DışiÅŸleri Bakanlığı’ndan Türk iÅŸ dünyasına ‘AB hibelerinden yararlanma’ çaÄŸrısı

0

BEÄžENDÄ°M

ABONE OL

News

0

DışiÅŸleri Bakanlığı Avrupa BirliÄŸi BaÅŸkanlığı Mali Ä°ÅŸ BirliÄŸi ve Proje Uygulama Genel Müdürü Bülent Özcan, AB’nin Ufuk 2020 Programı kapsamında karbon salımını düÅŸerecek çevreci projeler için önemli miktarlarda hibeler vereceÄŸi YeÅŸil Mutabakat çaÄŸrısına çıktığını belirterek, “Ülkeler bazında geliÅŸtirilen proje pazarları var. Bu proje pazarlarında proje fikri olan kuruluÅŸlar bir araya geliyorlar. Tartışmalar yapıyorlar ve konsorsiyumlar kuruyorlar, oralara katılmak gerekiyor. Daha fazla boy göstermek gerekiyor. Türkiye’de hep beraber daha fazla organizasyon yapıp yabancıları bu sürecin içine dahil edecek birliktelikler kurmamız gerekiyor.” çaÄŸrısında bulundu.

Dış Ekonomik Ä°liÅŸkiler Kurulu (DEÄ°K) , Zoom üzerinden “Ufuk 2020 – Avrupa YeÅŸil Mutabakatı Tarım ve Gıda Sektörüne Yönelik Teklif ÇaÄŸrıları Bilgilendirme Semineri” düzenledi.

Burada konuÅŸan Özcan, Türkiye’nin AB sürecinde çok kritik bir dönemeçte olduÄŸunu ifade ederek, Avrupa BirliÄŸi’nin geçen yıl yaptığı dönüÅŸümlerin merkezine YeÅŸil Mutabakat kavramını oturttuÄŸunu söyledi.

Bu mutabakatın, özünde, ulaÅŸtırmadan gıdaya, tarımsal üretimden çevreye, iklimden kalkınmaya kadar aÅŸağı yukarı tüm konuları kapsadığını anlatan Özcan, Türkiye’nin en büyük ticari partnerinin Avrupa olduÄŸu düÅŸünüldüÄŸünde Avrupa’da ortaya konan YeÅŸil Mutabakat’ın Türkiye’deki tüm paydaÅŸlar için büyük önem taşıdığını kaydetti.

“Devletimiz bu programa para vererek katılıyor”

Özcan, AB’nin 7 yıllık dönemler halinde mali çerçeve belirlediÄŸini ifade ederek, 2014-2020 döneminin sona ermek üzere olduÄŸunu söyledi.

2021-2027 döneminde destek programlarının revize ederek yeniden planlanacağını aktaran Özcan, ÅŸunları kaydetti:

“Ar-Ge ve inovasyon açısından Türkiye’nin katıldığı çok önemli bir program var. AB ve Türkiye açısından çok önemli bir destek programı. Bunun adı Ufuk 2020. 2014-2020 döneminde uygulanıyor, yaklaşık 80 milyar avroluk bir bütçesi var. Bütün Avrupa ülkelerinin katıldığı, Türkiye’nin de içinde olduÄŸu… Biz buna yaklaşık 300 milyon avro civarında, onun biraz daha altında katkı payı ödüyoruz. Bunun büyük bir kısmını AB’den aldığımız hibe desteklerini onlara geri vererek yapıyoruz. Dolayısıyla aslında devletimiz için maliyetli bir program. Yani devletimiz bu programa para vererek katılıyor. Ancak son kullanıcı için, programdan yararlanacak iÅŸ dünyamız için, akademisyenlerimiz için, kamu kuruluÅŸları için, sivil toplum kuruluÅŸlarımız için, KOBÄ°’lerimiz için iyi bir program. Buradan direkt hibe alabiliyorlar.

Ufuk 2020 dünyanın en büyük Ar-Ge ve inovasyon programı. Ä°novasyon ve Ar-Ge liginin de ‘Åžampiyonlar Ligi’. Yani burada olduÄŸunuz zaman büyük aktörlerle tanışma, görüÅŸme, Avrupa’nın önümüzdeki dönemde Ar-Ge ve inovasyon vizyonu hakkında bilgi alabilmek için, yenilikçi teknolojilerle ilgili de çalışma yapabilme imkanı sunuyor.”

“Åžu anda harala gürele proje konsorsiyumları yapılıyor”

Özcan, Ufuk 2020 Programı için son çaÄŸrının YeÅŸil Mutabakat baÅŸlığıyla eylül ayında yapıldığını ifade ederek, Ufuk 2020 Programı’nın 2021-2027 döneminde Ufuk Avrupa ismiyle devam edeceÄŸini söyledi.

