23 Kasım 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.

1xbetbetpasmariobet
a
en iyi rulet siteleri

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan; “Suriye ile ileri seviyede adımları temin etmemiz gerek”

"Devletler arasında hiçbir zaman siyasi diyalog veya diplomasi kesip atılamaz. Her zaman her an bu tür diyaloglar olur, olmalıdır. Hatta bir söz var, 'İplikle de olsa bağı koparmayın, o bağ devam etsin." diyen Erdoğan, "Suriye sorununu çözmekle ilgili elimizi taşın altına biz koyduk. Hedefimiz, bölgesel barış oldu, ülkemizi bu krizin ağır tehditlerinden risklerinden korumak oldu." dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ukrayna ziyareti dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu.

Ukrayna Devlet BaÅŸkanı Volodimir Zelenskiy’nin davetine icabetle Lviv’e yaptığı çalışma ziyaretinin, savaşın baÅŸlamasının ardından Ukrayna’ya gerçekleÅŸtirdiÄŸi ilk seyahat olduÄŸunu anımsatan ErdoÄŸan, Zelenskiy’le yaptığı görüşmelerde ikili iliÅŸkileri tüm veçheleriyle ele aldıklarını söyledi.

Yaklaşık altı aydır devam eden savaşın, görüşmelerin ana konusunu teÅŸkil ettiÄŸini dile getiren ErdoÄŸan, “Dayanışmamızın, Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne ve egemenliÄŸine desteÄŸimizin süreceÄŸini kendisiyle bir kez daha paylaÅŸtım. Savaşın diplomasi ve müzakereler yoluyla çözümü için elimizden gelen katkıyı saÄŸlamaya devam edeceÄŸimizi de ifade ettim. Aynen Soçi ziyaretimde Sayın Putin’e söylediÄŸim gibi, Sayın Zelenskiy’e de aralarındaki görüşmeye ev sahipliÄŸi yapabileceÄŸimizi hatırlattım.” diye konuÅŸtu.

Ayrıca ziyaret sırasında BirleÅŸmiÅŸ Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’in de katılımıyla üçlü bir toplantı yaptıklarını anımsatan ErdoÄŸan, üçlü görüşmede, Ukrayna tahılının ihracı amacıyla kurulan mekanizmanın faaliyetlerinin artırılarak sürdürülmesi için atılabilecek adımlar üzerinde durduklarını belirtti.

Erdoğan, bu görüşmede, diplomatik sürecin canlandırılması için uluslararası toplumun daha fazla sorumluluk üstlenmesi gerektiğine işaret ettiğini aktardı.

Ziyareti vesilesiyle savaşın Ukrayna’da neden olduÄŸu fiziki yıkımın boyutlarını ve Ukrayna’ya yardımları da masaya yatırdıklarını ifade eden ErdoÄŸan, “Bugüne kadar olduÄŸu gibi Ukrayna’nın yeniden imarı sürecinde de Türkiye’nin yanlarında olacağını ifade ettim. Sayın Zelenskiy de gerek ülkemizin güçlü desteÄŸi gerekse diplomatik çabaları karşısında memnuniyetini dile getirdi.” ifadelerini kullandı.

Ziyaret vesilesiyle Ticaret Bakanlığı ile Ukrayna Altyapı Bakanlığı arasında bir iÅŸ birliÄŸi muhtırası imzalandığını belirten ErdoÄŸan, “Muhtıra, Ukrayna’nın yeniden imarı çalışmalarında bizlere rehberlik edecektir.” dedi.

Stratejik ortak Ukrayna ile iş birliğinin daha da güçlendirilmesi için her düzeyde temasları sürdürmek konusunda mutabık kaldıklarını aktaran Erdoğan, görüşmelerin, bölge için, küresel barış ve istikrar için hayırlara vesile olmasını diledi.

