Cumhurbaşkanı Erdoğan: Dijital dünya, değerleri tahrip ediyor

0

BEÄžENDÄ°M

ABONE OL

News

0

CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan, Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığı Konferans Salonu’nda 7. Din Şûrası’nda konuÅŸtu.

Dijital dünyanın küresel ölçekte tüm deÄŸerleri tahrip ettiÄŸini belirten ErdoÄŸan, “Dijital alemin bir kapitalist araç olmadığını, sadece eÄŸlenme amacı gütmediÄŸini fark etmemiz gerekiyor. Dijital dünya Müslümanları hedef tahtasına koyuyor” dedi.

Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti:

“Şûra’nın aramızdaki birliÄŸi, beraberliÄŸi, muhabbet ve kardeÅŸlik ruhunu tazelemesini, güçlendirmesini Allah’tan temenni ediyorum. Şûra kapsamında üç gün boyunca 5 ayrı çalışma komisyonu bünyesinde düzenlenecek oturumların, sunulacak tebliÄŸlerin, yapılacak tartışmaların ve müştereken alınacak şûra kararlarının ülkemiz, milletimiz ve alemi Ä°slam için hayırlar getirmesini Rabbimden niyaz ediyorum. Bu önemli toplantıyı tertip eden Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığımız, Din Ä°ÅŸleri Yüksek Kurulumuza, programın baÅŸarılı bir ÅŸekilde geçmesi için emek sarf eden tüm kardeÅŸlerimize yürekten teÅŸekkür ediyorum.

Sözlerimin hemen başında ÅŸu hususu samimiyetle ifade etmek istiyorum. Bizler 5 yılda bir toplanan din şûralarını temiz ve imanlı ellerin muhlis bir kalple hazırladığı bereketli bir ilim ve tefekkür sofrası olarak görüyoruz. Sözü, fikri, eseri, müktesebatı ve tavsiyeleriyle bu sofrayı zenginleÅŸtiren ilim ve fikir insanlarına, yani sizlere Ä°slam’ın çizdiÄŸi o emin istikamette ebedi saadete giden bu muazzez yolda birlikte yürüdüğümüz yol arkadaÅŸlarımız olarak bakıyoruz. Rabbim bu sofrayı daha da büyütmeyi, daha da bereketlendirmeyi sizlere de, bizlere de nasip eylesin diyorum. Yalnızca ülkemiz için deÄŸil, gönül coÄŸrafyamız, yurt dışındaki vatandaÅŸlarımız ve dünyanın farklı köşelerindeki tüm kardeÅŸlerimiz için fayda saÄŸlamasını ümit ettiÄŸimiz 7. Din Şûrası kararlarının titizlikle uygulamaya konulmasının ehemmiyetini ÅŸimdiden hatırlatmak isterim. Bugüne kadar şûralarımızda alınan kararların takibini bizzat yaptım. 2019’da düzenlediÄŸimiz 6. Din Şûrası’nın kapanış programında Sayın BaÅŸkanımıza kararların tatbikiyle ilgili hassasiyetimizi ifade etmiÅŸtim.

Bir önceki Şûra’da alınan kararların beÅŸ yıllık bir süre zarfında yüzde 95’lik bir oranla hayata geçirilmesini takdirle karşılıyor, Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığımızı ve kıymetli mensuplarını yürekten tebrik ediyorum. Diyanet teÅŸkilatımız bünyesinde yurt içi ve yurt dışında Ä°lahi Kelimetullah yolunda büyük bir gayretle çalışan, aÅŸkla atan kalpleri Ä°slam’la buluÅŸturan tüm kardeÅŸlerimize, tüm hocalarımıza, tüm büyüklerimize çalışmalarında iyilikler, güzellikler, hayırlar temenni ediyorum. Dünya defterini kapatıp ebedi aleme irtihal eden hocalarımıza da bu vesileyle Allah’tan rahmet diliyor, aziz hatıralarını şükranla yad ediyorum.

“Müslümanlara sadece fiilen deÄŸil, manen ve fikren de saldırılmaktadır”

Allah azze ve celle, Kur’an-ı Kerim’de Hicr suresinin dokuzuncu ayetinde 14 asır önce müminlere şöyle buyuruyor: Muhakkak ki bu kitabı, bu vahyi biz indirdik ve muhakkak ki onu koruyan da biziz. Evet. Mukaddes kitabımız Kur’an’ı, vahyi yani dinimizi muhafaza edecek olan ebedi koruyacak olan Allah Teala’dır. Åžurası bir gerçek ki bu ayet-i kerime dinimize yönelik saldırılar konusunda bizlere sonsuz bir özgüven aşılıyor. Hiç şüphesiz dinimiz emin ellerdedir. Dinimiz yüce Rabbimizin muhafazası, koruması altındadır. Ancak bu garanti bizim yani kulların üzerinden mesuliyeti çekip almaz. Müslümanlar olarak bizler de dini yaÅŸamak ve yaÅŸatmakla mükellefiz. Dinimize yönelik saldırılarda her ne kadar sınırsız bir emniyet içindeysek dindarlara yönelik saldırılarda ise tedbir alacak, bu saldırıları göğüsleyip püskürtecek olan bizden baÅŸkası deÄŸildir. Tarihimize baktığımızda ÅŸunu görüyoruz. Dinimiz Ä°slam, Mekke ve Medine’den baÅŸlayarak asırlar boyunca çok geniÅŸ bir coÄŸrafyada eÅŸsiz güzellikte medeniyetler inÅŸa etmiÅŸtir. BaÄŸdat, Åžam, Kahire, Buhara, Semerkant, Gırnata, Kurtuba, Konya, Bursa ve Ä°stanbul asırlar boyunca dünyaya istikamet çizen ilim ve medeniyet merkezleri olmuÅŸtur. Batı’nın kan, gözyaşı, katliam, soykırım ve sömürüye dayanan ilerlemesi doÄŸunun ilahi ve insani medeniyetini boÄŸmak için altını çizererek söylüyorum. Geçici bir dönem üstünlüğü eline geçirmiÅŸtir. Ama bizim medeniyetlerimizi inÅŸa eden ruh ve öz ilk günkü gibi tazeliÄŸini muhafaza etmektedir. Gün gelecek kutsalı ve insanı dışlayan ilerleme dönemlerinin parantezi her ya da geç kapanacaktır. Batı uygarlığı büyük bir gürültüyle çökerken sahip olduÄŸumuz öz ve ruh ile bizim ilahi insani aÅŸk medeniyetimiz hem de daha güçlü olarak Allah’ın izniyle tekrarÅŸaha kalkacaktır.