Türkiye’nin YeÅŸil Mutabakat çaÄŸrısını tarım ve gıda sektörleri açısından önemli bulduÄŸunu aktaran Özcan, bunun altında 10 temel bileÅŸenle 26 tane alt bileÅŸenin bulunduÄŸunu kaydetti.

Burada 74 milyon avroluk bir bütçe bulunduÄŸunu anlatan Özcan, “Bu bütçe STK’lara, iÅŸ dünyası kuruluÅŸlarına veriliyor. Bununla ilgili ÅŸu anda harala gürele proje konsorsiyumları yapılıyor. Bizler de bu bilgileri aldıktan sonra sizlerle beraber ne yapmamız lazım, hep beraber bu süreçlerin içinde daha fazla yer almak adına daha fazla gayret göstermemiz gerekiyor.” dedi.

Türkiye’nin Ufuk 2020 Programı için koyduÄŸu bütçeyi geri alabilmesi gerektiÄŸini belirten Özcan, ÅŸöyle konuÅŸtu:

“Biz Ufuk 2020 Programı’ndaki 80 milyar avroluk bütçenin yaklaşık 300 milyon avrosunu Türkiye olarak katkı payı olarak ödüyoruz. Geriye alma anlamında ilk defa önemli bir dönem yakaladık ve koyduÄŸumuz bütçeyi aldığımız projelerle kazanmış ve hatta üstüne çıkmış bulunuyoruz. KoyduÄŸumuzdan daha fazlasını aldığımız bir döneme girdik. Ancak potansiyelimiz daha yüksek. Türk özel sektörünü, Türk iÅŸletmelerini, onun dinamikliÄŸini, Avrupa’yla olan baÄŸlarını düÅŸündüÄŸümüz zaman bizim yerimizin bu olmaması lazım.

Bizim açımızdan bir kıyas yapayım; Türkiye’de en büyük iÅŸletme olarak bu programdan fon almış kuruluÅŸ yaklaşık 6 milyon avro civarında bir kaynaktan yararlanmış. Oysa Avrupalı muadillerine baktığımız zaman bunun en az 50-60 milyon avro bandında olduÄŸunu görüyoruz. Bu büyük sanayi kuruluÅŸları açısından. Start up’lar, giriÅŸimciler ya da KOBÄ°’ler açısından baktığımız zaman fark neredeyse 100 katına çıkıyor. Yani Türkiye’den fon almış bir KOBÄ°’nin AB üyesi ülkelerdeki bir KOBÄ°’yle kıyasladığımız zaman çok daha geride olduÄŸumuzu görüyoruz. O yüzden bizim özellikle iÅŸletmelerimizi sürece çok daha fazla katmamız lazım.”

“Öncelikle ufak adımlarla, ortaklıklarla ilerlemek mantıklı olacaktır”

Özcan, Ufuk 2020 Programı’nın belli bir süreçle iÅŸlediÄŸini belirterek, bu süreci ciddiye alarak, kararlı adımlarla ilerlenmesi gerektiÄŸini söyledi.

“Bu öyle, ‘biz bir proje hazırladık, sunduk, buradan finansman bekliyoruz tarzında bir program deÄŸil.” diyen Özcan, programa katılacak aktörlerin, konuların, partnerlerin iyi belirlenmesi gerektiÄŸini kaydetti.

Ufuk programlarında 7-8 farklı ülkeden 10-15 kuruluÅŸun birlikte hareket etmesini gerektirebildiÄŸini anlatan Özcan, “Öncelikle ufak adımlarla, ortaklıklarla ilerlemek mantıklı olacaktır.” diye konuÅŸtu.

Avrupa BirliÄŸi BaÅŸkanlığı Mali Ä°ÅŸ BirliÄŸi ve Proje Uygulama Genel Müdürü Özcan, programdan daha fazla faydalanabilmek için Avrupa ekosistemiyle baÄŸların artırılması gerektiÄŸini ifade ederek, “Özellikle ülkeler bazında geliÅŸtirilen proje pazarları var. Bu proje pazarlarında proje fikri olan kuruluÅŸlar bir araya geliyorlar. Tartışmalar yapıyorlar ve konsorsiyumlar kuruyorlar, oralara katılmak gerekiyor. Daha fazla boy göstermek gerekiyor. Türkiye’de hep beraber daha fazla organizasyon yapıp yabancıları bu sürecin içine dahil edecek birliktelikler kurmamız gerekiyor. Velhasıl-ı kelam oyunun kurallarını öÄŸrenmemiz gerekiyor. Aynı zamanda da iÅŸ dünyası kuruluÅŸarı ve onları temsil eden çatı örgütleri bu sürecin içine daha fazla sokmamız gerekiyor. Bunu bir stratejik hedef olarak ortaya koymamız lazım.” deÄŸerlendirmesini yaptı.

