22 Kasım 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.
CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan, CumhurbaÅŸkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen Kabine Toplantısı’nın ardından millete seslendi.
KonuÅŸmasına, kendisini dinleyenleri selamlayarak baÅŸlayan ErdoÄŸan, bir ayı aÅŸkın bir sürenin ardından bugün yapılan Kabine Toplantısı’nda saÄŸlıktan tabii afetlere, ekonomiden eÄŸitime ve dış geliÅŸmelere kadar Türkiye’nin gündemindeki birçok meseleyi görüştüklerini belirtti.
Bir süredir maruz kalınan kuraklık, yangın ve sel felaketleri sebebiyle Türkiye’nin üzüntülü günler geçirdiÄŸini dile getiren ErdoÄŸan, Anadolu’nun pek çok yerinde kuraklık sebebiyle tarlaların biçilmeden sürüldüğüne dikkati çekti.
ErdoÄŸan, neredeyse 4 haftadır gündemde olan büyük çaplı orman yangınlarının küresel bir sorun haline dönüştüğüne iÅŸaret ederek, Türkiye’de 2021 yılında 54 farklı ilde çıkan yangınlarda yaklaşık 150 bin hektarlık alanın etkilendiÄŸini aktardı.
Tarihin bu en büyük yangınlarında zarar gören alanların 82 bin hektarının Antalya’da, 62 bin hektarının da MuÄŸla’da olduÄŸunu belirten ErdoÄŸan, buna karşılık son dönemde Rusya’da 3 milyon hektarlık, Amerika’da 3 milyon hektardan fazla, Kanada’da 3 milyon hektara yakın, Meksika’da ise 600 bin hektarlık alanın yandığını kaydetti.
Avrupa’nın pek çok ülkesinin yangınlarla boÄŸuÅŸtuÄŸunu dile getiren ErdoÄŸan, şöyle konuÅŸtu:
“Ãœlkemizdeki yangınların en azından bir kısmında terör örgütlerinin sabotaj şüphesi olmakla beraber genel bir afet haliyle karşı karşıya bulunduÄŸumuz açıktır. Son 1,5 asrın rekorlarının kırıldığı bu dönemde 40 dereceyi bulan hava sıcaklığı, 80 kilometreyi bulan rüzgar hızı ve yüzde 9’lar seviyesine inen nem oranı sebebiyle yangınların önüne geçilmekte zorlanılmıştır. Manavgat’ta baÅŸlayan ve giderek yayılan yangınlara karşı devletimiz ilk andan itibaren tüm imkanlarıyla mücadelesini vermiÅŸ, vatandaÅŸlarımızın yanında yer almıştır. Böylesine bir felaketi dahi istismar edenlere raÄŸmen, milletimizle birlikte bu büyük afetin üstesinden gelmeyi baÅŸardık. Yangınlara toplam 18 uçak, 68 helikopter, 9 insansız hava aracı, binin üzerinde arazöz, 680 iÅŸ makinesi, 6 binden fazla personel ve binlerce gönüllü ile müdahale edilmiÅŸtir. Ayrıca diÄŸer kurumlar ve belediyelerden de 8 binin üzerinde personel ve binin üzerinde araç desteÄŸi saÄŸlanmıştır.”
En son Köyceğiz ile büyük yangınların tamamının kontrol altına alındığını belirten Erdoğan, soğutma çalışmalarının sürdüğünü söyledi.
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, sadece 28 Temmuz’dan sonra baÅŸlayan yangınlarda ormanların yanı sıra 72 bin dekar ekili ve dikili alan, bin dekara yakın sera, 2 bin 590 ton depolu ürün, 2 bin 600 tarımsal yapının zarar gördüğüne dikkati çekerek, bunun yanında yangınlarda 395 büyükbaÅŸ hayvan, 4 bin 505 küçükbaÅŸ hayvan, 7 bin 749 arı kovanı, 29 bin 600 kanatlı hayvanın itlaf olduÄŸunu aktardı.
Yangınların en yoÄŸun olduÄŸu dönemde Türkiye’ye uçak ve helikopter dahil çeÅŸitli araçlar ile yangın söndürme ekipleri gönderen dost ülkelere bir kere daha şükranlarını sunan ErdoÄŸan, ÅŸunları ifade etti:
“Orman yangınları ile mücadelemize destek için Rusya’dan gelen bir uçağın KahramanmaraÅŸ’ta düşmesi sonucu 5’i Rus ve 3’ü Türk 8 personelin hayatını kaybetmiÅŸ olmasından milletçe büyük bir üzüntü duyduk. Aynı ÅŸekilde yangınlar sırasında hayatını kaybeden orman işçilerimizin ve vatandaÅŸlarımızın acısı da yüreÄŸimizi yakıyor. Orman yangınlarıyla canları pahasına mücadele eden kahramanları, milletim adına hiçbir zaman unutmadık, unutmayacağız. Yangınlarda maddi zarar gören vatandaÅŸlarımızın kayıplarının telafisi için gereken her türlü çalışma yürütülmektedir. Zarar tespitleri yapılmıştır. Buna göre yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı olarak sadece Antalya ve MuÄŸla’da 2 bin 486 bağımsız bölüm belirlenmiÅŸtir. Evleri tamamen kullanılamaz hale gelen vatandaÅŸlarımıza en geç bir yıl içinde yeni konutları teslim edilecektir. Tüm hayvan kayıpları hibe olarak karşılanacaktır. Bitkisel üretim alanlarının ihyası için ihtiyaç duyulan fide, tohum, fidan gibi ürünler bedelsiz olarak hak sahiplerine verilecektir.”
