05 Kasım 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.

1xbetbetpasmariobet
a
en iyi rulet siteleri

Küresel ekonomide durgunluk ve resesyon kaygısı

Gelişmiş ekonomiler arasında yer alan G7 üyesi İngiltere ve Japonya'nın resesyona girmesi ve Avrupa'nın lokomotifi Almanya ile Avro Bölgesi'nin durgunluk yaşaması, küresel ekonomide resesyon endişelerini artırdı.

Bir ülkedeki ekonomik faaliyetlerde en az 6 ay süreyle gerileme yaÅŸanması ve reel GSYH’nin düşmesi anlamına gelen resesyon, ekonomik aktivitede duraklama, milli gelirin düşmesi ve iÅŸsizliÄŸin artması gibi birçok olumsuz etkiye yol açıyor.

Ekonomilerde resesyona girilmesi için üst üste iki çeyrek GSYH’de düşüş yaÅŸanması gerekirken, resesyon belirtileri olarak sanayi üretiminde, perakende satışlarda, yatırımlarda azalma ile iÅŸsizlik oranında artış sıralanıyor.

Ülkelerin sıkı para ve maliye politikaları, dış talepte azalma, emtia fiyatlarında artış ekonomik belirsizlikler ile ciddi doğal afetler resesyona neden olabiliyor. Resesyon ortamı gelirleri düşürüyor, yoksulluk ve eşitsizliği artırıyor, firmaların kapanması ve ekonomik büyümenin yavaşlaması ile sonuçlanıyor.

Son dönemde gelişmiş pek çok ülkeden gelen resesyon veya duraklama yönündeki veriler ise küresel ekonomide resesyon kaygılarını doğuruyor.

Özellikle merkez bankalarının enflasyonla mücadele için uyguladığı tedbirler ve faiz artırımlarında geri adım atılmaması halinde resesyona sürüklenecek ülkelerin de artması bekleniyor.

Ä°ngiltere’de Brexit sancıları sürüyor

İngiliz Ulusal İstatistik Ofisi (ONS) verilerine göre, geçen yıl ekim-aralık döneminde yüzde 0,3 ile beklentinin üzerinde küçülen ülke ekonomisi, son iki çeyrek daralarak teknik resesyona girdi.

Ä°ngiltere’de özellikle hizmet, üretim ve inÅŸaat sektörlerinde düşüş dikkati çekti. Ä°ngiliz ekonomisi 2023’ün üçüncü çeyreÄŸinde de yüzde 0,1 daralmıştı.

Ülkede yüksek enflasyon, İngiltere Merkez Bankasının faiz oranlarını sabit tutmasıyla sonuçlanırken, bu durum ekonomik büyümeyi engelledi.

Kovid-19 salgınından bu yana diÄŸer geliÅŸmiÅŸ ekonomilere kıyasla enflasyonla daha baÅŸarısız bir mücadele sergileyen Ä°ngiltere’de enflasyon oranı Ekim 2022’de yüzde 11’e kadar yükselirken, geçen ay itibarıyla yüzde 4’e kadar geriledi.

Ä°ngiltere Merkez Bankasının enflasyon hedefi ise yüzde 2 seviyesinde bulunuyor. Ãœlkede merkez bankası, son olarak 1 Åžubat’ta politika faizini beklentiler doÄŸrultusunda 15 yılın en yüksek seviyesi olan yüzde 5,25’te sabit bırakmıştı.

Yükselen fiyatlar Ä°ngilizlerin alım gücüne de zarar veriiyor. Uluslararası analistler ülkenin Avrupa BirliÄŸi’nden (AB) ayrılma kararının yarattığı ekonomik sorunların sürdüğüne iÅŸaret ediyor.

Ä°ngiltere Maliye Bakanı Jeremy Hunt da Aralık 2023’te yaptığı açıklamada, ülkesinin AB’den ayrılmasının yaklaşık 5 yıllık bir istikrarsızlık sürecine neden olduÄŸunu söylemiÅŸti. Öte yandan, Ä°ngiltere ekonomisi geçen yıl yüzde 0,1 büyüyerek 2008 küresel mali krizden bu yana en zayıf performansını gösterdi.

Japonya’da zayıf yen ihracatı etkiliyor

Japonya, geçen yılın son çeyreğinde zayıf iç talep nedeniyle resesyona girdi. Ülkede GSYH, son çeyrekte yıllık bazda yüzde 0,4 geriledi.

Japonya’nın GSYH’si 2023’ün üçüncü çeyreÄŸinde de yüzde 3,3’lük düşüş göstermiÅŸti. Böylece Japon ekonomisi teknik olarak resesyona girmiÅŸ oldu.

Japonya’da iç tüketimin zayıf kalması ülkeyi resesyona sürükleyen ana etken olurken, tüketici harcamaları da dahil olmak üzere tüm önemli talep kategorileri negatifti.

Japonya’nın temel enerji ihtiyacının yüzde 90’ından fazlasını ve gıda ürünlerinin yüzde 60’ını ithal ettiÄŸi göz önüne alındığında zayıf yen yaÅŸam maliyetinin artmasına önemli ölçüde katkıda bulundu.

