23 Aralık 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.

1xbetbetpasmariobet
escort konya
a
en iyi rulet siteleri

KRİZ YÖNETİMİ

Yılların emeği üzerinde olan işletmeler battı, insanların kişisel olarak hayatlarında bunalımlar oluştu. Uzun lafın kısası ‘'Düzen değişti ve tahmin edilemeyecek düzeyde değişmeye devam edecek.''

Krizler her zaman gerek özel gerekse iş hayatımızda bulunan bir gerçeklikler olmuştur. Başımıza gelen olası kriz durumlarına bazen hazırlıklı oluruz bazense hiç beklemediğimiz anda hiç beklemediğimiz durumlar yaşayabiliriz. Henüz cümleyi okurken muhtemelen herkesin aklına aynı şey gelmiştir. Malum hayatımızın merkezine oturmuş bulunan bir pandemi sürecinden geçmekteyiz.

Başa gelen bu krizleri yönetebilmek gün geçtikçe daha büyük önem kazanıyor. Geçmişte belki bu kadar önemsenmeyen bu durum artık bir yetkinlik haline bürünmüş desek abartmış olmayız sanırım. Bunun adına düzenlenen etkinlikler, sertifika programları var ve çoğumuz bunların örneklerine rastlıyoruz. Kriz yönetimi TDK’nin sözlüğünde yer alan basit tanımıyla, ‘’Bir ülkenin karşılaştığı ulusal, uluslararası herhangi bir sorun veya doğal afet durumlarında sorunun en az zararla atlatılabilmesi için konunun uzmanlarından oluşturulan kurul’’ veya ‘’İşletmelerde hatalı üretim, ham madde sıkıntısı, kalite düşüklüğü, pazarlama vb. sebeplerle ortaya çıkan sorunlu dönemde işbaşına getirilen yöneticilerin yönetme biçimi.’’ olarak geçiyor. Elbette ki iki anlam da bize konu hakkında bilgi veriyor fakat ikinci anlam ekonomik ve sektörel anlamda bizi daha çok ilgilendiriyor diyebiliriz.

Kriz yönetiminin başlıca sorunlarından biri bilinçsiz yönetimsizlik. Kriz ve sorun birbirine karıştırılıyor, nerede nasıl hareket edileceğine doğru zamanda karar verilemiyor ve bunlar birikerek bir domino taşı etkisiyle gözümüzün önünden kayıp gidiyor. Zamanında yapılamayan yönetim artık ipin ucu kaçtığından daha da zorlaşıyor ve izlemekten başka hiçbir şey yapılamıyor. Şimdi akıllarda şöyle bir soru belirebilir: Kriz ve sorun neden farklı? Aslında kriz ve sorun her ne kadar aynı görünseler de birbirlerinden bir o kadar da bağımsızdır. Eğer bir durum günlük hayatı, rutininizi ya da işleyişinizi aksatmıyor sadece hedef ve işleyişi etkileyen bir durum ise bu sorundur. Ancak yanlış değerlendirmeler, müdahaleler ve yönlendirmeler ile bir sorun kriz haline dönüşebilir. Bu açıklama herhalde yukarıda belirttiğimiz durumu daha net açıklıyordur.

Peki bu krizleri yönetmek açısından doğru süreç nasıl olmalıdır? Kendimizce bu önemli soruya yanıt aramak gerekirse öncelikle bu tür süreçler için hazırlanmış genel bir taslak strateji mutlaka olmalıdır. Hazırlanmış diyorum çünkü neyin ne zaman başa geleceği belli olmuyor. Başlangıçta verdiğimiz örnek üzerinden düşünün, 2019 yılının son çeyreğine yaklaşırken kim pandemi olacağını kestirebilirdi? Ama geldiğimiz noktada bahsettiğimiz tarihten çok değil tam 1 yıl sonrasında her şey bambaşka gelişti. Yılların emeği üzerinde olan işletmeler battı, insanların kişisel olarak hayatlarında bunalımlar oluştu. Daha önceki yazılarımızda bu konulara değindiğimiz için detaya girmeye gerek yok fakat uzun lafın kısası ‘’Düzen değişti ve tahmin edilemeyecek düzeyde değişmeye devam edecek.’’ Evet gördüğümüz gibi beklenmedik şeyler olabiliyor demek ki. Stratejinin önemi daha çok işleyişte ortaya çıkacaktır fakat biz yine de kısaca değinelim.

Öncelikle bir işletme açısından düşünecek olursak bu tür durumlar adına hazırlıklı bulunan doğru bir ekibimiz olmalı. Sonuçta işini özveriyle yapan sağlam bir ekip her dönemde gerekli, kriz anlarında sorunlarımızı çözmek adına da doğru insanlar her şeyi daha kolay kılacaktır. Krizi kabullenmemiz gerektiğini de unutmayalım. Genelde olumsuz bir durumla karşılaştığımızda ilk yapılan inkar etmek oluyor. Durumdan kaçmaya ve sırtımıza yük almamaya çalışıyoruz fakat inkar asla kar getirmez. Burdan da sonucu doğru ekiple özdeşleştirebiliriz. Doğru bir ekip sorumluluk almaktan korkmaz.

Sonrasında yapılması gereken şey, çözüm odaklı ve pratik davranmaktır. Olanı kabullenmekardından çözümlere odaklanmak. Örneğin geçmişe yönelik hızlı bir kontrol yapılmalı ve zihnimizde gerek şahsi gerek evrensel anlamda örnek teşkil edebilecek olayları süzgeçten geçirip işimize yarayabilecek şeyler var mı göz atmalıyız. Belki de çözüm avuçlarımızın arasındadır.

Kriz dönemi duygusallığına kapılmadan olası değişikliklere hazırlıklı olmalı ve ayağımızı yere sağlam basmalıyız. Asıl en önemlisi de hatta her durumda en önemli sayılabilecek durumda kendimize güveniyor

olmamızdır. Unutmamalıyız ki sorunlar öldürmüyorsa şüphesiz güçlendirecektir. Durumu lehimize çevirmek ellerimizin arasında. Kişi kendine kalpten inanmalı ve güvenmelidir. Bu tür şeylerin yalnızca birer süreç olduğunu ve bir şekilde atlatılacağını benimseyerek aşabilirsiniz.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Tüketici güven endeksi aralıkta değişmedi

HIZLI YORUM YAP