29 Mart 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.

1xbetbetpasmariobet
a
en iyi rulet siteleri

Bakan Koca’dan aşı açıklaması

Sağlık Bakanı Koca, "Bizim aşımızın devreye girmesi, tahminimiz nisan ayında şeklinde olur. Bizim dünyada erken dönemde aralık ayında aşı çıkar çıkmaz vatandaşımıza güvenilir olan iki aşıyı Türkiye'de şu an uyguluyoruz." dedi.

SaÄŸlık Bakanı Fahrettin Koca, küresel dünyada grip aşı arzının yüzde 20 oranında arttığını belirterek, “Biz ne yaptık? 1,1 milyon geçen yıl yapıldı, biz bu yıl 2,3 milyona çıkardık. Peki ÅŸu ana kadar kaç kiÅŸiye yaptık, 600 bin kiÅŸiye yapıldı.” dedi. 

Koca, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Bakanlığının 2021 bütçesi üzerindeki görüÅŸmelerde, milletvekillerinin sorularını yanıtladı.

GörüÅŸleriyle politikalarına destek veren, eleÅŸtirileriyle toplumun daha iyi saÄŸlık düzeyine ulaÅŸması için çabasını ve niyetini ortaya koyan komisyon üyelerine ve tüm milletvekillerine Bakanlık adına teÅŸekkürlerini sunan Koca, saÄŸlığın, iktidarı ve muhalefetiyle herkesin ortak paydası olduÄŸunu vurguladı.

Koca, görüÅŸlerini paylaÅŸan tüm milletvekillerinin bu kaygıyla hareket ettiÄŸine inandığını ifade ederek, “Olumlu görüÅŸleri de olumsuz görüÅŸleri de daha iyi bir saÄŸlıklı topluma ulaÅŸma hedefimize yönelik önemli katkılar olarak atfediyorum.” dedi.

Türkiye’de üretilen, sentez edilen, devamında 3 firmanın da ayrıca yerli olarak ürettiÄŸi Kovid-19 tedavisinde kullanılan ilaca iliÅŸkin açıklamalarda bulunan Koca, “Benim kurucusu olduÄŸum kuruluÅŸla irtibatlı kılınarak özellikle bunu neredeyse her gün dillendiren arkadaÅŸlarımız var. Umarım bugün beni dinlediklerinde bu yanlışı bundan sonrası için tekrarlamazlar diye ümit ediyorum.” ifadelerini kullandı.

Bakan Koca, sözlerine ÅŸöyle devam etti:

“USAÅž’a baÅŸlayan arkadaşın 2 dönem belediye baÅŸkanlığı, ayrıca SGK il müdürlüÄŸü yapmış geçmiÅŸi var. Sadece bir yıl zaman diliminde ders vermek üzere kurucusu olduÄŸum üniversiteye gelmiÅŸ olan biri. Bugüne kadar belki yüz defa tekrar edildi ama bir gün belediye baÅŸkanlığı ve SGK il müdürlüÄŸü söylenmedi. DiÄŸer arkadaÅŸ ise son 4 yılını Acıbadem Özel SaÄŸlık Hizmetleri’nde yurt dışı iÅŸleri için koordinatör olarak görev alan, ondan önce 3 farklı hastanede görev alan, 10 yılı özel sektörde geçen, sadece üniversitede ders vermek üzere 1-1.5 yılı geçen birisi. Bunu da özellikle söyleyeyim. Hastanelerdeki çalışması hiç konuÅŸulmadı.”

“Hiçbir ÅŸekilde üniversiteyle asla bir sözleÅŸmesi ve menfaat iliÅŸkisi yok”

Kovid-19 tedavisinde kullanılan bir ilaca yönelik açıklamalarda bulunan Koca, “Biz ilacı Çin’den 140 dolara alıyorduk ve bu ilacı yerlileÅŸtirmek istedik. Çünkü bu ilacı özellikle pandemide erken dönemde hastalarımıza vermek istedik. Son dönem uygulamalarımızda, geç dönem uygulamalarımızda bu ilacın fazla faydasının olmadığını gördük. Hatırlarsanız o dönem, bu ilacın etkisini öncelikle göreceÄŸini ifade etmiÅŸtik. Çünkü Çin geç dönemde kullanıyordu. YoÄŸun bakım döneminde bir faydasının olmadığı, bu ilacın erken dönemde kullanımının faydalı olacağı düÅŸünülerek rehberimize ilave edildi.” bilgisini verdi.