Yen para biriminin son iki yılda dolar karşısında yaşadığı sert düşüşler ekonomik gerilemede önemli rol oynadı.

Zayıf yen ihracat karlarını düşürürken, yenin özellikle 2022 ve 2023’te ABD doları karşısında neredeyse beÅŸte bir oranında deÄŸer kaybetmesi dikkati çekti.

Resesyona giren Japonya, dünyanın en büyük üçüncü ekonomisi unvanını ise Almanya’ya devretti.

Son verilerle Japonya Merkez Bankasının (BOJ) 10 yıldır uyguladığı gevşek para politikasından çıkışına dair şüpheler de arttı. GSYH verileri aynı zamanda ülkenin merkez bankasının faiz artırma kararını daha da geciktirebileceği olarak yorumlandı.

Almanya’da resesyon tehlikesi arttı

Özellikle enerji alanında Rusya ile kopan iliÅŸkiler nedeniyle sanayisi zor günler geçiren Almanya’da ise ekonomi geçen yılın son çeyreÄŸinde yüzde 0,3 küçüldü.

Ekonominin bu yılın ilk çeyreÄŸinde de küçülmesi halinde teknik resesyona girecek Almanya’da ekonominin yıllık performansı da endiÅŸeleri artırıyor.

Ãœlke ekonomisi 2023’te bir önceki yıla göre yüzde 0,3 küçülürken, Almanya Maliye Bakanı Christian Lindner, 5 Åžubat’ta yaptığı açıklamada, ekonomide yaÅŸanan küçülmenin ülkesini daha fakir hale getirdiÄŸini söyledi.

“Büyüme olmadığı için fakirleÅŸiyoruz. Geride kalıyoruz.” ifadesini kullanan Lindner, Almanya’nın artık rekabetçi de olmadığını belirtti.

Ülke çapında çiftçi protestoları da devam ederken, Alman Sanayi ve Ticaret Odaları Birliği (DIHK) tahminlerine göre, 2024 de ekonomik açıdan zor bir yıl olacak.

DIHK’in 27 binden fazla ÅŸirketle yaptığı ankete göre, katılımcıların yüzde 35’i, bu yıl iÅŸ dünyasındaki durumun daha da kötüleÅŸmesini bekliyor.

Hükümet 2024 için yüzde 0,2 ekonomik büyüme beklerken, DIHK’a göre Alman ekonomisi bu yıl da yüzde 0,5 küçülecek.

Avro Bölgesi durgunlukta

Avro Bölgesi ekonomisi, geçen yılın son çeyreğinde önceki çeyreğe kıyasla büyümedi.

20 üyeli Avro Bölgesi’nde mevsimsellikten arındırılmış GSYH, geçen yılın üçüncü çeyreÄŸinde önceki çeyreÄŸe kıyasla yüzde 0,1 küçülmüştü.

Resesyona girmekten kıl payı kurtulan Avro Bölgesi durgunluktan çıkamadı. Ekonomideki zayıf performans özellikle iç talep ve yatırımlardaki sert düşüşten kaynaklandı.

Avro Bölgesi ekonomisi, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın baÅŸlamasıyla yaÅŸanan enerji fiyatlarındaki büyük artışın ardından yeniden ivme kazanmakta zorlandı.

Avrupa’nın en büyük ekonomisi olan ve ucuz enerjiye bağımlı Almanya, ekonomik sınamayı en sert hisseden ülkelerden oldu.

Avrupa Merkez Bankasınınyükselen enflasyonu dizginlemek için yaptığı sert faiz artışları, tüketiciler ve işletmelerin harcamaları üzerinde daha fazla baskı yarattı.

Avro Bölgesi’nin üretim ve hizmet sektörlerindeki faaliyet yavaÅŸlarken mal ve hizmetlere olan talep geriledi.

AB Komisyonu, satın alma gücünün zayıflaması ve yüksek faiz oranlarının kredileri azaltmasıyla Avro Bölgesi’nde bu yılki ekonomik büyüme beklentisini yüzde 1,2’den yüzde 0,8’e indirdi.

Yapılan aşağı yönlü revizyon, hane halkı satın alma gücündeki zayıflama, güçlü parasal sıkılaştırma, mali desteğin kısmen geri çekilmesi ve düşen dış talep nedeniyle büyümenin düşük kalmasına bağlandı.

Özellikle enflasyonla mücadele için yüksek faiz oranlarının devamı, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın ÅŸiddetlenmesi, Orta DoÄŸu’da Ä°srail Filistin arasındaki çatışmaların bölgeye yayılması, Kızıldeniz’de yaÅŸanan saldırıların devamı ile Çin ekonomisindeki yavaÅŸlama küresel ekonomideki belirsizlikleri daha da artırıyor.

Böylece, geçen yıl boyunca küresel ekonomide oldukça yüksek seyreden resesyon kaygısının bu yıl da devam etmesi, büyüme oranının düşük seviyelerde kalması bekleniyor.

AA

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

“Çatlak fotoÄŸrafları” bilirkiÅŸi raporunda

HIZLI YORUM YAP