23 Kasım 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.

1xbetbetpasmariobet
a
en iyi rulet siteleri

Merkez Bankası 90 yaşında

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), bugün 90'ıncı kuruluş yıl dönümünü kutluyor.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB), internet sitesinden derlenen bilgiye göre, Birinci Dünya Savaşı sonrasında, dünyada ortaya çıkan emisyon sağlayacak merkez bankalarının oluşturularak ülkelerin kendi para politikalarını bağımsız olarak belirlemeleri yönündeki eğilimin etkisi ve Kurtuluş Savaşı ile kazanılan siyasi bağımsızlığı ekonomik bağımsızlıkla güçlendirmek amacıyla bir merkez bankası kurulması yönündeki tartışmalar ve çalışmalar hız kazandı.

Bu konunun ilk kez ele alındığı 1923 Ä°zmir Ä°ktisat Kongresi’nde, özellikle “milli devlet bankası” kurulması fikri üzerinde duruldu. 1927’de Maliye Bakanı Abdülhalik Renda’nın merkez bankası kurulması hakkında sunduÄŸu kanun taslağı kabul edildi. Ayrıca, Merkez Bankasının kuruluÅŸ aÅŸamasında yardımcı olması için diÄŸer ülkelerin merkez bankalarından da görüş istendi.

1928 yılında Türkiye’ye davet edilen Hollanda Merkez Bankası Ä°dare Meclisi Ãœyesi Dr. G. Vissering, hazırladığı raporda hükümete baÄŸlı olmayan ve bağımsız bir merkez bankasının gerekliliÄŸine dikkati çekti. Bir yıl sonra Ä°talyan Uzman Kont Volpi, Türk parasının istikrarının saÄŸlanması için bir merkez bankası kurulmasının ÅŸart olduÄŸunu belirtti.

Söz konusu geliÅŸmelerin ardından hükümet merkez bankası kurulmasına iliÅŸkin gerekli yasal çerçevenin hazırlanması için harekete geçti. Lozan Ãœniversitesi’nden Prof. Leon Morf’un katkılarıyla Merkez Bankası yasa tasarısı hazırlandı. Tasarı, Türkiye Büyük Millet Meclisince 11 Haziran 1930’da kabul edildi. 1715 sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu adı ile 30 Haziran 1930’da Resmi Gazete’de yayımlandı.

Farklı kurum ve kuruluÅŸlar tarafından yürütülen iÅŸlevlerin tek elde toplanmasının ardından 3 Ekim 1931’de faaliyetlerine baÅŸlayan Merkez Bankası, bugün itibarıyla 90’ıncı kuruluÅŸ yıl dönümünü kutluyor.

Banka, diÄŸer kamu kurumlarından tamamen ayrı ve bağımsız statüsünün bir göstergesi olarak, anonim ÅŸirket biçiminde hukuki varlığını kazandı. Bankanın hisseleri; A, B, C ve D olmak üzere toplam 4 sınıfa ayrıldı. A sınıfı hisseler Hazine’ye, B sınıfı hisseler milli bankalara, C sınıfı hisseler yabancı bankalar ile imtiyazlı ÅŸirketlere ve D sınıfı hisseler Türk ticaret kuruluÅŸlarıyla Türk uyruklu gerçek ve tüzel kiÅŸilere ayrıldı.

Banknot matbaası kuruldu

Ä°kinci Dünya Savaşı’nın olumsuz etkilerinin hissedildiÄŸi 1940’lı yıllarda bütün dünyada olduÄŸu gibi Türkiye’de de Merkez Bankası, kamu kesiminin finansman açığını kapatmaya yönelik uygulamalarda bulundu.

1950’li yıllarda, büyüme ve hızlı kalkınmanın finansmanı Merkez Bankası kaynaklarından saÄŸlandı. Hazine’ye kısa vadeli avans imkanı verilerek banka kaynakları kamunun kullanımına açıldı. Bu dönemde Merkez Bankası için gerçekleÅŸmiÅŸ olan önemli bir geliÅŸme de 1955 yılında banknot matbaasının kurulması ve 1957 yılından itibaren banknotların ülkede basılmaya baÅŸlanması oldu.

Planlı ekonomiye geçiÅŸin yaÅŸandığı 1960’lı yıllarda Merkez Bankası, ekonomik koÅŸullara ve sanayinin geliÅŸimine paralel olarak, geniÅŸlemeci para politikaları izledi ve kamuya kaynak saÄŸlamaya devam etti. Bu dönemde ayrıca, kambiyo kontrolüne iliÅŸkin uygulamaların büyük çoÄŸunluÄŸu Merkez Bankasına devredildi.

