23 Kasım 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.

1xbetbetpasmariobet
a
en iyi rulet siteleri

İSO, gıda ürünleri sanayi için yol haritasını açıkladı

İstanbul Sanayi Odası (İSO), sürdürülebilirlik vizyonu kapsamında 10 sektör için hazırlamaya başladığı yol haritalarından ikincisi olan ‘Gıda Ürünleri Sanayi’ rehberini açıkladı.

Ä°SO’dan yapılan açıklamaya göre, Ä°SO, küresel iklim deÄŸiÅŸikliÄŸi ve Avrupa YeÅŸil Mutabakatı gibi sürdürülebilirlik çerçevesinde uluslararası ticarette yaÅŸanan yeni sistemleri göz önünde bulundurarak belirlediÄŸi sürdürülebilirlik vizyonu kapsamında 10 sektör için hazırladığı yol haritalarını açıklamaya devam ediyor.

Ä°SO’nun, bünyesindeki 55 meslek komitesinin gruplandığı 10 ayrı sektör için küresel pazarda yüksek katma deÄŸer üretmek ve sürdürülebilirlik yetkinliklerini artırmak amacıyla hazırladığı rehberlerden ikincisi “gıda ürünleri sanayi” için oldu.

İSO Gıda Ürünleri Sanayi rehberi, gelecek dönem sürdürülebilirlik çalışmaları için sektöre özel yol gösterici öncelikleri ve takip göstergelerini sunmak amacıyla hazırlandı.

Rehberde, AB’ye yoÄŸun bir ÅŸekilde ihracat yapan Türk gıda sektörünün Avrupa YeÅŸil Mutabakatı’nda belirtilen düzenlemelerin devreye girmesiyle çeÅŸitli riskler ile karşı karşıya kalacağı, Komisyon’un Döngüsel Ekonomi Eylem Planı’nda açıkladığı gibi sera gazı emisyonlarının hesaplanmasını ve raporlanmasını talep ederek “karbon azaltımını doÄŸrulanmış emisyon raporlarından kontrol edecek bir düzenleyici çerçeve” geliÅŸtireceÄŸi belirtildi.

Avrupa YeÅŸil Mutabakatı çaÄŸrısında yer alan “Tarladan Sofraya” stratejisinin gelecek 30 yıl içerisinde AB’nin tarım ve gıda stratejisinin temelini oluÅŸturduÄŸuna dikkati çekilen rehberde, gıda sektörünün buna ÅŸimdiden hazırlanması gerektiÄŸi vurgulandı. Bu doÄŸrultuda dünya tarımsal üretim deÄŸerinin yaklaşık yüzde 5’ini üreterek 7. sırada, gıdaya yönelik tarımsal üretimde de 10. sırada yer alan Türkiye için AB tarafından belirlenen bu stratejinin büyük önem taşıdığı kaydedildi.

Rehberde, “Bu stratejinin temel hedeflerini ise AB gıda sisteminin çevresel ayak izini azaltmak, iklim deÄŸiÅŸikliÄŸi ve biyolojik çeÅŸitlilik kaybı karşısında gıda güvenliÄŸini saÄŸlamak ve tarladan sofraya rekabetçi sürdürülebilirliÄŸe ve yeni fırsatlardan yararlanmaya yönelik küresel bir geçiÅŸe öncülük etmek oluÅŸturuyor.” denildi.

Su kaynakları ile ilgili iklim riskini yönetmek önemli

Ä°SO Gıda Ãœrünleri Sanayi rehberinde, gıda sektörünün sürdürülebilirlik öncelikleri arasında yer alan “çevre üzerindeki etkileri azaltmak” konusunda bazı bilgilere de yer verildi.

Buna göre, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü verilerine bakıldığında dünya nüfusunun 2050 itibarıyla 9,7 milyar olması beklenirken, gıda talebinin karşılanabilmesi için küresel gıda üretiminin yaklaşık yüzde 70 artması gerekiyor.

Dünyanın sınırlı kaynakları her geçen gün artan insan nüfusunun ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kalırken, aşırı nüfus da yoksulluğu artırıyor. Ayrıca, iklim değişikliği sebebiyle tarımsal ürün deseninin değişme riski bulunuyor. Bu bakış açısı ile su kaynakları ve ham madde ile ilgili iklim risklerini yönetmek tarımsal üretim aşamasından itibaren ön plana çıkıyor.

