05 Kasım 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.

1xbetbetpasmariobet
a
en iyi rulet siteleri

Helenistik döneme ait kiremit mezar bulundu

Kadıköy'ün tarihine ışık tutan ve dört yıldır devam eden Haydarpaşa kazılarında, Helenistik döneme (MÖ 330-MÖ 30) ait kiremit mezar bulundu.

HaydarpaÅŸa ve çevresinde, UlaÅŸtırma ve Altyapı Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığınca 2018’den beri 475 bin metrekarelik alanın 75 bin metrekaresinde arkeolojik kazı yapılıyor. Peronların kaldırılmasının ardından Helenistik döneme ait mezar ile çoklu mezar, döküm atölyesi, peron alanı dışında da Osmanlı dönemine ait çeÅŸme, Bizans döneminde yapılan ayazma ve Ä°kinci Dünya Savaşı zamanında kurulan sığınak bulundu.

Alanda kazı çalışmalarını sürdüren arkeologlar, son olarak Helenistik döneme ait kiremit mezar tespit etti. Mezar, kazı alanında, Helenistik döneme ait platformun dışında ortaya çıkan o zamana ait tek örnek olması nedeniyle önemli bir buluntu özelliğini taşıyor.

Hellenistik dönem kremasyon mezarları açısından iyi bir örnek

İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürü Rahmi Asal, kazılarda gün yüzüne çıkan kiremit mezara ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, mezarın yanları ve üzerinin kapatılmış olduğunu söyledi. Mezarı ilginç kılan özelliğin yakılma yani kremasyon yapılması olduğunu aktaran Asal, şöyle devam etti:

“Etrafında baÅŸka herhangi bir yanık izi de olmadığı için tabakada oluÅŸan bir yangından dolayı iskeletin yanmadığını anlıyoruz. Bu mezarda kremasyon yapılarak gömü olmuÅŸ. Daha yeni açıldı, iskelet ve kalıntılar yeni yeni ortaya çıkarılıyor. Çok önemli bir ÅŸey. Bu bölgede Helenistik döneme ait platformun dışında çıkan tek Helenistik dönem buluntusu. Onun için çok kıymetli. Bu alandaki en erken buluntulardan biri. Mezarın içinde iki ölü hediyesi tespit ettik. Onlar da maalesef yangından dolayı tahrip olmuÅŸ. PiÅŸmiÅŸ topraktan bir kadeh, bir de koku ÅŸiÅŸesi bulundu. Arkeologlar çalışmalara devam ediyor. Burada Helenistik dönem mezarı çıkması çok önemli kronolojisi açısından, ikincisi de kremasyon olması. Helenistik dönem bu tip kremasyon mezarları ben hiç görmedim. Bu, iyi bir örnek. Önümüzdeki süreçte belki bizlere çok daha kıymetli bulgular verecek.”

“Kazı alanının rölöveleri hazırlanmaya baÅŸlandı”

Kaldırılan peronların arasındaki ve üzerindeki kalıntıların birleÅŸtirilerek planlarının oluÅŸturulmaya baÅŸlandığını aktaran Asal, “Bunlar bizim için çok kıymetli çünkü esas mekan planlarının elde edilmesi açısından önemliydi. Orada büyük bir aÅŸama kaydettik. Bir ay içinde rapor aÅŸamasına gelmiÅŸ olacağız, rölöveleri hazırlanmaya baÅŸlandı.” dedi.

Kazı alanında, Azize Bassa Kilisesi’nin olduÄŸu noktadaki mezarların devamının ortaya çıkarılması ve bu alan için çok önemli bir kalıntı grubu olan altında Helenistik dönem platformu için ahÅŸap konstrüksiyon oluÅŸturulduÄŸunu anlatan Asal, gelecek bir ay içinde bu alanda çalışmaları sürdüreceklerini belirtti.