Koca, sözlerine ÅŸöyle devam etti:

“Bu ilacı 140 dolar olduÄŸu bilinerek, ilacın yaygın kullanımını saÄŸlamak için yerlileÅŸtirme noktasında biz ısrarlı olduk ve bu ilacı sentezlemek üzere kurucusu olduÄŸum üniversiteden bir öÄŸretim üyesi arkadaÅŸ bilinen bir firmaya sadece proje desteÄŸi verdi. Hiçbir ÅŸekilde üniversiteyle asla bir sözleÅŸmesi ve menfaat iliÅŸkisi yoktu. Bunun altını özellikle çizmek istiyorum. Özellikle o arkadaÅŸ da heyecanla bu ilacı üretme çabası içinde oldu Amerika’da uzun süre bu konuda çalışan biri olduÄŸu için. Devamında sentez baÅŸarıldı. Bu ilacı alabilecek tek yer Bakanlık, yani kamu. 140 dolar olan ilaç için telaffuz edilen, 100 dolar oldu. Bu arada 3 farklı firma da ham maddesini ithal ederek müracaatını yaptı. Ben sizin kurucusu olduÄŸum yerle iliÅŸkili kıldığınız yere ruhsat verdim mi? Bunları ilk defa duyacaksınız ve belki de inanmayacaksınız. Dört firmadan bahsediyorum, 4 firma birbiriyle mücadele, rekabet içinde olan firmalar. Bunların hepsi bilir.”

Kendisinin nerede neyi konuÅŸtuÄŸunu çok iyi bildiÄŸini dile getiren Koca, “Ben tek firmaya olmayacak, dedim. DiÄŸer müracaat eden 3 firmayla birlikte verilecek, 4 firmaya verilecek, dedim. Ben çünkü ham madde ithalinin ne olduÄŸunu biliyorum, maliyetinin 10 doları geçmediÄŸini de biliyorum. O nedenle 13-14 dolardan da fazla bunun fiyatı olamayacak. Yurt dışına istediÄŸiniz fiyatı verebilirsiniz ama kamuya vereceÄŸiniz fiyat onda biri olacak dedim. Yani, 23-24 dolardan fazla olmayacak dedim. Bunu kabul etmiyorsan ruhsat yok dedim.” açıklamasında bulundu.

Koca, normalde bunun uygulanabilir bir şey olmadığına işaret ederek, şunları kaydetti:

“Kamu mantığında yapılabilecek bir ÅŸey deÄŸil. O firma kabul etmedi. Bunu birçok arkadaşımız iyi bilir, birçok yeri zorladılar ve en sonunda olmadığını gördüler. Ä°ki firma hemen kabul etti, 10 bin kutu ilaç vermeyi de taahhhüt ederek. Bu durumda o firma da 10 bin kutu verecek dedim ve 4 firmaya biz ruhsat verdik. O firmaya özellikle vermek isteyen kamudaki arkadaÅŸlardan birisini de görevden aldım. Israrla benimle irtibatlı kıldığınız firmaya verilmemesini söyleyen ben, o kiÅŸiyi, 4 firmaya vereceksiniz ve bunun fiyatı 13-14 doları geçmeyecek. 140 dolar olan ve o firma 100 dolara vermeyi teklif eden firmadan bahsediyorum. Devamında 4 firmaya verildi ve 4 firma da 14 dolardan vermeye devam etti. O benim görevden alıp baÅŸka birisini atadığım kiÅŸinin verdiÄŸi ruhsatla alındı ama görevden aldığım kiÅŸi ÅŸu an özel sektörde.”

Milletvekillerinin iyi niyetine güvenerek anlattığını belirten Koca, bu dediklerini Türk Tabipler BirliÄŸi’nin (TTB) kendisine ziyaretinde de anlattığını söyledi. Koca, “4 firma, ÅŸimdi 2 firmaya daha verdik 6 firma oldu. Bu firmaların hepsi neyin nasıl olduÄŸunu iyi bilir.” diye konuÅŸtu.

Koca, ilaç için 4 firmayı ihaleye aldıklarını da belirterek, “O yüz dolar diyen benimle iliÅŸkili kılınmak istenen firmanın verdiÄŸi fiyat 350 lira, vermedi; diÄŸer 2 firma indirdi aÅŸağıya. Ä°kincisinde 200 liraya indirdi, vermedi. Bunları bugüne kadar yaÅŸamamışsınızdır ama böyle oldu.” dedi. 

“USHAÅž’ın SaÄŸlık Bakanlığı adına aldığı bütün kitler 9,8 liranın üstünde asla deÄŸil” 

Kovid-19 tanısında kullanılan kitlere iliÅŸkin açıklama yapan Koca, “Kit meselesinde bizim yurt dışından aldığımız kitin karşılığı 8,75 dolardı. Bu kiti yerlileÅŸtirmek istedik. Bir firma yerlileÅŸtirdi, hatlarını da biz satın aldık ama o nemli deÄŸil. Bu yerlileÅŸtirmeyle birlikte devamında bir ay sonra baÅŸka üreten firmalar da oldu. Bu firmadan bizim aldığımız rakam neydi biliyor musunuz, 32 lira. Yerli üreten ÅŸu an aldığımız firmalara ‘Biz sizden almak istiyoruz’ dediÄŸimizde 8 doların altına inmediler.” diye konuÅŸtu.

