20 Kasım 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.

1xbetbetpasmariobet
a
en iyi rulet siteleri

Kıbrıs Barış Harekatı’nın 48. yıl dönümü

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Kıbrıs Türklerine yönelik zulme son vermek için başlattığı Barış Harekatı'nın ve KKTC'nin bağımsızlığının kutlandığı 20 Temmuz, çeşitli etkinliklerle anılacak.

Türk Silahlı Kuvvetlerince (TSK), Kıbrıs’ta Türklerin Rumlar tarafından uÄŸradığı baskı ve zulmü önlemek ve Ada’da barış ve huzuru tesis etmek amacıyla gerçekleÅŸtirilen Kıbrıs Barış Harekatı’nın üzerinden 48 yıl geçti.

Milli Savunma Bakanlığı (MSB), Kıbrıs Barış Harekatı’nın 48. yıl dönümüne özel üç serilik video hazırladı.

https://youtu.be/EJzE0GEn3ts

Bakanlığın sosyal medya hesabından paylaşılan videolarda; Kıbrıs Adası’nın tarihi, Rumların Ada’daki Türklere yönelik gerçekleÅŸtirdiÄŸi zulümler, harekata giden süreç ve 1974’te Türk Silahlı Kuvvetlerince yürütülen Kıbrıs Barış Harekatı’nın detayları anlatıldı.

Paylaşımda, “Kıbrıs Türkü’ne yönelik vahÅŸice katliamlar yapan Rum terör örgütü EOKA, ‘Bir gece ansızın gelebilirim’ diyen Mehmetçik karşısında kaçacak delik aramıştır.” ifadesine de yer verildi.

Kıbrıs’ta neler oldu

Kıbrıs Cumhuriyeti, Türkiye, Ä°ngiltere ve Yunanistan ile Kıbrıs’taki Türk ve Rum toplumları arasında 1959’da imzalanan Zürih ve Londra anlaÅŸmalarıyla kuruldu. AnlaÅŸmada imzası bulunan 3 ülke Kıbrıs Cumhuriyeti’nin garantörü oldu.

Kıbrıs Türkleri ve Rumları arasında ortaklık temelinde, uluslararası antlaÅŸmalar uyarınca 1960’da kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası’nda iki halka eÅŸit siyasi hak ve statü verildi.

Yunan ve Rumların Enosis hayali

Kıbrıs Rum tarafı, Cumhuriyet’in kurulmasının akabinde Kıbrıs Türklerini devlet kurumlarından izole etme, Ada’daki varlıklarını sona erdirme ve Yunanistan ile birleÅŸme (Enosis) yolunu açmaya yönelik giriÅŸimlerini sürdürdü.

Kıbrıs Cumhuriyeti, Kıbrıslı Rumların tek taraflı güç kullanımıyla Anayasa’yı feshetmelerinden sonra 1963’te fiilen son buldu.

Enosis hedeflerini ulaÅŸabilmek için silahlanan Rumlar, Yunanistan’ın da desteÄŸiyle 1963-1974 döneminde Kıbrıslı Türklere yönelik baskı, zulmü ve ambargoyu durmaksızın devam ettirdi.

Rumlar içerisinde, Kıbrıs Türklerinin ortaklık devletinin yönetiminden uzaklaştırılmalarının ardından fikir ayrılıkları başladı.

EOKA ve Makarios darbesi

EOKA mensupları arasındaki görüş ayrılıkları, Türkiye’nin müdahalesinden endiÅŸe eden ve Kıbrıs Türklerini ekonomik yoldan bitirmeyi dileyen Rum lider Makarios ve daha hızlı sonuç alınmasını isteyen eski cuntacılardan oluÅŸan EOKA-B mensuplarının karşı karşıya gelmesine sebep oldu.

