05 Kasım 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.

1xbetbetpasmariobet
a
en iyi rulet siteleri

“Katil Yosun” Marmara’dan sonra yeni rota belirledi

Prof. Dr. Ergün Taşkın, denizlerdeki yayılma hızı nedeniyle "katil yosun" olarak adlandırılan istilacı türün önümüzdeki süreçte Marmara Denizi'ne adaptasyonunu sağladıktan sonra Karadeniz'de görülebilme ihtimali olduğunu bildirdi.

Denizlerdeki yayılma hızı nedeniyle “katil yosun” olarak adlandırılan istilacı türü Marmara Denizi’nde tespit eden Manisa Celal Bayar Ãœniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı BaÅŸkanı ve Deniz BiyoloÄŸu Prof. Dr. Ergün TaÅŸkın, söz konusu türün önümüzdeki süreçte Marmara Denizi’ne adaptasyonunu saÄŸladıktan sonra Karadeniz’de görülebilme ihtimali olduÄŸunu bildirdi.

TaÅŸkın ve ekibi, istilacı türler arasında bulunan ve katil yosun olarak bilinen yosun türünü, ilk olarak 2022 haziran ayında Marmara Denizi’nde tespit etti. Ekibin Marmara Denizi’nde yaptığı dalışlarla saha ve laboratuvar çalışmalarından oluÅŸan kapsamlı araÅŸtırmasının sonucu önümüzdeki günlerde yayımlanacak.

AraÅŸtırma sonuçlarını deÄŸerlendiren TaÅŸkın, “katil yosun” olarak adlandırılan türün aslında “caulerpa” isimli makroalg türü olduÄŸunu belirterek, “Bizim kıyılarımızda, özellikle DoÄŸu Akdeniz’de bunun bir varyetesi var olan caulerpa taxifolia, distichophylla türleri yaygın olarak bulunuyor.” dedi.

Denizel ortama kolayca adapte olup dipte bir kaplayıcılıkla, yayılımcı ve istilacı davranış sergilediÄŸi için söz konusu türün “katil yosun” olarak adlandırıldığını; denizdeki yerli türlere zarar verdiÄŸini, onların yerine yerleÅŸtiÄŸini ve yayılış alanlarını sınırlandırdığını anlatan TaÅŸkın, “Zarar verdiÄŸi canlıların bir kısmı deniz çayırı olabilir, diÄŸer makroalgler olabilir. Kaplayıcı olduÄŸu ve hızlı bir yayılış gösterdiÄŸi için habitata daha hakim oluyor. Sonuçta istilacı türler daha avantajlıdır, girmiÅŸ olduÄŸu ortamda adaptasyon saÄŸladıktan sonra hızlı yayılış ve dağılım gösterebiliyorlar.” ifadelerini kullandı.

Türkiye’de ÅŸu anda ikisi yerli, diÄŸerleri istilacı toplam dokuz caulerpa türü olduÄŸunu kaydeden TaÅŸkın ÅŸu bilgileri paylaÅŸtı:

“Katil caulerpa, baÅŸka bir istilacı tür olan asi caulerpa, arsız caulerpa, dikensi caulerpa, baskın caulerpa var. Yayılış özelliklerinden kaynaklı bu ÅŸekilde isimlendirdik. Bunların hepsi aslında ‘Indo Pasifik’ (Hint Pasifik) tür. Bunlar özellikle Akdeniz’e, gemicilik faaliyetleriyle, Cebelitarık BoÄŸazı, SüveyÅŸ Kanalı yoluyla girebiliyor. Indo pasifik dediÄŸimiz türler daha çok SüveyÅŸ Kanalı yoluyla giriÅŸ yaparak Akdeniz’de yayılmaya baÅŸlıyorlar. Ayrıca akuakültür yoluyla giriÅŸ yapanları var.”

“Marmara’nın ortası sayılabilecek Erdek’te tespit ettik”

Katil yosunun ilk olarak 1980’lerden itibaren Batı Akdeniz’de görülmeye baÅŸlandığına, Türkiye’de ise Avusturalya kökenli olan ilk kaydının Ä°skenderun Körfezi’nden 2007’de yapıldığına deÄŸinen TaÅŸkın, daha sonra batıya doÄŸru yayılım gösterdiÄŸini, Antalya ve Kıbrıs’ın ardından Ä°zmir’de görüldüğünü, son olarak da kendileri tarafından Erdek’ten rapor edildiÄŸini aktardı.

