05 Kasım 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.

1xbetbetpasmariobet
a
en iyi rulet siteleri

“Türk sporu baÅŸarılarla gündeme gelmeli”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz futbol başta olmak üzere Türk sporunun tartışmalarla değil başarılarla gündeme gelmesini arzu ediyoruz." dedi.

CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan, Necip Fazıl Ödülleri ile sadece büyük ÅŸaire vefa borcunu ödemekle kalmayıp aynı zamanda Türkiye’nin deÄŸerlerine de sahip çıktıklarını belirterek, “Ödüllendirilen her baÅŸarının daha büyük baÅŸarıların müjdecisi olacağının inancıyla hüner sahibini takdir ve taltif etmeye çalışıyoruz.” dedi.

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen Necip Fazıl Ödülleri’nde, Necip Fazıl Kısakürek’in manevi mirasını yaÅŸatma amacıyla verdikleri ödüllerin 10’uncusunda üstadın hatırasına sahip çıkıldığı için herkese teÅŸekkür etti.

ErdoÄŸan, bu yıl Kısakürek’in vefatının 40’ıncı yıl dönümü olduÄŸunu, büyük ÅŸair, mütefekkir, dava ve aksiyon adamı Necip Fazıl Kısakürek’i bir kez daha rahmetle yad ettiÄŸini söyledi.

Kaleme aldığı eserleriyle zor zamanlarda verdiÄŸi mücadelesiyle ömrü boyunca sergilediÄŸi dik ve dirayetli duruÅŸuyla merhum Kısakürek’in mümtaz bir ÅŸahsiyet olduÄŸunu belirten ErdoÄŸan, “Necip Fazıl ‘Büyük DoÄŸu Davası’ için fikir çilesi çeken, ÅŸiirden nesire, tiyatrodan hikayeye, romandan denemeye, edebiyatın her alanında eserler veren velut, yiÄŸit, yürekli bir münevverdi.” ifadelerini kullandı.
betnano direct
ErdoÄŸan, bu vesileyle iki ay önce ebediyete yolcu ettikleri üstadın emaneti Mehmet Kısakürek’i de burada rahmetle andığını dile getirerek, Mehmet Kısakürek ile son olarak haziran ayında yine burada düzenlenen “40 Yıl, 40 Eser” etkinliÄŸinde bir araya geldiklerini belirtti.

“Yeni yetiÅŸen gençler üstatlarından devraldıkları emaneti daha da yüceltecek”

GeçmiÅŸ yıllarda Necip Fazıl Ödülleri takdim edilen ve hayatını kaybeden Nuri Pakdil, Prof. Dr. Teoman Duralı, Rasim Özdenören, Ahmet Özalp, Prof. Dr. Nevzat Atlığ’ı da rahmetle yad eden ErdoÄŸan, “Ä°lim, edebiyat, kültür ve sanat alanlarında ekol haline gelmiÅŸ deÄŸerlerimizin vefatları, geride doldurulması çok güç boÅŸluklar bırakıyor. Biraz önce isimlerini saydığım kültür sanat erbabımızın kıymetini onların yokluÄŸunda daha iyi anlıyoruz, daha net görebiliyoruz. Yeni yetiÅŸen gençlerimizin üstatlarından devraldıkları emaneti hakkıyla taşıyıp daha da yücelterek kendilerinden sonrakilere en güzel ÅŸekilde teslim edeceklerine inanıyorum.” diye konuÅŸtu.

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, Necip Fazıl Ödülleri’nin bu noktada çok önemli bir rol üstlendiÄŸini vurgulayarak, ÅŸunları kaydetti:

“Bu ödüllerle sadece büyük ÅŸairimize vefa borcumuzu ödemekle kalmıyor aynı zamanda Türkiye’nin deÄŸerlerine de sahip çıkıyoruz. Ödüllendirilen her baÅŸarının daha büyük baÅŸarıların müjdecisi olacağının inancıyla hüner sahibini takdir ve taltif etmeye çalışıyoruz. Necip Fazıl Ödülleri ilk gündeme geldiÄŸinde Star gazetesinden ödül programının geliÅŸtirilerek mutlaka devam ettirilmesini istemiÅŸtim. TürkMedya Grubu’muz ödüllerin kurumsallaÅŸmasını saÄŸlayarak gerçekten baÅŸarılı bir sınav verdi. Kendilerini hem bizi mahcup etmedikleri hem de bize mahcup olmadıkları için gönülden tebrik ediyorum.”

