18 Kasım 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.
1946’nın Ocak ayında kurulan ve Mayıs 1950’de halkın büyük desteÄŸini alan Demokrat Parti (DP), 27 yıllık tek parti dönemini sona erdirdi.
Seçimlerde yüzde 55,2 oy alan DP 416, yüzde 39,6 oy alan CHP ise 69 milletvekili ile temsil edilme hakkı kazandı. Bu seçimde Millet Partisi ve bağımsızlar ise toplam 2 milletvekiline sahip oldu.
TBMM’nin 22 Mayıs 1950’de açılmasının ardından Refik Koraltan Meclis BaÅŸkanlığına seçildi. Ardından yapılan cumhurbaÅŸkanlığı oylamasında DP Genel BaÅŸkanı ve Ä°zmir Milletvekili Celal Bayar, Türkiye Cumhuriyeti’nin 3. CumhurbaÅŸkanı oldu.
Hükümeti kurmakla DP Aydın Milletvekili Adnan Menderes görevlendirildi.
Menderes kendisinin ilk, Cumhuriyetin 19. Hükümetini kurarak 22 Mayıs’ta görevine baÅŸladı.
“Yeter söz milletin” sloganıyla halkın karşısına çıkan DP’nin ilk icraatlarından biri, Arapça ezanı serbest bırakmak oldu. Haziran 1950’de yapılan düzenlemenin CumhurbaÅŸkanı Celal Bayar tarafından onaylanmasıyla CHP’nin 1932’de çıkardığı “Türkçe ezan düzenlemesi” kaldırıldı.
Siyaseten güçlü ÅŸekilde icraata baÅŸlayan DP hükümeti, Haziran 1950’de darbe hazırlığı yapıldığı gerekçesiyle TSK’nın komuta kademesini emekliye sevk etti. Emekliye ayrılan isimler arasında dönemin Genelkurmay BaÅŸkanı Orgeneral Abdurrahman Nafiz Gürman, Kara, Hava, Deniz Kuvvetleri Komutanları ve Jandarma Genel Komutanı ile 15 general ve 150 albay yer aldı.
Kullanılan traktör sayısının ve makineleşmenin arttığı bu dönemde tarımda sevindirici gelişmeler yaşandı.
DP iktidarı sanayi, eğitim, sağlık ve ulaştırma konularında önemli adımlar attı.
Bu süreçte DP’nin “CHP’nin taşınır-taşınmaz mallarının Hazine’ye devri” için yaptığı düzenleme, 1953’te CumhurbaÅŸkanı Bayar’ın onayıyla yürürlüğe girdi. Söz konusu adımla iki parti arasındaki tartışmalar derinleÅŸmeye baÅŸladı.
Takvimler 2 Mayıs 1954’ü gösterdiÄŸinde, Türk halkı yeniden sandık başına gitti. DP rekor kırarak oyların yüzde 58,4’ünü aldı ve 503 milletvekili çıkardı. CHP’nin milletvekili sayısı ise 31’de kaldı.
Bu yenilginin ardından eleştirilerin getirildiği İsmet İnönü, muhalefetin dozunu daha da artırdı.
Seçim sonuçları ile daha da güçlenen DP, dönemin ekonomik krizinin etkileriyle mücadele etmek zorunda kaldı.
BaÅŸbakan Menderes’in, DP ile TSK arasında yaÅŸanan gerilimlerde yapıcı rol üstlenmek istemesine karşı ordu içindeki rahatsızlık artmaya baÅŸladı.
Parti içi anlaÅŸmazlıklar sonucunda DP’den ayrılan 19 milletvekili, Hürriyet Partisini kurdu. Bu sırada ülkedeki ekonomik kriz, halkta da büyük rahatsızlık yarattı.
Selanik’te Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün doÄŸduÄŸu evin yanındaki Türk KonsolosluÄŸunun bahçesine atılan iki bombadan birinin patladığı, evin ve konsolosluk binasının camlarının kırıldığı dedikodusunun yayılmasıyla Ankara, Ä°stanbul ve Ä°zmir’de halk sokaÄŸa döküldü.
6-7 Eylül 1955’teki olaylarda, BeyoÄŸlu baÅŸta olmak üzere, azınlıkların yaÅŸadığı semtlere, kiliselere ve mezarlıklara saldırılar oldu. Bunun sonucunda birçok azınlık mensubu Türkiye’yi terk etti.