Daha sonra bu firmaların sayısının 12’ye çıktığını anlatan Koca, “32 liraya aldığımız kitlerin hepsini ihaleye sokarak 6 firma girdi. Fiyatı kaça indi biliyor musunuz, 9,8 lira. Niye? Ä°ki firma özellikle rekabet ederek yurt dışına satışı kapatmak için fiyatı 9,8 liraya indirdi. Normalde maliyeti 9,8 lira deÄŸil. Peki, 9,8 liraya verdikten sonra bizim geçmiÅŸe yönelik 32 liraya aldığımız kitler için ne yaptım ben? Geriye dönük 1,7 milyon kiti 9,8 liraya çektim. Kamuda bu yapılabilir mi, kamu mantığında bu mümkün mü? USHAÅž’ın SaÄŸlık Bakanlığı adına aldığı bütün kitler 9,8 liranın üstünde asla deÄŸil.” açıklamasında bulundu.

Koca, sözlerine ÅŸöyle devam etti:

“Devamında bu firmalar tekrar ihaleye sokuldu. Firmalar çünkü 9,8 liradan artık vermek istemedi, diÄŸer 3 firma da vermedi, 12 firma da vermedi, 1,65 dolardan vermek durumunda kaldılar. Devamında ÅŸu an kim veriyorsa, 4 firmadan alınıyor, 1,65 dolardan alınıyor. Ama geçmiÅŸe dönük, pandeminin nisan ayından aldığım kiti 9,8 liraya, 1,7 milyon kiti geriye dönük fatura keserek aldık. Kamu mantığında yeri yok, ben onu anlıyorum ama bunu yaptım diyorum.”

“Mersin’de 22 Mart’tan önce testi pozitif olan bir vatandaşımız varsa lütfen çıksın söylesin”

Bakan Koca, Mersin’de ilk vakanın görüldüÄŸüne iliÅŸkin iddialara yönelik de buna iliÅŸkin Adana’da, Mersin’de de açıklama yaptığını hatırlattı. O zaman yaptığı konuÅŸmalara iÅŸaret eden Koca, “Evet, bu sehven yapılmış. Bunun doÄŸru olmadığı bilgisi de editör tarafından bildirildi. Ä°ki ay önce söylediÄŸim ÅŸeyi söylüyorum. Åžunu söylüyorum, ÅŸubat ayı denilen ay, Mersin’de yayında bahsedilen ilk vaka 25 Mart’tır. Åžubat deÄŸil, yanlışlıkla ÅŸubat yazılmış. 1 milyon 840 bin Mersin’deki kardeÅŸime seslenerek söylüyorum. Mersin’de ilk vaka 22 Mart’ta görüldü, ÅŸubatta yok.” bilgisini verdi.

Söz konusu vakanın bir avukat olduÄŸunu ve yabancı biriyle temas sonucu enfeksiyonu aldığını belirten Koca, “Mersin’de 1 milyon 840 bin kardeÅŸimize seslenerek söylüyorum, 22 Mart’tan önce testi pozitif olan bir vatandaşımız varsa lütfen çıksın söylesin. Ä°ddia ediyorum, 22 Mart’tan önce testi pozitif olan yok diyorum. Lütfen politikacılar saÄŸlık üzerinden siyaset yapmasınlar. 22 Mart’tan önce daha pozitif olan bir vaka çıkmadı. Hala ÅŸubat diye niye ısrar ediyoruz? Yazık deÄŸil mi, niye siyaset yapıyoruz, sehven yapılmış, yanlış yapılmış, editöre bildirilmiÅŸ. Yok, siz çıkarın. Hatası düzeltiliyor, söyleniyor, bunu hala ısrarla söylemenin anlamı yok ki.” ifadelerini kullandı.

“Bu yıl eczaneden sattırmadım, bununla ilgili hakkı olan kimse ona vermeliyiz diye”

Koca, grip aşılarının her ülke tarafından bir yıl öncesinden sipariÅŸ verildiÄŸini söyledi.

Bakan Koca, şunları kaydetti:

“Türkiye’nin geçen yıl tedarik ettiÄŸi grip aşısı bir milyon 300 bin, küsuratını söylemiyorum ama yapılan bir milyon 100 bin. Yani, geçen yıl eczanelerde parayla satışına izin verildiÄŸi halde yapılan toplam aşı bir milyon 100 bin oldu, bir milyon 300 bini tedarik edilmiÅŸ olmasına raÄŸmen 200 bin arttı. Parası olanlara veriliyor dediniz, parası olanlar almasın diye eczanelerden satmadım ben. Bu yıl ben eczaneden sattırmadım, bununla ilgili hakkı olan kimse ona vermeliyiz diye. Dolayısıyla bir milyon 100 bindi. Dünyanın oranlarını söylüyorsunuz, haklısınız. Ama dünya bugüne kadar yoÄŸun aşı yapıyordu. Küresel dünyada aşı arzı yüzde 20 oranında arttı, 2-3 kat artmadı, kapasite belli. Ä°ngiltere 25 milyon yapıyordu, 30 milyon yaptı, Almanya 21 milyon yapıyordu 26 milyon yaptı. Biz de 1,3 milyon gibi daha önce yapılan bir oran olduÄŸu için artırabileceÄŸimiz rakam sınırlı. Biz ne yaptık? Bu süreçte 2,3 milyona çıkardık, yani 1,1 milyon geçen yıl yapıldı, biz bu yıl 2,3 milyona çıkardık. Peki ÅŸu ana kadar kaç kiÅŸiye yaptık, 600 bin kiÅŸiye yapıldı.”