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, Necip Fazıl Kısakürek’in vefatından 37 yıl sonra en büyük hayali olan Ayasofya’yı açma ÅŸerefine eriÅŸtiklerini belirterek, “80 yıllık hasretin ardından zincirleri hep birlikte kırdık. Fatih’in vasiyetine uygun olarak Ayasofya’yı asli kimliÄŸine tekrar kavuÅŸturduk.” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yarışma nedeniyle bu yıl da ülkenin geniş insan hazinesinden titiz bir çalışmayla, yine birbirinden kıymetli, yetkin, velut isimlerin tespit edildiğini söyledi.

Star gazetesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve ödül jürisinin üyelerine teÅŸekkür eden CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “Necip Fazıl Ödülleri’nin 10. yılı vesilesiyle bu seneki ödüllerimizi 10 farklı kategoride tevcih ediyoruz. Birazdan ödüllerini takdim edeceÄŸimiz bilim, kültür ve sanat erbabımızı tek tek kutluyor, ÅŸahsım, ülkem ve milletim adına her birine en kalbi şükranlarımı sunuyorum.” diye konuÅŸtu.

“Türk siyasetinin tüm dönüm noktalarına ÅŸahitlik etti”

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, üstat Necip Fazıl Kısakürek’in siyasi, sosyal ve kültürel bakımdan Türkiye’nin en sancılı, en zor döneminde yaÅŸadığını aktararak, sözlerini şöyle sürdürdü:

“79 yıllık ömründe, iki cihan harbi dahil nice savaÅŸ, iÅŸgal, darbe, ekonomik ve siyasi darboÄŸazlar gördü. Osmanlı’nın yıkılışından Cumhuriyet’in ilanına, tek parti sultasından çok partili demokrasiye geçiÅŸe kadar, Türk siyasetinin tüm dönüm noktalarına bizzat ÅŸahitlik etti. Asırlardır günde beÅŸ vakit semalarımızı süsleyen Ezan-ı Muhammediye’lerin binlerce yılın yabancısı garip bir sesle deÄŸiÅŸtirilmesine tanık oldu. Fatih’in emaneti, Ayasofya’nın kapısına vurulan zincirler en çok da kendisi bir Ayasofya meftunu, Ayasofya aşığı olan üstada ağır geliyordu.”

“Büyük bir iman ve dava adamıydı”

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, Kısakürek’in, yüzyıllar boyunca i’la-yi kelimetullahın sancaktarlığını yapmış bir milletin ruh köküyle bağının zayıflamasını hiçbir zaman kabullenmediÄŸinin altını çizerek, “‘Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya; Yüzüstü çok süründün, ayaÄŸa kalk, Sakarya.’ derken milleti yeniden ayaÄŸa kalkmaya davet ediyordu. ‘Sen bir devsin, yükü ağırdır devin; Kalk ayaÄŸa, dimdik doÄŸrul ve sevin.’ mısralarındaki çaÄŸrının da muhatabı topyekun milletimizdir.” ifadelerini kullandı.

Erdoğan, üstadın mücadelesinin, Türk milletini ruh köküyle yeniden buluşturmak olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

“Ãœstadın, Anadolu’nun ruh kökü dediÄŸi ÅŸey ise bizi biz yapan, vatanı vatan kılan, milletimizi millet yapan kadim hasletlerin bütünüydü. Harcını, dini ve felsefi bir olgunlukla, sancılı ürperiÅŸlerle, sevinçlerle ve DoÄŸu’nun batmayan güneÅŸiyle kardığı tüm eserlerinde üstadın öncelikli gayesi iÅŸte buydu. O, zaman ve mekan ÅŸuuruna sahip, büyük bir iman ve dava adamıydı. O gümrah bir ırmak misali akan ÅŸiirleriyle, tiyatrolarıyla, tenkit ve inceleme yazılarıyla bir hakikat yolcusuydu. Ãœstat, merhum Yahya Kemal’in, ‘AÄŸzımda annemin ak sütü gibidir.’ dediÄŸi Türkçeyi en mahir, en müessir ÅŸekilde kullanan ediplerimizden biriydi. ‘Ä°ÅŸgalcilerin’ diye tabir ettiÄŸi devrinin tatsız tuzsuz, renksiz, ahenksiz lisan dayatmalarına asla itibar etmemiÅŸtir. ‘Dilden daha büyük, dilden daha aziz, dilden daha gerçek, dilden daha müdafaalı vatan yoktur.’ diyerek, Türkçeyi savunmuÅŸtur.”