Çiftçileri yüksek katma deÄŸerli alternatif tarım uygulamalarına yöneltmek için projeler hayata geçireceklerini dile getiren ErdoÄŸan, “Yanan ormanlarımız Anayasamızın 169’uncu maddesine uygun ÅŸekilde tekrar canlandırılacak, tarım ve turizm dahil kesinlikle baÅŸka bir amaç için kullanılmayacaktır. Bu çerçevede ilk etapta 84 milyon vatandaşımızın her biri için 3 adet hesabıyla 252 milyon fidan yıl bitmeden toprakla buluÅŸturulacaktır.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar 5,5 milyar fidanı toprakla buluşturmuş, ülkesinin orman alanını 2 milyon hektar artırmış bir hükümet olduklarını hatırlatarak, şunları kaydetti:
“Yanan yerleri en kısa sürede yeniden aÄŸaçlandıracağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Yangınların ilk baÅŸladığı andan itibaren Tarım ve Orman Bakanımız, Çevre ve Åžehircilik Bakanımız, İçiÅŸleri Bakanımız, UlaÅŸtırma ve Altyapı Bakanımız, Enerji Bakanımız, DışiÅŸleri Bakanımız sürekli bölgede bulunmuÅŸlardır. DiÄŸer bakanlarımız da zaman zaman bölgeye giderek, kendi alanları ile ilgili çalışmalara katılmışlardır. Ayrıca milletvekillerimiz, bakan yardımcılarımız, kurum yöneticilerimiz de sahayı paylaÅŸarak çalışmaların koordinasyonunda görev almışlardır. Kızılay, AFAD gibi kuruluÅŸlarımız buralarda sürekli görev icra etmiÅŸlerdir. Aynı ÅŸekilde Silahlı Kuvvetlerimiz, Kara Kuvvetlerimiz, bunun yanında Jandarma bütün imkanlarıyla seferber olmuÅŸtur.”
Bizzat yangın bölgelerine giderek, sürekli buradakilerle temas halinde olarak süreci yakından takip ettiklerini belirten Erdoğan, afet bölgesi ilan edilen yerlerdeki vatandaşlara pek çok destek ve erteleme imkanı sağladıklarını anımsattı.
“Bu büyük afetten gereken dersleri elbette çıkardık.” diyen ErdoÄŸan, yaÅŸanan tecrübelerin ışığında orman yangınları ile mücadele konusundaki planlar ve uygulamaları gözden geçirerek, böylesine büyük afetlere karşı daha hazırlıklı olunmasını saÄŸlayacaklarını söyledi.
Bu çerçevede, özellikle sorumlu kurumların kapasitelerinin genişletilmesi konusunda kapsamlı bir çalışma yapılacağını ifade eden Erdoğan, aynı şekilde afetlerde daha güçlü, etkin ve kapsayıcı bir koordinasyon için de gereken adımların atılacağını vurguladı.
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, yaÅŸanan bu büyük yangınlar için millete bir kez daha “geçmiÅŸ olsun” dileklerini iletti.
İç Anadolu’da bazı bölgeler kuraklıkla mücadele ederken, güneyde yangınla kavrulurken, Karadeniz kıyılarındaki ÅŸehirlerin sel felaketine maruz kaldığını anımsatan CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “DoÄŸu Karadeniz’de Rize ve Artvin’de, Batı Karadeniz’de ise Bartın, Sinop ve Kastamonu’da kısa sürede yaÄŸan büyük miktarlı yağışların yol açtığı sel afetleri yaÅŸanmıştır. Kastamonu’nun Bozkurt ilçesinde metrekareye 453 kilogram, Küre’de 394 kilogram, Devrekani’de 386 kilogram, Bartın’ın Ulus ilçesinde 362 kilogram, Sinop’un Ayancık ilçesinde 331 kilogram yağış düşmüştür.” bilgisini verdi.
