20 Nisan 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.

1xbetbetpasmariobet
a
en iyi rulet siteleri

Milli Savunma Bakanlığından ABD ve Fransa’ya tepki

Milli Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada, ABD ve Fransa'nın Barış Pınarı Harekatı'nı bahane ederek aldıkları kararlara tepki gösterildi.

Milli Savunma Bakanlığınca, Sözde Ermeni soykırımını kabul eden ABD Temsilciler Meclisi ile PKK/YPG’yi “müttefik” olarak tanımlayan Fransa Ulusal Meclisi kınandı.

Bakanlıktan yapılan açıklamada, Fırat’ın doÄŸusundan Türkiye’ye yönelik ciddi DEAÅž ve PKK/PYD-YPG tehdidinin mevcut olduÄŸu belirtildi.

Bu tehdidin ortadan kaldırılması konusundaki görüÅŸlerin, amaçların ve kararlılıkların, kamuoyuyla uzun zamandır paylaşıldığının hatırlatıldığı açıklamada, ÅŸunlar kaydedildi:

“Yaklaşık 70 yıllık NATO üyesi bir ülke olarak Türkiye’nin önceliÄŸi, bu terör tehdidini müttefikleri ile hareket ederek ortadan kaldırmak olmuÅŸtur. Bu amaçla uzun görüÅŸmeler gerçekleÅŸtirilmiÅŸ, ortak birtakım çalışmalar yapılmıştır. Ancak birçok konuda anlaÅŸma saÄŸlanmasına raÄŸmen nihai noktada mutabakat saÄŸlanamamış ve maalesef Türkiye, terörle mücadelede yalnız bırakılmıştır. Bunun üzerine bölgenin ve hudutlarımızın güvenliÄŸinin saÄŸlanması, oluÅŸturulacak güvenli bölge/barış koridoru ile Suriyeli kardeÅŸlerimizin evlerine, topraklarına güvenle ve gönüllü olarak dönmelerinin temini maksadıyla 9 Ekim 2019’da Barış Pınarı Harekatı baÅŸlatılmıştır.

Barış Pınarı Harekatı, ülkemizin uluslararası hukuktan kaynaklanan hakları, BMGK’nın terörle mücadeleye yönelik kararları ile BM sözleÅŸmesinin 51’inci maddesinde yer alan ‘meÅŸru müdafaa hakkı’ çerçevesinde yapılmıştır. Bu harekatla sadece ülkemizin ve milletimizin güvenliÄŸi deÄŸil, aynı zamanda bölgede yaÅŸayan Kürtler, Araplar, Asuriler, Hristiyanlar, Aramiler, Yezidiler ve Keldaniler gibi diÄŸer dini ve etnik grupların da güvenliÄŸinin saÄŸlanması hedeflenmiÅŸtir.”

Açıklamada, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarında olduÄŸu gibi Barış Pınarı Harekatı’nda planlama ve icrasında sadece teröristler ile bunlara ait barınak, sığınak, mevzi, silah, araç ve gereçler hedef alındığı ve sivil/masum kiÅŸilerin ve harekat bölgesindeki tarihi, kültürel, dini yapılar, altyapı tesisleriyle bölgede bulunması muhtemel dost/müttefik ülke unsurlarının ve çevrenin zarar görmemesi için hiçbir ülkenin göstermediÄŸi derecede dikkat ve hassasiyet gösterildiÄŸi vurgulandı.

Açıklamada, ÅŸu ifadeler yer aldı:

“Sayın CumhurbaÅŸkanımızın BirleÅŸmiÅŸ Milletler Genel Kurulu’nda tüm dünyaya ilan ettiÄŸi gibi güvenli bölge/barış koridoru Suriye halkının kendi evlerine dönüÅŸü konusunda en makul, en mantıklı ve en insani yoldur. Türkiye tüm komÅŸularının toprak bütünlüÄŸüne saygılıdır. Ancak sınırlarında bir terör koridoru oluÅŸturulmasına da asla izin vermeyecektir. DEAÅž, Müslümanların PKK/PYD-YPG de Kürt kardeÅŸlerimizin temsilcisi deÄŸildir, olamaz. Fırat Kalkanı Harekatı ile 3 binden fazla radikal DEAÅž’lı teröristi, buna ilave olarak Irak’ın kuzeyinde 700 DEAÅž’lıyı etkisiz hale getiren kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri, DEAÅž terör örgütü ile göÄŸüs göÄŸse mücadele eden tek koalisyon ve NATO ülkesi ordusudur. Bunun yanında DEAÅž Karşıtı Uluslararası Koalisyona hava sahasının açılması, üslerin kullanılması ve lojistik her türlü destek verilmiÅŸtir.”