“Åžiirle mutlak hakikati aramıştır”

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, üstat Kısakürek’in, ÅŸiir ve nesirdeki hikmetli sözlerini keskin bir zeka, derinlik, ustalık, mecaz ve nükteyle tezyin ettiÄŸini vurgulayarak, “Sanatların sultanı olarak tarif ettiÄŸi ÅŸiirle, mutlak hakikati aramıştır. Necip Fazıl’a göre mutlak hakikat Allah’tır. Åžiir, Allah’ı sır ve güzellik yolunda arama iÅŸiydi. Åžiire ve Allah’ın mahrem ülkesi meçhuller aleminin derbeder seyyahı olarak gördüğü ÅŸaire çok önemli görevler yüklüyordu.” dedi.

Ãœstat Kısakürek’in, gerçekleÅŸtirmek için bütün bir ömrünü vakfettiÄŸi ideallerini ancak ve ancak genç kuÅŸakların gerçeÄŸe dönüştürebileceÄŸine inandığına dikkati çeken CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, ÅŸunları söyledi:

“Bu gençliÄŸin maya tutması için de üstat, kendi ifadesiyle, 30 yıl boyunca uÄŸraÅŸtı, didindi, bu uÄŸurda zindanlara atıldı. Tüm yasaklara, tüm engellemelere raÄŸmen, 35 yıl boyunca neÅŸrettiÄŸi Büyük DoÄŸu Dergisi ve kurucusu olduÄŸu Büyük DoÄŸu Cemiyeti ile özellikle gençlere ilham aşılamanın, öz güven ve cesaret vermenin gayretindeydi. O, mücadelesini, fildiÅŸi kulelerde deÄŸil, milletin içinde, milletiyle, bilhassa gençlerle birlikte yürüttü. Anadolu’yu karış karış gezerek, binlerce kiÅŸinin katıldığı konferanslar tertip etti. Sayısız takibata uÄŸradı.”

“Gençlikten ümidini hiçbir zaman kesmedi”

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, Kısakürek’in, defalarca hapse girdiÄŸine, birçok haksızlığa maruz kaldığına fakat inandığı yoldan asla geri adım atmadığına iÅŸaret ederek, “Birisinde, Hakim bey, ‘Artık bıktık senden.’ ifadesini kullanınca verdiÄŸi cevap çok manidardır. ‘Siz hancı, ben bu yolda yolcu olduÄŸum müddetçe ben buraya daha çok uÄŸrarım.’ GeleceÄŸin fikir yükünü sırtlayacağına inandığı gençlikten ümidini hiçbir zaman kesmedi. Rabb’im bizlere de gençlik yıllarımızda üstadın bu samimi mücadelesine omuz vermeyi bahÅŸetti. Necip Fazıl Kısakürek’in 50. muharrirlik ve 40. mücadele yılı jübilesinin takdimini yapmak bu fakire nasip oldu.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.

“Ayasofya Cami-i Kebir aslına rücu etti”

Ãœstat Kısakürek’in hayattayken takdimini yapma bahtiyarlığını yaÅŸadığını belirten ErdoÄŸan, ÅŸunları kaydetti:

“Vefatından 37 yıl sonra ise en büyük hayali olan Ayasofya’yı açma ÅŸerefine de eriÅŸtik. Allah’a hamdolsun 80 yıllık hasretin ardından zincirleri hep birlikte kırdık ve Fatih’in vasiyetine uygun olarak Ayasofya’yı asli kimliÄŸine tekrar kavuÅŸturduk. Ayasofya Cami-i Kebir aslına rücu etti. Birlikte bu baÅŸarıldı. Ãœstadın hayalini kurduÄŸu ÅŸekilde tıpkı bir kitap gibi, tıpkı mukaddesatçı Türk gençliÄŸinin kalbi gibi bu yüce mabedi açmayı baÅŸardık. Rabb’ime bir kez daha bizlere bu onuru, bu ÅŸerefi, Ayasofya’nın esaretine son verme bahtiyarlığını bahÅŸettiÄŸi için sonsuz hamdediyorum.”

