“Kapsamlı bir ekonomik iÅŸbirliÄŸi gündeme gelecek”

0

BEÄžENDÄ°M

ABONE OL

News

0

A Haber kanalında gündemi deÄŸerlendirip soruları yanıtlayan Yılmaz, CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan’ın ziyareti öncesinde, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet ÅžimÅŸek ile Körfez ülkelerine gerçekleÅŸtirdikleri ziyaretlere deÄŸindi.

Yılmaz, Türkiye’nin bu ziyaretlerden yatırımlar anlamında önemli kazanımlar elde edeceÄŸine inandığını belirterek, enerjiden savunma sanayine, turizmden altyapı projelerine kadar birçok alanda iÅŸbirliÄŸi imkanları bulunduÄŸunu söyledi.

Yılmaz, CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın Körfez ülkelerine yapacağı ziyaretlerde somut birtakım sonuçların ortaya konulacağını ifade ederek, “Bunun da meyvelerini önümüzdeki dönemde toplayacağız. Türkiye’ye daha fazla sermaye giriÅŸi olacağını rahatlıkla ifade edebilirim. Bir kısmı hemen olacaktır, bir kısmı bir vade içinde gerçekleÅŸecektir ama önemli miktarlarda bir sermaye giriÅŸi olacağını ifade edebilirim.” diye konuÅŸtu.

Görüşmelerin sıcak parayla ilgili olmadığını, sermaye veya sermaye benzeri uzun vadeli fon temini ÅŸeklinde, orta-uzun vadeli bir perspektif içinde gerçekleÅŸtiÄŸini vurgulayan Yılmaz, “Her iki tarafa da kazandıracak, FDI dediÄŸimiz yani uluslararası doÄŸrudan yatırım anlamında, ağırlıklı olarak en azından bu. Ä°stihdam, ihracat olacak, Türkiye’nin ekonomisi büyüyecek ve bundan tabii ki bütün halkımız, herkes payını alacak diye düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.

“Gümrük BirliÄŸi’nden de kaynaklanan birtakım haklarımız var”

Yılmaz, Avrupa BirliÄŸi ile iliÅŸkilerde, Gümrük BirliÄŸi’nin güncellenmesi ve Vize serbestisi konularında daha yoÄŸun bir çalışmanın sergileneceÄŸini dile getirerek, şöyle konuÅŸtu:

“Åžu anki Gümrük BirliÄŸi sadece sanayi alanını kapsıyor. Yeni Gümrük BirliÄŸi, sanayinin yanı sıra hizmetler sektörü, kamu alımları gibi geniÅŸ bir yelpazeye sahip olacak ve çok daha etkili, kapsamlı bir ekonomik iÅŸbirliÄŸini gündeme getirmiÅŸ olacak. Bu her iki tarafın da lehine. Avrupa’daki durgunluÄŸu aÅŸacak olan da aslında bu tür inisiyatifler. Avrupa iÅŸ dünyası bunun farkında, ben onların da destek olacağına inanıyorum bu süreçlere. DiÄŸer taraftan vize meselesi… Ãœyelik müzakereleri yapmayan bazı ülkelere dahi bu alanda Avrupa BirliÄŸi birtakım muafiyetler getirdi. Bizim Gümrük BirliÄŸi’nden de kaynaklanan birtakım haklarımız var. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde bu konuda da belli çalışmaları mutlaka yapacağız.”

Türkiye’nin her zaman için yatırımcı dostu bir ülke olduÄŸunun altını çizen Yılmaz, Türkiye’ye gelen yatırımcıların hiçbir zaman kaybetmediÄŸini ve Türkiye’nin her zaman taahhütlerine baÄŸlı, iyi yatırım ortamı saÄŸlamaya çalışan bir ülke olduÄŸunu belirterek, “Türkiye’ye bir yatırımcı yatırım yapıyorsa, istihdam saÄŸlıyorsa, ihracat saÄŸlıyorsa, teknoloji transferi saÄŸlıyorsa bu bizim firmamızdır diye baktık. Yeter ki Türkiye’nin hukukuna uysun, bizim hukukumuz çerçevesinde hareket etsin ve ülkemize fayda üretsin. Bunu yaptığı sürece, bütün ÅŸirketlerin, bizim için kendi ÅŸirketimiz gibi hiçbir ayrımcılığa uÄŸramayacağını rahatlıkla söyleyebiliriz.” deÄŸerlendirmesini yaptı.

