22 Kasım 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.

1xbetbetpasmariobet
a
en iyi rulet siteleri

Marmara Denizi’nde tehlike çanları çalıyor

Uzmanlar, Marmara Denizi'nin dibindeki oksijensiz tabakanın giderek yüzeye doğru dayandığı, artan kirliliğin önlenememesinin Marmara Denizi için bir felaket olacağı uyarısında bulundu. Öte yandan kirliliğin boyutu Karadeniz'in en az 2 katı olarak açıklandı.

Orta DoÄŸu Teknik Ãœniversitesi (ODTÃœ) Deniz Bilimleri Enstitüsü’nün verilerine göre Marmara Denizi’nde, Karadeniz suyunun bulunduÄŸu ilk 30 metrelik tabakada oksijen deÄŸeri litrede 8-9 miligram olarak ölçülürken, 30 metreden itibaren baÅŸlayan Akdeniz suyunda 1 ila 2 miligrama, denizin tabanından itibaren 300 metreye kadarki tabakada ise 1 miligramın altına düşüyor.

ODTÃœ’nün Çevre Åžehircilik ve Ä°klim DeÄŸiÅŸikliÄŸi Bakanlığı ile yürüttüğü Marmara Denizi BütünleÅŸik Modelleme Sistemi (MARMOD) Projesinin DoÄŸu Marmara’daki Çınarcık Çukuru’nun derin suları için derlediÄŸi uzun yıllar verilerine göre, 1980’lerde litrede 2 miligramın üstünde seyreden oksijen deÄŸerleri, bugün litrede 0,5 miligramın altına inmiÅŸ durumda.

Marmara Denizi'nde tehlike çanları çalıyor: Kirlilik Karadeniz'in en az 2 katı - 1

ODTÃœ’nün Çevre Åžehircilik ve Ä°klim DeÄŸiÅŸikliÄŸi Bakanlığı ile yürüttüğü Marmara Denizi BütünleÅŸik Modelleme Sistemi (MARMOD) Projesinin DoÄŸu Marmara’daki Çınarcık Çukuru’nun derin suları için derlediÄŸi uzun yıllar verilerine göre, 1980’lerde litrede 2 miligramın üstünde seyreden oksijen deÄŸerleri, bugün litrede 0,5 miligramın altına inmiÅŸ durumda.

ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Yücel, oksijenin belli bir sıcaklık ve tuzluluk düzeyinde daha az miktarda çözündüğünü, özellikle dip sulardaki oksijenin, son 30-35 yılda eşik değerlerin altına indiğini söyledi.

Yücel, “Son durumda DoÄŸu Marmara’da dip suları neredeyse oksijensiz. Son yıllarda oksijensizleÅŸme giderek yüzeye doÄŸru dayanmış durumda ve oksijen seviyesi 25-30 metreden sonra litrede 2 miligramın altında.” dedi.

Deniz suyundaki oksijen değerinin litrede 2 miligramın altına düşmesinin, ticari balık türlerinin çoğunun bu suda yaşayamayacağı ve kaçacağı anlamına geldiğini vurgulayan Yücel, oksijene sadece balıkların değil, solunum yapan, besin zincirinde önemli yeri olan zooplanktonların da ihtiyacı olduğunu ve bunların yaşam alanlarının küçüldüğünü kaydetti.

Marmara Denizi'nde tehlike çanları çalıyor: Kirlilik Karadeniz'in en az 2 katı - 2

Marmara’ya ait canlıların veya burayı göç yolu olarak kullanan türlerin habitat alanlarının da çok daraldığı tespitini paylaÅŸan Yücel, ÅŸu deÄŸerlendirmelerde bulundu:

“Oksijen azlığının sebebi her ÅŸeyden önce kirlilik. Zararlı alg patlamaları ile kirlilik iç içe geçiyor ve oksijen azlığı da daha fazla kirlilik oluÅŸturuyor. Bu yolun sonu; kötü kokan, yüzerken kolunuzu bile göremeyeceÄŸiniz, renk deÄŸiÅŸimlerinin olduÄŸu, enfeksiyona yol açabilecek müsilaj tabakaları gibi çürümeye baÅŸlamış organik tabakalar olabilir. DeÄŸiÅŸim hala sürüyor ve bu deÄŸiÅŸimin sonu maalesef saydığımız ÅŸeyler. KirliliÄŸin boyutu Karadeniz’in en az 2 katı. Sistem sürekli bunu içinde biriktiriyor, bu birikim içeride dönüyor ve yeni alg patlamalarını destekliyor.”