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “Ayasofya’yı yeniden açan CumhurbaÅŸkanı olarak anılmak, bizim gönül dünyamızda ÅŸereflerin en büyüğüdür.” dedi.

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, Ayasofya’yı asli kimliÄŸine tekrar kavuÅŸturduklarını söyledi.

ErdoÄŸan, “Ayasofya’yı yeniden açan CumhurbaÅŸkanı olarak anılmak, bizim gönül dünyamızda ÅŸereflerin en büyüğüdür. Ayasofya’nın yanındaki birçok müktesebat rahmetli Kadir Bey zamanında yenilendi, fakat ÅŸu andaki zat, oradaki birçok eseri kaldırarak boÅŸaltılmış bir harabeye döndürdü.” ifadelerini kullandı.

Şimdi orayı yeniden restore ettiklerinin altını çizen Erdoğan, şöyle konuştu:

“Bunlara hiçbir ÅŸey bırakılmaz, inanın öyle. Bunlar ülkeyi bile çırılçıplak hale getirirler. GeldiÄŸimiz zaman çöp, çukur, çamurdu Ä°stanbul. Öyle almıştık. Ama kendilerine nasıl bir Ä°stanbul teslim ettik, ortada. Onlar ÅŸimdi yine ne yaptılar? Aynı hale dönüştürdüler, dönüştürüyorlar. Onun için 31 Mart çok önemli. Yeniden Ä°stanbul’umuzu, Türkiye’mizi aslına rücu ettirmek için 31 Mart çok önemli.”

Ayasofya’yı kendilerinin açtığını ama onu koruyacak olanların elbette gençler olduÄŸunu dile getiren ErdoÄŸan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Gençlerimizin bu mukaddes emanete layıkıyla sahip çıkacağına yürekten inanıyorum. ‘Zaman bendedir ve mekan bana emanettir.’ diyen, ‘Kim var?’ diye seslenilince sağına ve soluna bakınmadan fert fert ‘Ben varım.’ cevabını veren bir gençliÄŸin karşımda olduÄŸunu görüyorum. Böyle olduÄŸu müddetçe Allah’ın izniyle Ayasofya’nın kubbelerinden Kur’an sesi, minarelerinden ezan sesi hiçbir zaman eksilmeyecektir. Ayasofya-i Kebir Cami-i Åžerifi, Türkiye Yüzyılı’nın sembolü olarak ebediyete kadar mümin yürekleri selamlamaya devam edecektir.”

Necip Fazıl’ın izini süren düşünce ve edebiyat damarının, Türkiye’de halen yazı, ÅŸiir ve fikir pınarlarını beslemeye devam ettiÄŸine dikkati çeken ErdoÄŸan, “Ãœstadın geride bıraktığı ilim, kültür ve sanat birikiminin özellikle günümüzün genç kalemleri tarafından sahiplenildiÄŸini görüyoruz. Ödül takdim edeceÄŸimiz kardeÅŸlerimizin arasında gençlerimizin de olmasından büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Biz de üstadın adına verdiÄŸimiz ‘Ä°lk Eserler’ ödülüyle genç kardeÅŸlerimizi destekliyor, cesaretlendiriyoruz.” diye konuÅŸtu.

Ödüle layık görülenleri tek tek açıkladı

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, bu yılki Necip Fazıl Ä°lk Eserler Ödülü’ne “Vakitsiz Ölüler Yurdu” isimli kitabıyla Sema Bayar ile “Ä°nsansın ve AkÅŸam” adlı ilk ÅŸiir kitabıyla Rıdvan Tulum’un layık görüldüğünü belirterek, “Kendilerini canıgönülden tebrik ediyorum.” dedi.

Necip Fazıl Hikaye Roman Ödülü’nü ise bu yıl Selahattin Yusuf’a takdim ettiklerini belirten ErdoÄŸan, “Romanlarında ele aldığı meseleleri saÄŸlam bir zemine oturtan Selahattin Yusuf kardeÅŸimizi tebrik ediyor, yazı ve düşünce hayatında kendisine muvaffakiyetler diliyorum.” ifadelerini kullandı.