DP’nin iktidara gelmesinin ardından bir grup subayın ordu içinde kurduÄŸu cunta, süreç içinde giderek varlığını hissettirmeye baÅŸladı.
Ordunun darbe hazırlığı içinde olduÄŸu bilgisi Menderes’e de ulaÅŸtı.
DP iktidarına karşı darbe düzenlemek amacıyla bir araya gelen cuntanın bu giriÅŸimi, Binbaşı Samet Kuşçu’nun ihbarı ile akamete uÄŸrarken bu olay tarihe “9 subay olayı” olarak geçti.
“9 subay olayı” sonrasında CumhurbaÅŸkanı Celal Bayar, olayın vahametini anlayarak Milli Savunma Bakanı Åžemi Ergin’in istifasını saÄŸladı. Yerine Adnan Menderes’le bir akrabalık bağı olmayan ancak aynı soyadını taşıyan yakın arkadaşı Ethem Menderes getirildi.
DP, 27 Ekim 1957’de yapılan seçimlerde yüzde 48,6 oy alarak 424 milletvekiliyle iktidarını sürdürdü. Bu seçimde, muhalefetini güçlendiren CHP ise yüzde 41,4 oyla 178 milletvekili çıkardı.
Siyaseten gerilimlerin sürdüğü bu dönemde, Åžubat 1959’da, Kıbrıs AnlaÅŸması’nı imzalamak üzere Londra’ya giden Menderes’i ve heyetini taşıyan uçak, Gatwick Havalimanı’na iniÅŸe geçtiÄŸi sırada düştü.
Kazadan sağ kurtulan Menderes, ülkeye dönüşünde hem siyasilerin hem de halkın coşkulu karşılamasıyla moral buldu.
Bu süreçte “yurt dışında birkaç aylığına tedavi edilmesi” önerilen Menderes, bu teklifi reddetti.
Tüm bu geliÅŸmeler yaÅŸanırken, CHP Genel BaÅŸkanı Ä°nönü, Nisan 1959’da “Büyük Taarruz” adı verilen bir geziye çıktı. Milletvekilleri, partililer ve gazetecilerden oluÅŸan grubun ilk durağı UÅŸak oldu.
Heyet burada “hükümet tarafından organize edildiÄŸi” öne sürülen bir grup gösterici tarafından protesto edildi ve Ä°nönü bir göstericinin attığı taÅŸla yaralandı.
Bu saldırının yanı sıra Ä°nönü, Ä°stanbul’a dönüşünde arabasıyla ÅŸehre girerken bir grubun saldırısına uÄŸradı. Bu olayda ise “polis ve askerin göstericilere müdahale etmediÄŸi” iddia edildi.
Bu süreçte üniversite öğrencilerinin hükümet aleyhine gösterileri başladı.
Ä°stanbul Beyazıt Meydanı’nda üniversite öğrencilerinin eylemi sırasında Orman Fakültesi öğrencisi Turan Emeksiz, seken bir kurÅŸunun başına isabet etmesi sonucu hayatını kaybetti. Emeksiz’in “polis kurÅŸunuyla hayatını kaybettiÄŸi” yönündeki haberler nedeniyle olaylar daha da ÅŸiddetlendi.
YaÅŸananlar nedeniyle Ä°stanbul ve Ankara’da sıkıyönetim ilan edildi.
Ankara’da 5 Mayıs 1960’da bir öğrenci grubu, “555K” yani “5’inci ayın 5’inde saat 5’te Kızılay’da” koduyla gösteri düzenledi.
Menderes, eylemcilere hitap etmeye çalıştı ancak baÅŸaramadı. Öğrencilerin arasına girerek konuÅŸmak isteyince, bir öğrenci Menderes’in boÄŸazını sıktı. Menderes “Ne istiyorsun?” diye sorduÄŸu gençten “Hürriyet istiyorum.” cevabını aldı. Menderes, tarihe geçen “Bir baÅŸbakanın boÄŸazını sıkıyorsun bundan ala hürriyet mi var?” ifadelerini ise burada kullandı.
21 Mayıs’ta da Harp Okulu öğrencileri sokaÄŸa çıktı ve Zafer Anıtı’na kadar “sessiz yürüyüş” düzenledi.
Tüm bu geliÅŸmelerin ardından TSK içerisindeki bazı general ve subayların oluÅŸturduÄŸu 38 kiÅŸilik Milli Birlik Komitesi (MBK), “DP’nin ülkeyi gitgide bir baskı rejimine ve kardeÅŸ kavgasına götürdüğü” gerekçesiyle 27 Mayıs 1960’ta sabaha karşı yönetime el koydu.