Bozkurt’ta son 5 yılın aÄŸustos ayı yağış ortalamasının 31,5 kilogram, yıllık yağış miktarının ise 774 kilogram civarında olduÄŸunu anımsatan ErdoÄŸan, şöyle devam etti:
“Bu afette birkaç günde 453 kilogram gibi bir seviyeye çıkmıştır. Afet yaÅŸanan öteki ilçelerimizde de benzer tablolarla karşı karşıyayız. Sadece 2,5 günlük yağışları ifade eden bu rakamlar ülkemizin diÄŸer pek çok yerindeki yıllık yağış toplamının bile birkaç kat üzerindedir. Böylesine büyük bir yağışa hiçbir altyapının dayanması mümkün deÄŸildir. YüksekliÄŸi 5 metreyi bulan sel suları, önlerine gelen her ÅŸeyi sürükleyip denize doÄŸru atmıştır.
Ãœlkemizin hemen her ÅŸehrinde olduÄŸu gibi buralarda da elbette imardan ve yapıdan kaynaklanan sorunlar vardır ama karşımızda tarihte ender rastlanacak bir afet olduÄŸu gerçeÄŸini de göz ardı edemeyiz. Sel sularının yerleÅŸim yerlerini tehdit etmeye baÅŸladığı andan itibaren tüm kurumlarımız harekete geçmiÅŸtir. İçiÅŸleri Bakanımız, Çevre ve Åžehircilik Bakanımız, UlaÅŸtırma ve Altyapı Bakanımız, Enerji Bakanımız, Kültür ve Turizm Bakanımız ilgili diÄŸer tüm yöneticilerimiz çalışmalara bizzat nezaret etmektedir.”
Kimi yerleşim merkezlerinin kara bağlantılarının tamamen kesildiği için müdahalelerin belli bir süre sadece hava yoluyla ve botlarla yapıldığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra bu bölgelerin kara bağlantısının Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından kurulan portatif köprülerle tekrar sağlandığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, halihazırda bölgede 10 bin 245 arama tarama ve kurtarma personeli, 1208 araç, 1292 iş makinesi, 1 sahil güvenlik korveti, 4 Sahil Güvenlik botu, 48 bot, 22 helikopter, 2 insansız hava aracı, 3 jandarma insanlı keşif uçağı, 83 ambulans, 54 UMKE aracı, 18 itfaiye aracı, su baskınlarının temizlenmesi için gereken yüzlerce araç gereç, mobil enerji ve haberleşme araçlarının görev yaptığını belirtti.
Mobil jeneratörlerin helikopterlerle daÄŸ baÅŸlarına çıkarıldığını anımsatan ErdoÄŸan, “Orada da evlere elektrikler verilmiÅŸtir. Sel suları altında kalan yerlerdeki vatandaÅŸlarımız hava ve kara araçlarıyla güvenli bölgelere taşınmıştır. Evleri, iÅŸ yerleri, araçları su ve moloz yığınları altında kalan vatandaÅŸlarımızın iaÅŸe ve ibate ihtiyaçları için gereken tedbirler alınmıştır.” dedi.
En büyük üzüntünün can kayıpları olduğunu vurgulayan Erdoğan, şu ana kadar sele kapılan 78 vatandaşın cenazesine ulaşıldığını ve kayıp olduğu bildirilen vatandaşların arama çalışmalarının devam ettiğini söyledi.
Hayatını kaybeden vatandaÅŸların çoÄŸunluÄŸunun Bozkurt’ta olduÄŸunu belirten CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “Sinop Ayancık’ta da ciddi can kaybımız vardır, Bartın’da kaybolan bir vatandaşımızın naaşına ulaşılmıştır. Sellerde hayatını kaybeden vatandaÅŸlarımıza bir kez daha Allah’tan rahmet, yakınlarına ve milletimize baÅŸsaÄŸlığı diliyorum. Yağışların Karadeniz’in farklı bölgelerinde devam edeceÄŸi görülüyor. Buradan bölgedeki vatandaÅŸlarımızı sel baskınlarına karşı dikkatli olmaya, kurumlarımızı tedbirlerini artırmaya davet ediyorum.” dedi.
İklim değişikliğinin yol açtığı tabiat olaylarının artarak süreceğinin anlaşıldığını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
“Esasen ülkemizin deprem, sel, heyelan, yangın, kuraklık dahil her türlü tabii afete karşı müdahale konusunda iyi bir birikimi, hazırlığı, teçhizatı vardır. AFAD baÅŸta olmak üzere bu konuda sorumluluk sahibi kurumlarımız ülkemizin sınırlarını aÅŸan baÅŸarılara imza atmaktadır. Ancak yaÅŸadığımız hadiseler, bu konudaki kapasitemizi daha da geliÅŸtirmemiz gerektiÄŸine iÅŸaret ediyor. Devlet, en çok da zor zamanlarında, kötü günlerinde vatandaşının yanında olmak, onun yaralarını sarmak için vardır. Felaket ne kadar büyük olursa olsun devletin hazırlığının da ona göre artması gerekiyor.