AB BaÅŸkanlığı olarak TÜBÄ°TAK’la beraber Ufuk 2020’ye katılmayı bir devlet politikası olarak benimsediklerini anlatan Özcan, “Artık devlet politikasının ÅŸirketlerin de politikası haline gelmesi lazım. Bunu da özel sektörümüze iyi anlatmamız lazım. Yeni dönem bu YeÅŸil Mutabakat’la sınırlı olmayacak. Biz Ufuk Avrupa konusunda da hem DEÄ°K’le hem diÄŸer iÅŸ dünyası kuruluÅŸlarıyla daha fazla sahada olacağız. Ama anlatmak da bir yere kadar. Birz da taşın altına elimizi koymamız gerekiyor. Birebir gitmemiz gerekiyor.” diye devam etti.

“Ufuk Avrupa adıyla 2021-2027 yılları arasında 100 milyar avroluk bütçe ile devam edecek”

DEÄ°K/Türkiye-Danimarka Ä°ÅŸ Konseyi BaÅŸkanı Emrah Ä°nce de Avrupa BirliÄŸi Çerçeve Programları’nın, bilimsel bilgi üretimi, üniversite-sanayi iÅŸ birlikleri, AB üyeleri, aday ülkeler ve AB ile iÅŸ birliÄŸi yapan ülkeler arasında ortaklıklar kurulması yoluyla Avrupa ve çevre ülkeleri için sürdürülebilir sosyo-ekonomik kalkınmayı hedefleyen, belirli yılları kapsayan, çok uluslu programları olduÄŸunu belirtti.

Bu programların sekizincisinin, 2014-2020 yılları arasını kapsayan Horizon 2020’nin Türkçe adıyla Ufuk 2020 Programı olarak isimlendirildiÄŸini aktaran Ä°nce, ÅŸunları kaydetti:

“Söz konusu Program 80 milyar avroluk kaynağıyla dünyanın en büyük bütçeli Ar-Ge ve yenilik programı. Program bu yıl sonu itibarıyla sona eriyor, ancak Ufuk Avrupa adıyla 2021-2027 yılları arasında 100 milyar avroluk bütçe ile devam edecek.

Ufuk 2020 Programı’nın ulusal koordinasyonunu TÜBÄ°TAK saÄŸlıyor. Programın firmalarımız için belki de en önemli avantajı, baÅŸarılı projelere saÄŸlanan fonun kredi deÄŸil hibe olması, yani geri ödeme yükümlülüÄŸünün bulunmaması.

Ayrıca, program kapsamında Avrupa’nın önde gelen firmaları ile yapılan ortaklıklar da firmalarımızın bölgede tanınırlığının artması ve gelecek iÅŸ birliklerinde akla gelecek ilk partnerlerden olmaları demek.”

“Avrupa ile olan ticaretimizi katlayabiliriz”

Ä°nce, Türkiye’nin partner ülke olduÄŸu AB Ar-Ge hibe programı Ufuk 2020 kapsamında European Green Deal, Türkçe adıyla Avrupa YeÅŸil Mutabakatı baÅŸlıklı son çaÄŸrının AB Komisyonu tarafından eylül ayında yayımlandığını söyledi.

Genel itibarıyla YeÅŸil Mutabakat’ın, AB’nin 2050 yılında iklim nötr olması hedefi kapsamında, sosyal, çevresel ve ekonomik sistemlerin deÄŸiÅŸimine yönelik pek çok araç ve politikanın hayata geçirilmesi olduÄŸunu anlatan Ä°nce, ÅŸöyle konuÅŸtu:

“YeÅŸil Mutabakat, hayatımızın her alanına sirayet edecek bir stratejiye sahip. EÄŸer firmalarımız bu çerçevede üretim yapmaz ise ihracat yapamaz hale gelebiliriz, mallarımız patent alamayabilir.

Tersine düÅŸünecek olursak da eÄŸer ülke olarak erken bir evrede buna göre konumlanabilirsek, dünyanın geri kalanına göre büyük bir avantaja sahip olabilir ve Avrupa ile olan ticaretimizi katlayabiliriz. Yani ülke olarak bu durumu lehimize çevirip fırsatlardan yaralanmak bizim elimizde.

Dolayısıyla bizim YeÅŸil Mutabakat’ı tarımdan sanayiye, çevreden enerjiye kadar çok iyi inceleyip bu çerçevede çalışmalar yapmamız gerekiyor.

Bu minvalde, bizler de DEÄ°K/Türkiye-Avrupa Ä°ÅŸ Konseyleri olarak, iÅŸ dünyamızın bilgi ve kullanımına sunulmak üzere bu konuda bir çalışma baÅŸlatmış bulunuyoruz. Söz konusu çalışma ile YeÅŸil Mutabakat sürecine iliÅŸkin sanayimiz için bir rehber, bir yol haritası oluÅŸturulmasını amaçlıyoruz.”

TÜBÄ°TAK Ufuk 2020 Programı Ulusal Ä°rtibat Noktasından Çınar Adalı Öner de program hakkında teknik bilgiler verdi.

AA