06 Kasım 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.

1xbetbetpasmariobet
a
en iyi rulet siteleri

“SavaÅŸ ülkemizi en çok 4 kanaldan etkileyecek”

Bu savaşın Türkiye ekonomisine etkileri birçok kanaldan olacak. Ama bizi en çok etkileyebilecek dört kanaldan bahsetmek istiyorum.

Dünya olarak zor günlerden geçiyoruz. Tam pandeminin etkileri yavaşladı derken şimdi de jeopolitik riskler yeniden gündemde. Türkiye savaşın tarafı değil ama belki de savaşan devletlerden sonra en çok etkilenecek ülke. Hem Ukrayna hem de Rusya Türkiye’nin önemli ticari partnerleri.

Rusya, Çin’den sonra en çok ithalat yapığımız ikinci ülke. Toplam dış ticaret hacmimiz 34 milyar dolar. Ukrayna ile ise 7.5 milyar dolar ticaret hacmimiz var. Üstelik 10 milyar dolara çıkarabilmek hedefi ile tam bir ay önce serbest ticaret anlaşması imzalamıştık. Sanırım bu hedef şimdiden hayal oldu.

Bu savaşın Türkiye ekonomisine etkileri birçok kanaldan olacak. Ama bizi en çok etkileyebilecek dört kanaldan bahsetmek istiyorum.

Petrol ve doÄŸal gaz

İlk olarak savaş ihtimalinin ortaya çıkması bile petrol fiyatlarında bir artışa neden olmuştu. Savaşın derinleşmesi petrol fiyatı ile ilgili beklentilerin de yükselmesine neden oluyor. Petrolün varil fiyatı 117 dolar civarında. Ancak beklentiler çok daha yükseleceği yönünde. JP Morgan beklentilerini 185 dolar olarak açıkladı.

Petrol fiyatının yükselmesinin bizim dış ticaret ve tabi cari dengemize önemli bir yükü olacak. Varil fiyatında meydana gelen her 10 dolarlık bir artış cari dengede ortalama 4.4 milyar dolarlık bir açık yaratıyor. Yani petrol fiyatı 150 dolar civarında kalsa dahi 2021 sonuna göre 70 dolar daha fazla olacak. Bu da cari açığa 30 milyar ekstra bir yük anlamına geliyor.

Rusya önemli bir doğalgaz ihracatçısı. Rusya ve Ukrayna’nın savaşa girmesi doğal gaz fiyatlarını da arttırdı. 2022 başından beri %25’ten fazla arttı. Türkiye elektrik üretiminin %32’sini doğal gaz ile gerçekleştiriyor. Doğalgaz fiyatlarındaki artış, enerji maliyetlerini de arttıracak tabii. Bir yandan doğal gaz bir yandan da petrol fiyatındaki artışlar Türkiye’nin ithalat faturasında önemli bir yük getirecek.

Tabii savaşın sertleşmesi ve Rusya’nın yanında olmayan ülkelere karşı doğal gaz akışını kesmesi de mümkün. Şimdilik böyle bir senaryo çok ihtimal dahilinde olmasa da yine bir risk olarak önümüzde duruyor.

BuÄŸday

Rusya Ukrayna savaşından en çok etkileneceğimiz alanlardan biri de buğday ithalatı üzerinden olacak. Rusya dünyanın en önemli buğday ihracatçılarından biri. Dünya üretimindeki payı %11. Ukrayna da önemli bir buğday üreticisi. Rusya ve Ukrayna birlikte dünya buğday arzının %20’sini sağlıyorlar. Buğdayı en çok ihraç eden iki ülkenin savaş içinde olması buğday arzının kısıtlı olmasına yol açacak kuşkusuz.

Türkiye 2021 yılında 17.6 milyon ton buğday üretmiş, 6.5 milyon ton ise ithalat yapmış. Yapılan bu ithalatın 2-2.5 milyon ton civarı iç piyasada tüketiliyor.  Türkiye buğday ithalatının önemli bir kısmını ise dahilde işleme rejimi kapsamında un, makarna gibi ürünlere çeviriyor ve bunu ihraç ediyor. Yani buğday arzında yaşanan kısıntılar bizim ihracatımıza da etki edecek.

Buğday ithalatımızı başka ülkelerden karşılayabiliriz. Çin, Hindistan, ABD gibi ülkelerden de alınabilir ancak fiyat yüksek olacak. Şu anda 385 dolar civarına yükselmiş olan buğday fiyatı için tahminler 420 doları buluyor. Savaşın gidişatı fiyatları daha da arttırabilir.  Artan buğday fiyatı da içerde un, ekmek gibi temel gıda maddelerinin fiyatını artırırken bir yandan da ithalat faturamızı yükseltecek.

Sebze ve meyve ihracatı

Hem Ukrayna’ya hem de Rusya’ya yaş sebze ve meyve ihracatımız var. Ukrayna’daki domates ve salatalık arzının yaklaşık %80’i Türkiye tarafından sağlanıyor. Rusya’ya ise 08 GTIP kodlu yenilen meyveler ve sert kabuklu meyveler faslında 1 milyar dolarlık bir ihracatımız var. Her şeyden öte savaş sonucu yaşanan lojistik sıkıntılar nedeniyle bile meyve ve sebze ihracatımızın düşmesi kaçınılmaz.

Turizm

Rusya ve Ukrayna en çok turist çektiğimiz iki ülke. 2021 yılında 4.6 milyon Rus ve 2 milyon Ukraynalı turist gelmiş. Toplam turist sayısı içerisinde bu iki ülkeden gelen turistlerin oranı %23 civarında. TL’de yaşanan değer kaybı ile birlikte turist sayısının artması ve bu bölgeden gelen turist sayısının oransal olarak da yükselmesi bekleniyordu. Ancak bu şu anda neredeyse imkânsız oldu.

Yüksek kura rağmen turizmde 2022’de 2021 seviyelerinde kalınacağını düşünüyorum. Öncelikle Rusya ve Ukrayna’dan gelen turist sayısında bir düşüş yaşanacağı belli. İki ülke anlaşsa, savaş bitse dahi Ukrayna kolay toparlanamayacak. Haliyle Ukrayna’dan 2 milyon turist beklemek gerçekçi olmaz. Rusya’da da durum çok parlak değil. Rus bankalarına yaptırımlar sürerse bu Rus vatandaşlarının başka ülkelerde harcama yapmasını zorlaştıracaktır. Belki Avrupa’ya vize uygulaması nedeniyle gidemeyen turistlerin bize yönelmesi beklenebilir ancak yine de Rus bankalarına yaptırımlar Rus vatandaşlarını turizmden caydıracaktır.

Bize çok yakın bir coğrafyada bir savaş oluyor. Zaman zaman Boğazlar, Karadeniz’den savaş gemilerine geçiş izni gibi konular küresel medyada tartışılıyor. Üstelik Mart ayı erken rezervasyonların yapıldığı, rotların belirlendiği bir ay. Yanı başımızda yaşanan savaş görüntüleri Türkiye’yi kur nedeniyle düşük fiyatlarına rağmen popüler turizm destinasyon listesinden çıkarabilir. Yani 2022 yılı beklediğimizin aksine turizm açısından çok parlak bir yıl olmayabilir.

Özetle, Türkiye’nin dış ticareti  ve cari dengesi açısından zor bir yıl bizi bekliyor. Ama her şeyden öte umalım ki bu anlamsız savaş bir an önce son bulsun…

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Rusya’nın saldırısı meÅŸru mu?

HIZLI YORUM YAP