İSO 15. Sanayi Kongresi başladı

0

BEÄžENDÄ°M

ABONE OL

News

0

Ä°stanbul Sanayi Odası (Ä°SO) Yönetim Kurulu BaÅŸkanı Erdal Bahçıvan, sürdürülebilir gelecek için dönüşümün artık kaçınılmaz olduÄŸunu belirterek, “BaÅŸta çalışanlarımız olmak üzere ÅŸirketlerimizin paydaÅŸları için yarattığı faydanın kalıcı olması için, dönüşüm sürecinin adil ve kapsayıcı olmasını da önemsemeliyiz. Özellikle seslerini duyurmakta zorlanan gençleri, kadınları ve engellileri dinlemekle yetinmemeli; anlamaya, desteklemeye ve yollarını açmaya daha çok çaba göstermeliyiz.” dedi.

Ä°SO tarafından bu yıl “BaÅŸka Türlü Mümkün: Sürdürülebilir Gelecek için Dönüşümü Birlikte Tasarlamak” temasıyla düzenlenen 15. Sanayi Kongresi, Haliç Kongre Merkezi’nde baÅŸladı.

Sanayicinin tüm paydaÅŸlarla bir araya geldiÄŸi, baÅŸta iklim deÄŸiÅŸikliÄŸi olmak üzere çevresel ve toplumsal sorunlara iliÅŸkin stratejileri de içeren yeni dünya düzenine yönelik tüm geliÅŸmelerin ve trendlerin tartışıldığı kongrenin açılışında konuÅŸan Bahçıvan, salgın nedeniyle iki yıllık zorunlu aradan sonra bu yıl Sanayi Kongresi’nde yeniden yüz yüze buluÅŸtuklarını söyledi.

Kovid-19 salgınının olumsuzlukların yanında önemli kazanımlar da getirdiğini belirten Bahçıvan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Pandemi, gezegenimizdeki yaÅŸama iliÅŸkin uzun ve zorluklarla dolu filmin sadece kısa bir fragmanı olabilir. Asıl bizi bekleyen korkutucu film, iklim deÄŸiÅŸikliÄŸi ve bunun yıkıcı etkileridir. Ä°klim deÄŸiÅŸikliÄŸiyle mücadelede geciktiÄŸimiz her gün bize daha büyük zorluklar getiriyor. Bu konuda geleceÄŸe umutla bakmaya devam edebilmek için bilimin sesine kulak vermeli ve küresel anlamda iÅŸ birliÄŸini tesis etmeliyiz. Ä°SO olarak sürdürülebilir gelecek için sanayide dönüşümün ÅŸart olduÄŸunun ve bu dönüşümü ancak siz paydaÅŸlarımızla birlikte tasarladığımızda baÅŸka türlüsünü mümkün kılacağımızın bilincindeyiz.”

“Sürdürülebilir gelecek için dönüşüm kaçınılmaz ve zamanımız kalmadı”

Erdal Bahçıvan, Ä°SO olarak “sorumlu üretim” yaklaşımını benimsediklerini belirterek, bu anlayışın iklim deÄŸiÅŸikliÄŸine maruz kalmanın yol açtığı riskleri yönetmeyi de gerekli kıldığını söyledi.

İklim değişikliğinin ve sürdürülebilirlik bağlamında yaşanan gelişmelerin sanayiye olası etkilerine değinen Bahçıvan, sanayiye yönelik tehditlere karşı güçlü bir rehberlik sunmak için kendilerini zorunlu hissettiklerini ve sürdürülebilirlik konusunda metodolojik bir bakış açısıyla çalışmalarını planladıklarını bildirdi.

Bahçıvan, 2021’i “sürdürülebilirlik yılı” ilan ettiklerini, bu yöndeki faaliyetlerde stratejik yönlendirmeyi yapmak amacıyla Ä°SO Sürdürülebilirlik Platformu’nu kurduklarını anımsattı.

Sürdürülebilir gelecek için dönüşümün artık kaçınılmaz olduÄŸuna ve artık harekete geçmek için zaman kalmadığına vurgu yapan Bahçıvan, “Bu kapsamda 15. Sanayi Kongresi’nden sizleri, sürdürülebilir dönüşüm konusunda daha kararlı adımlar atmak üzere uÄŸurlamayı hedefliyoruz.” dedi.

SürdürülebilirliÄŸi bir yolculuk olarak deÄŸerlendirmek gerektiÄŸini belirten Bahçıvan, “Ne iÅŸ yapıyorsak yapalım, doÄŸaya ve topluma karşı olumsuz etkileri azaltacak ÅŸekilde iÅŸ yapmak bu yolculuÄŸun olmazsa olmazı. Uluslararası ticaretin deÄŸiÅŸen koÅŸulları, güncellenen yasa ve mevzuatlar, tüketici beklentileri ve en önemlisi gençliÄŸin talepleri ÅŸirketlerin bir an önce sürdürülebilirlik bakış açısını benimsemelerini gerektiriyor.” ifadelerini kullandı.

“Gümrük BirliÄŸi müzakerelerinde sürdürülebilirliÄŸe yer verilmeli”

Ä°SO Yönetim Kurulu BaÅŸkanı Bahçıvan, sürdürülebilirliÄŸin, Türkiye’nin AB ile iliÅŸkilerini bir fırsata dönüştürülebileceÄŸini, AB’nin sürdürülebilirlik konusunda Türkiye’yi ve Türk sanayisini yakından ilgilendiren birçok düzenlemeyi hayata geçirme kararlılığında olduÄŸunu söyledi.

