23 Aralık 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.

1xbetbetpasmariobet
escort konya
a
en iyi rulet siteleri

Jeoloji Mühendislerinden Bursa’ya uyarı; “7.2’lik bir depreme hazırlıklı olmalıyız”

Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şube Başkanı Engin Er, deprem bölgesindeki incelemelerinin ardından Bursa'ya döndü. Bursalıları uyaran Er, "Bursa 7.2'lik bir depreme hazırlıklı olmalı. Fay hatları üzerinde onbinlerce yapı var. Kentsel dönüşüm buralardan başlamalı" dedi.

Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şube Başkanı Başkanı Engin Er’in konuşmasından satır başları şöyle;

“TARİH BOYUNCA DEPREMLER OLDU VE OLMAYA DEVAM EDECEK”

6 Şubat 2023 tarihinde merkez üssü Pazarcık olan 7.7 büyüklüğündeki deprem ve merkez üssü Elbistan olan 7.6 büyüklüğündeki depremler, Hatay, Kahramanmaraş, Malatya, Adıyaman Gaziantep, Diyarbakır, Elazığ, Osmaniye, Adana, Kilis ve Şanlıurfa’da bugün itibariyle açıklanan rakamlara göre 43.000’nin üzerinde can kaybına, 100.000’in üzerinde insanımızın yaralanmasına, yüzbinlerce insanımızın evsiz, yurtsuz ve işsiz kalmasına neden oldu. Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şubesi olarak öncelikle depremlerde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar dileriz.

Bu yaşadığımız depremlerden etkilenenler sadece bölgede yaşayan 13,5 milyon kişi olarak gözükse de aslında tüm ülke olarak hepimizde derin acılar oluşturmuştur.

Bu bölgede tarihsel kayıtlara baktığımızda defalarca 7 ve üzeri büyüklükte depremler olduğu bilinmektedir. Bundan sonra da olmaya devam edecektir Bilindiği gibi 7.7 ve 7.6. büyüklükteki depremler 6 Şubat tarihinde Doğu Anadolu Fay hattının farklı seğmenlerinde olmuştur. Saat 04.17’de olan 7,7 büyüklüğündeki depremin stresi iletmesi neticesinde aynı gün saat 13.24’de olan 7.6′ lik Kahramanmaraş Elbistan’daki depremi oluşturan fay segmentini tetikleyerek yeni yıkımlara ve ilk depremde hasarlı olan binaların daha fazla hasar görmesine sebep olmuştur. Daha sonra 20.Şubatta 6,4 ve 5,8 büyüklüğündeki Hatay Defne ve Hatay Samandağı nda oluşan depremler de, daha önce olan ana depremlerin ve artçı sarsıntıların stres ve gerilimini yakın alanlardaki fay segmentlerine iletmesi neticesinde oluşmuş depremlerdir. Maalesef bu depremlerde de vatandaşlarımızdan canını yitirenler ve yararlananlar olmuş, binalarda da hasarlar meydana gelmiştir.

“SİSMİK AKTİVİTE BİTMİŞ DEĞİL”

Öncelikle şunu söyleyebiliriz ki bölgede sismik aktivite bitmiş değildir. Artçılar olmaya devam edecektir. Şu ana kadar 10 bine yakın artçı deprem olmuştur Jeolojik olarak değerlendirme yapacak olursak yaklaşık 550 km uzunluğundaki DAF zonundaki bu fay segmentlerinde oluşan depremler bölgedeki yani deprem oluşturan fay segmentleri üzerlerindeki biriken enerjiyi boşaltarak yakın segmentlerdeki basınç ve gerilimi arttırmıştır Bundan sonra gerek bölgede gerekse ülkemizin diğer şehirlerinde neler yapmalıyız konularına ağırlık vererek yapılacaklar üzerinde yoğunlaşmak gerekmektedir. Böyle doğal olayların, afete dönüşmesini engellemek adına yapılacakları planlamamız gerekmektedir Depremden etkilenen bölgede yaralarımızın bir an önce sarılması için devlet ve millet işbirliği ile hepimiz elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Her bir vatandaşımız fiziken orada olamasa bile ruhen oradaki acıları yüreğinde hissediyor.