Deprem hazırlıkları konusunda kapsamlı bir çalışma zaten yürütüyoruz. Ä°laveten orman yangınları, sel baskınları ve heyelan afetleri ile kuraklığa karşı planlarımızı gözden geçirip yenileyeceÄŸiz. Daha etkin koordinasyon, daha hızlı müdahale, daha eÄŸitimli arama kurtarma birimleri, daha güçlü araç-gereç altyapısı için gereken adımları atıyoruz ve süratle atacağız. Afetler konusundaki ihtisas kurumumuz AFAD’ı daha da güçlendireceÄŸiz. Ayrıca Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma, Emniyet gibi altyapısı güçlü birimlerimizin mevcut imkanlarını daha etkin deÄŸerlendirecek bir sistem kuracağız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
“Milletimizi nasıl terör örgütlerinin, darbe heveslerinin, istiklalimize ve istikbalimize göz diken alçakların, ekonomimize tuzak kuranların tasallutuna bırakmadıysak tabii felaketler karşısında da yalnız bırakmayacağız. VatandaÅŸlarımız müsterih olsun, elbette giden canları geri getiremeyiz ama bunun dışındaki her türlü kaybı, zararı telafi edecek güce, imkana, kararlılığa hamdolsun sahibiz. Türkiye’yi bir daha geçtiÄŸimiz günlerde 22’nci yıl dönümüne ulaÅŸtığımız 1999 depreminin ardından ÅŸahit olduÄŸumuz çaresizlik görüntülerine mahkum etmemek için her türlü tedbirleri alıyoruz, almayı da sürdüreceÄŸiz. Son dönemdeki Van, Elazığ, Ä°zmir depremlerinin ardından dünyada örneÄŸi görülmedik bir hızla ÅŸehirlerimizi nasıl ayaÄŸa kaldırdığımızı en iyi milletimiz biliyor. Güneyimizdeki yangın ve kuzeyimizdeki sel felaketleri konusunda da aynısını yapacağız.”
CumhurbaÅŸkanlığı Külliyesi’ndeki Kabine Toplantısı’nın ardından millete seslenen ErdoÄŸan, afetlerde yanan her aÄŸacın yerine fazlasını dikeceklerini, yanan her evi yeniden inÅŸa edeceklerini, selin yıktığı her binayı daha saÄŸlamıyla tekrar ayaÄŸa kaldıracaklarını, selin tahrip ettiÄŸi her altyapıyı daha iyisiyle yeniden inÅŸa edeceklerini, heyelanın yol açtığı yıkımları aynı ÅŸekilde hızla telafi edeceklerini, hiçbir maÄŸduriyete, mahrumiyete fırsat vermeyeceklerini söyledi.
Bunların hepsinin üstesinden gelineceğini, önemli olanın birliğe, beraberliğe, kardeşliğe sıkı sıkıya sahip çıkılması olduğunu belirten Erdoğan, bu konuda herhangi bir sıkıntı yaşanmadığı sürece geleceğe umutla bakmanın önünde hiçbir engel olmadığını kaydetti.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Büyük ve güçlü Türkiye’nin inÅŸası yolunda verdiÄŸimiz mücadeleye gayretiyle, duasıyla, kalbiyle destek veren, tek yürek ve tek bilek olarak yanımızda yer alan her bir vatandaşıma şükranlarımı sunuyorum. Afetlerin önüne geçilmesi, arama kurtarma, yardım faaliyetleri, altyapının yeniden ayaÄŸa kaldırılması çalışmaları için gecesini gündüzüne katarak mücadele veren tüm kamu kuruluÅŸlarımızın, sivil toplum örgütlerinin mensuplarına da teÅŸekkür ediyorum. Günlerce afet bölgelerinde yürütülen çalışmalarda görev alan, yöneten, destek veren herkese bir kez daha teÅŸekkür ediyorum.
Bu günler gelip geçer, geride sadece samimiyetle milletimizin hizmetine koÅŸanlar ile fitne, fesat, fırsatçılık peÅŸinde koÅŸanların bıraktığı iz kalır. Siyasetçisinden gazetecisine ve sosyal medya trolüne kadar ülkesine husumet dolu nice yüreÄŸi nasır tutmuÅŸ figürün, yalanla, çarpıtma ve tahrikle nasıl milletimizin acısını istismara yeltendiÄŸini de unutmayacağız. Önlerine konan gerçeklere raÄŸmen canla baÅŸla görevini yapanların vebaline girerek ısrarla yalanların peÅŸinden koÅŸanları da maÅŸeri vicdana havale ediyoruz. Meclisin açılmasıyla Avrupa’dakine benzer bir sosyal medya düzenlemesini süratle gündeme getirerek bu alandaki kirliliÄŸin de önüne geçmekte kararlıyız. Kim kiminle yürürse yürüsün biz, milletimizle birlikte hedeflerimize doÄŸru ilerlemeyi sürdüreceÄŸiz.”
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, dünyanın 2020 yılı başında ortaya çıkan Kovid-19 salgınının giderek daha da ağırlaÅŸan etkileriyle baÅŸ etmeye çalıştığını, Türkiye’nin ise salgının ilk gününden itibaren halkına sunduÄŸu saÄŸlık hizmetleri ve destek programlarıyla farkını ortaya koyduÄŸunu söyledi.
