23 Aralık 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.
Rusya’nın Ukrayna topraklarını Perşembe günü işgal etmesi ile birlikte piyasalarda adeta yer yerinden oynadı. Yatırımcıların riskli varlıklardan çıkarak güvenli limanlara yönelmesiyle Perşembe günü Avrupa borsaları %4, ABD borsaları %3 değer kaybederken Rus borsası da %49’luk değer kaybına uğradı. Öte yandan güvenli liman olarak kabul edilen altında zaten son haftalarda jeopolitik risk fiyatlaması nedeniyle bir yükseliş vardı. Fakat Rusya’nın başlattığı işgal sonrasında sarı metal 1976 doları da test etti. Savaş fiyatlamasını elbette ki petrol fiyatlarında da gördük. Brent petrolün fiyatı da son 8 yılın zirvesine çıkarak 104 dolara kadar yükseldi. Yine Rusya’nın dünya ihracatında büyük payı olan doğalgaz, paladyum, nikel, alüminyum ve buğday gibi ürünlerin fiyatlarında da çok büyük artışlar yaşandı.
Perşembe akşamı saat 20.30’da ABD Rusya’ya karşı ikinci yaptırımlarını açıkladıktan sonra piyasada fiyatlamalarında özellikle petrol ve altında hatırı sayılır bir geri çekilme gördük. Bunun en önemli nedeni hiç kuşkusuz ABD’nin açıkladığı yaptırımların yeterince ağır olması nedeniyle piyasaya ve yatırımcılara güven vermiş olmasıydı. Fakat şunu da belirtmeden geçmek istemem ki, piyasaya göre Rusya’nın Swift sisteminden yani uluslararası ödemeler ağından çıkarılma ihtimali en ağır yaptırım olarak bekleniyordu. İşgal karşısında ABD’den böyle bir yaptırım gelir diye düşünülüyordu ama öyle olmadı. Biden bazı ülkelerin bunu şimdilik istemediklerini dile getirdi. Hiç kuşkusuz bunu istemeyen Avrupa ülkeleri. Çünkü Rusya ile Avrupa’nın özellikle yoğun doğalgaz ve petrol ticaretinin olması Rusya’nın SWIFT’den çıkarılması sonucu hiç kuşkusuz Avrupalıları ve hatta finansal sistemi zora sokacak bir gelişme. Hatta kimilerine göre bu durum ABD’nin de çok işine gelen bir durum değil aslında. Çünkü böyle bir yaptırım dolar kullanımını da önemli ölçüde azaltan bir sonuç doğuracaktır.
Gelelim bu işgalin Türkiye’ye etkilerine.
Rusya’nın işgali ile birlikte bizde de Perşembe günü güne devre kesici ile başlayan BİST-100 günü %8.17’lik düşüşle kapadı. Yaklaşık son iki aylık sürede 13.00-14.00 bandında gezinen dolar/TL kuru gün içinde %5 artış göstererek 14.68’e kadar yükseldi. Sonrasında Biden’ın yaptırım açıklamaları ile birlikte 14.00 seviyesine doğru geri çekilme görüldü. Herkes özellikle neden bizde piyasa fiyatlamalarının bu denli olumsuz olduğunu çok merak ediyor. Bir kere her şeyden önce bizde Rusya ile aynı sepette yer alan ve çatışmaya coğrafi olarak yakın bir ülkeyiz. Bu nedenle bu bölgede artan risk fiyatlaması bulaşma etkisi ile bizdeki fiyatlamalara da yansıyor. İkinci olarak ekonomimizdeki enflasyon oranın yüksek olması gibi bazı nedenlerle de kırılganlıklar artmış durumda, yani riskler yukarı. Bu durum da herhangi bir sorun karşısında bizde piyasa fiyatlamalarını çok daha olumsuz olarak etkiliyor.
Tabi bundan sonraki süreçte Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesinin ülkemizi nasıl etkileyeceği gelişmelere bağlı olacaktır. Eğer süreç diplomasi ile ilerlerse elbette ki piyasalarda dillendirilen kadar olumsuz etkiler olmayacaktır. Ama sıcak çatışmaların devam etmesinden hiç kuşkusuz en çok etkilenen ülkelerden biri biz olabiliriz. İlk olarak turizm kanalı ile olumsuz etkilenebiliriz. Her yıl ülkemize gelen turistlerin yaklaşık %30’u Rusya ve Ukrayna’dan geliyor. Haliyle savaş ile hem bu bölgeden hem de diğer ülkelerden gelen turist sayısı ciddi oranda azalabilir. Ekonomiyi etkileyecek bir diğer kanal da petrol, doğalgaz ve emtia fiyatlarının artıyor olmasından kaynaklanacak. Bu kanal ile üretim maliyetleri artacak ve enflasyona katkı yapacaktır. Üstelik enerji ve emtia fiyatlarının artması tıpkı turizm gelirlerinin azalması gibi cari dengeyi de olumsuz etkileyerek cari fazla verme hedefine zarar verebilir. Yine Türkiye buğday ithalatının yaklaşık %86’sını Rusya ve Ukrayna’dan yapıyor. Haliyle bu bölgede savaşın devam etmesi buğday ithalatına zarar verecektir. Hiç olmadı buğday, arpa gibi tahılların fiyatı artmaya devam edeceğinden ve bu artış sadece tahıl fiyatlarını değil aynı zamanda kırmızı et, süt ve yumurta gibi temel gıda maddelerinin de fiyatlarını artıracağından zaten yıllık %55’e ulaşmış gıda enflasyonunu haliyle TÜFE’yi daha da artırmaya aday görünüyor.
Umalım ki diplomasi ile tüm bu sorunlar çözülür ve bu işgal bir an evvel son bulur. Dünya üzerinde hiçbir savaş iyi olmadığı gibi hiçbir barış da kötü olmamıştır ne de olsa…
Yas Tutarken Öfkeyle Nasıl Baş Edeceğiz?
E-ticaret’te stopaj oranı yüzde 1 olarak belirlendi
Suriyelilerin ülkelerine dönüşü için yeni adım
Asgari ücrette sona doğru
Gümrük Muhafaza ekipleri kaçakçılık operasyonlarını sürdürüyor
Muğla’da hastaneye çarpan helikopter düştü, 4 kişi yaşamını yitirdi
Özlem Gürses hakkında ev hapsi kararı
Kentsel dönüşümde kira desteği artırıldı
Erzurum’daki çığ ikizleri ayırdı
Piyasaların gözü TCMB’nin faiz kararında
“Yeni anayasa Türkiye için çok geç kalmış bir ihtiyaçtır”
E-ticaret’te stopaj oranı yüzde 1 olarak belirlendi
Suriyelilerin ülkelerine dönüşü için yeni adım
Asgari ücrette sona doğru
Gümrük Muhafaza ekipleri kaçakçılık operasyonlarını sürdürüyor
Muğla’da hastaneye çarpan helikopter düştü, 4 kişi yaşamını yitirdi
Özlem Gürses hakkında ev hapsi kararı
Kentsel dönüşümde kira desteği artırıldı
Erzurum’daki çığ ikizleri ayırdı
Piyasaların gözü TCMB’nin faiz kararında
“Yeni anayasa Türkiye için çok geç kalmış bir ihtiyaçtır”