Kurmay Albay Alparslan TürkeÅŸ tarafından 04.36’da Ankara Radyosu’ndan okunan bildiriyle “ihtilal” duyuruldu.
Bildiride, şu ifadeler yer aldı:
“Bugün, demokrasimizin içine düştüğü buhran ve son müessif hadiseler dolayısıyla kardeÅŸ kavgasına meydan vermemek maksadıyla Türk Silahlı Kuvvetleri, memleketin idaresini ele almıştır. Bu harekata Silahlı Kuvvetlerimiz, partileri içine düştükleri uzlaÅŸmaz durumdan kurtarmak ve partiler üstü tarafsız bir idarenin nezaret ve hakemliÄŸi altında en kısa zamanda adil ve serbest seçimler yaptırarak idareyi, hangi tarafa mensup olursa olsun, seçimi kazananlara devir ve teslim etmek üzere giriÅŸmiÅŸ bulunmaktadır.”
Demokrasinin ağır yara aldığı darbeyle Türkiye’nin uluslararası itibarı da büyük zarar gördü.
Ä°lk aÅŸamada 38 kiÅŸiden oluÅŸan ve Orgeneral Cemal Gürsel’in baÅŸkanlığını yaptığı MBK’nin üye sayısı daha sonra Korgeneral Cemal MadanoÄŸlu’nun giriÅŸimiyle ordunun yönetimde kalmasını savunan 14 üyenin yurt dışına görevli gönderilmesiyle 23’e düştü.
Anayasa ve TBMM’nin feshedildiÄŸi, siyasi faaliyetlerin askıya alındığı darbede, CumhurbaÅŸkanı Celal Bayar, BaÅŸbakan Adnan Menderes, hükümet üyeleri, DP’li milletvekilleri, Genelkurmay BaÅŸkanı Orgeneral Rüştü Erdelhun ile bazı üst düzey kamu görevlileri gözaltına alındı. Tüm tutuklular Yassıada’da hapsedildi.
28 Mayıs’ta Milli Birlik Hükümeti, Cemal Gürsel baÅŸkanlığında kuruldu.
Menderes ve hükümet üyelerinin yargılandığı davalar, Yassıada Spor Salonu’nda görüldü.
Celal Bayar’ın “1 numaralı” sanık olduÄŸu davada, dönemin BaÅŸbakanı Menderes ise onun yanındaki sandalyede oturdu.
Türk halkı, “demokrasi getireceÄŸini iddia ederek demokrasiyi yargılayan” davaları “Yassıada Saati” programıyla radyodan takip etti.
Mahkeme sürecinde sanıklara kötü muamele edildiği de gündeme geldi.
Darbecilerin, “Düşükler Yassıada’da” ismiyle sanıkları küçük düşürmek amacıyla çektikleri film de dönemin kabul edilemez görüntüleri arasına girdi.
Sanıkların Yassıada’ya gidiÅŸleri sırasında görüntü çekilmediÄŸi için Bayar ve Menderes’in yeniden motordan indirilerek adaya getirildikleri anlar bir kurmaca içinde çekildi.
Zaten zor ÅŸartlar altında ayakta durmaya çalışan Bayar, “Ben oyuncu deÄŸilim” deyip intihar giriÅŸiminde bulundu.
Yassıada’daki mahkemelerde ilk davalar “bebek” ve “köpek” davaları oldu. Dönemin BaÅŸbakanı Menderes’in opera sanatçısı Aynur Aydan’dan olan çocuÄŸunu bilerek öldürttüğü iddiası, Aydan’ın Menderes’i savunmasıyla çürütüldü.
Köpek davasında ise Celal Bayar, değeri bilirkişi tarafından bin lira olarak tespit edilen hediye köpeğin, 20 bin liraya hayvanat bahçesine satılması nedeniyle suçlandı.
Bayar, o gün mahkemede “Bu kadar küçük bir meseleden dolayı, böyle yüksek mahkemenin huzuruna çıktığım için en büyük cezayı çekmiÅŸ bulunuyorum.” sözleriyle davaya iliÅŸkin duygularını anlattı.
Bu süreçte Menderes başta olmak üzere hiçbir sanığa savunma hakkı tanınmadı.