1211 sayılı kanun

Dünya genelinde Ä°kinci Dünya Savaşı’ndan sonra ortaya çıkan deÄŸiÅŸikliklere uyum saÄŸlamak ve Merkez Bankasının etkinliÄŸini artırmak amacıyla 14 Ocak 1970’de 1211 sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu kabul edildi. Böylelikle tarihinde yeni bir dönem baÅŸlayan Merkez Bankası, kısmen de olsa, dönemin ekonomik ve merkez bankacılığı alanındaki yeniliklerini yansıtan bir yapıya kavuÅŸtu.

Söz konusu kanun bankanın yasal statüsü, organizasyon yapısı, yetki ve görevlerinde önemli değişiklikler getirdi.

Anonim ÅŸirket statüsü korunan Merkez Bankasının sermayesi, 15 milyon liradan 25 milyon liraya yükseltildi. Hazine’nin sahip olduÄŸu sermaye payının yüzde 51’den az olamayacağı da kanunda yer aldı.

1211 sayılı kanunun getirdiÄŸi bir diÄŸer yenilik de “guvernörlük” adı verilen baÅŸkanlık makamı oldu. Dış temsil ve iliÅŸkilerde denklik, protokolde eÅŸitlik saÄŸlanması amacıyla kurulan baÅŸkanlık makamına ilk olarak Naim Talu getirildi.

Guvernörlük makamının yanında, baÅŸkan ve baÅŸkan yardımcılarından meydana gelen “yönetim komitesi” adı altında yeni bir karar alma organı oluÅŸturuldu. Bankanın en üst karar alma organı statüsündeki 8 üyeli Ä°dare Meclisi ise 6 üyeli Banka Meclisi’ne dönüştürüldü.

Ä°lgili kanun, Merkez Bankasına ait görev ve yetkilerin artırılması açısından da önemli yenilikler içerdi. Hazineye verilebilecek kısa vadeli avans miktarının üst sınırı, ilgili yıla ait bütçe ödeneklerinin yüzde 15’i oranında yükseltildi.

1980 sonrası dönem

1980’lerde yaÅŸanan ekonomik geliÅŸmeler, hem Türkiye hem de Merkez Bankası açısından bir dönüm noktası niteliÄŸinde oldu. 24 Ocak 1980’de açıklanan kararlar ile Türkiye ekonomisinde yapısal bir dönüşüm baÅŸlatıldı.

Başlatılan finansal serbestleşme süreci ile para ve kur politikalarının Merkez Bankası tarafından piyasa ekonomisi ile uyumlu bir şekilde yürütülmesi için gerekli altyapının sağlanması yönünde önemli adımlar atıldı. Para politikası kapsamında, mevduat ve kredi faizlerinin piyasa koşullarında belirlenmesi hükme bağlandı.

Türk parası, yabancı paralar karşısında devalüe edilerek sabit kur rejimi ortadan kalktı. 1983 yılında Merkez Bankası, altın ve döviz rezervlerini etkin bir biçimde yönetmek konusunda yetkili hale getirildi. 1987’de açık piyasa iÅŸlemleri yapmaya baÅŸlayan Banka, modern anlamda para ve döviz piyasalarının kurulmasına da öncülük etti.

1989’da Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı karar ile ekonomik birimlerin döviz ile iÅŸlem yapmalarına izin verildi ve Türk parasının konvertibl ilan edilerek görece daha esnek bir döviz kuru rejimine geçildi.

1990’da Banka, ilk defa kamuoyuna duyurduÄŸu para programı ile döviz kurları ve faiz oranlarındaki istikrarı bozmadan piyasanın likidite ihtiyacını karşılamayı hedefledi.

21 Nisan 1994’te Hazine’nin Merkez Bankası kaynaklarını kullanımına sınır getirildi. Bunun yanında, 1997 yılında imzalanan bir protokol ile 1998 yılından itibaren Hazine’nin Merkez Bankasından kısa vadeli avans kullanamayacağı karara baÄŸlandı.

Banka, araç bağımsızlığına kavuştu

Merkez Bankasının 1995-1999’da izlediÄŸi politika, finansal piyasalarda istikrarı saÄŸlamaya yönelikti. Enflasyonun kontrol altına alınamaması nedeniyle 2000 yılında döviz kuruna dayalı yeni bir istikrar programı yürürlüğe kondu. Ancak 2000 yılı sonlarına doÄŸru ekonomide artış gösteren güven kaybı ve 2001’de ortaya çıkan kriz, programın sonlandırılmasına neden oldu. Bunun doÄŸal sonucu olarak, 22 Åžubat 2001’de döviz kurları dalgalanmaya bırakıldı.

Kriz sonrasında 25 Nisan 2001’de ekonomide yaÅŸanan yapısal dönüşüm sonrası Merkez Bankası Kanunu’nda önemli deÄŸiÅŸiklikler yapıldı.