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, Necip Fazıl Åžiir Ödülü’nün Ali Günvar’a tevcih edildiÄŸini aktararak, “Åžiir desenlerini, geleneÄŸimizi ihmal etmeyen yenilikçi bir tavırla ören Ali Günvar, geniÅŸ okuyucu kitlesinin kalbine de ses ve mısralarıyla dokunuyor. Hazreti Mevlana’dan, Yunus Emre’den, Niyazi Mısri’den, Nabi’den, Baki’den, Åžeyh Galip’ten ve TaÅŸlıcalı Yahya’dan aldığı ilhamla bezediÄŸi ÅŸiirlerini dünya edebiyatıyla irtibatlandırıp geniÅŸ bir yelpazenin parçası haline getiriyor. Yayıncılık faaliyetleriyle edebiyatımıza yıllardır hizmet eden ÅŸair Ali Günvar’ı tebrik ediyorum.” diye konuÅŸtu.

Necip Fazıl Fikir AraÅŸtırma Ödülü’nü bu sene Ahmet Ayhan Çitil’e takdim ettiklerini kaydeden ErdoÄŸan, “Son derece kıymetli akademik çalışmalarında din, metafizik, matematik, ahlak, yapay zeka ve hukuk gibi konuları ele alan Prof. Dr. Ahmet Ayhan Çitil hocamız, Kant felsefesi üzerine yaptığı inceleme ve araÅŸtırmalarla ilim ve düşünce dünyamızda önemli bir boÅŸluÄŸu dolduruyor. Ahmet Ayhan Çitil hocamıza teÅŸekkür ediyor, bundan sonraki araÅŸtırmalarında baÅŸarılar diliyorum.” dedi.

Necip Fazıl Uluslararası Kültür Sanat Ödülü’nün bu yılki sahibinin deÄŸerli yazar ve yönetmen Nacer Khemir olduÄŸunu dile getiren ErdoÄŸan, “Ä°slam kültür ve medeniyetini tüm güzellikleriyle yansıtmaya çalışan kitapları ve filmleriyle modern insanı sarsıp ona yüceleri, öteleri iÅŸaret eden Nacer Khemir, kültür ve sanat dünyamızda uluslararası bir yer tutmaktadır. Nacer Khemir’i de kutluyor, yeni çalışmalarının hayırlı, faydalı ve bereketli olmasını temenni ediyorum.” ifadelerini kullandı.

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, Necip Fazıl Çocuk Edebiyatı Ödülü’nün sahibinin Figen Yaman CoÅŸar olduÄŸunu belirterek, “Ä°stikbalimizi emanet edeceÄŸimiz çocuklarımıza dönük duru bir Türkçeyle mayaladığı metinlerle, incelikle hazırladığı çocuk programları ve projelerle destek olan Figen Yaman CoÅŸar’ı canıgönülden tebrik ediyorum.” dedi.

Necip Fazıl Görsel Sanatlar Ödülü’nü ise Selahattin Sancaklı’ya takdim ettiklerini dile getiren ErdoÄŸan, “GeçtiÄŸimiz günlerde 87’nci vefat yıl dönümünde rahmetle andığımız Mehmet Akif’in çileli hayatını ve zorlu mücadelesini 13 bölümlük baÅŸarılı bir diziyle milyonlara ulaÅŸtıran Selahattin Sancaklı’yı tebrik ediyorum.” diye konuÅŸtu.

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, bu yıl ilk kez tevcih edecekleri Necip Fazıl Mimarlık Ödülü’nü ise 6 isme birden verdiklerini belirterek “Åžehrin ve mekanın hafızasına sahip çıkarak Samsun Ãœniversitemize yepyeni bir eser kazandıran Ä°brahim Düzenli, Asım Divleli, Selçuk TaÅŸar, Ahmet Yılmaz, Hakkı YiÄŸit ve Sami Ateşçi’ye teÅŸekkürlerimi sunuyorum.” dedi.

Yine ilk kez takdim edilen Necip Fazıl Müzik Ödülü’ne genç piyanist Büşra Kayıkçı’nın layık görüldüğünü açıklayan CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “Ä°lk albümünü 2019 yılında çıkaran Büşra Kayıkçı yerel ve uluslararası müzik çevrelerince büyük bir ilgi ve övgüyle karşılandı. Genç yaşına raÄŸmen kendisine beynelmilel bir yer açıp ülkemizi baÅŸarıyla temsil eden Büşra Kayıkçı kardeÅŸimizi kutluyor, daha nice güzel eserlere imza atmasını yürekten temenni ediyorum.” diye konuÅŸtu.