Davalarda, Hakim Salim BaÅŸol’un “Anlatın, buralara cevap verin.” sözleri üzerine “Arz edeyim efendim” ÅŸeklinde iddialara cevap vermeye çalışan Menderes’in sözleri hep “Kısa kes” ifadeleriyle yarım bıraktırıldı.
Beş ay sonra ilk kez hakim karşısına çıkarılan Menderes, ruh halini şu sözlerle anlattı:
“Dört-beÅŸ aydan beri tamamıyla tecrit vaziyetinde bulunuyorum ve tek bir odanın içinde ve günün 24 saatinde her saat deÄŸiÅŸen bir nöbetçi subayın nezareti altında hiç kimse ile konuÅŸmak imkanı mevcut olmamak ÅŸartı ile yaşıyorum. Bu itibarla konuÅŸma takatim hakikaten zaafa uÄŸramış bulunuyor.”
DuruÅŸmalar sırasında, BaÅŸbakanlık Konutu’nun mutfağına tavuk tüylerini temizlemek için alınan “cımbız” dahi konu edildi. BaÅŸbakanlık Konutu olarak kullanılan Camlı Köşk’teki yabancı devlet insanları ve büyükelçilere verilen yemeklerin neden örtülü ödenekten karşılandığı soruldu.
Bunların israf olduÄŸunu savunan Hakim BaÅŸol, “Bir BaÅŸbakan illa köşkte mi oturmalı? Barakada oturun! Cımbız, köşkte oturmanın icabı mıdır?” sorularını yöneltti.
Yassıada’daki yargılamalar, 14 Ekim 1960’ta baÅŸlayıp 15 Eylül 1961’de karara baÄŸlandı. Toplam 19 dosyada toplanan davalar, “Anayasa’yı ihlal” davasıyla birleÅŸtirildi.
Tutuklular “vatana ihanet, meclis iç tüzüğünün deÄŸiÅŸtirilmesi, KırÅŸehir’in ilçe yapılması, CHP’nin mallarına el koymak”tan suçlu bulundu. Yassıada duruÅŸmalarında 6-7 Eylül olaylarından da DP sorumlu tutuldu.
592 sanıktan 288’i için idam istendi. Kararı açıklayan Yüksek Adalet Divanı, 15 sanığı idam cezasına çarptırdı.
Eski CumhurbaÅŸkanı Celal Bayar, eski BaÅŸbakan Adnan Menderes, eski DışiÅŸleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu, eski Maliye Bakanı Hasan Polatkan’ın idam kararları oy birliÄŸiyle alındı.
Celal Bayar hakkındaki karar, yaş haddi nedeniyle müebbet hapis cezasına çevrildi. 

Eski TBMM Başkanı Refik Koraltan, eski TBMM Başkanvekilleri Agah Erozsan, İbrahim Kirazoğlu, eski Tahkikat Komisyonu Başkanı Ahmet Hamdi Sancar, eski Tahkikat Komisyonu üyeleri Nusret Kirişçioğlu, Bahadır Dülger, eski bakan Emin Kalafat, eski milletvekilleri Baha Akşit, Osman Kavrakoğlu, Zeki Erataman ile eski Genelkurmay Başkanı Rüştü Erdelhun hakkındaki idam kararları ise oy çokluğuyla alındı.
Aralarında eski bakan, eski milletvekilleri, Tahkikat Komisyonu üyeleri, İstanbul Valisi ile İstanbul Belediye Başkanının da bulunduğu 31 sanık hakkında ise müebbet hapis cezası verildi. Sanıklardan 92 kişiye 20 yıl ile 6 yıl arasında ağır hapis, 94 kişiye 5 yıl ağır hapis cezası verildi. Bazı sanıklar kısa süreli hapis cezasına çarptırılırken bazıları beraat etti.
Birçok yabancı ülke lideri, idamların durdurulması için Cemal Gürsel baÅŸkanlığındaki Milli Birlik Komitesine defalarca çaÄŸrıda bulundu. Bunun üzerine Komite, Celal Bayar, Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu dışındakilerin idam cezasını affetti. Celal Bayar’ın cezası yaÅŸ haddi nedeniyle ömür boyu hapse çevrildi.
Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan 16 Eylül 1961’de sabaha karşı, Menderes ise Ä°mralı Adası’nda 17 Eylül 1961’de saÄŸlık muayenesini yapan doktor heyetinden saÄŸlam raporu alındıktan sonra saat 13.21’de idam edildi.