Taşkın, şöyle devam etti:

“Yayılışını aslında Batı Akdeniz’e doÄŸru sürdürürken bir yandan da kuzeye doÄŸru gittiÄŸini, Ä°zmir Körfezi’ne, oradan Çanakkale BoÄŸazı’ndan Marmara’ya giriÅŸ yaptığını gördük ve çok küçük bir alanda, posidonia (deniz çayırı) içinde bulduk. Türün kaydedildiÄŸi yerler aslında tuzluluÄŸu yüksek bölgeler. Marmara’da ise tuzluluk daha düşük oranda. Marmara’da kaydettiÄŸimiz yer binde 23 gibi bir tuzluluk bölgesi, buna da adaptasyon saÄŸlamış ve yayılmaya baÅŸlıyor. Marmara’da tespit ettiÄŸimiz derinlik 3-4 metrelerde. Åžu anda Marmara için geniÅŸ alanlara yayıldığını söyleyemiyoruz, sadece 1 noktada tespit ettik ancak önümüzdeki süreçte aynı noktayı takip edeceÄŸiz. Yayılış alanını geniÅŸlettiÄŸini görme, örtücülüğü yüksek bulma ihtimalimiz var. GeçmiÅŸ dönemlerde Ege ve Akdeniz’den böyle bir tecrübemiz var.”

Türün Marmara Denizi’nin tuzluluk oranına adapte olduÄŸuna dikkati çeken TaÅŸkın, “Karadeniz’de binde 15 ile 18 arasında bir tuzluluk var, önümüzdeki süreçte Marmara Denizi’ne adaptasyonunu saÄŸladıktan sonra Karadeniz’de görülebilme ihtimali var. Marmara ile Karadeniz’i bir eko bölge olarak aldığımızda yavaÅŸ yavaÅŸ buraya doÄŸru çıkmaya baÅŸladığını da söylemek yanlış olmaz.” deÄŸerlendirmesini yaptı.

Türkiye’de yabancı denizel makroalglerden 50 türün kıyılarda yayılım gösterdiÄŸini, bunların 11-12’sinin katil yosun gibi davranış gösteren yayılımcı, istilacı özellikte, yarısından fazlasının ise adaptasyonunu saÄŸlayıp yerleÅŸmiÅŸ türler olduÄŸunu vurgulayan TaÅŸkın, iklim deÄŸiÅŸikliÄŸi nedeniyle deniz suyu sıcaklıkları ve tuzluluk artışı, kirlilik ve balıkçılık ile gemicilik faaliyetlerinin yabancı türlerin hızlı bir ÅŸekilde giriÅŸ yapıp yayılmasına neden olduÄŸu uyarısını yaptı.

“Habitat bozuluyor”

TaÅŸkın, “katil yosun”un deniz ekosistemine verdiÄŸi zararlar hakkında ÅŸu bilgileri verdi:

“Yerli türlerin üzerini, yaÅŸam alanlarını kaplıyor, onların yerini almaya baÅŸlıyorlar. DoÄŸal olarak oradaki habitat bozuluyor ve denge bozulduÄŸu için de yerli türler bundan olumsuz etkileniyor. Özellikle deniz çayırının yerini almışsa oradaki balık türlerine ve diÄŸer canlılara ciddi anlamda zararı dokunduÄŸunu biliyoruz. Çünkü deniz çayırları, Türkiye’de yapılan çalışmalara göre, binden fazla türe ev sahipliÄŸi yapıyor.”

Türün, Batı Akdeniz’de üzerinin örtülerek yayılışlarını engelleme çalışmalarını bulunduÄŸunu bildiren TaÅŸkın, denizel ortamda bunu baÅŸarmanın çok zor olduÄŸunu dile getirdi.

Taşkın, mücadele yöntemleri konusunda şu önerilerde bulundu:

“Gemi balast sularının boÅŸaltılmasını engellemek veya kontrolünü ciddi bir ÅŸekilde yapmak gerekiyor. Karasal baskı ve iklim deÄŸiÅŸikliÄŸi, yabancı türlerin giriÅŸinde etken. Küresel ısınmayı, denizdeki tuzluluk artışını engelleyeceÄŸiz, balast sularını kontrol edeceÄŸiz. Ancak bu ÅŸekilde bunların ortamdan çekildiÄŸini görebiliriz. Balıkçılık faaliyetlerini daha düzgün, yönetmeliklere uygun bir ÅŸekilde yaparsak denizel ekosistemlerimizi koruyabiliriz.”

Denizel ortamın korunması gerektiÄŸini dile getiren TaÅŸkın, sözlerini, “Bu tamamen bizim elimizde, deniz ekosisteminde deniz çayırları ve makroalgler önemli bir konumda. Ä°klim deÄŸiÅŸikliÄŸi mücadelemizde baÅŸarılı olmak için koruma alanlarımızı artırmamız gerekiyor.” diye tamamladı.​​​​​​​

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Alman Dışişleri’nden Türk vatandaşlarına vize açıklaması

HIZLI YORUM YAP