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, Necip Fazıl Saygı Ödülü’nü bu yıl Prof. Dr. Hüsrev Hatemi’ye takdim ettiklerini belirterek, şöyle konuÅŸtu:

“Tıp alanındaki araÅŸtırma ve incelemelerinin yanı sıra gerçekten deÄŸerli ÅŸiirler, denemeler ve hatıra kitapları kaleme alan, bir yandan da yetiÅŸtirdiÄŸi talebeler eliyle ilim, kültür ve sanat hayatımıza yeni soluklar kazandıran Prof. Dr. Hüsrev Hatemi hocamızı tebrik ediyorum. Kendisine saÄŸlıklı, huzurlu ve bereketli ömürler diliyor, ÅŸahsım, ülkem ve milletim adına teÅŸekkürlerimi iletiyorum.”

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, Galatasaray ile Fenerbahçe arasında Suudi Arabistan’da oynanması planlanan Turkcell Süper Kupa maçının ertelenmesine iliÅŸkin, “Dünkü hadiseden dolayı futbol severlere ve spor camiasına geçmiÅŸ olsun dileklerimi iletiyorum. Tüm kulüplerimizden, sporun barışı, dayanışmayı, iÅŸbirliÄŸini temsil eden fair play ruhuna samimiyetle sahip çıkmalarını bekliyorum.” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, velisinden delisine, esnafından evliyasına kadar şiirle yaşamış, hayatı şiir, şiiri hayat tarzı haline getirmiş bir milletin mensupları olduklarını dile getirdi.

Yunus Emre’den KaracaoÄŸlan’a, Yahya Kemal’den Ziya PaÅŸa’ya, Åžeyh Galip’ten, Necip Fazıl’a, Nazım Hikmet’ten, Abdurrahim Karakoç’a tek solukta yüzlerce birinci sınıf ÅŸairi saymanın mümkün olduÄŸunu ifade eden ErdoÄŸan, “Kanuni Sultan Süleyman’ın divanında dört bin civarında gazel vardır. Necip Fazıl’ın sadece otel odaları ÅŸiirindeki her beyit nasıl bir ÅŸaheserse, Muhibbi Divanı’ndaki, Fatih Divanı’ndaki gazeller de aynı ÅŸekilde, eÅŸsiz birer sanat eseridir.” diye konuÅŸtu.

ErdoÄŸan, bu hazineden yeterince istifade edemediklerini dile getirerek, “Elbette bunda dilde yaÅŸanan keskin ve ani kopuÅŸun çok büyük tesiri var. Milletimizin binlerce yıllık beslenme kaynaklarıyla bağını zayıflatan bazı hamlelerin açtığı boÅŸluÄŸu belki de hiçbir zaman tam manasıyla telafi edemeyeceÄŸiz. Kültür sanat hayatımızın serpilip büyümesine ket vuran bir diÄŸer husus, varlığını halen devam ettiren ideolojik al gülüm ver gülüm iliÅŸkileridir.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.

“Siyasetteki vesayet sistemini hamdolsun bitirdik”

Sinemadan tiyatroya, romandan müziğe kadar birçok alanda iç içe geçmiş çok katmanlı bu ilişkilere rastladıklarını anlatan Erdoğan, bu ilişkilerin, ülkede yeni özgür seslerin, yeni kabiliyetlerin çıkmasına da engel teşkil ettiğini söyledi.

“Burada ÅŸu hususu açık yüreklilikle ifade etmek istiyorum” diyen ErdoÄŸan, “Hükümet olarak son 21 yılda attığımız kararlı, cesur ve dirayetli adımlarla siyasetteki vesayet sistemini hamdolsun bitirdik. Türk siyasetini, tarihinin en çoÄŸulcu, en renkli, temsil kabiliyeti en yüksek yapısına kavuÅŸturduk ama kültür sanat alanındaki vesayeti sona erdirmekte henüz muvaffak olamadık.” ÅŸeklinde konuÅŸtu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kaliteden, nitelikten, başarıdan ziyade, ideolojik akrabalığı referans alan vesayet düzeninin kültür sanat camiasında varlığını halen sürdürdüğüne dikkati çekerek, şöyle konuştu:

“Türkiye’ye dair pek çok tartışmada bu zihniyetin tarafgir ve karanlık yüzüne ÅŸahit oluyoruz. ÖrneÄŸin, sırf kendi dünya görüşlerinden olduÄŸu için katillere, tacizcilere, teröristlere, ülke ve millet düşmanlarına leke kondurmuyorlar. Müzik kutusu misali parasını verenin plağını çalan bu çevrelerin temel özelliÄŸi, her seferinde ülkenin ve milletin karşısında konumlanmalarıdır. Lafa gelince demokrasiyi kimseye bırakmazlar. Ancak 27 Mayıs ve 28 Åžubat darbecilerini alkışlamaktan da geri durmazlar. Hak ve özgürlükler konusunda ahkam keserler fakat başörtüsü yasağını savunmakta hiçbir beis görmezler. Sürekli barıştan, yaÅŸamdan, bir arada yaÅŸamaktan bahsederler ama bölücü terör örgütünün kalemÅŸorluÄŸunu yapmaktan gocunmazlar.”

“Türkiye’nin kültür sanat iklimi, mutlaka hak ettiÄŸi seviyelere ulaÅŸacaktır”

Erdoğan, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“Ä°nsan haklarında mangalda kül bırakmazlar ama Gazze’de üç aydır devam eden Ä°srail vahÅŸeti karşısında çıkıp bir kelime etmezler. Hatta, Hamas bahanesiyle Ä°srail’in devlet terörünü günümüzün Führeri Netanyahu’nun soykırım politikasını meÅŸrulaÅŸtırmaya çalışırlar. Bunları ülkenin, milletin menfaatine, demokrasimizin hayrına olan hiçbir meselede ortalıkta göremezsiniz. Ama vesayetçiler adına gazete köşelerinden, darbeciler adına televizyon ekranlarından saÄŸa sola ayar verirken mutlaka görürsünüz. Hasılı, nerede Türkiye’ye ve Türk milletine karşı bir eylem hazırlığı varsa bunların tekmili hepsini birden ön safta muhakkak bulursunuz. Son dönemde bu çevrelerin giderek artan pervasızlıklarını, kendileri dışında herkese hakaret ederek susturmaya çalışmalarını ülkemizin kültür sanat, spor ve medya camiasında kurdukları ahbap çavuÅŸ düzeninin artık dağılmaya baÅŸladığının iÅŸaretleri olarak deÄŸerlendiriyoruz.”

Necip Fazıl Kısakürek’in ömrünün “Batı mukallidi” olarak tarif ettiÄŸi, kendi halkına karşı nobran ama Batı karşısında ezik bu çevrelerle mücadeleyle geçtiÄŸini aktaran ErdoÄŸan, “Biz de son 21 yılımızı burada yaÅŸadığı halde bize Paris’ten, Londra’dan, Washington’dan, hatta ve hatta Kandil ve Pensilvanya’dan seslenen Batı’nın gönüllü lejyonerleriyle mücadeleyle geçirdik. DiÄŸerleri gibi inÅŸallah bu mücadelemizden de zaferle çıkacağız. Türkiye’nin kültür sanat iklimi, mutlaka hak ettiÄŸi seviyelere ulaÅŸacaktır. Ä°nÅŸallah bunu da sizlerle birlikte baÅŸaracağız.” ifadelerini kullandı.

“Sporun günlük siyasi rekabetin mezesi haline getirilmesi yanlıştır”

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, dün Galatasaray ile Fenerbahçe arasında Suudi Arabistan’da oynanması planlanan Turkcell Süper Kupa maçının ertelenmesine deÄŸinerek, ÅŸunları söyledi:

“Sözlerime son vermeden önce dün gece yaÅŸanan hadiselerden duyduÄŸumuz üzüntüyü burada altını çizerek vurgulamak istiyorum. Biz futbol baÅŸta olmak üzere Türk sporunun tartışmalarla deÄŸil, baÅŸarılarla gündeme gelmesini arzu ediyoruz. Hangi sebeple olursa olsun sporun günlük siyasi rekabetin mezesi haline getirilmesi yanlıştır, hatalıdır, sporumuza hiçbir faydası yoktur. Dün geceden itibaren muhalefet partilerinin yaptığı açıklamaları istismar siyasetinin yeni örnekleri olarak görüyoruz. Cumhuriyet 85 milyonun ortak deÄŸeridir. Gazi Mustafa Kemal, bu ülkenin banisidir. Daha düne kadar, affınıza sığınarak söylüyorum ‘Siz Atatürk’ün askeri deÄŸil, itlerisiniz.’ diyenlerle el ele, kol kola yürüyenlerin bugün söylediklerinin bizim nazarımızda hiçbir kıymetiharbiyesi yoktur. Türkiye’nin ve Türk milletinin onurunu, haysiyetini, ÅŸerefini bizim nasıl savunduÄŸumuzu CHP bilmese de tüm dünya çok iyi biliyor. Ãœlkemizin itibarını, bizim nasıl koruduÄŸumuzu muhalefet bilmese de tüm insanlık gayet iyi biliyor. CHP ve şürekası ders vermeyi bıraksınlar, ÅŸayet samimiyseler gitsinler önce bölücü örgütün uzantısı ittifak noktalarından hesap sorsunlar.

