25 Nisan 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.

1xbetbetpasmariobet
a
en iyi rulet siteleri

“Atatürk demek eÄŸitimi anlamak demektir”

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Atatürk demek, eğitimi anlamak demektir. Eğitim, üretime dönük olmazsa eğitim değildir. Bu ne demek? Eğitimin üretime dönük olması, sorgulayıcı eğitim demektir." dedi.

CHP Genel BaÅŸkanı Kemal KılıçdaroÄŸlu, CHP Parti Okulu KonuÅŸmaları kapsamında Gaziantep’teki bir otelde yaptığı “Atatürk’ü Anlamak” baÅŸlıklı sunumunda, Atatürk denilince iki unsurun unutulmaması gerektiÄŸini, bunların siyasal ve ekonomik eksenler olduÄŸunu dile getirdi. 

Atatürk’ün düÅŸüncelerine göre özgürlük ve bağımsızlıktan vazgeçilemeyeceÄŸini belirten KılıçdaroÄŸlu, Atatürk’ün sözlerinden alıntılar yaparak, ÅŸöyle konuÅŸtu:

“Bu iki ekseni unutursanız, Mustafa Kemal’i unutmuÅŸ olursunuz. ÖzgürlüÄŸü ve bağımsızlığı ekonomik bağımsızlıkla saÄŸlayabiliriz. Birilerinden emir alır pozisyonda olursanız bağımsızlığı koruyamazsınız. Osmanlı niye battı, ekonomik bağımsızlığını yitirdiÄŸi için. Borç aldığı için. Genel Borçlar Ä°daresi’ni kurmak zorunda kaldı. Bir imparatorluk borçlarla ayakta tutulmaya çalışıldı ama Osmanlı adım adım gözler önünde battı. Osmanlı sanayi devrini kaçırdı.”

Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk kurulduÄŸunda fakir bir ülke olduÄŸunu belirten KılıçdaroÄŸlu, “O zaman deniz yolları ve demir yolları yabancıların elinde. 1923’te Ä°zmir Ä°ktisat Kongresi toplandı ve orada yeni Türkiye Cumhuriyeti, güçlü bir ekonomisinin olduÄŸu bir ülke olacağını söyler ve yola koyulur. Bunun üzerine gerçekten hep birlikte oturup çalışırlar. Kırıkkale’de entegre bir silah fabrikası kurulur. Savunma sanayisinin kurulması saÄŸlanır. Çiftçi periÅŸandır. Çiftçiden ağır vergiler alınır çünkü baÅŸka vergi alınacak bir ÅŸey yoktur. AÅŸar Vergisi kaldırılır ve çiftçinin üzerinden yük kalkar, üretim her alanda baÅŸlar.” diye konuÅŸtu.

Åžeker fabrikasının 1925 yılında yumurta satılarak kurulduÄŸunu anlatan KılıçdaroÄŸlu, “O günkü ÅŸartları inceleyin, yumurta satılarak fabrika kuruluyor ama bugün Tank Palet Fabrikası Katarlılara satılıyor.” dedi.

Kemal KılıçdaroÄŸlu, o dönemde toplumun yüzde 90’ının okuma yazma bilmediÄŸini, açılan millet mektepleriyle insanların okuma yazma öÄŸrendiÄŸini, bugün ise okuma-yazma oranının yüzde 98’lere geldiÄŸini vurguladı. 

Osmanlı Ä°mparatorluÄŸunun 7 kıtada olan bir imparatorluk olduÄŸunu ancak parasını basacak bir merkez bankasının bulunmadığını belirten KılıçdaroÄŸlu, ÅŸöyle devam etti:

“Nasıl oluyor da devasa bir imparatorluÄŸun parasını basacak bankası yok. 1 Haziran 1930’da Merkez Bankasını kurarak kendi paramızı basmaya baÅŸladık. Öncesinde paramızı yabancılar basıyordu. Ardından düÅŸünün genç Türkiye Cumhuriyeti 5 yıllık planlamasını yapıyor ama 2018 yılında Türkiye Cumhuriyeti devletinin kalkınma planı yok. Çünkü bunu hazırlayacak kadrolar yok. 1934’te kağıt üretmeye baÅŸladık. SEKA Kağıt Fabrikası. Nazilli, Ankara, Malatya’da kuruluyor. Bunlar sadece fabrika deÄŸil, insanların hayatını deÄŸiÅŸtiren çalışmalar.”