18 bin sikkenin 2400’ü envantere alındı

Alandan atölyeye taşıdıkları 70 bin kasa buluntunun tasniflerinin sürdüğünü anlatan Asal, 18 bin sikkenin tespit edildiÄŸini, bunların 2400’ünün envantere alındığını, henüz temizliÄŸi yapılmayan 10 bin civarında sikke olduÄŸunu söyledi. Toplu mezarların büyük bir bölümünü kazdıklarını, ÅŸu an iki noktada yoÄŸunlaÅŸtıklarını dile getiren Asal, “Önümüzdeki ay geriye kalanlar üzerinde çalışacağız. Bu alanlarda üst üste çoklu gömülmeler olduÄŸu için antropologlar, arkeologlar gözetiminde kazı çalışması yapılıyor.” diye konuÅŸtu.

İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğü olarak bu alanda 2018 yılından beri büyük bir emek harcadıklarını, kazmanın, ortaya çıkarmanın koruma gibi başka bir sorumluluğu da gözler önüne serdiğini dile getiren Asal, şöyle konuştu:

“Özellikle deniz tarafındaki bir noktanın arkeopark olarak düşünülerek proje ile entegre edilip, hem normal ziyaret hem de trenle gelen insanların deneyimlemesi için gezilebilir hale getirilmesi gerektiÄŸini düşünüyoruz. Bence kazı aÅŸamaları belli bir doygunluÄŸa ulaÅŸtı, bundan sonra koruma ve sergilemeye yönelik çalışmaların olması gerekiyor. Toplu mezar, mimari buluntuların burada oluÅŸturulabilecek alanda sergilenmesi gerekir.”

Alan arkeolojik kalıntı ve buluntular içeriyor

Asal, kazı alanında, Helenistik dönemden, erken Cumhuriyet’e kadar kalıntı gruplarının yer aldığını belirterek “Alan çok girift bir arkeolojik kalıntı ve buluntu grubu içeriyor. Her kalıntıya, kendi içinde yaÅŸadığı dönemde bile dönem dönem bir baÅŸka ihtiyaca yönelik dokunulmuÅŸ. Evreler oluÅŸmuÅŸ. Bunları tespit etmek de kolay deÄŸil. Tren raylarının buradan geçmesi nedeniyle de baya bir müdahale olmuÅŸ. Kalıntıları tanımlamak biraz zor duruma gelmiÅŸ ne yazık ki.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.

Bölgenin, antik kaynaklarda Kalkedon’un batı limanı olarak bilindiÄŸini, bunun da kazılardaki somut belgelerle de tespit edildiÄŸini vurgulayan Asal, şöyle devam etti:

“Ayrıca liman ve ticaret hayatı, özel hayat, alışveriÅŸ yöntemleri, Osmanlı döneminde burası askeri bir geçiÅŸ noktası ve konaklama alanı. Onların konakladığı döneme ait izler, çanak, çömlekle, sikkeler yani bu bölgenin hayatına dair çok önemli veriler elde ettik. Ä°slamiyet’in ilk dönemlerin Ä°stanbul’a erken dönemlerde yapılan akınlar var. Bir umut onlarla ilgili bir ÅŸeyler bulabiliriz dedik, ne yazık ki öyle bir veriye henüz ulaÅŸamadık ama ulaÅŸmayacağız anlamına da gelmiyor. En büyük beklentilerimizden biri biraz o.”

Rahmi Asal, araştırmacıların antik kaynaklardan belirlediği iki önemli bulgudan birinin Azize Efemya Kilisesi, diğerinin Azize Bassa Kilise olduğunu dile getirdi.

Toplu mezar bulunan noktalardan birinde Azize Bassa Kilisesi’ne ait kalıntı olduÄŸunu düşündüklerini anlatan Asal, yine kaynaklarda da bahsedilen ayazmanın da ortaya çıkarıldığını, bunların onarımıyla ilgili çalışmaların baÅŸladığını aktardı. Asal, bu buluntuların Türkiye ve Ä°stanbul arkeolojisi için önemli çalışmalar olduÄŸunu vurguladı.

Ray uzunluğu 20 bin metreden 7 bin metreye düşürüldü

HaydarpaÅŸa’da yürütülen çalışmalara iliÅŸkin bilgi veren UlaÅŸtırma ve Altyapı Bakanlığı Altyapı Yatırımları Genel Müdürü Yalçın Eyigün de projeye baÅŸlarken hedeflerinin HaydarpaÅŸa Garı’nın ihyası gereÄŸi 20 bin metre ray döşemek olduÄŸuna iÅŸaret etti. Eyigün, “Arkeolojik buluntularla karşılaşınca tarihin ve kültürel mirasın ortaya çıkarılması için projeyi revize ederek, rayın uzunluÄŸunu 13 bin metresini iptal ederek 7 bin metreye indirdik.” dedi.