“Bu seneki BM Genel Kurulu biraz farklı olacak”

Savaşın başından beri inisiyatif aldığı Putin, Zelenskiy ve Guterres ile görüşmeler yaptığını hatırlatılan ve “Önümüzde BM Genel Kurulu var. Siz açıklamanızda atıfta bulundunuz. Ukrayna’daki üçlü görüşmenin odak noktasında savaşın nasıl nihayete erdirilebileceÄŸinin olduÄŸunu söylediniz. BM Toplantısı’na kadar bu yönde bir sonuç bekliyor musunuz? Zelenskiy’den aldığımız izlenim nedir?” soruları üzerine ErdoÄŸan, şöyle konuÅŸtu:

“Åžu anda tabii bir savaÅŸ süreciyle karşı karşıyayız. Bu savaÅŸ sürecinde bir matematik olayı yok. Yani iki kere iki dört diyemezsiniz, ÅŸu zaman bu bitecek diyemezsiniz çünkü süreç çok acımasız ilerliyor. Bizim bugün Lviv’e gelmemiz ve Lviv’de özellikle bu görüşmeyi yapmak isteyiÅŸimizin tabii ki bir nedeni var. Aynı görüşmeyi Soçi’de, Rusya’da Sayın Putin’le yaptık. Burada da bu ÅŸekilde gerçekleÅŸtirmiÅŸ olduk. Ä°yi de oldu. Guterres de buraya geldi. Guterres bizden sonra Kiev’e geçti. Kiev’de ayrıca çalışmalarına devam ettiler. Tabii bu seneki BM Genel Kurulu biraz farklı olacak. Bu konuda ilgili arkadaÅŸlardan aldığımız bilgiler katılımın daha üst düzeyde olacağı istikametinde. Tabii bunu BM Genel Kurulu’nda göreceÄŸiz. Orada verilecek mesajlar çok çok anlamlı. Gerek Türkiye olarak bizim vereceÄŸimiz gerek diÄŸer ülkelerin vereceÄŸi mesajlar çok çok önemli. Onun için hazırlıklarımızı buna göre yapmak, adımlarımızı da buna göre atmak durumundayız. Tabii sahada yaÅŸanan geliÅŸmelere bakıldığında, birçok noktada adeta bir kesinti mekanizması olmuÅŸ durumda. Ummadığımız, beklemediÄŸimiz kesintiler oldu. Onun için ben bu BM Genel Kurulu’nu biraz farklı yaÅŸayacağımızı zannediyorum.”

“Bir tehdit unsuru”

Avrupa’nın en büyük nükleer enerji santrali Zaporijya ile ilgili uyarılar yapıldığı anımsatılarak “Siz de ‘Yeni bir Çernobil istemiyoruz.’ diye vurgu yaptınız. Türkiye, tahıl koridorunda olduÄŸu gibi nükleer enerji santraliyle ilgili de güvenliÄŸi saÄŸlamak ve çevresindeki çatışmaları durdurmak adına devreye girer mi?” sorusuna karşılık ErdoÄŸan, Zaporijya konusunun rastgele bir konu olmadığını söyledi.

Birinci derecede Uluslararası Atom Enerjisi Kurumunun bu işin yakın takibinde olması ve neler yapılması gerektiği hususunda belli bir yükü üstlenmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

“Burada ÅŸu an itibarıyla içeride Ukrayna’nın bu alanda etkin ve yetkin elemanları bulunuyor. Zelenskiy bizden ÅŸunu özellikle istedi, Rusya’nın buradaki bütün mayın ve benzeri döşemeleri söküp alması ve bu hususun süratle ürkütücü olmaktan çıkması çünkü bir tehdit unsuru. ‘Çernobil’i yaÅŸamak istemiyoruz.’ derken biraz da onu kastettim. Bu konuyu Sayın Putin’le de görüşüp, dünya barışı için önemli bir adım olarak bu konuda Rusya da üzerine düşeni yapmalıdır diye bunu kendisinden özellikle isteyeceÄŸiz. Bu adımı atmaları gerekiyor. Zaporijya’da Ukrayna’nın hem kendi teknik elemanları hem kendi askerleri var. Bu teknik elemanlar ve askerlerle orayı koruma altına almış vaziyetteler.”