Oksijen azalmasının hidrojen sülfür oluÅŸumuna neden olacağına dikkati çeken Yücel, “Hidrojen sülfür her ÅŸeyden önce ölüm anlamına geliyor. Bu, artık denizin bozulmasının son noktası. Kötü koku, balık çiftlileri gibi denizdeki ekonomik aktivitelerin zarar görmesi, denizden elde ettiÄŸimiz birçok servisin kaybı anlamına gelir. Turizmden akuakültüre kadar her ÅŸey etkilenir, biter.” ifadelerini kullandı.

Marmara Denizi'nde tehlike çanları çalıyor: Kirlilik Karadeniz'in en az 2 katı - 3

“Ä°KLÄ°M DEĞİŞİKLİĞİ BASKISI ÇOK ŞİDDETLÄ° HÄ°SSEDÄ°LMEKTEDÄ°R”

ODTÃœ Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Barış SalihoÄŸlu, Marmara Denizi’nin fiziksel ve ekolojik olarak birbirinden çok farklı olan Akdeniz ve Karadeniz sularının geçiÅŸ noktası olması ile sosyoekonomik açıdan çok önemli olduÄŸunu belirtti.

Konumu ve yapısı itibariyle hassas olarak nitelendirdiÄŸi Marmara Denizi’nde tarih boyunca çok fazla insan baskısı yaÅŸandığını, bu baskıların da giderek arttığını bildiren SalihoÄŸlu, “En yüksek olanlar, kirlilik ve balıkçılık baskısı. Ä°klim deÄŸiÅŸikliÄŸi baskısı da çok yoÄŸun, bu zaten global bir baskı ve Marmara’da da çok ÅŸiddetli hissedilmekte.” diye konuÅŸtu.

Marmara Denizi’nde Karadeniz’in etkilerinin çok fazla görüldüğünü dile getiren SalihoÄŸlu, Tuna Nehri’nden gelen kirliliÄŸin kontrol altına alınmasıyla bu baskının azaldığını, buna karşılık denizi çevreleyen ÅŸehirlerin baskısının çok arttığını aktardı.

Salihoğlu, şöyle devam etti:

“Bunun sonucunda da Marmara hasta bir denize dönüşmüş. 25 metrenin altında, oksijen, canlı yaÅŸamına el vermiyor. Åžu anda neredeyse anoksik olmuÅŸ. Bu da denizde yaz koÅŸullarının çok kötü geçeceÄŸine iÅŸaret ediyor. Oksijen, 28 metredeki bir tabakada sıfırlanmış, yukarıdaki oksijenli tabakanın hemen altında belli ki ciddi bir organik birikim var ve bu çürüyerek oksijeni sıfırlamış. Derinlerde oksijen biraz artarak hipoksik seviyelere tekrar çıkıyor. KirliliÄŸi bugün yarıya indirsek, Akdeniz’den gelen ve Marmara’yı besleyen suyun, oksijen seviyelerini 5-6 yıl içinde bizim hedeflediÄŸimiz, en azından o hipoksik seviyenin üzerine çıkaracağını görüyoruz. Akdeniz’den gelen su kısılırsa ya da kirliliÄŸi artarsa Marmara için bir felaket olur. Giderek hızla Karadeniz’e döner.”

YaÅŸanabilecek en kötü senaryonun gerçekleÅŸmemesi için tüm arıtma sistemlerinin bir an önce ileri arıtmaya geçmesi ve denize akan 11 nehrin temizlenmesi gerektiÄŸinin altını çizen SalihoÄŸlu, “Marmara’ya akan nehirler çok kirli, Susurluk Havzası’ndan çok ciddi bir kirlilik girdisi var. Bunlar artarsa artık Marmara ölü bir denize dönebilir. Åžu anda kötü durumda, çok daha kötü bir noktaya geçmeyiz diye umuyorum.” ifadelerini kullandı.

Kirliliğe karşı önlem alınmaması halinde müsilaj, denizanası sayısında artış ve toksik gazlar çıkaran zararlı alg patlamaları gibi olayların daha fazla yaşanacağı uyarısında bulunan Salihoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

“Denizlerin bize saÄŸladığı 2 tür servis var. Birisi doÄŸrudan paraya dönüşen, denizden gıda elde etmek. DiÄŸeri de doÄŸrudan markette yeri olmayan ancak çok ciddi bir ekonomik sosyal karşılığı olan oksijen ve saÄŸlık. Bu servisleri kaybediyoruz artık. Denizlerin absorbe ettiÄŸi karbondioksit düşüyor, ürettiÄŸi oksijen azalıyor. Belki rahatsız edici zehirli gazlar üretmeye baÅŸlayacak.”

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Aydın Söke’de orman ve makilik alanda yangın

HIZLI YORUM YAP