Kaynakların sürdürülebilir şekilde kullanılmaması doğa üzerinde baskı, ekonomik faaliyetler üzerinde de tehdit oluşturuyor. Bu nedenle çevresel etkiyi en aza indirmek, yaşam kaynağı olan toprak, su ve biyoçeşitliliği korumak, enerji ve su verimliliğini artırmak, karbon salımlarını azaltmak ve sıfır atık hedefiyle faaliyet göstermek büyük önem taşıyor.

Çevresel öncelikler, hızla değişen yasal mevzuatlara, müşteri ve yatırımcı taleplerine uyum ve küresel rekabet gücü açısından da büyük önem taşıyor.

2019 yılında dünyada 2 milyar insanın güvenli, besleyici ve yeterli gıdaya sürekli olarak eriÅŸemediÄŸi tahmin ediliyor. Son trendler devam ederse açlıktan etkilenen insan sayısının 2030 yılına kadar 840 milyonu, yani dünya nüfusunun yüzde 9,8’ini aÅŸması öngörülüyor. DiÄŸer taraftan, yetiÅŸkin obezitesi 2012’de yüzde 11,8 iken, 2025 yılına kadar 2012 seviyesine göre yüzde 40 artması bekleniyor.

Bu kapsamda, paydaşlarla ortak hareket ederek sağlıklı ve besin değeri yüksek ürünler geliştirmek, iklim değişikliğine dayanıklı sürdürülebilir tarım uygulamalarını yaygınlaştırmak, sürdürülebilir ve yerel ham madde tedariki ile tarımsal uygulamalara odaklanmak, operasyonel mükemmellik, kalite, gıda güvenliği ve lojistik gibi alanlarda çevresel, sosyal ve etik koşulları takip etmek ve geliştirmek büyük önem taşıyor.

YeÅŸil Mutabakat’ta gıdanın satın alınabilirliÄŸi korunuyor

Avrupa YeÅŸil Mutabakatı’nda belirtilen stratejide, gıdanın satın alınabilirliÄŸi korunurken, tedarik zincirinde daha adil ve ekonomik getiriler üretilmesi hedefleniyor. Bu doÄŸrultuda sürdürülebilir gıdanın aynı zamanda en uygun fiyatlı olmasını saÄŸlamak adına AB tedarik zincirinin rekabet gücünü ve adil ticareti teÅŸvik etmek ile yeni iÅŸ fırsatları yaratmak gibi dönüşüm amaçları belirlendi.

Çevresel stratejilerin yanı sıra gıda zincirini etkileyen sosyoekonomik faktörler Avrupa Sosyal Haklar Sütunu’nda yer alan temel ilkeler çerçevesinde uygulanacak. Ayrıca Avrupa Komisyonu, bir izleme çerçevesiyle birlikte sorumlu iÅŸ ve pazarlama uygulamaları için bir AB Davranış Kuralları geliÅŸtirecek ve kurallar ilgili tüm paydaÅŸlarla birlikte oluÅŸturulacak.

Ä°SO’nun “gıda ürünleri sanayi” grubu rehberinde çalışma kapsamına dahil edilen meslek komitelerinde, hayvansal gıda ürünleri sanayi, bitkisel gıda ürünleri sanayi, kakaolu, ÅŸekerli ürünler ve içecekler sanayi, öğütülmüş tahıl ve unlu mamuller sanayi ile endüstriyel yemek sanayi bulunuyor.

Gıda ürünleri sanayi özelinde Avrupa Yeşil Mutakabatı’nda öne çıkan konular ise şöyle:

“Herkes tarafından kolayca eriÅŸilebilen saÄŸlıklı gıda, sürdürülebilir bir etiketleme çerçevesi, sürdürülebilir gıda sistemlerinde paketlemenin kritik önemi, tek kullanımlık plastiklerin azaltılması, yeÅŸil badana (ürün, hizmet veya firmanın geneli için çevre dostu ya da sürdürülebilir olduÄŸuna dair bir algı yaratmak amacıyla yürütülen ancak gerçeÄŸi yansıtmayan pazarlama faaliyetleri) yapılmaması, tüketicilere gıdanın kaynağı, besin deÄŸeri ve çevresel ayak izi hakkında dijital araçlar üzerinden bilgi verilmesi, pestisitlerin kullanım oranının 2030’a kadar yüzde 50 azaltılması ve gübre kullanımının yüzde 20 azaltılması, 2030’a kadar tarım arazilerinin en az yüzde 25’inin organik tarım yöntemleri kapsamında olması, gıda kaybı ve atıklarının azaltılması.”

AA
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Sanayi üretiminde oklar hangi yönde?

HIZLI YORUM YAP