Türkiye’nin 1937 yılında uçak üreten 5 ülkeden birisi haline geldiÄŸini aktaran KılıçdaroÄŸlu, “1930’lu yıllardan bahsediyorum. Size Mustafa Kemal’in vizyonundan bahsediyorum. Bugünün Türkiye’sinden deÄŸil, 1930’ların Türkiye’sinden bahsediyorum. Tarım Satış Kooperatifleri kurularak çiftçiler desteklenmeye baÅŸladı. Arabayı üretir satmazsanız bir ÅŸey olmaz ama çiftçinin elindeki malı satamazsanız bozulur. Çiftçi ürettiÄŸini Toprak Mahsüllerine götürüp satıp gelir elde etmeye ve bundan vergi ödemeye baÅŸladı. Bu sanayi devrimine giden yolu hızlandırdı.” diye konuÅŸtu.

“Atatürk’ün daha iyi anlaşılması gerekir”

Atatürk döneminde yatırımların Türkiye coÄŸrafyasına dağılarak aydınlanmayı her yere götürdüÄŸünü belirten KılıçdaroÄŸlu, 1948 yılında Etimesgut’taki uçak motoru üreten fabrikanın açıldığını, ancak bazılarının “Uçak üretmeyin, biz size vereceÄŸiz” demeye baÅŸladığını, askerin palaskasından çatal-kaşığına kadar her ÅŸeyin ABD’den gelmeye baÅŸladığını, Türkiye’nin borçlanmaya baÅŸladığını kaydetti.

KılıçdaroÄŸlu, Atatürk’ün daha iyi anlaşılması gerektiÄŸini belirterek, ÅŸöyle devam etti:

“Atatürk demek eÄŸitimi anlamak demektir. EÄŸitim, üretime dönük olmazsa eÄŸitim deÄŸildir. Bu ne demek? EÄŸitimin üretime dönük olması, sorgulayıcı eÄŸitim demektir. EÄŸitimin temel felsefesi de insanı daha fazla düÅŸünmeye sevk etmek ve hayatı daha fazla sorgulamaya yönlendirmektir. Bize ezberci eÄŸitimi getirdiler, yeter ki düÅŸünme dediler. Yani aklınızı kullanmayın dediler. Kuran’da bile ‘Aklınızı kullanmıyor musunuz?’ diye sorar. Aklımızı kullanacağız, hayatı sorgulayacağız. Birileri sizin yerinize düÅŸünürse aklınızı kiraya vermiÅŸsinizdir. EÄŸitim geleceÄŸi planlamaktır. 50-100 yıl sonra ne olacağını düÅŸünmektir eÄŸitim. Bunu yaparsak büyük baÅŸarılar elde edersiniz. EÄŸitim aynı zamanda üretmek demektir. Mustafa Kemal’i böyle anlayacağız.”

Dünyadaki tüm geliÅŸmiÅŸ devletlerin bu felsefeyle büyüdüÄŸünü, Türkiye’nin de böyle büyüyebileceÄŸini aktaran KılıçdaroÄŸlu, ÅŸunları kaydetti:

“Son 17 yılda bir avuç tefeciye ödediÄŸimiz borcun faizi 140 milyar doları aÅŸtı. ÖdediÄŸimiz faiz sadece. Aldığımız borç dolayısıyla yurt dışına ödediÄŸimiz faiz. Bu parayla yeni bir Türkiye inÅŸa edersiniz. Sorun, Atatürk’ü anlamamaları ve Türkiye’yi üretimden koparmalarıdır. Bir ülkede eÄŸitim sistemini bozduÄŸunuz zaman her ÅŸeyi koparırsınız. Dünya ekonomide yarış halindedir. Teknolojisi en iyi olan ürünü kim üretip, kime satacaktır. ‘Ben rekabet edebilmeliyim’in yolu eÄŸitimden geçmektedir. Fabrikada, bilimde, tarlada, hizmette, hayatın her alanında üreteceksiniz. EÄŸer üretim güçlü olursa çok güçlü sanatçılarınız ve üniversiteleriniz olur.”

