21 Eylül 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.

1xbetbetpasmariobet
a
en iyi rulet siteleri

Malazgirt Zaferi’nin 953. yıldönümü Kutlu Olsun

Türklere Anadolu'nun kapılarını açan Malazgirt Meydan Muharebesinin üzerinden 953 yıl geçti. P

Malazgirt’te Bizans ordusuna karşı elde edilen ve Türklere Anadolu’nun kapılarının açılmasını saÄŸlayan Malazgirt Zaferi, hem siyasi hem de askeri sonuçlarıyla dünya tarihinin dönüm noktalarındın biri.

Peki, Malazgirt Zaferi nedir? Malazgirt Meydan Muharebesi tarihinin önemi nedir? 

MALAZGÄ°RT ZAFERÄ° NEDÄ°R?

Malazgirt Meydan Muharebesi, 26 AÄŸustos 1071 tarihinde, Büyük Selçuklu Hükümdarı Alparslan ile Bizans Ä°mparatoru IV. Romen Diyojen arasında gerçekleÅŸen muharebedir. Alp Arslan‘ın zaferi ile sonuçlanan Malazgirt Muharebesi, “Türklere Anadolu’nun kapılarında kesin zafer saÄŸlayan son muharebe” olarak bilinir.

MALAZGİRT SAVAŞI ÖNCESİ DURUM

1060’lar süresince Büyük Selçuklu Sultanı Alp Arslan Türk dostlarına Ermenistan ve Anadolu‘ya doÄŸru göç etmesine izin verdi ve Türkler buralarda ÅŸehirlere ve tarım alanlarına yerleÅŸtiler. 1068 yılında Romen Diyojen Türklere karşı bir sefer düzenledi, fakat Koçhisar ÅŸehrini geri almasına raÄŸmen Türk atlılarına yetiÅŸemedi. 1070 yılında Türkler (Alparslan komutanlığında), günümüzde MuÅŸ’un bir ilçesi olan Malazgirt’te Manzikert (Bizans dilinde Malazgirt) ve ErciÅŸ kalelerini ele geçirdi. Daha sonra Türk ordusu Diyarbakır’ı aldı ve Bizans yönetimindeki Urfa’yı kuÅŸattı. Ancak alamadı. Türk Beylerinden AfÅŸin Beyi de güçleri arasına katıp Halep’i aldı. Alp Arslan Halep’te konaklarken Türk atlı birliklerinin bir kısmına ve Akıncı Beylere Bizans ÅŸehirlerine akınlar düzenlemesine izin verdi. Bu sırada da Türk akınlarından ve son gelen Türk ordusundan çok rahatsız olan Bizanslılar tahta ünlü komutan Romen Diyojeni çıkardılar. Romen Diyojen de büyük bir ordu kurup 13 Mart 1071’de Konstantinopolis’ten (bugünkü Ä°stanbul) ayrıldı. Ordunun mevcudu 200.000 olarak tahmin ediliyor. 12. yüzyılda yaÅŸamış Ermeni bir tarihçi olan Edessalı Matta Bizans ordusunun sayısını 1 milyon olarak veriyor.

Bizans ordusu düzenli Rum ve Ermeni birlikleri dışında ücretli Slav, Got, Alman, Frank, Gürcü, Uz, Peçenek, Kıpçak askerlerinden oluÅŸuyordu. Ordu ilk olarak Sivas’ta dinlendi. Burada halkın coÅŸkuyla karşıladığı imparator halkın dertlerini dinledi. Halkın Ermeni taÅŸkınlık ve barbarlığından yakınmaları üzerine kentin Ermeni mahallelerini yıktırdı. Pek çok Ermeni’yi öldürüp, önderlerini sürgüne yolladı. Haziran 1071’de Erzurum’a vardı. Orada, Diyojen’in generallerinden bazıları Selçuklu bölgesine ilerlemeyi sürdürmeyi ve Alp Arslan’ı hazırlıksız yakalamayı teklif etti. Nikeforos Bryennios da dahil diÄŸer generallerin bazıları da bulundukları yerde bekleyip pozisyonlarını güçlendirmeyi önerdi. Sonuç olarak ilerlemeye devam etme kararı verildi.

