenle bizdeki artış kaçınılmaz. Firmalar oturup bu şartlar altında ihracata odaklanacak. İkincisi alım gücü nereye kadar el veriyorsa iç piyasaya satış yapılacak.”
KAYNAK: DÜNYA