EOKA lideri Nikos Sampson, Yunan cuntasının desteÄŸiyle 15 Temmuz 1974’te Kıbrıs’ı Yunanistan’a baÄŸlamak amacıyla Makarios’a karşı darbe yaptı ve iktidarı ele geçirdi.

Bu darbeyle Kıbrıs’ın egemenliÄŸine ve toprak bütünlüğüne kastedilmiÅŸ oldu.

Türkiye harekat öncesi diplomasi yolunu seçti

Türkiye, darbenin ardından 1960 Garanti Antlaşması gereği ilk aşamada diplomatik girişimleri önceledi.

Bu noktada 17-18 Temmuz 1974’te, Türkiye ile Ä°ngiltere arasında darbenin ardından atılabilecek adımlara yönelik Londra’da görüşmeler de yapıldı.
Ä°stiÅŸarelere garantör devlet olarak Yunanistan da davet edildi ancak Yunanistan’daki cunta yönetimi görüşmelere katılmadı.

Dönemin BaÅŸbakanı Bülent Ecevit ile Ä°ngiltere DışiÅŸleri Bakanı James Callaghan arasındaki görüşmelerde, Ä°ngiltere’ye ortak müdahale teklifinde bulunuldu.

Ecevit’in tarihi açıklaması

Dönemin BaÅŸbakanı Ecevit ve Yardımcısı Necmettin Erbakan, Ä°ngiltere’nin olumsuz cevap vermesi üzerine, garantörlük hakkını kullanarak ve Ada’daki Türklerin güvenliÄŸini de dikkate alarak 20 Temmuz 1974’te Kıbrıs Barış Harekatı’nın baÅŸlaması kararını aldı.

Harekat, dünyaya Ecevit’in yaptığı tarihi, “Biz aslında savaÅŸ için deÄŸil, barış için ve yalnızca Türklere deÄŸil, Rumlara da barış getirmek için Ada’ya gidiyoruz.” açıklamasıyla duyuruldu.

Barış harekatıyla Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakının önüne geçilirken Kıbrıs Türk halkının güvenliÄŸi ve varlığı güvence altına alındı.

2 gün sonra barış görüşmeleri başladı

Türkiye, 20 Temmuz 1974’te BirleÅŸmiÅŸ Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 353 sayılı kararı ile Ä°ngiltere ve Yunanistan’a “barışın yeniden tesisini saÄŸlamak üzere müzakerelere baÅŸlama” çaÄŸrısında bulundu ve 22 Temmuz 1974’te harekatı durdurdu.

Bunun üzerine garantör ülkelere bir araya gelerek Kıbrıs meselesinin çözümü için görüşmelere başladı.

25 Temmuz 1974’te toplanan 1’inci Cenevre Konferansı, 30 Temmuz 1974’te imzalanan Cenevre Deklarasyonu’nu ile son buldu.

Deklarasyonda, Yunanistan ve Rumlar tarafından iÅŸgal edilen Türk anklavlarının (bölgelerinin) acilen boÅŸaltılması ile Ada’da barışın ve anayasal düzenin yeniden tesisini teminen dışiÅŸleri bakanları arasında müzakerelere devam edilmesi öngörüldü.

Öte yandan deklarasyonla Ada’da Kıbrıs Türk toplumu ile Kıbrıs Rum toplumu olmak üzere iki özerk yönetimin mevcudiyeti ilkesel olarak tanındı.

Ä°kinci harekat “AyÅŸe tatile çıksın” parolasıyla baÅŸladı

Konferansın 8 AÄŸustos’ta baÅŸlayan ikinci aÅŸamasında, Yunanistan, Ada’da yeni anayasal düzenin kurulmasına yönelik tüm teklifleri reddetti ve anayasaya iliÅŸkin varılacak bir uzlaÅŸma için Türk birliklerinin geri çekilmesini ön koÅŸul olarak ileri sürdü.

Ayrıca ikinci toplantıya kadar Rum ve Yunan askerlerinin Türklerin bulunduğu bölgeden çekilmeleri gerekiyordu ancak çekilmedikleri gibi saldırılar da sürdü.