“Ekonominin düşmanı belirsizliktir”

Yılmaz, Eylül ayında açıklanması beklenen Orta Vadeli Program’da (OVP), Türkiye’nin ve dünyanın gerçekliÄŸine göre makroekonomik hedeflerini güncelleyeceklerini bildirerek, ayrıca gelecek 3 yıla iliÅŸkin yeni hedeflere de yer vereceklerini dile getirdi.

Bu hedeflerle öngörülebilirliğin artacağını belirten Cevdet Yılmaz, şunları kaydetti:

“Ekonominin düşmanı belirsizliktir, belirsizliÄŸin olduÄŸu yerde yatırım olmaz, belirsizliÄŸin olduÄŸu yerde ticaret yeterince olmaz. Orta vadeli programdan en büyük beklentimiz belirsizlikleri azaltması, yatırımcı ve bütün aktörler için öngörülebilir bir çerçeve ortaya koymasıdır. Bunun da üç sütunu olduÄŸunu söyleyebilirim. Birincisi mali perspektif; yani önümüzdeki 3 yıl maliye politikalarımız ne olacak, bütçe büyüklüklerimiz ne olacak, bütçe açıklarımız, kamu borç stoÄŸundaki geliÅŸimler ne olacak? Bunları OVP’de göreceksiniz. DiÄŸer taraftan para politikamızın yine ana çerçevesi bu OVP’de yer alacak ama en az bu ikisi kadar önemli olan yapısal reformlar… Yapısal reformları da ana baÅŸlıklar itibarıyla yine OVP’ye koyacağız.”

Yılmaz, OVP’nin ardından Ekim ayında TBMM’de bütçenin, daha sonra ise 12. Kalkınma Planı’nın görüşüleceÄŸini aktararak, bu planın Türkiye Yüzyılının ilk kalkınma planı olacağını vurguladı.

6 Åžubat’taki depremlerin ardında yürütülen çalışmalara iliÅŸkin Yılmaz, kalıcı konutların inÅŸası, altyapının tamiri ve ekonominin ayaÄŸa kaldırılmasına yönelik faaliyetleri sürdürdüklerini, deprem harcamalarına, ek bütçeyle birlikte merkezi yönetim bütçesinde 762 milyar lira ayırdıklarını kaydetti.

Cevdet Yılmaz, deprem bölgesindeki çalışmalar bittiÄŸinde, Türkiye’nin en güvenli bölgeleri haline geleceÄŸini ve 85 milyonun hep birlikte bu felaketin yaralarını saracağını bildirdi.

Ä°stanbul’da, kentsel dönüşüme hız vermenin yanı sıra, her birinde 500 bin nüfusu barındıracak iki yeni yerleÅŸim merkezi planladıklarını belirten Yılmaz, nüfusu mevcut alanlarda seyreltecek, daha saÄŸlıklı, daha az katlı yapılardan oluÅŸan bir yapılaÅŸmayı saÄŸlayacak daha büyük inisiyatiflerin de gündeme geleceÄŸini açıkladı.

“Entegre bir yaklaşım içinde enflasyonla mücadele ediyoruz”

