22 Aralık 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.

1xbetbetpasmariobet
escort konya
a
en iyi rulet siteleri

“Kur ataklarını tersine çevireceğimize inanıyorum”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu kur ataklarını da tersine çevireceğimize inanıyorum. Her zaman söylediğim gibi, inşallah bu da bizi teğet geçecektir." dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Katar ziyaretinin ardından gazetecilere gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.

Hayatını kaybeden Prof. Dr. Şaban Teoman Duralı’ya Allah’tan rahmet dileyen Erdoğan, “Rabb’im taksiratını hasenata tebdil etsin, cennetiyle, cemaliyle müşerref kılsın.” ifadesini kullandı.

Duralı’nın oğlu Deniz Duralı ile görüşerek başsağlığı dileklerini ilettiğini söyleyen Erdoğan, “Teoman Hoca gerçekten felsefe alanında ülkemizin müstesna isimlerinden biriydi. Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülü’ne de layık görülmüştü. Çok dinç bir dimağa sahipti. Teoman Duralı hocamızı ilmiyle, birikimiyle, yetiştirdiği öğrencileriyle ülkemizin kültür hazinesine yaptığı eşsiz katkılarla daima hayırla yad edeceğiz. Milletimize, talebelerine, ailesine başsağlığı diliyorum. Rabb’im makamını ali, mekanını cennet eylesin diyorum. Rabb’im inşallah cennetinde bizleri haşr-u cem eyler.” diye konuştu.
Bayşanslı Giriş
Erdoğan, Katar Emiri Şeyh Temim’in davetine icabetle Yüksek Stratejik Komitesi’nin 7. Toplantısı’nı Doha’da gerçekleştirdiklerini anımsattı.

Şeyh Temim ile ikili ve heyetler arası olmak üzere son derece verimli görüşmeler yaptıklarını, Katar ile iş birliğinin derinleştirilmesi ve yeni alanlara genişletilmesi hususunda karşılıklı siyasi iradelerini teyit ettiklerini vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yaptığımız anlaşmalarla birlikte Türkiye-Katar ilişkileri çok daha farklı bir zemine kavuşmuş oldu. İkili ilişkilerimizde son yıllarda kaydedilen mesafeden duyduğumuz memnuniyeti karşılıklı olarak dile getirdik. Bölgesel ve küresel meselelere yönelik tutumlarımızın örtüştüğünü bir kez daha müşahede ettik. Farklı alanlarda iş birliğimizi daha da güçlendirecek 15 anlaşmanın imza törenini yaptık. Türkiye-Katar Yüksek Stratejik Komite 7. Toplantısı Ortak Bildirisini imzaladık. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ile Katar İş İnsanları Derneği, KOSGEB ile Katar Kalkınma Bankası, AFAD ile Katar Sivil Savunma Genel Müdürlüğü, Diyanet İşleri Başkanlığı ile Katar Vakıflar ve İslam İşleri Bakanlığı mutabakat zaptı imzaladı. Sağlık ve tıp bilimleri, kültür, gençlik ve spor ile standardizasyon alanlarındaki iş birliklerimizin uygulama programlarını imza altına aldık. Büyük çaplı organizasyonların yerine getirilmesine ve Antalya Diplomasi Forumu ile Doha Forum arasında kurumsal iş birliği tesis edilmesine yönelik anlaşmaların yanı sıra protokol alanında iş birliği mutabakat zaptını da imzaladık. Ayrıca Anadolu Ajansı ile Katar Haber Ajansı, Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi ile Qatar Debate, İbni Haldun Üniversitesi ile Katar Üniversitesi de iş birliği anlaşması imzaladı.”

Anlaşmaların imzasının ardında Doha’da konuşlu Türk-Katar Birleşik Müşterek Kuvvet Komutanlığı’nı ziyaret ederek Mehmetçiklere hitap etme fırsatını bulduklarını belirten Erdoğan, ülkeyi ve milleti fedakarca temsil eden Mehmetçik ile bir araya gelerek hasret giderdiklerini dile getirdi.

Körfez ülkeleriyle ilişkiler

Katar’la karşılıklı temas ve istişareler neticesinde ikili ilişkileri güçlendirdiklerine dikkati çeken Erdoğan, şunları söyledi:

“Türkiye-Katar ilişkileri bölgenin güvenlik ve istikrarına da önemli katkılar sağlıyor. Türkiye ve Katar zor dönemlerde dayanışma içinde hareket ederek, gerçek birer dost olduklarını göstermişlerdir. Bilhassa 15 Temmuz ihaneti sonrasında Katar’ın ülkemizle sergilediği dayanışmayı unutamayız. Bizler de Katarlı kardeşlerimize yönelik haksız abluka ve yaptırımların boşa çıkarılması için her türlü adımı attık. İnşallah bundan sonra da Katar’ın ve Katarlı kardeşlerimizin yanında olmayı sürdüreceğiz. Türkiye olarak Körfez bölgesinin istikrarını, güvenliğini ve refahını kendimizden ayrı tutmuyoruz. Katar ile diğer bazı bölge ülkeleri arasında yaşanan ihtilafın çözüme kavuşturulmasından da büyük bir memnuniyet duydum. Temennimiz önümüzdeki süreçte bölgedeki tüm kardeş ülkeler arasındaki ilişkilerin çok daha ileriye ulaşmasıdır.”

Erdoğan, Katar’a ulaştığı akşam Emir Şeyh Halife bin Hamed Al Sani ve eşi Şeyha Moza ile ailece yemek yediklerini, onlarla da geçmişten bugüne süreci değerlendirme fırsatı bulduklarını aktardı.