“Anbean ne gerekiyorsa bunu yapacak güçteyiz”

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “En başından beri Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygılı olduÄŸunuz yönünde açıklamalar yaptınız. ‘Suriye’de muhalefet ile rejimin uzlaÅŸması lazım. Rejim askeri çözüm istiyor ama çözümün nihayeti siyasi çözümdür’ diye biz bunu deklare ediyoruz. Bu sözün gereÄŸi olarak Astana ve Cenevre süreçleri örnek gösterilmesine raÄŸmen, Sayın DışiÅŸleri Bakanı bu konuda açıklamayı yinelediÄŸinde, Türkiye’de ‘Türkiye Esed’i yenemedi ÅŸimdi anlaÅŸmak için zemin hazırlıyor’ ÅŸeklinde özellikle muhalefetin bir algısı oluÅŸtu. Hem Suriye konusundaki son durumu öğrenmek istiyoruz hem de muhalefetin bakış açısını deÄŸerlendirmenizi istiyoruz?” sorusunu da yanıtladı.

“Bizim Esed’i yenmek, yenmemek gibi bir derdimiz yok ki. EÄŸer Türkiye’de muhalefet olayı böyle bir noktaya taşıyorsa bu muhalefetin hem kalitesini hem de gramını ortaya koyar.” diyen ErdoÄŸan, Suriye’de atılan bütün adımlarla, özellikle Suriye’nin kuzeyinde Fırat’ın doÄŸusu ve batısından Akdeniz’e kadar olan bölgede Ruslarla yürütülen çalışmalarda terörle bir mücadele olduÄŸunu hatırlattı.

Terörle olan mücadeleyi de burada birlikte sürdürdüklerine dikkati çeken Erdoğan, şöyle konuştu:

“Bunların belli bölümünü Ruslarla beraber yaparken belli bölümünü de kendi askerimizle, güvenlik güçlerimizle yürütüyoruz. Hep söylüyorum, demokraside en önemli hasletlerden bir tanesi güçlü muhalefettir. Tabii bizim güçlü bir muhalefetimiz yok. Sıkıntı burada. Yani Suriye’de ne oluyor ne bitiyor haberleri yok. Biz ise ta Obama döneminden alalım, orada verdiÄŸimiz mücadeleyi ÅŸu anda da aynı kararlılıkla devam ettiriyoruz. Bizim ‘bir gece ansızın gelebiliriz.’ ifademiz boÅŸuna deÄŸil. Vakti saati geldiÄŸinde bu yapılır. Ama ÅŸunu da söyleyeyim, bir defa Türkiye’ye kimse ‘Böyle bir ÅŸeye hazır mısın?’ sorusunu sormasın. Biz bütün bu iÅŸlere hazırlıklıyız. Hazırlıklı olduÄŸumuz gibi de anbean ne gerekiyorsa bunu yapacak güçteyiz.”

ABD’nin ÅŸu anda bölgeye binlerce tır silah, mühimmat, araç, gereç yığdığını ifade eden ErdoÄŸan, konuÅŸmasını şöyle sürdürdü:

“Bu yığmayı da kimlere yapıyor? Tamamen terör örgütlerine. ABD ÅŸunu söyleyemez, ‘Ben terörü beslemedim.’ diyemez. Terörü Suriye’de birinci derecede besleyen ABD ve koalisyon güçleridir, bunu acımasız yapmışlardır ve hala da yapıyorlar. Oradan bıkmadılar, bir de Irak’ta aynı beslemeyi yaptılar. Kime? Yine terör örgütlerine. EÄŸer bugün Irak’ta bir huzursuzluk varsa altında maalesef yine Amerika yatıyor. Ve bu terör örgütlerinin ileri gelenleriyle Beyaz Saray’da görüşme yapacak kadar ileri gidiyorlar. Biz bunların hepsini biliyoruz. Bunlar var. Aynı ÅŸekilde Rusya rejimle bir dayanışma içinde. Kendileriyle bu yaptığım ziyarette bu konuları da görüştük. Bunu artık bir yere oturtmamız lazım dedim. Rusya ile öyle bir dayanışma yapalım ki Suriye’de, özellikle Suriye’nin kuzeyinde, doÄŸusu batısı fark etmez, buralarda terörle bir mücadele gerçekleÅŸtirelim. Åžimdi hep soruyoruz, bu teröristler kaynağı nereden buluyor? Ä°ÅŸte ÅŸu anda Kamışlı’daki kalitesiz petrolü çıkartan teröristler. Peki kim alıyor bunu? Rejim alıyor. Para kaynağı rejimde. Bunlar alıyor. Bütün bu gerçekler ortada. Bir diÄŸer taraftan da sürekli olarak buralarda Ä°ran’ın hesapları var. Bu hesaplar da önümüzde. Biz istiyoruz ki buradaki süreci daha fazla uzatmayalım. Bizim Suriye’nin topraklarında gözümüz yok çünkü Suriye’nin halkı bizim kardeÅŸlerimiz. Orada bizim öyle bir derdimiz yok. Onların topraklarının bütünlüğü bizim için önem arz ediyor. Rejim bunun idraki içinde olmalı.”