“Bu dönemin mevsimsel gribi artık Kovid”

Koca, aşının kimlere yapılması gerektiÄŸine iliÅŸkin Bilim Kurulu’nun çalışma yaptığı söyledi. Koca, “En riskliden baÅŸlayarak bu gruplar tanımlandı. Bu gruplar dışında, ÅŸimdi söylüyorum burada olmayan 80 yaÅŸ üstünü de koyduk. Aşımız da 2,3 milyon. EÄŸer bu noktada böyle devam edersek 75, 70, 65 gibi aÅŸağı doÄŸru indirmeyi hızla planlıyoruz. 1-2 gün içerisinde de saÄŸlık çalışanlarımıza da baÅŸlıyoruz.” dedi.

Her yıl normalde 42. haftadan baÅŸlayarak influenza sürveyansı yaptıklarını aktaran Koca, “Yani, oluyor mu, var mı, baÅŸladı mı diye her yıl. Dünya yapar, biz de benzer ÅŸekilde. Åžu an 47. haftadayız, yani 5 haftadır influenza yok. Åžu an influenza yok diyorum.”

Bir milletvekilinin “olmayacağı anlamına gelmez” yönündeki eleÅŸtirisi üzerine Koca, “Gelmez ama yok diyorum, tedirgin etmeyin insanları demek istiyorum. Åžu ana kadar 5 haftadır tarıyoruz, bu dönemde influenza yok. Her yıl bu dönemde çocuk poliklinikleri üst solunum yolu enfeksiyonundan geçmez biliyorsunuz. Åžu an üst solunum yolu enfeksiyonu olan çocuk polikliniklerine gidin, çocuk poliklinikleri çok sakindir. En yoÄŸun olan eriÅŸkin, dahili poliklinikler daha fazladır. Çünkü, Kovid daha fazla. Bu dönemin mevsimsel gribi artık Kovid.” 

Türk Eczacıları BirliÄŸi’nin (TEB) grip aşısı temin ettiÄŸini ancak izin verilmediÄŸi yönündeki iddialara iliÅŸkin Koca, ÅŸunları söyledi:

“TEB’in 1,5 milyon aşı dediÄŸi normalde ruhsatlı olan aşıyı herkes getirebilir. Ruhsatlı olmayan aşı için Halk SaÄŸlığından, Bakanlıktan izin alınması gerekir. Bununla ilgili elimde belgeler var. TEB diyor ki, ‘Ben Hollanda menÅŸeli bir firmadan 1,5 milyon aşı buldum. Bunun fiyatı 12 dolar. Bu firma, tarihi söylüyorum 31 AÄŸustos’da DMO’ya söylüyor, 11 dolara size veriyorum diyor.’ Bize firma 11 dolar diyor, TEB bize 12 dolar diyor, tabii buradan yüzde 4 komisyon alacak ayrıca. Firmanın buraya verdiÄŸi teklif 12 dolar ve artı yüzde 4 olacak. Ama yani firma bize 11 dolar veriyor. Sonra firma diyor ki okuyorum, ‘Bu Abbott firmasının Hollanda’da üretmiÅŸ olduÄŸu aşıdan Türk Eczacıları BirilÄŸi ile de paylaşıldı. Tedarikçi depolardan üretici yetki belgesi aşının orijinal olup olmadığını kanıtlayan analiz sertifikası, orijin sertifikası gibi belgeler saÄŸlanamadığı için ürünün gerçekten olup olmadığı teyit edilememiÅŸ, ayrıca mevcutsa bile sahte veya bozulmuÅŸ olabileceÄŸi kaygısıyla tedariÄŸinden vazgeçilmiÅŸtir.’ Firma diyor. Nerede aşı? Bu kadar söylüyorum. Firmayla zaten bir ay öncesinden irtibattayız.”

Bakan Koca, Kovid-19 aşı çalışmalarına iliÅŸkin, yurt dışında Faz-3 aÅŸamasına gelen yakında ruhsatlanabilecek aşılar olduÄŸunu belirterek, Pfizer’in ve Çin Sinovac aşısının Faz-3’ünün üniversitelerde devam ettiÄŸini ve ÅŸu ana kadar bu aşılarla ilgili herhangi bir sorun yaÅŸanmadığını söyledi. 

Koca, Rus aşısı konusunda ise Dünya SaÄŸlık Örgütünün (DSÖ) standartları olduÄŸunu, toksikolojik kısmının tamamlanması durumunda bu aşının da devreye gireceÄŸini belirtti. 