Türkiye’nin bölgede yaşanan gerginliklerin aşılmasına katkı sunmaya her zaman hazır olduğunu tekrarlamakta fayda gördüğünü vurgulayan Erdoğan, ziyaretin ve yapılan anlaşmaların ülkeler için hayırlara vesile olmasını temenni etti.

Kabil Havalimanı’nın işletilmesi

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir gazetecinin “Türkiye ve Katar arasında Kabil Havalimanı’nın işletilmesi konusunda bir görüşme gerçekleşti mi?” sorusuna, “Gerçekleşti. Bu konuyla ilgili olarak şu anda Katar tarafı özel sektörden bir isim belirledi. Aynı şekilde Türkiye tarafı bir isim belirledi. Bu firmalar birbirleriyle görüşmek suretiyle, aynı zamanda Taliban ile de görüşmeleri yaparak, ilgili arkadaşlarımızla bu işe müzaheret edecekler. Başta güvenlik hususu olmak üzere uygun şartlar sağlanırsa Kabil’deki bu havalimanının işletilmesi sürecini ele alacaklar.” cevabını verdi.

Erdoğan, “Geçtiğimiz perşembe günü Rum Kesimi’nin bakanlar kurulunda bir karar çıkmıştı. Türkiye’nin kıta sahanlığını da kapsayacak şekilde 5. parselde Amerikan firması ile Katar Petrolleri ortaklığına verilen bir arama izni var. Dışişleri Bakanlığının bu konuda bir tepkisi olmuştu. Görüşmede bu konu gündeme geldi mi?” sorusu üzerine, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin bu tek taraflı adımının ülkemizin ve Kıbrıs Türklerinin haklarını görmezden geldiğini belirttik. Çünkü söz konusu ruhsat sahasının bir kısmı Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki kıta sahanlığını ihlal ediyor ve Ada’nın ortak sahibi Kıbrıs Türklerinin haklarını yok sayıyor. Bu konuyla ilgili tabii hatırlatma yaptık. Üzüntümüzü de belirttik. Temenni ederim ki bunu aşarlar. Tabii Dışişleri Bakanlığımız da bunun takipçisi olacaktır.”

Yeni ekonomi politikası

Erdoğan, yeni ekonomi politikasının etkilerinin ne zaman görülmeye başlanacağına ilişkin soru üzerine, şunları kaydetti:

“Biz bir defa yüksek faize kesinlikle inanmıyoruz. Düşük faiz politikasıyla kuru da enflasyonu da aşağı çekeceğiz ve bunu düzenleyeceğiz. Kesinlikle yüksek faizin, zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan bir anlayış olduğuna inanıyorum. Buna asla müsaade edemeyiz. Dolayısıyla da bu işi bir defa bu güzergahta, bu düzlemde devam ettireceğiz. Bizim derdimiz düşük faizle yatırımı teşvik etmek suretiyle istihdamı artırmak; istihdamı artırmak suretiyle üretimi ve ihracatı artırmak. Bunu sağladığımız zaman bu bize büyümeyi getirecek. Kaldı ki bu zaten OECD içinde de görülüyor. OECD’nin en yüksek oranda büyüyen ikinci ülkesiyiz. Türkiye’nin 2021 yılı büyüme tahminlerini yüzde 10 olarak ifade eden uluslararası kurumlar var. Biz de zaten şu anda o oranı yakalayacağımızı ifade ediyoruz. Şu anda üçüncü çeyrekte malum yüzde 7,4’ü hamdolsun yakaladık. Yıl sonunda da inşallah bunun fazlası olacak, azı olmayacak. Bu konuda da kendimizden eminiz.”

“Stokçuluk bizim dinimizde de haramdır”

Erdoğan, şu anda kimi ürünlerde görülen fiyat artışlarının bir sebebinin küresel emtia fiyatlarının yükselişi, bir sebebinin de piyasadaki açgözlü fırsatçılar olduğunu ifade etti.

Bu durumun özellikle de stokçuluktan kaynaklandığını anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

“Bütçe müzakerelerinden sonra hemen bir yasal düzenleme yapacağız ve bu stokçuların üzerine ciddi manada gideceğiz. Bundan sonraki süreçte cezai müeyyidelerin çok daha yüksek olacağının sinyalini şimdiden veriyorum. Bunu bilsinler ve bu stokçuluğa tevessül etmesinler. Hem ellerindekine el koyacağız hem de cezai müeyyideleri yüksek tutacağız. Stokçuluk bizim dinimizde de haramdır. Bunun adı ihtikardır. Buna fırsat veremeyiz. Kimse yaptığı işle vatandaşımıza zulüm edemez. Vatandaşımıza yaptıkları bu zulümle, oradan kazandıklarıyla helal lokma yediklerini zannetmesinler. Fakir fukaranın hakkını gasp ediyorlar, bunu yiyorlar, buna fırsat vermeyeceğiz. Bunu da bilmelerini istiyorum. Yeni ekonomik düzenin en önemli adımlarından bir tanesi de bu olacak. Çalışsın, kazansın. Şu anda Türkiye, imkanlarıyla buna çok büyük fırsatlar veren bir ülke. Niye helalinden çalışmıyorsun arkadaş? Niye haram yollara başvuruyorsun? Stokçuluğu bırakacaksın bir defa. Kim olursa olsun, her alanda stokçuluk yapanın tepesindeyiz.”

AA

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Metalde toplu sözleşme krizi

HIZLI YORUM YAP