23 Aralık 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.

1xbetbetpasmariobet
escort konya
a
en iyi rulet siteleri

Cari Açıkta Beklentiler Yükseliyor

cari dengede negatif baskılar devam ediyor. Her ne kadar bir takım fırsatlar olsa da bunlar negatif baskıları ortadan kaldırmaya yetmeyecektir. Benim beklentim ise 40 milyar dolar civarında bir açık olacağı....

Merkez Bankası, piyasa katılımcıları beklenti anketinin Haziran sonuçlarını açıkladı. Bu anket reel ve finansal sektörde yer alan temsilciler ve profesyonellerden oluşan 50 katılımcı ile gerçekleştiriliyor ve bu katılımcıların geleceğe dönük tahminlerini içeriyor. Katılımcıların beklentilerinin ortalamaları alınarak raporlanıyor.

Haziran raporunda ise tüm değişkenlerde beklentiler kötüleşmiş. Enflasyon ile ilgili beklentiler oldukça dikkat çekici. Yılsonu enflasyon beklentisi %57.9’dan %64.5’e çıkmış. İşin daha da dikkat çeken yanı 12 ay sonrası TÜFE beklentisi %38 ve 24 ay sonrası için beklenti %22.04. Yani piyasa enflasyonun hemen düşeceğine inanmıyor.

Piyasa beklentileri cari açıkta da bir artışa işaret ediyor. Cari açıkta Mayıs beklentisi ortalama olarak 34 milyar dolar iken şimdi 37 milyar dolara yükselmiş. Gelecek yıl ile ilgili beklentilerde de artış var. 2023 için cari açık beklentisi 23 milyar dolar olmuş.

Piyasadaki beklentinin bozulmasının sebebi ne olabilir?

Öncelikle enerjide sıkıntı devam ediyor. Brent petrol varil fiyatı 100-150 dolar arası gidip geliyor. Bu da bize aylık 8 milyar dolar civarında bir enerji faturasına mâl oluyor. Goldman Sachs ise yaz ayları boyunca petrol fiyatının ortalama olarak 140 dolar olacağını tahmin ediyor. Petrol fiyatlarındaki bu artışın bizim cari açığımıza etkisinin 5 -10 milyar dolar olması kaçınılmaz. Diğer taraftan doğal gaz fiyatları yeniden tırmanışa geçti. Avrupa’da doğal gaz fiyatları bir haftada %50’den fazla arttı. Rusya son olarak Fransa’ya doğal gaz akışını durdurdu. Her ne kadar Fransa bunun sorun yaratmayacağını açıklasa da bu gerginlikler doğal gaz piyasasında fiyatların artmasına yol açıyor. Önümüz yaz, konutlarda talep düşecek ancak elektrik üretimi için bizim doğal gaz ithalatını devam ettirmemiz gerekiyor.

İkinci olarak; FED 1994’ten beri görülmemiş bir faiz artışı ile enflasyon ile mücadelede kararlı olduğunu gösterdi. FED’in faiz artışı bizi birçok kanaldan etkileyecek tabii. Her ne kadar kaçacak yabancı kalmadı diye düşünsek de hala bir miktar yabancı yatırımcı var. Ancak daha da önemlisi borçlanmak artık daha zor ve maliyetli olacak. Küresel faiz oranları yükseliyor. Bir de üzerine kendi iç dengelerimizden dolayı CDS’lerimiz artıyor. Yani borçlanma maliyetlerimiz artıyor. Türkiye’nin borçlanma takviminde yaz ayları rahat geçecek olsa da Eylül’den sonra yüklü bir borçlanma takvimi var. Eylül-Aralık arasında 30 milyar dolar borç çevirmemiz gerekiyor. Yani yeniden borç aramaya çıkacağız. Ama bu sefer daha maliyetli olacak. Borç faiz ödemeleri de cari hesapta takip ediliyor. Haliyle 2023 cari dengede negatif bir baskı yaratacak.

Fed’in faiz artışının önemli bir yan etkisi de doların tüm piyasalarda değer kazanarak Euro dolar paritesinde bir düşmeye neden olması. Parite şu anda 1.05 civarında ancak FED’in Avrupa Merkez Bankası’na göre daha atak davranması paritenin daha da aşağılara düşebileceği yönünde sinyaller veriyor. Piyasada beklenti 0.90. Paritenin azalması bizi olumsuz etkiliyor maalesef. Daha önceki yazılarımda buna değinmiştim. Bizim ithalatımızın yaklaşık %65’i dolar cinsinden. Ancak ihracata geldiğimizde bu oran bu kadar yüksek değil, yaklaşık %45. Euro ile ihracatımızın dolar cinsinden değeri daha düşük görünecek kuşkusuz. Bu da ihracatımızın neredeyse yarısına denk geliyor.

Son olarak Avrupa’da resesyon ihtimali artıyor. Bank of America’nın yatırım analistleri ile yaptığı ankette, yatırım müdürlerinin yarıdan fazlası Avrupa’da bir resesyon beklediklerini bildirmişler. Rusya-Ukrayna savaşı sonrası yaptırımlar ve Rusya’nın enerji arzını kısması Avrupa ekonomilerinde arz yönlü bir sıkıntıyı da beraberinde getirdi. Avrupa piyasalarında bir resesyon bizim ihracat talebimizin zarar görmesi anlamına gelecektir. Haliyle cari dengemiz üzerinde de negatif bir etki yaratır.

Bardağın dolu tarafından da bakmak lazım tabi. Örneğin turizmde bu sezon iyi bir gelir bekleniyor. Bu cari dengeye yaz aylarında pozitif yansıyacak. Ayrıca Biden Temmuz ayında Suudi Arabistan’a bir ziyaret planlıyor. Muhtemelen petrol üretimini arttırması için baskı yapacak. Bu durumda petrol fiyatları bir miktar düşebilir tabii. Ayrıca Rusya ile yapılacak bir anlaşma ile daha uygun fiyatla petrol ve doğal gaz alımı da söz konusu olabilir. Bunu Çin ve Hindistan yapıyorlar. Bu ekonomilerin talepleri çok fazla diye düşünebiliriz. Ancak yakın bir tarihte Sırbistan da benzer bir anlaşma yaptı. Türkiye’nin de bu durumu fırsata çevirmesi gerekiyor.

Sonuç olarak, cari dengede negatif baskılar devam ediyor. Her ne kadar bir takım fırsatlar olsa da bunlar negatif baskıları ortadan kaldırmaya yetmeyecektir. Benim beklentim ise 40 milyar dolar civarında bir açık olacağı. Ama asıl bozulmayı muhtemelen Eylül’den sonra göreceğiz.

Yani kusursuz fırtına Eylül’den sonra gelebilir. Önlem almakta yarar var…

 

 

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

BM felaket için tarih verdi! Türkiye’de durum ne?

HIZLI YORUM YAP