Bu aşılarla ilgili de irtibatlarının devam ettiÄŸini ifade eden Fahrettin Koca, “Pfizer ile ilgili aralıkta olma ihtimali, Sayın UÄŸur Hoca’nın (Prof. Dr. UÄŸur Åžahin) söylemiyle çok zayıf görünüyor. En erken 15 Aralık’tan sonra ruhsat alınabilir. Ruhsatın aralıkta olmama ihtimalinin yüksek olduÄŸu, olursa bize, Türkiye’ye verebileceÄŸi rakam 1 milyon. Ocak ayından itibaren de tedrici yıl içinde 25 milyona kadar ÅŸeklinde ÅŸu an görüÅŸmelerimiz var. Çin aşısı için de aralıkta en az 10 milyon gibi bir aşıyı alabilir olacağız. Bu sayıyı artırmak istiyoruz. Ocak ayında da en az bu kadar olacak. Bu sayı muhtemelen iki katına kadar çok rahat çıkabilir. Bununla ilgili 1-2 gün içinde de sözleÅŸmede imzalanacak. Bu aşıları bizim için ÅŸimdi karşılıklı sözleÅŸmenin içeriÄŸi dahil olmak üzere teyitleÅŸildi.” bilgisini paylaÅŸtı. 

Yerli aşı çalışmalarına da deÄŸinen Koca, 16 aşı çalışmasının bulunduÄŸunu, en erken insan Faz-1 çalışmasına geçen bir aşının olduÄŸunu ve bu inaktif aşının ilk 44 kiÅŸiye yapılacağını, onların da bu hafta tamamlanacağını bildirdi.

Bakan Koca, ÅŸöyle devam etti:

“Bizim aşımızın devreye girmesi, tahminimiz nisan ayında ÅŸeklinde olur. Bizim dünyada erken dönemde aralık ayında aşı çıkar çıkmaz vatandaşımıza güvenilir olan iki aşıyı Türkiye’de ÅŸu an uyguluyoruz. Hem Pfizer’i, hem Sinovac’ı uyguluyoruz. Bu anlamda herhangi bir sorun yaÅŸamadık. Antikor oluÅŸuyor. Ä°kisiyle ilgili giriÅŸimlerimiz ciddi. En erken dönemde vatandaşımıza temin ederek, yoÄŸun bir ÅŸekilde temin ederek aralıkta yaptırmak istiyoruz. Dünyada erken dönemde güvenebilir olduÄŸumuz çıkan aşıyı vatandaşımıza, önce kendimden baÅŸlamak üzere yapmak istiyoruz. Bunun içinde yoÄŸun bir çaba içinde olduÄŸumuzdan emin olun. Aralıkta baÅŸlayabilirliÄŸimizin de çok yüksek olduÄŸunu bilmiÅŸ olalım. Ben sayıyı ÅŸimdiden çok söylemek istemiyorum. 10 milyonlarla ifade edilen sayılar olduÄŸundan emin olun.” 

“Åžehir hastanelerinde hasta garantisi iddiası doÄŸruyu yansıtmıyor” 

Åžehir hastanelerinin “bir hastane” olarak düÅŸünülmemesi gerektiÄŸinin altını çizen Koca, alanında özelleÅŸen ve birçok hastanenin bir arada saÄŸlık dağıttığı hastane ÅŸehirleri olduÄŸunu söyledi.

Fahrettin Koca, ÅŸehir hastanelerine baÅŸvuranların saÄŸlıkla ilgili sorunlarının tamamını bir merkezde sonuçlandırmayı, hastane ve il gezmekten kurtararak bulunduÄŸu bölgede en üst noktada hizmet eden saÄŸlık üssü olmalarını hedeflediklerinin altını çizdi. 

Åžehir hastanelerinin tek bir yerleÅŸkede bütün saÄŸlık sorunlarına cevap vermek üzere tasarlandığına iÅŸaret eden Koca, hastanelerin deprem izolatörleri kullanılarak ÅŸiddetli depremlere dayanıklı binalar halinde inÅŸa edildiÄŸini belirtti. 

Bakan Koca, ÅŸehir hastanelerine hasta garantisi verildiÄŸi iddialarına iliÅŸkin, “Åžehir hastanelerine hasta garantisi verildiÄŸi iddiaları doÄŸruyu yansıtmamaktadır. Acil hizmetler, poliklinik hizmetleri, yatan hasta ve ameliyat sayısında herhangi bir garanti söz konusu deÄŸildir. Yatak doluluk oranıyla ilgili de herhangi bir garanti söz konusu deÄŸildir. Bir kullanım bedeli var, hizmet bedeli var. Bu hizmet bedelleri 25 yıllık deÄŸil. 5 yıllığına veriliyor. Önümüzde Yozgat, Mersin, Denizli gibi 1 yıl sonra ihaleleri serbest olarak yapılabilecek ÅŸehir hastanelerimiz olacak. Åžu an hizmet veren müteahhit dediÄŸiniz kiÅŸiler buraya katılıyor olacak. P2 hizmet bedelini bir baÅŸkasına çok rahat verebiliyor olacağız. Hizmetlerin de pahalı olmadığını, hizmetlerin de piyasadan ÅŸu an aldığımız fiyatlardan da düÅŸük olduÄŸunu özellikle fizibilite de öngörülen ve güvence altında olan aylık miktarın yüzde 70’i için SUT fiyatlarından yüzde 40 indirim yapıyoruz. Bu miktarı aÅŸan hizmetler için laboratuvar tetkiklerinde yüzde 15, görüntülemede ise yüzde 40 daha indirim saÄŸlıyoruz. Åžehir hastaneleri dışındaki kamu hastanelerinde bu fiyatı alamıyoruz.” diye konuÅŸtu. 