Hastanelerin, zirve dönemlerinde bir parça zorlanmış olsa da sağlık personelinin gayreti ve sahip olunan güçlü altyapı sayesinde salgının üstesinden başarıyla geldiğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
“Özellikle ÅŸehir hastanelerimizin bu süreçte ne kadar kritik rol oynadığını vatandaÅŸlarımız gayet iyi biliyor. Pek çok ülkenin aksine maskeden teste kadar hiçbir konuda eksiklik çekmedik. Kamu güvenliÄŸi ve gıda tedariki hususunda tıkır tıkır iÅŸleyen sistemimiz sayesinde herhangi bir sıkıntıyla karşılaÅŸmadık. Ãœretimin kesintisiz sürmesini temin ederek istihdamda dramatik bir düşüşle karşılaÅŸmadık. Tam tersine, bilhassa son dönemde ciddi bir sıçrama yaptık. Bu güzel tablonun yansımasını yılın ilk 7 ayında 200 milyar doları aÅŸan ihracatımızla gördük. Hizmetler ve turizm sektöründe de hızlı bir toparlanmaya ÅŸahit oluyoruz.”
ErdoÄŸan, Türkiye’nin, salgına karşı en güçlü mücadele aracı olan aşılamada da dünyada ilk sıralarda yer aldığını ve aşı tedariki konusunda da oldukça iyi bir noktada olduÄŸunu söyledi.
Birden fazla kanaldan temin edilen aşıların sağlık kuruluşlarında oluşturulan birimlerde hızla vatandaşların istifadesine sunulduğunu dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
“Yerli aşı geliÅŸtirme çalışmalarında da inÅŸallah yıl sonuna kadar yaygın kullanım ve üretim safhasına geçmeyi ümit ediyoruz. Toplam aşı sayısında 87 milyonu geçerek ülkemiz nüfusunu çoktan geride bıraktık. Ä°lk dozda 46 milyon, ikinci dozda da 35 milyon kiÅŸiye doÄŸru gidiyoruz. Bu sayıyla birinci doz aşıda nüfusumuzun yüzde 73’üne yaklaşırken ikinci doz aşıda ise yüzde 55’ine ulaÅŸtık. Artık 7 milyonu geride bırakan 3. doz aşı uygulamaları da hızla sürüyor ancak ülkemizde bazı kesimlerin hala aşıya tereddütle yaklaÅŸtıklarını görüyoruz. Aşı çalışmaları, gönüllülük esasına göre yürütülmektedir, yürütülecektir. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin CumhurbaÅŸkanı ve üç doz aşısını da olmuÅŸ bir bireyi sıfatıyla milletimin karşısındayım. Åžayet bu salgına karşı baÅŸka bir tedbir mevcut olsaydı onu da deÄŸerlendirmekte tereddüt göstermezdik.”
Erdoğan, sürekli dönüşen ve değişen virüse karşı halihazırda aşı dışında bir korunma yöntemi bulunmadığını belirterek, iş yerlerinden eğitim kurumlarına, sosyal faaliyetlerden dış seyahatlere kadar her alanda huzurla hayatın sürdürebilmesinin herkesin aşı olmasına ve aşılarını tamamlamasına bağlı olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son dönemde salgın sebebiyle hastanelere yatan, yoğun bakıma alınan, entübe edilen veya hayatını kaybeden hastaların çok büyük bir bölümünün aşı yaptırmayanlardan oluştuğunun altını çizdi.
Aralarında Ankara ve Ä°zmir’in de bulunduÄŸu 33 ilin aşılamada yüzde 75 sınırını geçerek mavi listeye girdiÄŸini belirten ErdoÄŸan, ÅŸunları ifade etti:
“Aşılamada yüzde 65 ile 75 arasında yer alan illerimiz sarı, yüzde 55 ile 65 arasında yer alan illerimiz turuncu listededir. Aşılamada yüzde 55’in altında kalan Åžanlıurfa, Mardin, Bitlis, MuÅŸ, Gümüşhane ve Diyarbakır illerimiz ise kırmızı listede yer almaktadır. Bu illerimizde yaÅŸayan kardeÅŸlerimizden baÅŸlayarak tüm vatandaÅŸlarıma bir kez daha aşılarını derhal olmaları çaÄŸrısında bulunuyorum. Ãœlkemizin ve milletimizin bu musibetin yol açtığı sıkıntılardan süratle kurtulması, eÄŸitimde, saÄŸlıkta, sanayide, ticarette, turizmde ve hayatın her alanında selamete ermemiz, bu konuda elde edeceÄŸimiz baÅŸarıya baÄŸlıdır.