Fiyat istikrarını sağlamak, Merkez Bankasının temel amacı olarak açık bir şekilde tanımlandı. Bu çerçevede, Merkez Bankasının para politikası konusundaki uygulamaları ve kullanacağı araçları doğrudan kendisinin belirleyeceği hükme bağlandı. Böylelikle Banka, araç bağımsızlığına kavuştu.

Banka’nın fiyat istikrarını saÄŸlama amacı ile çeliÅŸmemek kaydıyla, hükümetin büyüme ve istihdam politikalarını destekleyeceÄŸi hükme baÄŸlandı.

Finansal istikrarı saÄŸlamak, Banka’nın destekleyici amacı olarak tanımlandı. Merkez Bankasının Hazine ile diÄŸer kamu kurum ve kuruluÅŸlara avans vermesi, kredi açması ve bu kuruluÅŸların ihraç ettiÄŸi borçlanma araçlarını birincil piyasadan satın alması yasaklandı. Bu sayede bankanın kamusal finansman ihtiyacı için bir kaynak olması engellendi.

Para politikası stratejilerinin ve karar alma mekanizmalarının kurumsallaşması amacıyla Para Politikası Kurulu (PPK) oluşturuldu.

Paradan 6 sıfır atıldı

2002 yılına gelindiÄŸinde, modern bir para politikası stratejisi olan enflasyon hedeflemesi rejimi uygulamasına geçildi. Örtük enflasyon hedeflemesinin uygulandığı 2002-2005’te, rejimin gerekli ön koÅŸullarının karşılanmasına çalışıldı. Merkez Bankasının teknik ve kurumsal altyapısı güçlendirildi, tahmin modelleri geliÅŸtirildi ve veri seti geniÅŸletildi. Bu süreçte AraÅŸtırma Genel Müdürlüğü, AraÅŸtırma ve Para Politikası Genel Müdürlüğü ÅŸeklinde yeniden yapılandırıldı ve iletiÅŸim politikalarının etkinliÄŸini saÄŸlamak amacıyla Ä°letiÅŸim Genel Müdürlüğü kuruldu.

2005 yılından itibaren politika kararları ile ilgili öngörülebilirliğin artırılması amacıyla bir yıllık PPK toplantı tarihleri, bir takvim çerçevesinde önceden açıklandı. Tüm bu süreç sonunda 2006 yılında açık enflasyon hedeflemesi rejimi uygulanmaya başlandı.

1 Ocak 2005’te Türk lirasından 6 sıfır atıldı, Yeni Türk Lirası ve yeni kuruÅŸlar tedavüle çıkarıldı. 1 Ocak 2009’da paradan “yeni” ifadesi kaldırıldı. Türk lirası, banknot ve kuruÅŸlar yenilenen tasarım ve boyutlarla dolaşıma çıkarıldı.

Halihazırda bankanın sermayesi 25 bin TL olup 250 bin adet hisseye ayrıldı. 2019 sonu itibarıyla Merkez Bankası sermayesinin yüzde 55,12’si (A) sınıfı, yüzde 25,74’ü (B) sınıfı, yüzde 0,02’si (C) sınıfı, yüzde 19,12’si ise (D) sınıfı hisselerden oluÅŸuyor.

Merkez Bankasının 2020 sonu itibarıyla 3 bin 499 çalışanı bulunuyor.

Kuruluştan bugüne başkanlar

Kuruluşundan bugüne 25 kişi, TCMB Başkanı olarak görev yaptı.

Ä°lk baÅŸkan olan Selahattin Çam 1931-1938’de bu görevi yürüttü. Çam’ın ardından Kemal Zaim Sunel (1938-1949), Mehmet Sadi Bekter (1949-1950), Osman Nuri Göver (1951-1953), Mustafa Nail Gidel (1953-1960), Memduh Aytür (1960), Ä°brahim Münir Mostar (1960-1962), Ziyaettin Kayla (1963-1966) Naim Talu (1967-1971), Memduh GüpgüpoÄŸlu (1972-1975), Cafer Tayyar Sadıklar (1976-1978), Hakkı AydınoÄŸlu (1979-1981), Osman Şıklar (1981-1984), Yavuz Canevi (1984-1986), Rüşdü SaracoÄŸlu (1987-1993), Bülent Gültekin (1993-1994), Yaman Törüner (1994-1995), Gazi Erçel (1996-2001), Süreyya Serdengeçti (2001-2006), DurmuÅŸ Yılmaz (2006-2011), Erdem Başçı (2011-2016), Murat Çetinkaya (2016-2019), Murat Uysal (2019-2020) ve Naci AÄŸbal (Kasım 2020-Mart 2021) baÅŸkan olarak görev yaptı.

Mart 2021’de baÅŸkanlık görevine getirilen Prof. Dr. Åžahap KavcıoÄŸlu, halihazırda görevini sürdürüyor.

AA

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Kripto para borsasında 6 bin müşteriden para çalındı

HIZLI YORUM YAP