23 Kasım 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.

1xbetbetpasmariobet
a
en iyi rulet siteleri

Firmalar ve dijital dönüşüm

İster dijital dönüşüm direktörlüğü çatısı altında ele alın isterse ayrı pozisyonlar olarak tutun ancak hangi seçeneği tercih ederseniz edin dijital formunuza özen göstermeyi ihmal etmeyin.

Malum, bir dijital dönüşüm çılgınlığıdır gidiyor. Peki firmalar dijital dönüşümden ne denli randıman alabiliyorlar? Carr 2023 yılında, McKinsey Danışmanlık Şirketi’nin hazırladığı bir rapora atıfta bulunarak kaleme aldığı çalışmasında, dijital dönüşüm merkezli olarak hazırlanan projelerin %69’unun hüsranla neticelendiğini ortaya koyuyor. Forbes’un 2016 senesinde yayınladığı bir diğer rapor ise daha da ürkütücü bir tablo çıkarıyor karşımıza ve dijital dönüşüm çalışmalarında başarısızlık riskinin %84’lere kadar varabileceğini ortaya koyuyor. Peki burada başarısızlıktan kastedilen ne?. Firmanın kendisine dijital dönüşüm için koyduğu amaçlara ulaşamaması ve dijital dönüşümden kurumsal performansı yükseltecek bir kaldıraç olarak faydalanamaması. Elbette, bu başarısızlık yüzdelerinin içerisinde dijital dönüşümün naturasından kaynaklanan bir kısım da var. Peki uygulamacıların hiç mi kabahati yok?. Veya kültürümüzden bir ifadeyle “firmalar sütten çıkmış ak kaşık mı?”. İsterseniz bu noktada kısaca dijital dönüşüm konusunda sıkıntılar yaşayabilecek firmalara yönelik üç senaryoyu mercek altına alalım.

İlk senaryo, dijital dönüşümden de önce, henüz temel işletmecilik gereklerini tam manasıyla yerine getirememiş firmalarda dijital dönüşüm üzerine kurulu. Bu firmaların temelleri çok da sağlam olmadığı için, üzerine bina edilen dijital dönüşüm projeleri de ister istemez eğreti duruyor. Bir metafor kullanırsak bu temel matematik bilgisi olmayan bir öğrenciye sınıf atlatıp, ileri matematik öğretmeye çalışmaya benziyor. Şans faktörü devreye girmezse başarı ihtimali sıfıra yakın.

İkinci senaryo ise işletmeciliğin temel mantığı noktasında mühim bir yol kat etmiş ancak terminolojide karmaşa yaşayıp, dijitalleşme ve dijital dönüşüm kavramlarını eş anlamlı kabul eden firmalara dair. Bu firmaların dijital dönüşümü işletmeye dijital teknolojileri getirip, yığmakla bir tutmaları ve neticesinde maalesef bu dönüşümden beklediklerini alamamaları kuvvetle muhtemel. Çünkü dijital dönüşümün katı ve yumuşak unsurları hemhal olmadığı müddetçe dijital dönüşümün firmalar için bir pişmanlıktan öteye geçmesi pek de mümkün görünmüyor. Bu bağlamda bu sıkıntıyı bertaraf etmenin yolu sanki, süratle bir dijital dönüşüm bilinç geliştirme seferberliği ilan edip, tüm işletmelerdeki çalışanların dijital okur-yazarlıklarını arttırmaktan ve firmaların dijital dönüşüm terminolojisini doğru okuyabilmelerine vesile olmaktan geçiyor.

Üçüncü senaryomuz ise işleyişlerini belli bir düzene oturtmuş, işletmecilik manasında belli bir olgunluk seviyesine erişmiş ve de dijital dönüşümü de doğru idrak etmiş firmalar. Bu gruptaki işletmeler elbette, kendilerine katma değer sağlayacağını düşünüyorlarsa, dijital dönüşüme gidebilirler. Ancak bu noktada, yapılan hatalardan bir tanesi de onlarca dijital dönüşüm projesini bir anda gündeme almak. Oysa başlatılan dijital dönüşüm projelerini henüz sindirememiş firmaların proje dağarcığına yenilerinin eklenmesi firmalarda “dijital obezite” yaratıyor.

İşte bu noktada bilhassa üçüncü kategorideki firmalara “dijital dönüşüm diyetisyenleri”nden istifade etmelerini tavsiye ediyorum. Biliyorsunuz, dijital çağda hayatımıza girecek bazı yeni ve afili mesleklerden bahsediliyor. Bunlardan bir çırpıda, hemen ilk akla gelen bazıları yapay zeka mühendisliği, siber güvenlik uzmanlığı, robot süpervizörlüğü, büyük veri mühendisliği ve analistliği, dijital etik uzmanlığı, metaverse girişimciliği ve klonlama uzmanlığı vb. Bu noktada ben de potansiyel bir meslek dalı olarak “dijital dönüşüm diyetisyenliği”ni öneriyorum. Bu kadrolar mevcut koşullarda firmalarda nereye kadar dijital dönüşüme gidilmesinin gerektiğini, dolayısıyla hangi noktadan sonra firmanın dijital obez kategorisine gireceğini bilecek ve obezite sınırlarına yaklaşıldığında firmaya “artık dur” diyecek çalışanlar.

Elbette dijital dönüşüm diyetisyenliğini bir rol olarak kabul edip, bu rolü firmaların dijital dönüşüm direktörlerinden beklemek de firmaların önlerindeki bir seçenek. Ancak bir denge mekanizması olması açısından dijital dönüşüm diyetisyenlerinin firmada dönüşüm direktörlerinden ayrı bir pozisyon olarak tasarlanması da düşünülebilecek, belki de daha münasip bir alternatif. İster dijital dönüşüm direktörlüğü çatısı altında ele alın isterse ayrı pozisyonlar olarak tutun ancak hangi seçeneği tercih ederseniz edin dijital formunuza özen göstermeyi ihmal etmeyin. Nasıl mı?. Elbette dijital dönüşüm diyetisyenleriniz sayesinde. İyi bir hafta sonu dilerim.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Reklamın En İyisini Yapmak Neden Yasaktır?

HIZLI YORUM YAP