Eylül ayında okullarına kavuşmayı bekleyen milyonlarca ilk, orta, lise ve üniversite öğrencilerimizin, çeşitli sektörlerde işlerine dört elle sarılan vatandaşlarımızın geleceğinin, bu konuda katedilecek mesafeye bağlı olduğunu aklımızdan çıkarmamalıyız.
Okullarda 6 Eylül’de yüz yüze eÄŸitimin baÅŸlamasıyla birlikte öğrencilerle irtibatlı ancak henüz aşı olmamış öğretmen ve diÄŸer personelin haftada en az 2 defa PCR testi yaptırmasını isteyeceÄŸiz. Aynı ÅŸekilde aşı olmayan üniversite öğrencilerimiz ve üniversite çalışanlarımızdan da düzenli PCR testi yaptırmalarını talep edeceÄŸiz. Uçak ve ÅŸehirler arası otobüs yolculuÄŸu, konser, tiyatro ve sinema gibi insanların toplu olarak bulunduÄŸu faaliyetler için de zorunlu PCR testi uygulamalarını devreye alacağız.”
Dünyada bazı ülkelerin çok ciddi kısıtlamalar getirdiklerine iÅŸaret eden ErdoÄŸan, “Ãœlkemizde böyle bir zorlamaya ihtiyaç duyulmadan vatandaÅŸlarımızın kendi istekleriyle aşılarını olacaklarına inanıyorum. Türkiye, salgınla mücadelede olduÄŸu gibi aşı konusunda da dünyada ilk sıralarda yer almayı sürdürme baÅŸarısını gösterecektir.” dedi.
ErdoÄŸan, temizlik, maske ve mesafe konusunda kurallara riayet etmenin saÄŸlık açısından temel esaslar arasında olduÄŸunu belirterek, “Özellikle son dönemde yeniden tokalaÅŸma, sarılma gibi kültürümüzde var olan selamlaÅŸma yöntemlerinin arttığı görülüyor. VatandaÅŸlarımızdan bir müddet daha bu konularda sabırlı olmalarını istiyorum. Ä°nÅŸallah her ÅŸeyi gönlümüzce yaÅŸayacağımız günler yakındır.” deÄŸerlendirmesini yaptı.
“Biz binlerce yıldır geniÅŸ bir coÄŸrafyada kesintisiz devlet ve hatta devletler sahibi olarak yaÅŸamış bir toplumuz.” diyen ErdoÄŸan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Anadolu’da da bin yıldır Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet silsilesiyle devletimizin güvenli, huzurlu ve bereketli sınırları içinde hayatımızı sürdürdük. Osmanlı’nın tarih sahnesinden çekiliÅŸi sırasında Balkanlar’dan Kafkaslar’a, Kuzey Afrika’dan Ege adalarına kadar pek çok yerden Anadolu’ya milyonlarca insanımız göç etmiÅŸtir. Öyle ki Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal baÅŸta olmak üzere yeni devletimizin kuruluÅŸunda öncü rol üstlenen pek çok sembol ismin doÄŸup büyüdükleri topraklar ülkemiz sınırları dışında kalmıştır. Cumhuriyet döneminde de yakın coÄŸrafyamızda başı dara düşen milyonlarca kardeÅŸimiz ülkemize sığınarak burada yeni bir hayat kurmayı sürdürmüştür. VatandaÅŸlarımızdan pek çoÄŸunun babalarından, dedelerinden, atalarından Anadolu’ya geliÅŸ hikayelerini dinlediÄŸine inanıyorum. Tarih, inanç ve kültür ve soy birliÄŸimiz olan bu kardeÅŸlerimiz dışında farklı coÄŸrafyadan insanlarda çeÅŸitli sebeplerle ülkemize gelmiÅŸ, bir süre veya ömrünün sonuna kadar burada yaÅŸamıştır. Asırlar boyunca Anadolu’nun garipler yurdu olarak anılmasının sebebi iÅŸte bu vasfıdır, bu topraklara gelip de zorla yüz geri edilen hiç kimse yoktur. Yakın coÄŸrafyamızda bir süredir yaÅŸanan istikrarsızlıklar, savaÅŸlar, iç çatışmalar, katliamlar ve bunlara baÄŸlı huzursuzluklar Anadolu’ya yeni bir göç dalgası baÅŸlatmıştır.”
ErdoÄŸan, bir süredir Güney Asya’daki istikrarsızlık ve yoksulluktan kaçan sığınmacıların Avrupa’ya geçmek için Türkiye’ye geldiklerini hatırlatarak, şöyle konuÅŸtu:
“Türkiye elbette isteyenin istediÄŸi gibi elini kolunu sallayarak girip çıkabileceÄŸi, dilediÄŸi gibi hareket edebileceÄŸi sahipsiz bir ülke deÄŸildir. Devletimiz öncelikle 84 milyon vatandaşının güvenliÄŸinden ve refahından sorumludur. Bununla birlikte biz sadece kendimizi düşünerek kapımıza gelenlere sırtımızı dönecek cibilliyette karakterde bir toplumda deÄŸiliz. Alicenap milletimiz tarihin her döneminde olduÄŸu gibi bugün de elindeki imkanları kendisine sığınan kardeÅŸleri ile bölüşmekten asla geri durmamıştır. Halihazırda ülkemiz, 3,6 milyonu Suriyeli sığınmacı, 1 milyon 100 bini ikamet sahibi yabancı ve 314 bini uluslararası koruma kapsamındaki misafir olmak üzere yaklaşık 5 milyon kiÅŸiye ev sahipliÄŸi yapmaktadır. Bunun yanında düzensiz göçmen diye isimlendirdiÄŸimiz, sınırlarımızdan kaçak giriÅŸ yapan kiÅŸiler de mevcuttur.”