Koca, taşınan hastane binalarının özel sektöre devredilebileceÄŸi ve farklı amaçla kullanılacağı eleÅŸtirilerine karşılık olarak, “Benim asla hiçbir hastaneyi eÄŸitim ve saÄŸlık dışında kullanılmasına müsaade etmeyeceÄŸimden emin olun. Numune, Dışkapı, Yüksek Ä°htisas dahil olmak üzere… Åžehir hastanelerinde bu süreçte hizmet olarak verilen kemoterapi, fizik tedavi gibi tıbbi hizmetleri biz kendimiz iÅŸletiyoruz. Biz bu hizmeti dışarıdan almıyoruz. Sadece kira veriyoruz.” ifadesini kullandı. 

Fahrettin Koca, tahkim konusunda ise “UyuÅŸmazlık, finansman saÄŸlayanların taraf olduÄŸu kreditörler bir konu ise ilgili husus uluslararası tahkimde ama Türk hukuku uygulanarak uyuÅŸmazlık çözülecek.” deÄŸerlendirmesinde bulundu. 

“Kovid-19 kaynaklı tespit edilmiÅŸ ölümlerin sayısı, 8 bin 62’dir”

SaÄŸlık Bakanı Koca, Türkiye’de ölüm bilgilerinin iki kaynakta toplandığını, bunlardan birinin belediyelerin e-Devlet veri tabanında da yer alan defin sayıları olduÄŸunu, diÄŸerinin ise Türkiye Ä°statistik Kurumu olduÄŸunu belirtti. 

Söz konusu iki ayrı veri tabanının birlikte kullanımının yanlış olduÄŸuna ifade eden Koca, ölüm raporlarında bulunan bazı kategorik bilgilerin de yanlış yorumlandığının söyledi. 

Ölüm sayıları konusuna açıklık getirdiÄŸini ifade eden Bakan Koca, ölüm bildiriminde kullanılan formun yeni olmadığını vurguladı.

Koca, bu formun 2013’ten itibaren kullanıldığını anımsatarak, bu belgede yer alan iki hanenin önemine iÅŸaret etti. 

Bu hanelerden biri ölüm ÅŸekli, bir diÄŸerinin ise ölüm sebebi olduÄŸunu aktaran Fahrettin Koca, ÅŸu bilgileri verdi:

“Ölüm ÅŸekli hanesinin amacı, bulaşı hastalık dediÄŸiniz ÅŸu bilgiyi veriyor; Ölen kiÅŸi silahlı saldırı gibi adli bir vakayla veya hastalık, yaÅŸlılık gibi normal beklenecek bir ölüm mü? Bu sorunun cevabı, doÄŸal ölüm veya adli vaka sonucu ölümdür. Bu haneye, hastalığa baÄŸlı doÄŸal ölümün izahı için bulaşıcı hastalık veya bulaşıcı olmayan hastalık açıklaması da eklenmiÅŸtir. Kayıtlar, bu yılki toplam ölümlerin, yaklaşık 10’da 1’inde ölüm ÅŸeklinin bulaşıcı hastalık sonucu doÄŸal ölüm olduÄŸunu göstermektedir. 10’da 9’u ise bulaşıcı olmayan hastalık, yaÅŸlılık ve benzeri ÅŸeklinde iÅŸaretlenmiÅŸtir. Bu hanedeki bilgi, ölümün nedenini hastalık bazında göstermez. Buradan Kovid-19 ölüm sayıları anlaşılmaz. Bulaşıcı hastalık eÅŸittir Kovid demek deÄŸildir. Bulaşıcı tek hastalığın Kovid-19 olduÄŸunu düÅŸünmek yanlıştır. Raporda, ölüm nedeni hanesi asıl bilgiyi veren kısım alttaki ölüm hanesi ikinci hekim tarafından doldurulur. Defin sonrası alınan kesin ölüm raporunda hastanın onaylanmış ölüm nedeni bu hanede yer alır. Ä°statistiklerde, Kovid-19’un ölüm nedeni olarak gösterilebilmesi buradaki veriye dayanır. Bulaşıcı hastalığa dayanmaz.” 

Koca, beledeyilerin e-Devlet veri tabanında yer alan mezarlık bilgi sisteminde söz konusu ildeki defin sayılarının yer aldığını belirtti. 

Defin raporlarının ise kiÅŸilerin öldüÄŸü ilde verildiÄŸini ifade eden Bakan Koca, belediyelerin verilerinin kendi illerindeki defin sayılarını ortaya koyduÄŸuna iÅŸaret etti. 