2’nci Cenevre Konferansı görüşmelerinden de bir sonuç çıkmayınca 14 AÄŸustos’ta,  “AyÅŸe tatile çıksın” parolasıyla Kıbrıs Barış Harekatı’nın ikinci aÅŸaması baÅŸladı ve 16 AÄŸustos’ta ateÅŸkes ilan edildi.

Türkiye’nin baÅŸlattığı harekat baÅŸarıyla sonuçlanırken Ada’da yaÅŸayan Kıbrıs Türk halkının güvenliÄŸi de saÄŸlanmış ve Ada’ya barış hakim oldu.

Rum askerleri kaçarken Türk köylerini yaktı, sivilleri katletti

İkinci harekat sırasında geri çekilen Rum askerleri, geçtikleri Türk köylerini yakarak silahsız insanları katletti. Toplu katliamlar ve mezarlar, harekatın bitiminde ortaya çıkarıldı.

Kıbrıs Barış Harekatı sırasında, Türk ordusu 498 ÅŸehit verirken Kıbrıs Türk tarafı ise 70’i mücahit, 270 kiÅŸiyi kaybetti. Kıbrıs Türkleri genel olarak ise 1672 ÅŸehit verdi.

Harekatın ardından Kıbrıs Türkleri kendi yönetimlerini kurdu

Kıbrıs’ta mevcut sınırların çizilmesine olanak saÄŸlayan harekatın hemen ertesine Kıbrıslı Türkler, 1 Ekim 1974’te Otonom Kıbrıs Türk Yönetimi’ni kurdu.

Ardından Kıbrıs Türklerinin devlet yapısını kökleÅŸtirme, anayasa yapma ve çok partili sisteme geçme gibi tecrübeler yaÅŸadığı Kıbrıs Türk Federe Devleti (KTFD) 13 Åžubat 1975’te ilan edildi.

KTFD Meclisi, 15 Kasım 1983’te oy birliÄŸiyle aldığı bir kararla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) kurulduÄŸunu ilan etti.

KKTC’nin ilanı, Kıbrıs Türk halkının Ada’daki siyasi yaÅŸamını devlet olgusuyla dünyaya ilan ettiÄŸi önemli bir dönüm noktası olurken Kıbrıs Türk halkının kendi kaderini tayin etme hakkı da ilan edilmiÅŸ oldu.

Kıbrıs Türk halkının devlet olgusuna kavuştuğu KTFD dönemiyle birlikte, toplamda 41 hükümet (mevcut hükümetle birlikte) kuruldu ve 13 farklı kişi başbakanlık koltuğunda oturdu.

Kıbrıs Türkleri, cumhurbaÅŸkanı seçmek üzere 1974’ten bu yana 10 kez sandığa gitti ve 5 farklı kiÅŸi cumhurbaÅŸkanı makamında oturdu.

KKTC Anayasası temsili demokrasiyi öngörüyor. Çok partili demokrasinin uygulandığı KKTC’de devletin başında bulunan cumhurbaÅŸkanı, 5 yılda bir düzenlenen seçimle baÅŸa geliyor.

Yasama yetkisinin 50 üyeli Cumhuriyet Meclisine ait olduğu ülkede, yürütme yetkisi, cumhurbaşkanı tarafından atanan başbakanın yönetiminde oluşturulan Bakanlar Kurulunda bulunuyor. Ülkede, milletvekili genel seçimleri de 5 yılda bir yapılıyor.

1968’de baÅŸlayan Kıbrıs müzakerelerinde bir anlaÅŸmaya varılmadı

Kıbrıs meselesine çözüm bulma amaçlı müzakereler, KKTC’nin kurucu CumhurbaÅŸkanı Rauf DenktaÅŸ ile dönemin Rum lideri Glafkos Klerides arasında Haziran 1968’de Beyrut’ta yapılan görüşmelerle baÅŸladı.