“Avrupa’nın en güçlü devletlerinden olurduk”

Gençlere seslenen KılıçdaroÄŸlu, konuÅŸmasını ÅŸöyle sürdürdü:

“Yeni sınıflar ortaya çıktı. Yeni disiplin dalları ortaya çıktı. Eskinin dar bilim alanı da yok artık. Tıp alanı ekonomiyle, felsefe matematikle birleÅŸiyor. Yeni yeni alanlar çıkıyor. Soru ÅŸu, Türkiye’deki üniversiteler bu yeniliklere ayak uyduruyor mu? Hayır. EÄŸer Mustafa Kemal’i anlasalardı böyle olmazdı. Mustafa Kemal’i anlasalardı Avrupa’nın en güçlü devletlerinden olurduk. Bize yenilikleri yaptırmayan bir yer var, siyaset kurumu. Atatürk’ü anlamayan bir siyaset kurumu. Atatürk sadece CHP’lilerin deÄŸil, 82 milyonun Atatürk’üdür. O’nun felsefesi, tüm zamanların felsefesidir. Gösterilen hedef, sürekli geliÅŸmek.”

Kemal KılıçdaroÄŸlu, Atatürk dönemindeki meclisin çok iÅŸlevsel ve yetkileri millette olan bir yapısının olduÄŸunu vurgulayarak, ÅŸöyle konuÅŸtu:

“Bugünkü meclis, o zamanki meclisin yanında kocaman bir sıfırdır. Meclisin bir üyesi olarak söylüyorum. Yetkileri elinden alındı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e verilmeyen yetkiler, bugün tek adama verildi. O zaman da Atatürk çok partili sisteme geçmek istedi, denemeler yapıldı ama baÅŸarılı olamadı. Parlamentoya herÅŸeyin hesabını verdi. Hiçbir ÅŸekilde yolsuzluklara izin vermedi. Her kuruÅŸun hesabı millete verilmiÅŸtir. Kamu harcamalarını denetlemek için Danıştay var. Ama bugünkü Sayıştay o günkü Sayıştay var. Bugün saraydan alınan talimatlarla çalışan bir yargı var. Demokrasi düÅŸüncelerin özgürce ifade edilmesini saÄŸlar. Demokrasi hepimiz için geçerli bir kavramdır. Hukukun üstünlüÄŸünü saÄŸlamak hepimizin görevidir.”

Mustafa Kemal’i anlamanın sıradan bir olay olmadığını ifade eden KılıçdaroÄŸlu, saygıya çok önem veren Atatürk döneminde liyakatlı insanların devlet yönetiminde olduÄŸunu kaydetti.

Türkiye’nin bilim ve teknolojideki geliÅŸmelere ayak uydurması gerektiÄŸini, bunu yapabilecek insan gücünün de ülkede var olduÄŸunu anlatan KılıçdaroÄŸlu, “Bunun önündeki en büyük sorun politika. Farklı düÅŸündü diye insanı hapse atamazsınız. Farklı düÅŸündü diye ödüllendirmelisiniz. Zamanında birisi dünya yuvarlak dedi diye mahkemeye çıktı. Demek ki aksi düÅŸünceyi suçlamak yerine üzerine konuÅŸmamız lazım. Allah’ın verdiÄŸi en büyük ÅŸey düÅŸüncedir. Böyle bir yetenek baÅŸka canlıda yok.” ifadesini kullandı.

“Hızlı geliÅŸen dünyada çok gerideyiz. Artık 21. yüzyıldayız. Herkesin kimlik ve inancına saygı duymalıyız. Bunlar siyasette tartışılmaz. Sorun, kötü siyaset anlayışında.” diyen KılıçdaroÄŸlu, “Toplumu nasıl kutuplaÅŸtırırım ve toplumu bana oy vermeye nasıl zorunlu kılarım düÅŸüncesindeki siyaset nedeniyle bunlar oluyor. Siyasetin, teknolojimi nasıl geliÅŸtirmeliyim, üniversiteyi bitiren herkes nasıl iÅŸ bulur bunları konuÅŸmalıyız. Ama biz halen orta çaÄŸ siyaseti yapıyoruz. Neden, çünkü Mustafa Kemal’i anlamadıklarından. O yüzden gençlerimize çok görev düÅŸüyor.” diye konuÅŸtu.

AA

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

URTEB’ten gençlere Avrupa’da staj fırsatı

HIZLI YORUM YAP



Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.