Kazı alanında 17 arkeolog, bir restroratör, bir fotoğrafçı, 15-300 arasında değişen işçi ile çalışmaların devam ettiğini belirten Eyigün, Haydarpaşa alanında arkeolojik kazı ve diğer çalışmalara 355 milyon liralık harcama yapıldığını anlattı. Eyigün, bunu Marmaray projesindekiyle birleştirdiğinde tarihi ortamı, çevreyi, buluntuları ortaya çıkarmak ve korumak için yapılan harcamaların 1 milyar lirayı bulduğunu söyledi. Yalçın Eyigün, projenin detaylarına ilişkin şu bilgileri aktardı:

“Projenin, demiryolunu HaydarpaÅŸa Garı’na getirmek olan 4 yıl önceki hedefi bambaÅŸka bir yere geldi. Bundan çok mutluyuz çünkü hem tarihi hem kültürü hem çevreyi korumak ama aynı zamanda insanlara çok büyük hizmet edecek hızlı treni, demiryolunu inÅŸa etmek çok güzel bir ÅŸey. 1940’lardan beri hizmet eden bir atölye vardı demiryolu araçları için. Biz bu atölyeyi tekrar ihya ediyoruz. Gençlerimizin gelip oturacağı, tamir, bakım alet ve ekipmanlarını, eski bir lokomotifi yanlarında görebilecekleri aynı zamanda kitap okuyacakları bir kafe ortamında sıcak bir mekan oluÅŸturmak istiyoruz. Aynı zamanda 5 bin meterekareyi bulan kapalı alanda hem buradan çıkan önemli eserleri hem de daha evvel Marmaray projemiz kapsamında da bulunmuÅŸ müze müdürlüğümüzün muhafaza ettiÄŸi bazı eserleri sergilemek istiyoruz.”

“HaydarpaÅŸa’yı Ä°stanbul’un son 2 bin yılının okunabileceÄŸi bir mekan olarak düşünüyoruz”

Bunun yanı sıra açık alanda ortaya çıkmış ve yerinde koruyacakları eserlerin bulunduğunu anlatan Eyigün, bunların üstünü kapatıp yarı açık ya da bazı alanlarda da açık müze konseptini düşündüklerini söyledi.

Açık müzede Türkiye Cumhuriyeti’nin ya da Türkiye’deki demiryolu tarihinin en önemli ekipmanlarını, eski lokomotifleri sergilemek istediklerini belirten Eyigün, HaydarpaÅŸa Garı’na gelenlerin ister trene bineceÄŸi isterse de perondan yürüyerek Bizans, Osmanlı, Cumhuriyet döneminin hem tarihi hem de endüstriyel mirasını görmelerini saÄŸlamak istediklerini kaydetti.

Kapalı ve açık müze alanlarında gezilebileceÄŸi, çay-kahve içebilecek bir konsept düşündüklerini anlatan Eyigün, “Amacımız ‘Demiryolunu getirelim, bundan gerisi önemli deÄŸil.’ deÄŸil. HaydarpaÅŸa 1910’dan beri Anadolu’nun demiryolunda en önemli durağıydı. Bu karakteri korunsun ama aynı zamanda insanlar buraya sadece tren için deÄŸil, kültürel tarih, endüstriyel miras için gelsinler.” ifadelerini kullandı.

Kazılar sırasında 2. Dünya Savaşı’nda askerlerin inÅŸa ettiÄŸi güvenlik tünellerinin de ortaya çıkarıldığını, ziyaretçileri bu noktaya da götürmek istediklerini dile getiren Eyigün, “HaydarpaÅŸa’yı insanların, Ä°stanbul’un son 2 bin yılını okuyabilecekleri bir mekan olarak düşünüyoruz.” dedi.

AA

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Özelleştirme İdaresi Başkanlığında görev değişimi

HIZLI YORUM YAP