Dönemin BM Genel Sekreteri Kofi Annan, 2002’de “Annan Planı” olarak da bilinen “Kıbrıs Sorununa Kapsamlı Çözüm Temeli” belgesini ortaya koydu.

DenktaÅŸ ve o zamanki Rum lider Tasos Papadopulos, “Annan Planı” çerçevesinde çeÅŸitli görüşmeler yaptı ve plan 24 Nisan 2004’te iki tarafta referanduma sunuldu.

Rum tarafı AB’ye alındı

Rum halkının yüzde 75,83’ü planı reddederken Kıbrıs Türk tarafı yüzde 64,91 çoÄŸunlukla plana “evet” dedi.

Buna karşın referandumun hemen sonrasında 1 Mayıs 2004’te Rum yönetimi, Ada’daki diÄŸer ortak yok sayılarak “Kıbrıs Cumhuriyeti” adı altında AB’ye tam üye yapıldı.

Ä°sviçre’nin Crans Montana kentinde 28 Haziran 2017’de tekrar baÅŸlayan ve yaklaşık 10 gün yoÄŸun ÅŸekilde devam eden müzakereler garantör ülkeler Türkiye, Yunanistan ve Ä°ngiltere’nin de katılımıyla yapıldı.

KKTC’den 6 maddelik kalıcı barış önerisi

Son olarak 27-29 Nisan’da Cenevre’de BM öncülüğünde, garantör ülkelerin de katılımıyla gayriresmi Kıbrıs konferansı gerçekleÅŸtirildi.

Konferansta, KKTC CumhurbaÅŸkanı Ersin Tatar, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in de “Yeni fikirlerle gelin” çaÄŸrısına da uyarak Kıbrıs’ta kalıcı barış için 6 maddelik bir öneri sundu.

Önerinin ilk maddesinde, Kıbrıslı Türkler ve Rumların eÅŸit uluslararası statüsünün ve egemen eÅŸitliÄŸinin güvence altına alındığı bir kararın BM Güvenlik Konseyi’nde kabul edilmesi için Genel Sekretere inisiyatif alma çaÄŸrısı yer aldı.

Türk tarafı, yarım asrı aşkın süredir müzakere edilen ve bir sonuç alınamayan federasyon modelinin aksine yeni çözüm önerisini kayıtlara geçirirken Rum tarafının,  konferansa hazırlıksız geldiği ve uzlaşmaz tavrında ısrarcı olduğu görüldü. Böylece gayriresmi Kıbrıs konferansı, taraflar arasında ortak zemin olmaması sebebiyle sonuçsuz kaldı.

Rumlar, iki devletli çözümü reddediyor

Tarihsel süreçte, Rum tarafı her defasında çeşitli sebeplerle içinde BM önerilerinin de bulunduğu çözüme yönelik adımları reddetti ya da kabul edilmesi mümkün olmayan ön şartlar ortaya koydu.

Böylelikle, Kıbrıs’ta 50 yılı aÅŸkın süredir devam eden müzakere sürecinde, Türk tarafının yapıcı rolüne raÄŸmen, Rum tarafının uzlaÅŸmaz tavrı nedeniyle bir sonuca varılamadı.

KKTC’de Ekim 2020’de cumhurbaÅŸkanı seçilen Ersin Tatar, Türkiye’nin desteklediÄŸi egemen eÅŸitliÄŸe dayalı, yan yana ve iÅŸ birliÄŸi içerisinde yaÅŸayan “iki devletli çözüm” modelini savunuyor.

(Kaynak: https://www.ensonhaber.com/gundem/kktcnin-bagimsizliginin-48-yil-donumu – AA)
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

ABD’de, Ä°sveç ve Finlandiya’nın NATO’ya katılımı protokolleri onaylandı

HIZLI YORUM YAP