Suriye’deki terörle mücadele operasyonlarının hedefinin baÅŸta DEAÅž olmak üzere PKK/YPG terör örgütleri olduÄŸu kaydedilen açıklamada, PKK/YPG’nin hapishanelerden serbest bıraktıkları da dahil tüm DEAÅž’lı teröristlerin yakalandığı ve adalete teslim edildiÄŸine deÄŸinildi.

“TSK Suriyeli kardeÅŸlerinin yanında, terör örgütlerinin karşısında”

DEAÅž mensubu yabancı teröristlerin ülkelerine gönderilmesi için söz konusu ülkelerden iÅŸ birliÄŸinin beklendiÄŸi vurgulanan açıklamada, “DEAÅž’lı yabancı teröristlerin vatandaÅŸlıklarını sonlandırarak kurtulmaya çalışmak terörle mücadele yöntemi olamaz. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekâtları ile bölge halkını zalim, cani terör örgütlerinin zulmünden kurtaran ve gücünü asil milletimizin sevgisi, güveni ve duasından alan kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri, Fırat’ın doÄŸusunda da Suriyeli kardeÅŸlerinin yanında, terör örgütlerinin karşısındadır.” ifadelerine yer verildi.

Buna raÄŸmen Barış Pınarı Harekatı’nın baÅŸlangıcından beri Türkiye’nin yalan ve taraflı haberlere dayalı çok ciddi bir dezenformasyon kampanyasına maruz kaldığını, kimyasal silah kullanıldığına dair asılsız ve yalan haberler ortaya atıldığına iÅŸaret edilen açıklamada, ÅŸu deÄŸerlendirmede bulunuldu:

“Türk Silahlı Kuvvetlerinin envanterinde ne kimyasal silahların atma vasıtaları ne de mühimmatı vardır. Kimyasal silah kullanmak gibi bir durum asla söz konusu deÄŸildir. TSK’da bu konuda bir konsept, doktrin, eÄŸitim de yoktur. Her ÅŸeyden önce masum insanları gözetmeksizin toplu katliama neden olan kimyasal silah kullanma caniliÄŸinin, ÅŸanlı tarihimizde de ahlaki deÄŸerlerimizde de yeri yoktur. Etnik ve dini kökene göre ayrımcılık da Türkiye’nin tarihinde ve kültüründe görülmemiÅŸtir. Türkiye Cumhuriyeti’nin tek hedefi teröristlerdir. Ä°ÅŸgal, etnik temizlik, ilhak, insani krize neden olma gibi saçma iddialar kesinlikle gerçek deÄŸildir ve kabul edilemez. Bu tür iddialar TSK’nin kahramanlığı karşısında aciz kalanların iftira ve yalanlarıdır. Tüm operasyonlarımızda olduÄŸu gibi bu harekatımız da millî, manevi, mesleki deÄŸerlerimize uygun icra edilmiÅŸtir. Türkiye, Astana sürecinin garantörü olarak Suriye sorununa siyasi çözüm getirmeyi hedefleyen Cenevre sürecini desteklemektedir. 