Sınır güvenliğini artırmak için devam eden çalışmaların hızlandırıldığını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
“Özellikle Ä°ran sınırımızı göç, kaçakçılık ve terör faaliyetlerine karşı güvenlik duvarı, kanal ve elektronik sistemler ile kontrol altına alma çalışmalarında sona gelmek üzereyiz. Türk Silahlı Kuvvetleri, jandarma ve emniyet personelimizi güvenlik korucularımızla buralara takviye ediyoruz. Geri gönderme merkezlerimizin sayısını ve kapasitesini artırarak düzensiz göçmenlerin kontrollü bir ÅŸekilde ülkelerine dönüşünü saÄŸlıyoruz. Aldığımız tedbirler sayesinde ülkemizde 2019 yılında 455 bin olan düzensiz göçmen sayısını 2020 yılında 122 bine indirdik. Bu yılın ilk 7 ayında da 77 bin düzensiz göçmeni yakaladık. Son 3 yılda yakaladığımız düzensiz göçmenlerin yaklaşık yarısı Afganistan uyrukludur. Halen ülkemizde yaklaşık 180 bini kayıtlı ve 120 bini kayıtsız olmak üzere toplamda 300 bin civarında Afganistanlı olduÄŸunu biliyoruz. Yani bu ana muhalefetin dediÄŸi gibi veya ana muhalefetin yanındaki bu muhaliflerin dediÄŸi gibi 1,5 milyon Afganlı ülkemizde kesinlikle yok, bunların hepsi birer yalan. Bu yalanlara da lütfen milletçe inanmayalım.”
ErdoÄŸan, Afganistan’daki istikrarsızlık ve iç çatışmalar arttıkça Türkiye’ye gelen düzensiz göçmen sayısının da yükseldiÄŸinin görüldüğünü belirterek, ÅŸunları kaydetti:
“Türkiye’nin Afganistan’da barışın, huzurun ve istikrarın tesisi için gösterdiÄŸi yoÄŸun gayretin gerisindeki sebeplerden biri de budur. BilindiÄŸi gibi bir süredir Amerika’nın, Afganistan’dan çekiliÅŸi sonrasında bu ülkede inisiyatif üstlenme konusunda çeÅŸitli görüşmeler yapıyor, ancak henüz bu görüşmelerimiz neticelenmeden Taliban, ülkenin neredeyse tamamını kontrol altına aldı. Bizim gayemiz öncelikle bu ülkenin istikrarı ve güvenliÄŸi olduÄŸu için gerekirse Taliban’ın kuracağı hükümetle de görüşüp ortak gündemlerimizi konuÅŸacağız. Afganistan’da çeÅŸitli sebeplerle bulunan 5 bin vatandaşımızdan geri dönmeyi talep eden 500’ü ile 83 yabancıyı ülkemize getirdik. Halen dönüş için sıra bekleyen ve sayıları 300’ün altında olan vatandaÅŸlarımızı da en kısa sürede ülkemize nakil edeceÄŸiz.”
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, düzensiz göçmenlerin Türkiye’de yol açtığı huzursuzluÄŸun farkında olduklarını belirtti.
Dünyada bu kadar sığınmacıyı barındırıp, bu kadar az asayiş sorunuyla karşılaşan bir başka ülke olmadığına dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:
“Münferit birtakım hadiselerin medya ve sosyal medya vasıtasıyla farklı boyutlarda takdim edilmesini iyi niyetli bulmuyoruz. Muhalefetin bu konudaki nefret söylemlerini de tehlikeli ve art niyetli olarak deÄŸerlendiriyoruz. Türkiye elbette yol geçen hanı deÄŸildir. Bu ülkenin kanunlarına, kurallarına, düzenine uymayanların kaos çıkartacak tavırlar sergilemesine asla izin vermeyiz. Zaten bu tür davranışlar içine girenler yakalanarak derhal sınır dışı edilmektedir. Ãœlkemizde hukuk herkes içindir. Misafirlerimiz de bunun dışında deÄŸildir. Ancak sığınmacıları ve düzensiz göçmenleri kendi kirli gündemlerine meze etmek isteyenlere de göz yummayız. Hele hele kamu güvenliÄŸini tehdit edecek ÅŸekilde bu insanların hayatlarına kast edenleri, yaÄŸmaya yeltenenleri asla affetmeyiz.”