TÜÄ°K verilerinde dağılımın ölen kiÅŸilerin ikamet adresine göre yapıldığını, belediye ve TÜÄ°K verileri arasında bir fark oluÅŸtuÄŸunu belirten Koca, “Bu farkı yılın 9’uncu ayında görürsünüz. 31 Aralık’tan yeni yıla devrettiÄŸinizde toplam vefat sayıları iki kaynakla eÅŸitlenir. Birkaç il belediyesi verilerine bakıp sonuç çıkarmak, bu iki kaynağı harmanlamak yanlış olur. Yılın sonu beklenirse, TÜÄ°K verileriyle diÄŸer verilerin çakıştığı zaten görülmüÅŸ olacaktır.” ÅŸeklinde konuÅŸtu. 

TÜÄ°K verilerine göre, geçen yılın 9 ayında ölüm sayısının 329 bin 274, yıllık öngörülen yüzde 2 oranında artışla bunun ÅŸimdi 336 bin 518 olmasının beklendiÄŸine iÅŸaret eden Fahrettin Koca, ÅŸunları kaydetti:

“Bu yılın ilk 9 ayında Kovid-19 kaynaklı ölümler dahil 339 bin 26 ölüm gerçekleÅŸmiÅŸtir. Yani aradaki fark 7 bin 244’tür. Kovid-19 kaynaklı tespit edilmiÅŸ ölümlerin sayısı 8 bin 62’dir. Ölüm nedenleri, TÜÄ°K tarafından Dünya SaÄŸlık Örgütünün standart sınıflamasına göre yayımlanır. Bu sınıflamada, enfeksiyon ve parazit hastalıkları baÅŸlığı altında 21 alt baÅŸlık ve 932 hastalık bulunmaktadır. Sadece Kovid deÄŸil. Bağırsak enfeksiyonları, hepatit, tüberküloz bunlardan bazıları. Kovid-19 ÅŸu an için en çok akla gelenidir. GeçtiÄŸimiz yılın ilk 9 ayında 21 baÅŸlık altındaki 932 hastalık sebebiyle ölüm sayısı 8 bin 977’dir. Bu yıl ise Kovid hariç 8 bin 785’tir. Geçen yıla göre üstelik daha azdır. Kovid ölümlerinin ‘bulaşıcı hastalık’ baÅŸlığı altında verilmediÄŸi açıktır. Bunları sırf bulaşıcı hastalık sebebiyle ölüm diye Kovid-19 hanesine yazmak yanıltıcıdır.” 

“29 Temmuz’dan bu yana ağır hasta sayısı 8 kat arttı”

Koca, Kovid-19 vaka ve hasta konusuna da deÄŸinerek, dünyada ülkeler arasında test politikası birliÄŸi olmadığını söyledi. 

Bazı ülkelerin sadece solunum güçlüÄŸü çekenlere bazılarının ise hastanelerde yatanlara test yaptığını, açık test politikaları uygulayanların da bulunduÄŸunu dile getiren Bakan Koca, uluslararası bildirimlerde Türkiye’nin sadece semptomlu hastalara test yapan ülkeler arasında sayıldığını bildirdi. 

Vaka sayılarının da bu açıdan kıyaslandığını, DSÖ’nün de böyle bildiÄŸini aktaran Koca, Bakanlık rehberinde de “semptomu olanlara test yapılır” ÅŸeklinde yazıldığını belirtti. 

UyumsuzluÄŸa yol açmamak ve normalleÅŸmeyle birlikte dünyanın test politikasından vazgeçtiÄŸini, sadece solunum sıkıntısı olan hastalara test yapılmaya baÅŸlandığını o dönemde Türkiye’nin kesitsel taramalar, havaalanları ve sporcular gibi pek çok tarama yapıldığını dile getiren Fahrettin Koca, ÅŸöyle devam etti:

“Bu aradaki farkı ayırmak üzere semptomlu olan kiÅŸileri göstermek üzere hasta olarak tanımladık. Semptomu olmayan ama pozitif olanlar deÄŸildi. Semptomlulara test yapan bir ülke olarak kabul edildiÄŸimiz bir dönemde semptomlu olup testi pozitif çıkanların bildirilmesi daha doÄŸru bir hareketti. Daha önce sonuçlarını kamuoyu ile paylaÅŸtığımız saha çalışmalarına da devam edeceÄŸiz. Bilim Kurulumuzla önümüzdeki günlerde bu konuları tartışarak, toplam vaka, yatan hasta, hasta baÅŸlığı altında ne varsa bunun hepsini kamuoyu ile paylaÅŸacağımızı ve tabloda nasıl göstereceÄŸimizi de tartışıp göstermiÅŸ olacağız.

Hasta olarak tanımladığımız konuda dünyanın politikası deÄŸiÅŸti. Dünya, kendisine solunum sıkıntısı olarak gelen hastaya test yapıyordu. Benim tarama olarak evde takip ettiÄŸim hastaya yapılmasıyla eÅŸ deÄŸer miydi? 