Suriye’de anayasanın yapılması, Suriye içindeki ve dışındaki tüm Suriyelilerin katılacağı serbest seçimlerin yapılması ve meÅŸru bir hükümetin kurulmasından sonra Türkiye de diÄŸer ülkeler ile birlikte gereÄŸini yapacaktır. Tüm bu gerçeklere raÄŸmen ABD’nin Barış Pınarı Harekatı’nı bahane ederek Ermeni soykırımı yasa tasarısını gündeme getirmesi ile ülkemize ve yöneticilere yönelik yaptırım kararı alması, hem 17 Ekim 2019 tarihinde imzalanan mutabakata hem de stratejik ortaklık ve NATO müttefikliÄŸi ruhuna aykırıdır. 100 yıl önce Ermeni soykırımı olup olmadığını merak eden ABD, bahse konu olaylarla ilgili gerçekleri, tarihi olguları çarpıtarak yansıtan sözde kaynaklarda deÄŸil, ABD’li General James G. Harbord’un baÅŸkanlığındaki ABD askeri heyetinin bizzat yerinde yaptığı araÅŸtırmalarla hazırladığı raporlarda ve Amerikan Ulusal ArÅŸivleri’nde (NARA) yer alan belgelerde aramalıdır.

“Bu vahim karardan döndürmek için gerekli tepkinin verileceÄŸine inanıyoruz”

Özgür ve bağımsız düÅŸündüÄŸüne inandıkları Amerikalıların, kongredeki temsilcilerini bu vahim karardan döndürmek için gerekli tepkiyi vereceÄŸine inandıkları ifade edilen açıklamada, ÅŸunlar kaydedildi:

“ABD’li dostlarımızın stratejik ortaklık iliÅŸkilerimizi son derece olumsuz ÅŸekilde etkileyecek böylesi bir tarihi hatadan bir an önce dönmesini umuyoruz. Aynı ÅŸekilde Fransa Ulusal Meclisi’nin de Barış Pınarı Harekatı’nı hedef alan kararı, baÅŸta Fransız halkı olmak üzere dünya kamuoyundan gerçekleri saklama ve çarpıtma gayretinden baÅŸka bir ÅŸey deÄŸildir. Fransa tarafından ‘müttefiklerimiz’ olarak ifade edilenler Kürt kardeÅŸlerimiz deÄŸil, bölgede yaÅŸayan baÅŸta 400 bini Kürt, milyonlarca Suriyeli sivili yerinden eden, yerel halka her türlü baskı ve zulmü yapan, istikrarsızlık ve kaosun baÅŸ kaynağı eli kanlı PKK/YPG terör örgütüdür. Tarihi gerçekleri dikkate almadan sözde Ermeni Soykırımı’nı kabul eden ABD Temsilciler Meclisi’ni ve terör örgütü PKK/YPG’yi ‘müttefik’ olarak tanımlayarak destek açıklamalarında bulunan Fransa Ulusal Meclisi’ni kınıyor, aklıselime davet ediyor, bu tarihi ve vahim hatalardan bir an önce dönmelerini umuyoruz.

Dünyanın pek çok bölgesinde görev alarak barış ve huzura katkı saÄŸlayan, 2024 yılına kadar savunma harcamalarının Gayri Safi Milli Hasıla’ya oranının yüzde 2’ye ulaÅŸmasını hedefleyen Türkiye NATO’ya karşı sorumluluklarının tamamını yerine getirmektedir. NATO’nun ruhuna ve misyonuna uygun hareket eden Türkiye’nin, müttefiklerinden de benzeri bir yaklaşım beklemesi en doÄŸal hakkıdır. Åžu asla unutulmamalıdır ki, 70 yıldır NATO üyesi olan Türkiye, NATO’nun kenarında deÄŸil tam merkezindedir. Türkiye sadece kendi sınırlarını deÄŸil, NATO sınırlarını da korumaktadır. Türkiye’nin güvenliÄŸi, NATO dahil tüm Avrupa’nın güvenliÄŸidir. Bilinmelidir ki Avrupa ile terörizm arasındaki son engel olan Türkiye, terörizmle savaşın cephe ülkesidir. Harekatın çok kısa sürede hedeflerine ulaÅŸmasında en büyük pay aziz ÅŸehitlerimize ve kahraman gazilerimize aittir. Åžehadet mertebesine ulaÅŸan asker-sivil tüm ÅŸehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralılara acil ÅŸifalar diliyoruz.”

Muhabir: Muhammed Boztepe

AA

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Dünyaca ünlü ekonomistten ABD’ye ‘Türkiye’ eleÅŸtirisi

HIZLI YORUM YAP



Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.