Åžu hususu özellikle vurgulamak istiyorum. Biz kendi kodlarımızla kendi medeniyetimizin yeniden inÅŸasına ne kadar inanıyorsak medeniyetimizin tekrar dirileceÄŸine de o derece inanıyoruz. Müslümanların kendi ruh kökleriyle olan irtibatı uygar dünyayı rahatsız etmekte o ruh kökünü yıpratmak, o ruh kökünü koparmak için asırlardır Müslümanlara sadece fiilen deÄŸil, manen ve fikren de saldırılmaktadır. Bu saldırıların son asırda büyük ivme kazandığını son yıllarda ise adeta zirve noktasına ulaÅŸtığını burada hatırlatmak durumundayım. Bakınız, 13. yüzyıldaki MoÄŸol istilası Ä°slam dünyasını harabiye çevirmiÅŸ ancak Ä°slam’ın özünü ve ruhunu yok edememiÅŸtir. 20. yüzyılda Osmanlı Devleti baÅŸta olmak üzere Ä°slam topraklarına saldırılar Müslümanları zayıflatmış, güçten düşürmüş hatta parçalamış ama Ä°slam’ın nurunu söndürememiÅŸtir. Bugün ise iÅŸte o nura, o aydınlığa, imanımıza, deÄŸerlerimize yani bizi biz yapan kodlarımıza, ruhumuza, özümüze yönelik çok yoÄŸun, çok kapsamlı her zamankinden daha planlı ve sinsi bir saldırı söz konusudur.

“Müslümanların tüm deÄŸerleriyle korunabilmesi için acil önlemler alınmalı”

Filistin’de, Gazze’de, Lübnan’da ve diÄŸer Ä°slam beldelerinde katliam yaparak Müslümanların soyunu kurutmaya çalışanlar apaçık ortadadır. Oysa küresel ölçekte Müslümanlara ve Ä°slami deÄŸerlere saldıran gizli, sinsi düşman Gazze’dekinden çok daha fazla etki ve hasar bırakmaktadır. O gizli ve sinsi düşman her yolu ve yöntemi kullanmakla birlikte en çok da medya ve son dönemde sosyal medya ile savaşını yürütmektedir.

Dijital dünya küresel ölçekte tüm deÄŸerleri tahrip ederken Müslümanları ve özellikle de ehli sünnet akaidini doÄŸrudan hedef tahtasına koyuyor. Bugün çocuklar anne babalarının, ailenin, öğretmeninin, mahallenin talim ve terbiyesinden ziyade üzülerek ifade ediyorum dijital medyanın talim ve terbiyesine daha fazla maruz kalıyor. Dijital alem sadece bir kapitalist araç olmadığını sadece para kazanma, sadece eÄŸlence amacı gütmediÄŸini fark etmemiz gerekiyor. Dijital teknokültürü yönetenler ve yayanların bir taraftan ciddi paralar kazanırken diÄŸer taraftan da kendi fikir, inanç ve yaÅŸam tarzlarını yeni nesillere zerk ettiÄŸini görüyoruz. Bugün ÅŸunu çok net biçimde söylemek isterim. Dijital hareket yeryüzündeki tüm semavi dinleri, özellikle de Ä°slam’ı hedef alıp yıpratmak suretiyle yeni bir yapay din oluÅŸturma gayreti içindedir. Ne yazık ki bu yapay dinin müntesipleri de küresel ölçekte giderek artmaktadır. Yapılması gereken çok açıktır. Ä°lk olarak 7. Din Şûrası’nın da ana temasını oluÅŸturan dijitalleÅŸen dünyada diyanet hizmetleri yeniden deÄŸerlendirilmelidir. Ä°kincisi dijital inanç sistemleri karşısında Müslümanların tüm deÄŸerleriyle korunabilmesi için acil önlemler alınmalı ve hayata geçirilmelidir. Gerek din hizmetlerinde dijital dünyadan istifade ederken gerekse dijital saldırılara karşı deÄŸerlerimizi savunurken özümüz, ruhumuz, bizi var eden köklerimiz büyük bir itina ile korunmalıdır.

Ãœmmet-i Muhammed önce yapay haritalarla bölünmüş ardından ırkçılığın körüklemesiyle birbirlerine hasım yapılmıştır. Ä°slam aleminin bugünkü vahdetten uzak görünüşünün altında 19. yüzyılda Müslümanların içine enjekte edilen mikro milliyetçilik fikri vardır. Bugün de medya ve sosyal medya üzerinden lümpen ırkçı hareketler rahatça örgütlenebilmekte ve propaganda yapabilmektedir. Åžunu tekrar açık açık ifade ediyorum. CoÄŸrafyamızdaki her milletin, her ırkın çimentosudur Ä°slam.”