29 Temmuz’dan bu yana ağır hasta sayımız 8 kat arttı. Bu, vatandaşımızı ve sizleri uyarmıyor mu? Ağır hastamız 8 kat artıyor. Evde semptomu olmayan, hastaneye yük olmayanın sayısı mı sizin için önemli? Bu dönemde ÅŸundan emin olun. Pozitif olup semptomu olmasa bile bütün vatandaÅŸlarımız takibe alındı. Filyasyon yapıldı. Bütün vatandaÅŸlarımız telefonla arandı. Bütün vatandaÅŸlarımız HES koduna iÅŸlendi. HES kodunda gördüÄŸünüz bütün vatandaÅŸlarımız, herkes orada.” 

Dünya SaÄŸlık Örgütünde Türkiye’nin baÅŸarısını gösteren bir yayın olduÄŸunu vurgulayan Koca, Avrupa’da hiçbir ülkenin baÅŸarısının DSÖ’nün sitesinde yer almadığına dikkati çekti. 

DSÖ Avrupa Direktörü Hans Kluge’nin virüs taşıyan ya da virüs ÅŸüphesi bulunan kiÅŸilerin karantinaya alınması, hafif vakaların da karantinaya alınmasının çok önemli olduÄŸunu ve Türkiye’nin bunu salgının başından itibaren yaptığı yönündeki açıklamalarını hatırlatan Bakan Koca, “Avrupa Direktörü Hans Kluge söylüyor. Bir enfeksiyon hastalıkları hocası söylüyor. Hans anlıyor, biz de anlayalım. Vaka tanımlarının standart hale getirilmesi durumu var. Bu konuda birçok ülkede sorun var. Türkiye’de semptomatik vakalarda olduÄŸu gibi semptom göstermeyen vakalar içinde de detaylı raporlama yapılıyor.” dedi. 

Koca, saÄŸlık personeli alımlarına iliÅŸkin de “Önümüzdeki günlerde KPSS puanına göre ÖSYM tarafından yapılacak merkezi yerleÅŸtirme ile 12 bin sözleÅŸmeli saÄŸlık personeli alıyoruz. ÖSYM hazırlık yapıyor. Bununla ilgili 7 bin hemÅŸire, 1700 ebe, 2 bin 864 saÄŸlık teknisyeni gibi devam ediyor.” bilgisini verdi. 

BaÅŸta hekimler olmak üzere saÄŸlık çalışanlarının temel insan hakkı olan saÄŸlık hizmetine adanmış olarak saÄŸlıklı bir toplum olma hedefindeki güç olduÄŸunu vurgulayan SaÄŸlık Bakanı Koca, hekimlerin hastanın nabzını tuttuÄŸu kadar toplumun da nabzını tutabilen bir misyona sahip olduÄŸuna dikkati çekti. 

Koca, Türkiye’nin birlik ve birliÄŸinin korunmasında halkın saÄŸlık seviyesinin yükseltilmesinde kararlı olduklarının altını çizerek, sözlerini ÅŸöyle sürdürdü:

“Bir KurtuluÅŸ Savaşı veriyoruz. Bir salgın hastalıktan kurtulma savaşı. Ulusal bir seferberlik haliyle her vatandaşımız üzerine düÅŸeni yapmaktadır. Bu sefer cephede olan ordumuz askeriye deÄŸil tıbbiye ordusu, saÄŸlık ordumuz. Hiç tanımadığı kiÅŸileri saÄŸlığına kavuÅŸturmak adına yapmak, kendi hayatını riske atmak aynen bir cephede savaÅŸ ile eÅŸ deÄŸerdir. Bu ordumuzun hakkını ödeyemeyiz. Elimizdeki imkanlarla maddi olarak destek vermeye gayret ediyoruz. Bunun karşılığı maddi olamaz. Toplumumuz nezdinde bu gayretler önemli bir karşılık görmüÅŸtür. SaÄŸlık çalışanlarına pandemi zamanında deÄŸil gelecekte de ihtiyaç duyacağız. SaÄŸlık çalışanlarımızı korumak zorundayız. Pandeminin yayılmasını engelleyici tedbirlere sıkı sıkıya uymamız, onların üzerindeki yükü hafifleterek onların bu gayretlerine verilebilecek en büyük karşılık olacaktır. MeslektaÅŸlarımın görevi başında Kovid-19’a yakalanmasının meslek hastalığı olarak kabul edilmesinden ve kaybettiklerimizin ÅŸehit statüsünde sayılmasından Bakan olarak memnuniyet duyarım. Yüce milletimizin bu yolda atacağı adımı saygıyla karşılarım.” 

Komisyonda, SaÄŸlık Bakanlığı, Türkiye Hudut ve Sahiller Genel MüdürlüÄŸü, Türkiye Ä°laç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ile Türkiye SaÄŸlık Enstitüleri BaÅŸkanlığının bütçeleri kabul edildi. 

AA

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Borsa güne düşüşle başladı

HIZLI YORUM YAP



Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.