Diyojen, Alp Arslan’ın çok uzakta olduÄŸunu veya hiç gelmeyeceÄŸini düşünerek ve Malazgirt’i ve hatta Malazgirt yakınındaki Ahlat kalesini hızlıca geri ele geçirebileceÄŸini ümit ederek Van Gölü’ne doÄŸru ilerledi. Öncü kuvvetlerini Malazgirt’e gönderen imparator ana kuvvetleriyle yola çıktı. Bu sırada da Halep’te bulunan hükümdara elçiler göndererek kaleleri geri istedi. Elçileri Halep’te karşılayan hükümdar teklifi reddetti. Mısır’a hazırladığı seferden vazgeçip Malazgirt’e doÄŸru 20.000-30.000 kiÅŸilik ordusuyla yola çıktı. Casuslarının verdiÄŸi bilgiyle Bizans ordusunun büyüklüğünü bilen Alp Arslan Bizans Ä°mparatorunun gerçek hedefinin Ä°sfahan’a (bugünkü Ä°ran) girmek ve Büyük Selçuklu Devletini yıkmak olduÄŸunu sezdi.

Ordusundaki yaÅŸlı askerlerin yolda kalmasına neden olan cebri yürüyüşüyle Erzen ve Bitlis yolundan Malazgirt’e varan Alp Arslan komutanlarıyla savaÅŸ taktiklerini görüşmek için SavaÅŸ Meclisini topladı. Romen Diyojen ise savaÅŸ planını hazırlamıştı. Ä°lk saldırı Türklerden gelecek ve bu saldırıyı kırmaları durumunda da karşı saldırıya geçeceklerdi. Alp Arslan ise “Hilal TaktiÄŸi” konusunda komutanlarıyla uzlaÅŸmıştı.

MEYDAN MUHAREBESİ NASIL GERÇEKLEŞTİ?

26 AÄŸustos Cuma sabahı çadırından çıkan Alp Arslan Malazgirt’le Ahlat arasındaki Malazgirt ovasında, kendi ordugahının 7-8 km uzağında, ovaya yayılmış durumdaki düşman birliklerini gördü. Savaşı önlemek için imparatora elçiler göndererek Sultan barış teklifinde bulundu. Ä°mparator, Sultanın bu önerisini ordusunun büyüklüğü karşısında bir korkaklık olarak yorumladı ve teklifi reddetti. Gelen elçileri soydaÅŸlarını Hristiyan topluluÄŸuna geçmelerine ikna etmek üzere ellerine birer haç tutuÅŸturarak geri yolladı.

Düşman ordusunun büyüklüğünün kendi ordusundan daha büyük olduÄŸunu gören Sultan Alp Arslan savaÅŸtan saÄŸ çıkma ihtimalinin düşük olduÄŸunu sezdi. Askerlerinin de hasımlarının sayı fazlalığı karşısında tedirginliÄŸe düştüğünü fark eden Sultan bir Türk-Ä°slam adeti olarak kefene benzeyen beyaz kıyafetler giydi. Atının da kuyruÄŸunu baÄŸlattı. Yanındakilere Åžehit olduÄŸu takdirde vurulduÄŸu yere gömülmesini vasiyet etti. Komutanlarının savaÅŸ alanından kaçmayacağını anlayan askerlerin maneviyatı arttı. Askerlerinin Cuma namazına Ä°mamlık eden Sultan atına binip ordusunun önüne çıkıp moral yükseltici ve maneviyat artırıcı kısa ve etkili bir konuÅŸma yaptı. Allah’ın Kur’an’da zafer vadettiÄŸi ayetleri okudu. Åžehitlik ve Gazilik makamlarına eriÅŸileneceÄŸini söyledi. Tamamı Müslüman olan ve büyük çoÄŸunluÄŸu Türklerden oluÅŸan Selçuklu ordusu savaÅŸ pozisyonuna geçti.

Bu sırada Bizans ordusunda dinsel ayinler yapılmakta ve Papazlar askerleri kutsamaktaydı. Romen Diyojen de bu savaşı kazanması durumunda (ki buna inancı tamdı) ününün ve saygınlığının artacağından emindi. Bizans’ın eski ihtiÅŸamlı günlerine döneceÄŸini hayal ediyordu. En ihtiÅŸamlı zırhını giydi ve inci beyazı atına bindi. Ordusuna zafer durumunda büyük vaatlerde bulundu. Tanrı tarafından ÅŸeref, ÅŸan, onur ve kutsal savaÅŸ sevapları verileceÄŸini duyurdu. Alp Arslan savaşı kaybetmesi durumunda her ÅŸeyini ve atalarından miras kalan Selçuklu devletini de kaybedeceÄŸini çok iyi biliyordu. Romen Diyojen ise savaşı kaybetmesi halinde devletinin çok büyük güç, prestij ve toprak kaybedeceÄŸini biliyordu. Her iki komutan da kaybetmeleri durumunda öleceklerinden emindi.

