23 Kasım 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.

1xbetbetpasmariobet
a
en iyi rulet siteleri

Uluabat Gölü’ndeki çekilme endiÅŸe yaratıyor

Bursa'da, bitki ve hayvan popülasyonu açısından zengin olan ve 'Ramsar Sözleşmesi ile korumaya alınan Uluabat Gölü'ndeki su çekilmesi, uydu görüntülerine yansıdı. Kayıkların geçtiği göl üzerindeki köprünün altı ise artık araç parkı alanı olarak kullanılıyor.

Bursa’da bulunan ve 136 kilometrekarelik alanıyla Türkiye’nin en büyük 9’uncu gölü olan Uluabat Gölü, birçok bitki ve hayvana ev sahipliÄŸi yapıyor. Plankton ve dip canlıları, sucul bitkiler, balık ve kuÅŸ popülasyonu açısından, Türkiye’nin en zengin göllerinden olan Uluabat Gölü, 1998’de dönemin Çevre Bakanlığı tarafından uluslararası öneme sahip sulak alan ilan edilerek, Ramsar SözleÅŸmesi ile koruma altına alındı. Ancak son yıllarda özellikle Marmara Bölgesi’nde etkili olan kuraklık nedeniyle, Uluabat Gölü’nde de su çekilmesi yaÅŸanıyor. Tarımsal sulama, kuraklık ve iklim krizi nedeniyle gölde su seviyesinin düşmesine baÄŸlı olarak yaÅŸanan çekilme, uydu görüntülerine yansıdı. Balıkçı kayıklarının ve gölde gezinti yapmak isteyen yerli ve yabancı turistleri taşıyan motorların altından geçtiÄŸi, göl üzerine kurulu köprünün altı, artık araç park alanı olarak kullanılıyor.

‘HARCADIÄžIMIZ SUYU YERÄ°NE KOYAMIYORUZ’

Özellikle Marmara Bölgesi’nin, geçen eylül ayından itibaren kurak bir dönem geçirdiÄŸini belirten, Bursa UludaÄŸ Ãœniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre MühendisliÄŸi Bölümü Öğretim Ãœyesi Doç. Dr. Efsun Dindar, “Son dönemlerde, kışı da ortaladığımız bu dönemlerde, maalesef beklenen yağışlardan daha azı yaÄŸdı. Önümüzde mart ayı var ama yine de beklentilerimizi karşılayacak düzeyde bir yağış düşecekmiÅŸ gibi gözükmüyor. Durum böyle olunca da bizim sulak alanlarımız, nehirlerimiz, göllerimiz, özellikle koruma altında olan Gölyazı gibi, Uluabat Gölü gibi kaynaklarımız, su çekilmeleriyle karşı karşıya kalıyor. Çünkü yağışlar gelmiyor ama bir taraftan da gölden su çekilmesi söz konusu olabiliyor. Tarımsal sulamanın hala devam etmesi veya kaçak çekimler gibi sebeplerden dolayı, su kütle dengesi bozuluyor. Aslında bir nevi, harcadığımızı yerine koyabilirsek, oradaki devamlılığı saÄŸlayabiliriz ama biz harcadığımızı yerine koyamıyoruz. Yerine koyamadığımız gibi bir taraftan da çevresel kirliliÄŸin baskısı altında, su kalitesinin de hızla bozulmaya devam ettiÄŸini de görmüş oluyoruz” dedi.

‘BÄ°YOÇEŞİTLÄ°LÄ°K YOK OLMA TEHLÄ°KESÄ°YLE KARÅžILAÅžIYOR’

Göldeki su çekilmesinin artması halinde, biyoçeşitliliğin azalması, hatta yok olma tehlikesine karşı endişeli olduklarını belirten Doç. Dr. Efsun Dindar, şöyle konuştu:

“BiyoçeÅŸitlilik anlamında da Uluabat Gölü özel bir bölge. Ramsar SözleÅŸmesi ile de uluslararası öneme haiz bir sulak alan. Burada su olmazsa, canlılık da olmaz. Uluabat Gölü’nün biz bilimsel anlamdaki verimliliÄŸine, sığlığına da baktığımızda, maalesef çok hızlı su kalitesinin bozulma potansiyeli olduÄŸunu görüyoruz. Çevresindeki sanayileÅŸme, tarımsal faaliyetler, gübre kullanımının yanlış olması, gölden su çekimlerinin endüstriyel ya da tarımsal olarak olması durumunda, maalesef oradaki canlılık, ekolojik denge bozuluyor ve göldeki biyoçeÅŸitlilik de yok olma tehlikesiyle karşı karşıya geliyor. Bu da sulak alanlarımızı kaybetmemiz demek. Su kaynaklarımızı kaybetmemiz demek, ileriki günlerde, su kıtlığıyla karşı karşıya kalmamızı gösteriyor. Åžu anda da mevcutta da barajlarımızdaki su seviyeleri de çok kritik seviyede. Su tasarrufu konusunda da ciddi uyarılarda bulunuyorlar. Gerekli önlemleri almazsak ve mevcuttaki su tüketimimizi azaltacak bir aksiyon planında bulunmazsak, önümüzdeki günlerde su kesintileriyle, susuzlukla baÅŸ edeceÄŸiz. Gerek bitki, gerek hayvan, gerek gözle göremediÄŸimiz canlıların oluÅŸturduÄŸu ekolojiyi maalesef kaybetmiÅŸ olacağız. Oranın bu ÅŸekilde susuzlukla kaderine terk edilmemiÅŸ olması gerekiyor.”

‘DENGENÄ°N BOZULDUÄžUNU ANLIYORUZ’

Sudaki dengeye dikkat çeken Doç. Dr. Dindar, “Bilimsel çalışmalarda yıllık olarak uydu görüntülerine baktığımızda, her yıl dengenin bozulduÄŸunu görüyoruz. Çünkü yazlarımız her yıl daha sıcak olmaya baÅŸlıyor. Önümüzdeki yaz da beklenene göre oldukça sıcak olacağı yönünde. Bir taraftan aldığınız suyu geri koyamıyorsunuz, bir taraftan sıcaklıklarla birlikte buharlaÅŸma da hızlı ÅŸekilde oluyor. BuharlaÅŸmayla da hızlı bir ÅŸekilde su, ortamı terk ediyor. Gerekli önlemler alınmazsa, su bütçeleri anlamlı aksiyonlara dönüşmezse, ileride orayı da kuraklık ve maalesef Nilüfer Barajı’nda gördüğümüz görüntülere doÄŸru giden bir seyir içerisinde görmemiz mümkün olabilir. Bu hiç istemediÄŸimiz bir durumdur” diye konuÅŸtu.

Doç. Dr. Efsun Dindar, Uluabat Gölü’ndeki çekilmenin ana sebeplerini ise şöyle sıraladı:

“BaÅŸlıca maddeleri sıralayacak olursak, yaz sıcaklarının iklim kriziyle artması sonucu, daha sıcak havalara maruz kalıyoruz ve göldeki buharlaÅŸma artıyor. Bir taraftan tarımsal ve endüstriyel kullanım için gölden su çekilmesi durumu söz konusu olabiliyor. Bir taraftan yaÄŸması gereken yağışlar yaÄŸmıyor. Sadece yaÄŸmur olarak deÄŸil, kar yağışları da bizim için çok önemli. Dolayısıyla biz harcadığımızı yerine koyamıyoruz ve koyamadığımız için de burada gitgide kuraklık ve su çekilmesiyle karşı karşıya kalıyoruz.”

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Kayseri’de deplasman yasağına durdurma

HIZLI YORUM YAP