18 Aralık 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.

1xbetbetpasmariobet
escort konya
a
en iyi rulet siteleri

Sağlıklı beslenmenin ekonomik yükü ağırlaştı

Özellikle kapitalist ülkelerde, tarımı ve hayvancılığı yok edilmiş dışa bağımlı yoksul ülkelerde, obezite oranı yoksullar arasında giderek artmaktadır

Toplumların sağlığını etkileyen obezite ile mücadelenin başarısızlığını hem Dünyada hem de ülkemizde görüyoruz. Obezitenin yoksullar arasında giderek arttığına yapılan araştırmalar gösteriyor.

Peki nedenleri neler olabilir?

Çalışma koşullarının giderek ağırlaştığı, yeteri dinlenmeye olanak sağlamaması, sağlıklı beslenmenin ekonomik yükünün ağırlaşması, yeterli beslenme için gerekli besin maddelerinin sağlıklı olamaması toplumu kötü beslenmeye doğru hızla itiyor. Kişiler daha kolay ulaşabildiği yüksek kalorili ama besin değeri anlamsız, işlenmiş ve sağlıksız gıdalar yönelerek kısa zaman içerisinde tüketmeye tercih ediyor.

Yapılan son araştırmalara göre, tüm dünyada bir milyarı aşan obez insan olduğu söyleniyor. 1980’lerden bu yana 70’ten fazla ülkede obezite oranlarının en az iki katına çıktığı ve son 30 yılda çocuklar ve ergenlerdeki obezite oranının 2-4 katına yükseldiği bildiriliyor. TÜİK’in verilerine göre de nüfusun %20’den fazlasının obez olarak açıklandı.

 Obezite nedir?

Dünya Sağlık Örgütünün tanımına göre, vücutta aşırı yağ birikimidir. Obeziteyi tanımlama kriterleri çeşitli olmakla birlikte, Beden Kütle İndeksi (BKİ), Bel/Kalça oranı ya da Vücut Yağ Yüzdesi ölçümleri sık kullanılan yöntemlerdir.

Önemli bir halk sağlığı sorunu olan obezite, dünyada da hızla artmakta ve “küresel salgın” haline gelmektedir.

Aşırı kilonun hastalık ve ölümle ilişkisi eski yıllardan beri bilinmektedir. Dünyada başlıca ölüm nedeni olarak gösterilen kardiyovasküler sistem hastalıklarının önemli nedenlerinden biri de obezitedir. Aynı zamanda obezite; tip 2 diyabet, hipertansiyon, inme, kanser, iskelet sistemi hastalıklarına da neden olabilmektedir.

Tüm dünyada obezite ile mücadeleye bakış açısı daha çok tedavi odaklı ve bireysel sorumluluklar üzerinden kurulmuştur, ülkemizde de durum aynıdır.

Sağlıklı beslenmenin ekonomik yükü ağırlaştı

Obezitede, son 40 senede ki bu hızlı artışta, değişen dünya ve toplum düzeninin etkisi büyüktür. Özellikle kapitalist ülkelerde, tarımı ve hayvancılığı yok edilmiş dışa bağımlı yoksul ülkelerde, obezite oranı yoksullar arasında giderek artmaktadır.  Boş kalori kaynaklı besinlerin ucuz olarak sunulması, karbonhidrat odaklı beslenme kültürünün yerleştirilmesi, sınıfsal eşitsizlikler ve sömürünün her alanda yaygınlaşması, çalışmak zorunda olan insanların çalışma koşullarının gittikçe kötüleşmesi ve yaşam tarzlarının düzensizleşmesiyle dengesiz beslenmeleri obezitenin yaygınlaşmasında önemlidir. Çalışma koşullarının kötülüğü, sağlıklı beslenmenin ekonomik açıdan maliyetinin çok artması, sağlıklı gıdaya ulaşmanın neredeyse imkansızlaştığı toplumlarda kötü beslenme ve dolayısıyla obezite artmaktadır.

Toplum daha kolay ulaşabildiği fazla kalorili, işlenmiş ve sağlıksız gıdaları kısa zaman içerisinde tüketmeye yönelmektedir. Yanı sıra tüketmeye dayalı yaşam, fiziksel aktivite azlığı, ekran başında geçen sürenin gittikçe artışı da obeziteyle yakından ilişkilidir.

Sonuç olarak:

Dünyanın en büyük sağlık sorunlarından biri olan obezite ciddiye alınmalıdır. Türkiye ve tüm dünyada bu zamana kadar başarısızlık getiren mücadele tarzındaki bakış açısı yeniden değerlendirilmelidir. Gündelik ve bilimsel değeri olmayan yaklaşımlardan uzaklaşılmalı ve gerçeklerle işin çözümü yapılmalıdır.

Tedavi edici değil, koruyucu sağlık hizmetlerinin uygulandığı acil eylem planı oluşturulmalıdır.

Yeterli ve güvenceli ücret, insanca çalışma koşulları, fiziksel aktivite için ücretsiz, uygun ortam ve zaman, sağlıklı gıdaya her koşulda düşük ücretle ulaşım, okul gibi alanlarda ücretsiz ve nitelikli beslenmenin kamu otoritesi tarafından sağlanabilmesi obezite ile mücadele için  gereklidir.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

ÇANAKKALE GEÇİLMEZ!

HIZLI YORUM YAP