Romen Diyojen ordusunu geleneksel Bizans askerî kaidelerine göre düzenlemiÅŸti. Ortada birkaç sıra derinlikte çoÄŸu zırhlı, piyade birlikleri ve bunların saÄŸ ve sol kollarında süvari birlikleri yerleÅŸtirilmiÅŸti. Romen Diyojen merkeze; General Bryennios sol kanada ve Kapadokyalı General Alyattes ise saÄŸ kanada komuta ediyordu. Bizans ordusunun gerisinde büyük bir rezerv bulunuyordu ve bu özellikle taÅŸra eyaletlerinde nüfuzlu kiÅŸilerin özel ordularının mensuplarından oluÅŸuyordu. Geri rezerv ordusunun komutanı olarak genç Andronikos Dukas seçilmiÅŸti. Romen Diyojen’in bu tercihi biraz ÅŸaşırtıcı idi çünkü bu genç komutan eski imparatorun yeÄŸeni ve Caesar Ä°oannis Dukas‘ın oÄŸlu olup, bu kiÅŸiler açıkça Romen Diyojen’in imparator olmasının aleyhindeydiler.

SavaÅŸ öğle saatlerinde Türk atlılarının toplu ok saldırısına geçmesiyle baÅŸladı. Türk ordusunun çok büyük çoÄŸunluÄŸu atlı birliklerden oluÅŸtuÄŸundan ve neredeyse hepsinde de ok olduÄŸundan bu saldırı Bizanslılarda önemli miktarda asker kaybına neden olmuÅŸtu. Ama yine de Bizans Ordusu saflarını bozmaksızın korudu. Bunun üzerine ordusuna yanıltıcı bir çekilme buyruÄŸu veren Alp Arslan gerilerde gizlediÄŸi küçük birliklerinin tarafına doÄŸru çekilmeye baÅŸladı. Bu gizlediÄŸi birlikler az miktarda organize olmuÅŸ askerlerden oluÅŸuyordu. Türk ordusunun arka saflarında bir Hilal biçiminde yayılmışlardı. Türklerin hızlıca çekildiÄŸini gören Romen Diyojen Türklerin saldırı gücünü yitirdiÄŸini ve sayıca fazla olan Bizans ordusundan korktukları için kaçtıklarını düşündü. En baÅŸtan beri Türkleri yeneceÄŸine inanmış imparator bu bozkır taktiÄŸine kanıp kaçan Türkleri yakalamak için ordusuna Saldır buyruÄŸu verdi. Çok az zırhları olduÄŸu için hızlıca geri çekilebilen Türkler, zırh yığınına dönmüş Bizans süvarileri tarafından yakalanamayacak kadar hızlıydı. Ancak buna raÄŸmen Bizans ordusu Türkleri kovalamaya baÅŸladı. Yan geçitlerde pusu kurmuÅŸ Türk okçuları tarafından ustaca vurulan ama buna aldırmayan Bizans ordusu saldırıya devam etti. Türkleri iyice kovalayıp yakalayamayan, üstüne bir de çok yorulan (üstlerindeki ağır zırhların etkisi büyüktü) Bizans ordusunun hızı durma noktasına geldi. Türkleri büyük bir hırsla kovalayan ve ordusunun yorulduÄŸunu anlayamayan Romen Diyojen yine de takip etmeye çalıştı. Ancak bulundukları mevziden çok ileri gittiklerini ve çevreden saldıran Türk okçularını görüp kuÅŸatıldığını çok geç zamanda anlayan Diyojen geri çekilme buyruÄŸu verme ikilemindeydi. Tam da bu ikilemdeyken geri çekilen Türk süvarilerinin yönlerini tam Bizans ordusu üzerine geçip hücuma kalkmaları ve geri çekilme yollarının da Türkler tarafından kapatıldığını gören Diyojen paniÄŸe kapılarak ‘Çekil’ buyruÄŸu verdi. Ancak ordusu çevrelerindeki Türk hatlarını yarıncaya kadar yetiÅŸen Türk ordusunun ana kuvvetleri Bizans ordusunda tam bir panik baÅŸlattı. Kaçmaya kalkan generalleri görüp daha da paniÄŸe kapılan Bizans askerleri en büyük savunma güçleri olan zırhlarını da atıp kaçmaya çalıştı. Bu sefer de ustaca kılıç kullanan Türk kuvvetleriyle eÅŸit duruma düşüp büyük çoÄŸunluÄŸu yok oldu.