Bunları da yine aynı ÅŸekilde Putin’le Soçi ziyaretinde görüştüklerini aktaran ErdoÄŸan, “Temennim odur ki inÅŸallah önümüzdeki dönemle ilgili Suriye’de hem anayasa bir an önce yapılır, bu iÅŸ saÄŸlama baÄŸlanır hem de halkın bütün bu noktadaki sıkıntılarını giderecek adımlar atılır. Åžu anda oradan hicret edenler, iltica edenlerin ağırlığı bize geldi. 4 milyon insanı biz ülkemizde ağırlıyoruz. Bütün bunları ağırlarken rejimle sürekli savaÅŸ halinde olalım diye mi bunu yapıyoruz? Hayır. Suriye halkıyla özellikle inanç deÄŸerleri noktasındaki baÄŸlarımız sebebiyle bunu yapıyoruz. Bundan sonraki süreç belki çok daha hayırlı olacaktır.” dedi.

“Diplomasiyi tamamen devre dışı bırakamazsınız”

ErdoÄŸan, “Bu tartışmalar devam ederken Sayın Devlet Bahçeli’nin bir açıklaması dikkati çekti. Suriye’nin kuzeyinde yürütülen terörle mücadeleye gönderme yaparak ‘Siyasi diyalog görüşmelerinin ya da Suriye ile temasın siyasi diyalog mertebesine çıkarılması ciddiyetle ele alınmalı.’ ifadesini kullandı. Bu sözleri nasıl deÄŸerlendirirsiniz?” sorusunu ise şöyle yanıtladı:

“Åžunu bir defa bilmemiz, kabullenmemiz gerekir. Devletler arasında hiçbir zaman siyasi diyalog veya diplomasi kesip atılamaz. Her zaman her an bu tür diyaloglar olur, olmalıdır. Hatta bir söz var, ‘Ä°plikle de olsa bağı koparmayın, o baÄŸ devam etsin. Gün olur lazım olur.’ Åžimdi biz mesela bölgede Mısır’la alt düzeyde, bakanlarımız seviyesinde temaslarımızı devam ettiriyoruz. Bu iliÅŸkiler durup dururken olmuyor. Diplomasiyi tamamen devre dışı bırakamazsınız. Diplomasiye ne denli ihtiyacımız olduÄŸunu bütün dünya gördü. Biz her zaman çözümün parçası olduk. Suriye sorununu çözmekle ilgili elimizi taşın altına biz koyduk. Hedefimiz, bölgesel barış oldu, ülkemizi bu krizin ağır tehditlerinden risklerinden korumak oldu.”

“ArkadaÅŸlarımız sürekli görüşme halindeler”

Suriye’nin kuzeyindeki terör hedeflerine yönelik yapılması planlanan yeni harekata iliÅŸkin, “Åžimdi Türkiye sahada varlık gösterirken aslında diplomatik ayağı, iÅŸin diplomasi boyutunu hiç bırakmıyor. Biz biliyoruz ki Amerikalı muhataplara olduÄŸu gibi Rus muhataplara da PKK terör örgütünün faaliyetleri ve Türkiye’nin sınır güvenliÄŸini nasıl tehdit ettiÄŸiyle ilgili zaman zaman bilgilendirmeler yapıyorsunuz. Bu bilgilendirme sonucunda Rusya’nın PKK/YPG’ye karşı bakışında bir deÄŸiÅŸiklik oldu mu? Bir de özellikle PKK’ya yakın kaynaklar ve medya organları beklenen 5’inci harekatla ilgili olarak, bunu bir Rus ihaneti, Rusların ihaneti gibi deÄŸerlendiriyorlar. Bununla ilgili bir yorumunuz olur mu?” sorusu üzerine de ErdoÄŸan, ÅŸunları kaydetti:

“Åžu anda Suriye’de attığımız her adımda bir defa biz güvenlik güçlerimiz, istihbaratımız, Milli Savunma Bakanlığımız olarak Rusya’yla irtibat halindeyiz. ArkadaÅŸlarımız sürekli onlarla görüşme halindeler. Ben de Sayın Putin’le görüşmeler yapmak suretiyle ‘Bu süreci saÄŸlama baÄŸlayalım.’ diyoruz. Ä°ÅŸte örneÄŸin son Soçi seyahatimde Suriye bizim için önemli bir görüşme konusuydu, gündem maddesiydi. Åžu anda yine buradaki terör olaylarıyla alakalı gerek ben Putin’le gerek DışiÅŸleri Bakanı’m ve Savunma Bakanı’m muhataplarıyla görüşmeleri devam ettiriyoruz. Bundan sonraki süreçte de zaten devam ettireceÄŸiz. Mesela gönül arzu ederdi ki Ä°ran’la da oradaki bu çalışmaları daha etkin yürütelim ama bu olmadı. Biz de ÅŸu anda Rusya’yla olan bu dayanışmamızı, birlikteliÄŸimizi aynı kararlılıkla devam ettiriyoruz. Bundan sonraki süreçte de yine aynı ÅŸekilde devam ettireceÄŸiz.”

“Yakın zamanda Ä°srail’le de normalleÅŸme süreci baÅŸlamıştı ve büyükelçilerin atanmasına da karar verildi. Suudi Arabistan, BirleÅŸik Arap Emirlikleri en nihayetinde Ä°srail… Mısır’dan da örnek verdiniz. Ä°srail’le olan iliÅŸkiler DoÄŸu Akdeniz’de Mısır’la da olursa, bu iliÅŸkilerimiz için genel anlamda enerji eksenli bir iliÅŸki, irtibat diyebilir miyiz acaba?” sorusuna ErdoÄŸan şu yanıtı verdi:

“Daha çok siyaset eksenli dersek isabetli olur. Yani siyasetin gereÄŸi bu. Onun için de siyasette dargınlık olmaz. Her an barış içinde olacaksın. Her an görüşebilme imkanı yakalayacaksın. Mesela Mısır’la ÅŸu anda üst düzeyde, istenilen yerde deÄŸil ama biz ÅŸimdi Mısır’la da arkadaÅŸlarla alt düzeyde yani bakanlar seviyesinde bu iÅŸi sürdürelim ve ardından da temenni ederiz ki üst düzeyde de bu adımı en güzel ÅŸekilde atalım. Çünkü Mısır halkı bizim kardeÅŸlerimiz. Bizim Mısır halkıyla dargın olmamız mümkün deÄŸil. Onun için de bir an önce orayla da bu barışı bizim temin etmemiz gerekiyor. Suriye ile daha ileri seviyede adımları temin etmemiz gerekiyor. Bu adımları atmak suretiyle, tüm bölgede yani Ä°slam dünyasının bizim komÅŸularımızla olan bu bölgesinde inÅŸallah birçok oyunu biz bozarız.”

Abdülhamid Han sondaj gemisi

“Abdülhamid Han sondaj gemisi için ilan edilen NAVTEX’de önemli bir detay vardı. Kıbrıs’ta katledilen, Kıbrıslı ÅŸehit kardeÅŸler Hakan, Kutsi, Murat Ä°lhan kardeÅŸlerin ismini taşıyan 3 gemi Abdülhamid Han’a refakat ediyor. Bu çok önemli, güçlü bir mesaj olarak algılandı. Öte yandan Ege bölgesinde Yunan tarafının tavrı da ortada. Nasıl bir deÄŸerlendirme yapabilirsiniz?” sorusunu üzerine ErdoÄŸan, üç kardeÅŸin ismini alan gemilerin Abdülhamid Han sondaj gemisine refakat etmesinin sevindirici olduÄŸunu ve kendilerini mutlu ettiÄŸini dile getirdi.