Dünkü olayın mecrasından çıkarılarak ÅŸov ve provokasyon malzemesi yapılmasına müsaade edemeyiz. Hele hele müessif bir olay üzerinden milletin inancına ve mukaddesatına ahlaksızca dil uzatılmasını hiçbir ÅŸekilde mazur göremeyiz. Bu konuda yapılması gereken ne varsa, hangi adım atılması gerekiyorsa onu yapmaktan çekinmedik, çekinmeyiz. Dünkü hadiseden dolayı futbolseverlere, 20 yılım futbolla geçti, bunlar gibi tribünden seyretmedik ve spor camiasına geçmiÅŸ olsun dileklerimi iletiyorum. Tüm kulüplerimizden, sporun barışı, dayanışmayı, iÅŸbirliÄŸini temsil eden fair play ruhuna samimiyetle sahip çıkmalarını bekliyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yıl ödül alan edebiyat, sanat, ilim erbabını tebrik ederek, Star ailesine bu güzel organizasyon için teşekkürlerini sundu.

Törende, “DoÄŸdu Batmayan GüneÅŸ” temasıyla hazırlanan film, davetlilere izletildi.

Ödüller sahibini buldu

Cumhuriyet tarihinin en önemli edebiyatçı ve fikir adamlarından Necip Fazıl’ın manevi ve kültürel mirasını yaÅŸatmak amacıyla bu yıl 10’uncusu düzenlenen Necip Fazıl Ödülleri sahiplerini buldu.

Geçen yıllardan farklı olarak Çocuk Edebiyatı, Görsel Sanatlar, Mimarlık ve Müzik dallarının eklenmesiyle birlikte 10’uncu yıla özel 10 ayrı dalda 11 isim ödüle layık görüldü.

Prof. Dr. M. Fatih Andı, Prof. Dr. Hicabi Kırlangıç, Prof. Dr. Turan KarataÅŸ, Doç. Dr. Ahmet Murat Özel ve Necip Tosun’dan oluÅŸan jürinin aldığı karar neticesinde 2023 Necip Fazıl Ödülleri’ne layık görülen isimler ÅŸunlar oldu:

“Necip Fazıl Åžiir Ödülü: Ali Günvar, Necip Fazıl Hikaye-Roman Ödülü: Selahattin Yusuf, Necip Fazıl Fikir-AraÅŸtırma Ödülü: Ahmet Ayhan Çitil, Necip Fazıl Ä°lk Eserler Ödülü: Sema Bayar, Necip Fazıl Ä°lk Eserler Ödülü: Rıdvan Tulum, Necip Fazıl Uluslararası Kültür Sanat Ödülü: Nacer Khemir, Necip Fazıl Çocuk Edebiyatı Ödülü: Figen Yaman CoÅŸar, Necip Fazıl Görsel Sanatlar Ödülü: Selahattin Sancaklı, Necip Fazıl Mimarlık Ödülü: Samsun Ãœniversitesi Ballıca Kampüsü’nde Tütün Depolarının Mimarlık ve Tasarım Fakültesi’ne Dönüşümü (H. Ä°brahim Düzenli, A. Asım Divleli, E. Selçuk TaÅŸar, Ahmet Yılmaz, Ä°. Hakkı YiÄŸit, B. Sami Ateşçi), Necip Fazıl Müzik Ödülü: Büşra Kayıkçı, Necip Fazıl Saygı Ödülü: Hüsrev Hatemi”

Programın sonunda ödül kazananlara ödüllerini veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra ödül alanlarla hatıra fotoğrafı çektirdi.

AA

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Yılbaşında 208 bin 874 kolluk kuvveti görev yapacak

HIZLI YORUM YAP