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, enflasyonun tüm dünyada gündem maddesi olduğunu, enflasyonla mücadele ederken resesyona düşmemeye gayret ettiklerini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yatırım, istihdam, üretim ve ihracat perspektifiyle bir taraftan da arzı arttırıyoruz. Bu da aslında enflasyonla mücadelenin bir boyutu. Sadece talep yönlü bakarsanız yarım bakmış olursunuz. Bir taraftan tabii ki talep önemli ama arzı da arttırmanız lazım ki enflasyon düşsün. Mesela gıda arzını arttırırsanız gıda enflasyonunu da kontrol etmiÅŸ olursunuz. Konut arzını ne kadar arttırırsanız konut ve kira fiyatlarını aÅŸağıya çekmiÅŸ olursunuz. Dolayısıyla sadece talep yönlü deÄŸil arz yönünü politikalarla birlikte, büyüme perspektifimizle de entegre bir yaklaşım içinde enflasyonla mücadele ediyoruz. DiÄŸer yandan enflasyondan etkilenen geniÅŸ kesimlerin de satın alma gücünü koruyoruz. Mesela asgari ücret, geçtiÄŸimiz yıl, bileÅŸik baktığınız zaman yüzde 100’ün üzerinde asgari ücreti arttırdık. ‘Enflasyon karşısında geniÅŸ kesimler satın alma gücü açısından ezilmesin’ dedik. Enflasyonun üstünde artışlar yaparak bu geniÅŸ kesimlerin satın alma gücünü de koruma gayreti içindeyiz.”

“Yıl sonuna kadar yeni bir çalışma olacağını düşünmüyorum”

“Ä°lave vergi artışları olacak mı ya da yeni vergi gelecek mi?” sorusuna Yılmaz, TBMM’nin kararıyla yasalaÅŸan vergi ve vergi artışlarının yapılması gerektiÄŸini çünkü baÅŸta KahramanmaraÅŸ merkezli depremler nedeniyle olmak üzere ciddi bir ihtiyacın ortaya çıktığı yanıtını verdi.

Cevdet Yılmaz, ek bütçe yapıldığında harcama kadar gelirin de gösterilmesini gerektiÄŸini anlatarak, bu çerçevede ek bütçeyi hazırladıklarını ve torba kanunla neredeyse eÅŸ zamanlı ÅŸekilde Meclis’e arz edildiÄŸini söyledi.

Akaryakıtta ÖTV artışına iliÅŸkin Yılmaz, 2016’dan bugüne maktu vergilerde bir güncelleme yapılmadığını belirterek, ÅŸu bilgileri verdi:

“Bir deprem gerçekliÄŸimiz varsa bütçemizde harcamalar artıyorsa sosyal kesimlere dönük birtakım programlar yapıyorsak burada bazı gelir kalemlerinin de artmasını bir denge unsuru olarak görmemiz lazım. Yapılması gerekeni de zamanında yapmak daha doÄŸru. Çünkü zamanında yaptığınız zaman ileride daha büyük müdahalelere ihtiyacı ortadan kaldırmış oluyorsunuz. Aldığımız bu tedbirlerle, kamu gelirleri kısmında gereÄŸini yapmış durumdayız. Dolayısıyla yıl sonuna kadar yeni bir çalışma olacağını düşünmüyorum doÄŸrusu. Zaten bu programlar yapıldı, toplumla da paylaşıldı. Kanuni dayanakları da ortaya kondu. Yeni bir kanuni düzenleme olacağını tahmin etmiyorum.”

“Tamamen spekülasyon”

CumhurbaÅŸkanı Yardımcısı Yılmaz, “Türkiye’nin IMF’den 11 ila 13 milyar dolarlık bir kredi karşılığında, Ä°sveç’in NATO üyeliÄŸini kabul ettiÄŸi yönünde uluslararası medyada yer alan spekülatif haberleri nasıl yorumlamak isterseniz?” sorusuna ise ÅŸu yanıtı verdi:

“2013 yılında, Sayın CumhurbaÅŸkanımız, o tarihte gerçekten çok güçlü bir irade ortaya koyarak, bütün o anlamda borçları temizleyerek AK Parti döneminde, IMF ile iliÅŸkilere son noktayı koydu. O tarihten bu yana 10 yıldır IMF’siz bir Türkiye var ve çok zor bir dönemde Türkiye, baÅŸarıyla ekonomik süreçlerini yönetti. Bundan sonra da yönetmeye devam edecek. Bizim o anlamda ne arayışımız var ne gündemimiz var ne de o uluslararası ortamlarda böyle bir konuÅŸma söz konusu. Tamamen bir spekülasyon.”

AA