TBMM tarafından 11 Nisan 1990’da kabul edilen bir kanunla Adnan Menderes ve onunla birlikte idam edilen arkadaÅŸlarının itibarları iade edildi. Aynı kanun uyarınca Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu’nun naaÅŸları, 17 Eylül 1990’da Ä°mralı’dan alınarak devlet töreniyle Ä°stanbul Vatan Caddesi’nde yaptırılan anıt mezara taşındı.
Darbenin üzerinden geçen 52 yılın ardından 11 Nisan 2012’de TBMM’de Darbe ve Muhtıraları AraÅŸtırma Komisyonu kuruldu. Komisyonda, 27 Mayıs 1960 Darbesi ve 12 Mart 1971 Muhtırası Alt Komisyonu da çalışmalarını tamamladı. 

Bu arada, TBMM Hukuk Hizmetleri BaÅŸkanlığı, eski BaÅŸbakan Adnan Menderes’in idam kararının iptalinin mümkün olmadığı ancak yargılamanın yenilenmesinin uygun olacağı yönünde 2 Ocak 2013’te Dilekçe Komisyonuna görüş bildirdi.
Görüş yazısında, Yüksek Adalet Divanı kararlarıyla ölüm cezasını oy birliÄŸi ile tasdik eden Milli Birlik Komitesi kararlarının TBMM tarafından iptal edilmesinin mümkün bulunduÄŸu ifade edildi. Yazıda, Adalet Bakanlığı, Anayasa Mahkemesi BaÅŸkanlığı ve BaÅŸbakanlık Devlet ArÅŸivleri Genel Müdürlüğü ile yapılan yazışmalar sonucu temin edilecek belgeler ile dosya içeriÄŸinde yer alan belgelerin ayrıntılı tetkiki neticesinde 5271 sayılı Kanun’da sayılan nedenlerin bulunması halinde yargılamanın yenilenmesi yoluna gidilmesinin uygun olacağı kaydedildi.
Adnan Menderes’in Yassıada duruÅŸmalarında avukatlığını yapan ve daha önce de TBMM’ye dilekçe sunan avukat Burhan Apaydın, TBMM Hukuk Hizmetleri BaÅŸkanlığının “Yeniden yargılama yapılabilir” görüşü üzerine, yeni bir baÅŸvuruda bulunarak “Yassıada kararlarının yok sayılmasını” istedi.
AK Parti ve MHP milletvekillerinin imzası ile hazırlanan, 1924 Tarih ve 491 Sayılı TeÅŸkilatı Esasiye Kanununun Bazı Hükümlerinin Kaldırılması ve Bazı Hükümlerinin DeÄŸiÅŸtirilmesi Hakkında Geçici Kanunun Bazı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılması ve Neden Olunan MaÄŸduriyetlerin Giderilmesi Hakkında Kanun Teklifi, TBMM’de 23 Haziran 2020’de oy birliÄŸiyle kabul edilerek yasalaÅŸtı.
Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren kanunla Yassıada yargılamalarının hukuki dayanağı kaldırıldı.
Yassıada ise darbenin 60. yılında Demokrasi ve Özgürlükler Adası adıyla açıldı.
AA
15 yaş altına sosyal medya kısıtlaması
MÄ°T ve Emniyet’ten ortak terör operasyonu
Bursalı iş insanı Mustafa Kırcı hayatını kaybetti
Trump’ın seçim zaferi “altını eritti”
Bakan ÅžimÅŸek’ten enflasyon açıklaması
Gümrük Muhafaza ekipleri kaçakçılara göz açtırmadı
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan G20 için Brezilya’ya gidiyor
Jake Paul, Mike Tyson maçının galibi belli oldu
BUDO’dan sefer iptalleri
Küresel piyasalar yoğun veri gündemine odaklandı
Zehir taciri Daniel Sobotta Ä°stanbul’da yakalandı
MÄ°T ve Emniyet’ten ortak terör operasyonu
Bursalı iş insanı Mustafa Kırcı hayatını kaybetti
Trump’ın seçim zaferi “altını eritti”
Bakan ÅžimÅŸek’ten enflasyon açıklaması
Gümrük Muhafaza ekipleri kaçakçılara göz açtırmadı
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan G20 için Brezilya’ya gidiyor
Jake Paul, Mike Tyson maçının galibi belli oldu
BUDO’dan sefer iptalleri
Küresel piyasalar yoğun veri gündemine odaklandı
Zehir taciri Daniel Sobotta Ä°stanbul’da yakalandı