“Ä°nÅŸallah buradan beklenen neticeler alınmaya baÅŸlarsa tabii bizi çok daha mutlu edecek.” diyen ErdoÄŸan, 12 bin metreye kadar sondaj yapabilme kabiliyetine sahip Abdülhamid Han’ın dünyada sayılı gemiler arasında yer aldığını vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti:

“Alanında ÅŸu anda eÅŸi benzeri yok. Böyle bir özelliÄŸi, böyle bir güzelliÄŸi var. Beklentimiz inÅŸallah yeni müjdeler olması. Bakalım ne getirecek? Tabii baÅŸta ana muhalefet olmak üzere birileri bundan çok rahatsız oluyor. Gemiye Abdülhamid Han ismini koyduk. Bundan kimlerin rahatsız olduÄŸunu gördünüz. Düşünün, siyaset yapıyor ve tarihçi, tarihi çok iyi bildiÄŸini söylüyor. Nasıl biliyorsa tarihi? Abdülhamid Han’a saygısızlık yapacak kadar ileri gidebiliyor. Lafa da geldiÄŸi zaman muhafazakar havalarına giriyor. Öyle veya böyle biz Abdülhamid Han sondaj gemimizle inÅŸallah o beklenen neticeleri aldığımız anda bunu milletimizle paylaÅŸacağız. Hele hele bir de inÅŸallah doÄŸal gazımız, petrolümüz çıkmaya baÅŸladığı andan itibaren çok daha farklı olacak.”

Malezya Kralı Sultan Abdullah Ri’ayatuddin Al-Mustafa Billah Åžah’ın Türkiye’ye ziyaretini hatırlatan ErdoÄŸan, “Bu arada sayın Malezya Kralı’nın ülkemizi ziyaretinde bazı konuları görüştük. Bunlardan bir tanesi de Petronas ile Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığının ortaklaÅŸa bir adım atması hususuydu. Bu konuyla ilgili belirlenen bir iki bölgede müşterek çalışma planlıyoruz. Ä°nÅŸallah bu çalışmada bir tarafta Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız ve Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı öbür tarafta Petronas ve bir diÄŸer tarafta Çinliler, belki 3 ayaklı olarak inÅŸallah bir adımı da beraberce atacağız. Tabii sevincimiz ÅŸu anda 4 sondaj gemimiz var, 2 sismik araÅŸtırma gemimiz var. Bütün bunlarla beraber artık bir gücüz. Allah sonucunu da inÅŸallah hayır verir.” diye konuÅŸtu.

“Malezya ile olan bu ortak arama faaliyetleri Akdeniz’de, Karadeniz’de mi yoksa baÅŸka bölgelerde mi?” sorusuna CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “Hayır baÅŸka.” karşılığını verdi.

“Önümüzdeki dönem ülkemizi olumlu geliÅŸmelerin beklediÄŸini görüyoruz”

“AK Parti’nin 21’inci kuruluÅŸ yıl dönümü dolayısıyla yaptığınız konuÅŸmada Türkiye Ekonomi Modeli’ne deÄŸindiniz, iç tutarlılığı olduÄŸunu söylediniz. Programın gidiÅŸatına iliÅŸkin satır baÅŸlarıyla bir deÄŸerlendirme yapabilir misiniz? Bir de özellikle sonbahar ayları için ağırlıklı olarak enerji faturasındaki yüksek artış nedeniyle ödemeler dengesinde Türkiye’nin sıkıntı yaÅŸayabileceÄŸine iliÅŸkin uluslararası kuruluÅŸların raporları, deÄŸerlendirme notları, hepsi üst üste gelmeye baÅŸladı. Böyle bir negatif enerji birikiyor sanki sonbahar ayları için. O noktada da bir piyasaya mesajınız olur mu?” sorusunu ErdoÄŸan şöyle yanıtladı:

“Türkiye Ekonomi Modeli ile makroekonomik istikrarı sürdürülebilir kılmayı hedefledik. Yüksek katma deÄŸerli üretimi artırmayı özellikle hedefledik. Cari dengede kalıcı iyileÅŸmeyi hedefleyen bir politikalar bütünü olarak bunu ifade ettik. Modeli oluÅŸtururken ülkemizin geçmiÅŸ tecrübelerini, iç ve dış dinamiklerini, sahip olduÄŸu jeostratejik avantajı, Kovid-19 salgını ve sonrasında yeni küresel ekonomik düzenin ortaya çıkarmış olduÄŸu fırsatları kapsayan birçok parametreyi dikkate aldık. Tabii modelin tasarımında serbest piyasa ekonomisi ilkelerinden asla taviz vermiyoruz. Modelin temel politika araçlarını, Türk lirası tasarrufların özendirilmesine yönelik adımlar, selektif kredi politikaları, yatırım ortamının iyileÅŸtirilmesine dönük tedbirler oluÅŸturuyor. Son dönemde model kapsamında uyguladığımız politikaların olumlu sonuçlarını da almaya baÅŸladık. Bununla birlikte özellikle IMF’nin yaptığı son açıklamalara baktığımız zaman, Türkiye’nin ekonomik olarak dünya ülkelerinden farklı bir konumda olduÄŸunu, çok daha isabetli bir büyüme parametresini yakaladığını IMF kendisi ifade ediyor. Böyle bir konumdayız ve biz önümüzdeki dönem için ülkemizi olumsuz deÄŸil, tam aksine olumlu geliÅŸmelerin beklediÄŸini görüyoruz.”

Tarım Krediye ait marketlerdeki indirimli satışlar

“Ekonomi demiÅŸken gündemdeki bir mevzuyla devam edelim. Tarım Kredi Kooperatiflerinde indirimler baÅŸladı. Aslında siz yine bir yurt dışı ziyaretinde ‘Tarım Kredi Kooperatifleri market sayısını 1000 yapacağız.’ diye bir söz vermiÅŸtiniz. Bu sözünüzü tuttunuz, hatta aÅŸtınız. 1000 hedefini yüzde 40 aÅŸmış gözüküyorsunuz ÅŸu anda. Tarım Kredi Kooperatifleri ile ilgili indirim olduÄŸu da gözüküyor rakamlarda. Size gelen bilgiler nasıl bu marketlerle ilgili? Devletimiz hakikaten ekonomik olarak büyüyor. Bir yandan da vatandaşın ekonomisi fahiÅŸ fiyatlardan dolayı sıkıntı geçiriyor. Bunu daha önce siz de dile getirmiÅŸtiniz. FahiÅŸ fiyatı engelleme noktasında sistem yerine oturur mu Tarım Kredi Kooperatifleriyle? Ä°ndirimler dönemsel mi kalıcı mı? Kalıcı olur mu bu indirimler?” sorusu üzerine ErdoÄŸan şunları söyledi:

“Öncelikle Tarım Kredi Kooperatiflerinin attığı bu adımla biz vatandaşımıza uygun fiyatlı ürünleri ulaÅŸtırırken bir yandan da birilerini terbiye ediyoruz. Åžu anda Tarım Kredi Kooperatiflerinin 1300-1400 marketi var. Biz ÅŸimdi Tarım Krediye diyoruz ki ‘Tarım Kredi, de ki market açmak üzere bana iÅŸte 250, 300, 400 metrekarelik bina ile gelin. Ãœrünü biz verelim. Sen ürün için iÅŸletme sermayesi koyma. Onu Tarım Kredi sana versin’. Bunu niye diyoruz? Åžu andaki market sayısını 1400 deÄŸil, 2 bine, 2 bin 500’e çıkaralım ve piyasayı Tarım Kredi olarak biz balanse edelim. Çünkü bizim derdimiz burada para kazanmak deÄŸil. Bizim tek derdimiz var: Vatandaşımıza bir, kaliteli ürün; iki, ucuz ürün sunalım. Mesela et ürünleriyle ilgili bunu sadece koyun kuzuda deÄŸil, büyükbaÅŸta da yapalım. Åžimdi bakın hemen muhalefet çılgına döndü, ‘Aldatıyorlar, kandırıyorlar, yok şöyle yok böyle.’ falan filan. Åžu anda Tarım Kredi raflarında ürün kalmadı. YoÄŸun bir ÅŸekilde ürün yetiÅŸtirmeye çalışıyorlar. Ben iki gün önce Genel Müdürle de konuÅŸtum, dedim süratle depoların sayısını da artıralım, bu depolarla da Türkiye genelinde marketlerimize ürün yetiÅŸtirmede sıkıntı yaÅŸamayalım. Åžu anda gerek Bakanım gerek Genel Müdürümüz bu çalışmayı hızla devam ettiriyorlar. Zaten bu Tarım Kredi marketlerindeki olayla, diÄŸer zincir marketler fiyatları hemen indirmeye baÅŸladılar, baÅŸlayacaklar. Bizim derdimiz zaten para kazanmak deÄŸil. Burada tek derdimiz piyasayı balanse etmek, vatandaÅŸa ucuz, kaliteli ürün yetiÅŸtirmek.”