Türk Soyundan gelen Uzlar, Peçenekler ve Kıpçaklar; AfÅŸin Bey, Artuk Bey, KutalmışoÄŸlu Süleyman Åžah gibi Selçuklu komutanları tarafından verilen Türkçe emirlerden etkilenen bu süvari birlikleri de soydaÅŸlarının yanına katılınca Bizans ordusu süvari gücünün önemli bir kısmını kaybetti. Sivas’ta soydaÅŸlarına yaptıklarının acısını çıkartmak isteyen Ermeni askerleri her ÅŸeylerini bırakıp savaÅŸ alanından kaçınca Bizans ordusu için durumun vahameti arttı.

Ordusunu komuta etme olanağının kalmadığını gören Romen Diyojen yakın birlikleriyle kaçmaya kalktıysa da artık bunun imkânsız olduğunu gördü. Sonuçta tam bir bozgun havasına giren Bizans ordusunun büyük bölümü akşam hava kararıncaya kadar yok edildi. Kaçamayıp sağ kalanlar teslim oldular. İmparator omzundan yaralı olarak ele geçirildi.

Tüm dünya tarihi için büyük bir dönüm noktası niteliÄŸinde olan bu savaÅŸ zafer kazanan komutan Alp Arslan’ın yenik Ä°mparator IV. Romen Diyojen’le antlaÅŸma yapmasıyla son buldu. Ä°mparatoru bağışlayan ve ona iyi davranan Sultan antlaÅŸmaya göre Ä°mparatoru serbest bıraktı. AntlaÅŸmaya göre imparator kendi fidyesi için 1.500.000 denarius, vergi olarak da her yıl 360.000 denarius ödeyecek; ayrıca Antakya, Urfa, Ahlat ve Malazgirt‘i de Selçukluya bırakacaktı. Tokat’a kadar kendisine verilen Türk birliÄŸi eÅŸliÄŸinde Konstantinopolis’e doÄŸru yola çıkan imparator Tokat’ta toplayabildiÄŸi 200.000 kadar denariusu kendisiyle birlikte gelen Türk birliÄŸine verip Sultan’a doÄŸru yola çıkardı. Tahta kendi yerine VII. Mikhail Dukas’ın çıktığını öğrendi.

Romen Diyojen ise geri dönmekte iken Anadolu’ya dağılmış ordunun kalanlarından derme çatma bir ordu düzenlemiÅŸ ve kendisini tahttan indirenlerin ordularına karşı iki çatışma yapmıştır. Her iki muharebede yenilerek Kilikya’da bir küçük bir kaleye çekildi. Orada teslim oldu; keÅŸiÅŸ yapıldı; katır üzerinde Anadolu’dan geçirildi; gözlerine mil çekildi; Proti (Kinalıada)’daki manastıra kapatıldı ve orada birkaç gün içinde yaraları ve enfeksiyon nedeni ile öldü.

MALAZGİRT ZAFERİ SONUÇ

VII. Mikhail Dukas, Romanos Diyojen’in imzaladığı antlaÅŸmanın geçersiz olduÄŸunu ilan etti. Bunu haber alan Alparslan da ordusuna ve Türk Beylerine Anadolu’nun fethi emrini verdi. Bu emir doÄŸrultusunda Türkler Anadolu’yu fethe baÅŸladılar. Bu saldırılar, sonu Haçlı Seferleri ve Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu’na varacak bir tarihi süreci baÅŸlamıştır.

Bu savaÅŸ, Anadolu’nun Türklerin tam olarak eline geçmesi için, savaşçı olan Türklerin, eski Cihad Akınlarını tekrar baÅŸlatacağını gösteriyordu. Abbasiler döneminde biten bu akınlar, Avrupayı İslam tehdidinden kurtarmıştı. Ancak Anadolu’yu ele geçiren ve Hristiyan Avrupa ile Müslüman OrtadoÄŸu arasında tampon bölge oluÅŸturan Bizans devletinin çok büyük bir güç ve toprak kaybına neden olan Türkler, aradaki bu bölgeyi ele geçirerek Avrupa’ya baÅŸlayacak yeni akınların habercisi oluyordu. Ayrıca Ä°slam dünyasında büyük bir birlik saÄŸlamış olan Türkler bu birlikteliÄŸi Hristiyan Avrupa’ya karşı kullanacaktı. Bütün Ä°slam dünyasının Türklerin önderliÄŸinde Avrupa’ya akın baÅŸlatmalarını önceden gören Papa, önlem olarak Haçlı Seferlerini baÅŸlatacak ve bu da kısmi olarak iÅŸe yarayacaktı. Ancak yine de Türklerin Avrupa’ya yaptığı akınları durduramayacaktı. Malazgirt savaşı, Türklere Anadolu’nun kapılarını açan ilk savaÅŸ olarak kayıtlara geçti.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Dünya tarihine yön veren zafer: Malazgirt

HIZLI YORUM YAP