“DEPREM VERİLERİ VAR ANCAK TEDBİR YOK”

Yıllardır ülkemizdeki depremlerin nerede olacağı ve yaklaşık kaç büyüklükte olacağı bilinmekte fakat bu konuda yeterli tedbir alınmamıştır. Bugünden sonra yapılması gerekenler:  Acilen Afet Bakanlığı kurulmalıdır. Bakanlık bünyesinde bilimsel çalışmalar yapan, mesleki tecrübeye sahip kişiler görevlendirilmelidir

Öncelikle bütün illerimizde 1/100 000 lik çevre düzen planları hazırlanmalıdır. Mikro bölgeleme çalışmaları ile zeminin jeolojik jeoteknik özellikleri Aktif faylar doğru ve bilimsel metotlarla belirlenmeli ve 1/1000 lik uygulama belirlenmelidir. Planlarına işlenerek yapı sakıncalı alan ilan edilmelidir. Son depremlerde fay hattı üzerine olan yerleşim yerlerinde büyük hasarın oluştuğu görülmüş olup, bu nedenle diğer 24 ilimizde bulunan diri fay hatları üzerinde bulunan yapılaşmalar, olası can ve mal kayıplarını engellemek amacı ile bir an önce tasfiye edilmelidir.

Bursa ilimizdeki fay segmentlerinin çok acilen paleosismolojik çalışmalarının tamamlanarak 1/1000 lik uygulama planlarında işlenmesi gerekmektedir. Paleosismolojik çalışmalar sadece üniversitelerce değil yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından da yapılmalı ve yetkili uzmanlar tarafından da gerekli denetimler mutlaka sağlanmalıdır. Planlı alanlar Tip İmar Yönetmeliği, Yapı Denetim Yönetmeliği ve Büyükşehir Yönetmeliği acilen revize edilmelidir. Can ve mal kaybına sebep olması muhtemel yapılar ve yapılaşmalar için mutlaka denetimlerinin yapılması gerekmektedir. Planlamaya yönelik yapılaşmada ilk iş olan jeolojik jeoteknik etütler mutlaka denetlemenin en başında yer almalıdır. Çünkü yapılaşmaya gitmekte zemin etütleri güvenliğin birinci değeridir. Ilk düğme yanlış olursa diğer bütün düğmeler yanlış iliklenir ve doğru ve sağlıklı bir sonuç çıkmaz.

“YAPI DENETİM FİRMALARI VE BELEDİYLERİN ÇALIŞMA SİSTEMLERİ YENİDEN YAPILANDIRILMALI”

Denetim mutlaka ama mutlaka daha fazla dikkat çekmemiz gereken konuların başında gelmektedir. Ayrıca zemin etütlerinden sonra zemin iyileştirmelerin de denetlenmesi yapılmalıdır. Binanın yapımının denetlenmesinde mevcut yapıların yönetmeliklerde sadece beton ve demirin kontrolü dışına çıkılmalı yapı denetim firmaları ve belediyelerin çalışma sistemleri yeniden yapılandırılmalıdır. Akademik Odalar mutlaka denetlemenin bir parçası olmalıdır. Denetlemelerde meslek odaları devre dışı bırakılmamalıdır. Akademik odaların ortak akıl ve tecrübe ile oluşturacağı zemin ve bina denetim kılavuzları ve yol haritaları vatandaşlara ulaştırılmalıdır.  Organize Sanayi bölgeleri mutlaka özel olarak yeni ve yeniden doğal afetlere yönelik olarak yapılandırılmalıdır.  Bilimsel olmayan yöntemlerle zemin ve bina denetlemesi yapıyorum diyen kişi ve kurumlara mutlaka gereken tedbirler alınmalıdır.  Okullarda eğitim müfredatlarına mutlaka afet bilincinin eklenmesi gerekmektedir. Afet öncesi ve sonrası yapılması gerekenler için eğitimler yaygınlaştırılmalıdır. Depremin ne zaman olacağını sorgulamak yerine, olacak depremlere ne kadar hazırız sorusunu sormak daha yerinde olacaktır.

Sonuç olarak zarar azaltma yerine yara sarma politikalarından vazgeçmemiz ve doğa kaynaklı afetler karşısında toplumsal, sosyal, ekonomik ve teknik altyapımızı güçlendirmemiz gerekmektedir.

 

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Metal fabrikasında yangın

HIZLI YORUM YAP