“Depreme karşı tedbirlerimizi kararlılıkla sürdürme gayreti içindeyiz”

“17 AÄŸustos depreminin üzerinden 23 yıl geçti. Kentsel dönüşümde hangi noktadayız? Bir de büyük bir çoÄŸunluk sosyal konut projesini merakla bekliyor. Burada ayrıcalıklı kesimler, kota ayrılan kesimler geniÅŸletilecek mi? Mesela engelliler de bunun içerisine alınacak mı?” sorusu üzerine ErdoÄŸan şunları kaydetti:

“Depreme karşı tedbirlerimizi kararlılıkla sürdürme gayreti içindeyiz. Bu kapsamda kentsel dönüşüm adımları önceliklerimiz arasında bulunuyor. 20 yılda TOKÄ°’yle 1 milyon 170 bin konut ve iÅŸ yeri yaptık. Åžu anda 81 ilimizde 350 bin konutun dönüşümüne hızla devam ediyoruz. 60 bin konutluk Büyük Ä°stanbul Dönüşümü kapsamında Esenler’deki ilk etap konutların teslim törenini nasip olursa bugün yapacağız. Sosyal konut kampanyamızla da hedefimiz 2+1, 3+1 konutlarla halkımızın taleplerine cevap vermek. Bu konutlardan engelli kardeÅŸlerimiz, ÅŸehit ailelerimiz ve gazilerimiz, emekli vatandaÅŸlarımız da yararlanabilecek. Ä°lk kez gençler ve yeni evli kardeÅŸlerimize de ayrı bir kontenjan ayırıyoruz. Vatandaşımıza en uygun fiyatları ve ödeme seçeneklerini sunacağız. Tabii burada ÅŸunun üzerinde ısrarla durmakta büyük fayda var. Bakın Avrupa’nın birçok ülkesinde ÅŸu anda depremde, selde, çeÅŸitli afetlerde konut yetiÅŸtiremiyorlar, konut vermiyorlar, oralardaki kentsel dönüşümü deÄŸiÅŸimi yapamıyorlar.

Fakat biz Bingöl depreminden tutun Van, Malatya, Elazığ depremlerine varıncaya kadar bütün buralarda süratle, bir yılı bulmadan hemen altyapısıyla, üstyapısıyla konutlarımızı yaptık ve vatandaÅŸlarımıza bunları yetiÅŸtirdik. Kendisi tabii rahmetli oldu ama sayın Ecevit’in baÅŸbakanlığı döneminde biz bir Gölcük depremini yaÅŸadığımız zaman bırakın siz evleri, çadır bile yoktu. Ben o zaman belediye baÅŸkanı deÄŸildim, cezaevinden çıktım, doÄŸru bölgelere gittim ve o bölgelerde vatandaÅŸla hemhal olduk. O Gölcük ne haldeydi, Sakarya ne haldeydi, Yalova ne haldeydi? Yapabildiler mi? Yapamadılar ama biz hamdolsun hepsinde de geldik ve oraların bütün konut ihtiyaçlarını, taleplerini karşıladık. Ä°ÅŸte Malatya’ya bakın, aynı ÅŸekilde konutlardan ahırlarına varıncaya kadar yaptık, teslim ettik. Bu iÅŸ aÅŸk iÅŸidir ve aÅŸkınan koÅŸan yorulmaz. Bundan sonraki süreçte de bu böyle devam edecek.”

AA

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Türkiye ile Ukrayna arasında altyapı anlaşması imzalandı

HIZLI YORUM YAP