Bahçıvan, “Gümrük BirliÄŸi içindeki ülkelerin eÅŸit ÅŸartlarda rekabet edebilmeleri adına Türkiye’nin de AB ülkelerine sürdürülebilirlik konusunda saÄŸlanacak fon, destek ve ayrıcalıklardan faydalanması gerektiÄŸine inanıyoruz. Gümrük BirliÄŸi müzakerelerinde sürdürülebilirlik unsuruna yer verilmesi ve Türkiye’nin AB üyeleriyle aynı koÅŸullara sahip olmasının saÄŸlanması gerekli.” diye konuÅŸtu.

“Dönüşüm süreci adil ve kapsayıcı olmalı”

Erdal Bahçıvan, sürdürülebilirlik yolculuğunda dijitalleşmeyi iş süreçlerine entegre etmenin şirketler için kazanım olacağını belirterek, şunları kaydetti:

“BaÅŸta çalışanlarımız olmak üzere ÅŸirketlerimizin paydaÅŸları için yarattığı faydanın kalıcı olması için dönüşüm sürecinin adil ve kapsayıcı olmasını da önemsemeliyiz. Özellikle seslerini duyurmakta zorlanan gençleri, kadınları ve engellileri dinlemekle yetinmemeli; anlamaya, desteklemeye ve yollarını açmaya daha çok çaba göstermeliyiz. Bu çabanın sonunda bu dönüşümün amacı, insanlık olarak gezegenimiz üzerindeki varlığımızı devam ettirebilmek. Kısaca, sevdiklerimizle güven içinde yaÅŸamımızı sürdürmek ve geleceÄŸe dair umudumuzu korumak istiyoruz. Öyleyse bu denli köklü ve çok taraflı dönüşümün ancak iÅŸ birliÄŸi içinde gerçekleÅŸeceÄŸini de kabul etmeli ve bu iÅŸ birliÄŸini tesis etmek için kolları sıvamalıyız.”

Bahçıvan, bu dönüşümün zorlu bir süreç olduÄŸuna iÅŸaret ederek, “Herkesin fikrine, emeÄŸine ihtiyacımız olacağı anlayışıyla kiÅŸiler, kurumlar, sektörel arası, ulusal ve küresel iÅŸ birliklerini geliÅŸtirmek için çabalarımızı esirgememeliyiz.” dedi.

“Sürdürülebilirlik konusunda devletlere büyük rol düşüyor”

Ä°SO Meclis BaÅŸkanı Zeynep Bodur Okyay da her geçen gün daha fazla insanın, küreselleÅŸme ve teknolojinin oluÅŸturduÄŸu zenginlikten yararlanamayarak geride bırakıldığını belirterek, “Herkes için fırsatlar yaratmak ÅŸimdi her zamankinden daha kritik hale geldi. Kapsayıcı büyümenin ‘rehber ilke’ olması gerektiÄŸine içtenlikle inanıyorum.” ifadelerini kullandı.

Sürdürülebilir gelecek için İSO olarak yoğun mesai harcadıklarını aktaran Okyay, bu kapsamda gerçekleştirdikleri faaliyetlere değindi.

Okyay, sürdürülebilirlik konusunda devletlere büyük rol düştüğünü aktararak, “Devlet mekanizmaları ve siyasetçiler de demokrasi, kapitalizm, sürdürülebilirlik gündemlerinin hala eksikleri bulunduÄŸunu kabul etmeli; küresel ve yerel ölçeklerde dönüşüme yönelik kapsayıcılığı da temel alan doÄŸru politika ve eylem planlarını ortaya koymalı.” dedi.

Sanayicilerin isteklerine deÄŸinen Okyay, “Türkiye’de ihtiyacımız, konuya tamamen bütünsel bir bakış açısıyla yaklaşılması, kur-faiz tartışmalarının dışına çıkarak rekabetçi konumumuzun güçlendirilmesidir. Bunun en temel unsurlarından biri de beÅŸeri sermayemizdir.” diye konuÅŸtu.

Okyay, sanayicilerin ve iÅŸ insanlarının herkes için refahı önceliklendirmesi gerektiÄŸini belirterek, “Ä°ÅŸ stratejisi içerisinde her seviyede paylaşımcı zihniyetle entegre bir sürdürülebilirlik yaklaşımını sahiplenmeliyiz. Kaynakları amaca yönelik verimli bir biçimde kullanarak etki için liderlik anlayışını benimsemeliyiz.” dedi.

“Albenili kampanyalar deÄŸil, dönüşümü ateÅŸleyecek hareketler baÅŸlatmalıyız”

Zeynep Bodur Okyay, bugünü çözümlerken yarını inşa edecek yapılar kurmaları; kapsayıcı, birleştirici adımlar atmaları, albenili kampanyalar değil, toplumdaki dönüşümü ateşleyecek hareketler başlatmaları gerektiğini söyledi.

Bugün artık kollayıcı, yetkiyi paylaÅŸan ve baÅŸkalarını da güçlendirmek için gayret eden bir anlayışın hakim hale geldiÄŸini ifade eden Okyay, “Bugün aldığımız kararların, geleceÄŸimizin yarın nasıl görüneceÄŸi üzerinde hayati bir etkiye sahip olacağı açık. Ancak güçlü sözler ve iyi niyetler yeterli deÄŸil. Söylem ve eylem birlikteliÄŸi ile egosistemlerin yerine ekosistemlere yatırım yaparsak ‘baÅŸka türlüsünün mümkün olduÄŸunu’ herkese gösterebiliriz.” ÅŸeklinde konuÅŸtu.