Erdoğan, alınan sınır tedbirleri ve düzensiz göçmenlerin ülkelerine gönderilmesini sağlayacak mekanizmaların güçlendirilmesi sayesinde bu sıkıntıların yakında büyük ölçüde çözüleceğini vurguladı.
“Tabii ÅŸu gerçeÄŸi de Avrupalı dostlarımıza hatırlatmamız gerekiyor.” ifadesini kullanan ErdoÄŸan, milyonlarca insanın cazibe merkezi haline gelen Avrupa’nın sırf kendi vatandaÅŸlarının güvenliÄŸini ve refahını korumak için sınırlarını sert bir ÅŸekilde kapatarak bu sorunun dışında kalamayacağını belirtti.
Avrupa’nın bu tutumuyla sadece uluslararası hukuku ihlal etmekle kalmadığını, insani deÄŸerlere de sırtını döndüğünü söyleyen ErdoÄŸan, “Türkiye’nin Avrupa’nın mülteci ambarı olmak gibi bir görevi, sorumluluÄŸu, mecburiyeti de yoktur. Biz ülke olarak sınırlarımızı güçlü bir ÅŸekilde kapattıktan ve mevcut düzensiz göçmenleri evlerine gönderdikten sonra bu insanların diÄŸer kanallardan nereye gideceÄŸi kendi bilecekleri iÅŸtir.” dedi.
Türkiye’deki Suriyelilere iliÅŸkin ise ErdoÄŸan, “Ãœlkemizdeki Suriyeliler meselesi ise farklı bir konudur. Bu insanlardan dilimizi öğrenerek, mesleki yeteneklerini geliÅŸtirerek, sosyal uyumu saÄŸlayarak ülkemizde kalacak elbette olacaktır. Ama bunu baÅŸaramayanların kendi ülkelerindeki durumun iyileÅŸmesine paralel ÅŸekilde evlerine dönüşlerine yardımcı olmak da bizim kendi vatandaÅŸlarımıza karşı sorumluluÄŸumuzun gereÄŸidir.” ifadelerini kullandı.
Åžu ana kadar yaklaşık 450 bin Suriyelinin kendi rızasıyla Türkiye’nin güvenli hale getirdiÄŸi bölgelere döndüğünü aktaran ErdoÄŸan, ÅŸunları kaydetti:
“Afganistan’a gönderdiÄŸimiz kiÅŸi sayısı da 235 bini bulmuÅŸtur. Ä°nÅŸallah bu konuda kurumlarımızın yürüttükleri kapsamlı çalışmaları hızla sonuçlandırıp orta vadede meseleyi tamamen çözeceÄŸiz. Bizim inancımızda, tarihimizde ve kültürümüzde topraklarımıza sığınmış insanlara karşı haksız ÅŸekilde nobranlık yapmak, hele hele canlarına, mallarına, ırzlarına kastetmek kesinlikle yoktur. Misafirlerimizden suç iÅŸleyenler olursa herkes gibi onlar da hukuk önünde hesabını verir. Bunun dışındaki yöntemlerin ülkemize ve milletimize yakışır tarafı olmadığının altını bilhassa çizmek istiyorum. Kendi vehimleri veya sinsi hesapları sebebiyle masumun canına ve malına el uzatanların karşılarında sadece devleti deÄŸil milleti de bulacaklarına inanıyorum. Milletimiz bunca badireyi kendi gücü ve mücadelesi yanında el uzattığı, kol kanat gerdiÄŸi mazlumların duası sayesinde atlattığını gayet iyi biliyor.”
AA
İşte felaketin öncesi ve sonrası
Bursa’da “YeÅŸil Sanayi YeÅŸil OSB” Zirvesi
Kemal Kılıçdaroğluhakim karşısında
İçki ve sigara satılan her yere kamera konulacak
Fatih Altaylı ile Ä°smail Saymaz’a soruÅŸturma
Motorine zam bekleniyor
Silecek kaldırmaya hapis cezası
Yangında matematik öğretmeni yaşamını yitirdi
UludaÄŸ’da 1000 liraya satılan çorbaya ceza
Bursa ve Balıkesir’de sağanak ve lodos etkili oluyor
Gemlik’te huzur operasyonu
Bursa’da “YeÅŸil Sanayi YeÅŸil OSB” Zirvesi
Kemal Kılıçdaroğluhakim karşısında
İçki ve sigara satılan her yere kamera konulacak
Fatih Altaylı ile Ä°smail Saymaz’a soruÅŸturma
Motorine zam bekleniyor
Silecek kaldırmaya hapis cezası
Yangında matematik öğretmeni yaşamını yitirdi
UludaÄŸ’da 1000 liraya satılan çorbaya ceza
Bursa ve Balıkesir’de sağanak ve lodos etkili oluyor
Gemlik’te huzur operasyonu