24 Aralık 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.

1xbetbetpasmariobet
escort konya
a
en iyi rulet siteleri

Tahıl Koridoru ve Gıda Krizi

Her ne kadar tahıl koridoru bir miktar rahatlama yaratacak olsa da gıda arz güvenliği çözülmüş değil. Bizim de buna hazırlıklı olmamız gerekiyor. Keza Türkiye’nin tahıl üretiminde potansiyeli yüksek.

Tahıl koridoru gıda krizi için bir çözüm mü?

Dün Rusya ve Ukrayna arasında, her ne kadar bu ülkeler ayrı ayrı masalarda olsalar da, önemli bir anlaşma imzalandı. Türkiye’nin ara buluculuğu ve Birleşmiş Milletler (BM)’in de desteği ile tahıl koridoru açılmış oldu. Türkiye’nin aracılık etmesi diplomatik bir başarı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan verdiği demeçte “Tüm dünyayı uzun süredir meşgul eden küresel gıda krizinin çözümünde büyük rol oynayacak bir girişim…” değerlendirmesinde bulundu.

Gerçekten de gıda krizini çözecek bir anlaşma mı? Biraz daha derinden bakmakta fayda var.

Tahıl koridoru gerçekten de Ukrayna limanlarında bekleyen ve savaş nedeniyle sevkiyatı yapılamayan tahılın ihraç edilmesini mümkün kılacak. Bu önemli bir gelişme. Bir yandan deniz yolunda döşenmiş mayınlar bir yandan da Rusya’nın olası saldırıları nedeniyle Odessa ve yakınlarındaki limanlarda bekleyen 80’in üstünde gemi var. Bu gemilerde 25 milyon ton tahıl bulunuyor. Bu anlaşma ile Rusya bu gemilere saldırmayacağını taahhüt ediyor. Tabii bu gemilerin silah sevkiyatı yapmamasını istiyor. Burada arabulucu olan Türkiye devreye giriyor. Bu gemilerin silah taşımadığı Türkiye, Rusya ve Ukraynalılardan oluşan bir heyet tarafından denetlenecek. Tabii Rusya da bu anlaşmayı kabul etmek için kendi gıda maddelerinin ve özellikle gübresini yaptırımlara maruz kalmadan ihraç etmek istedi. Bu konuda da ABD’nin ikna edilmesi gerekti. Sonuçta anlaşma imzalandı. Anlaşmanın imzalanmasının ardından vadeli işlemler piyasasında buğdayda %5 düşüş görüldü.

Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programının raporuna göre Ukrayna’da yaşananlar yüzünden 82 ülkede 345 milyon kişi gıda güvensizliği ile karşı karşıya kaldı. Özellikle Afrika ve Ortadoğu ülkeleri en fazla etkilenen ülkeler oldular. Ukrayna küresel buğday ihracatının %12’sini sağlıyor ve bu ihracatında %90’ı Karadeniz üzerinden taşınıyordu. Dolayısıyla bu anlaşmanın özellikle buğday arzında bir rahatlama yaratacağı kesin.

Ancak Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programının raporuna göre 828 milyon kişi her akşam yatağa aç giriyor. 60 milyon çocuk yetersiz besleniyor. 2019’a göre 13 milyon çocuğun daha yetersiz beslenme ile yüzleştiğini görüyoruz. Keza tahıl fiyatları Ocak 2020 seviyesinin %40 üstünde.

Gıda güvenliğine ve özellikle de tahıllarda riskler hala devam ediyor. Öncelikle her ne kadar tahıl koridoru açılmış olsa da Ukrayna’da hasat düşecek. Savaş nedeniyle araziler zarar gördü. Üstelik hasadı depolamak da zor olacak. Siloların hava saldırılarından zarar gördüğü açıklandı. Dünya Bankası üretimdeki düşüşün %20’nin üzerinde olmasını bekliyor. Yani arz cephesinde sıkıntı var.

İkincisi diğer girdilerin de fiyatları yüksek. Birleşmiş Milletler özellikle gübre fiyatlarındaki artışa dikkat çekiyor. Gübre fiyatları, gıda fiyatlarından hızlı artıyor. Doğalgaz fiyatlarının yükselmesi azot bazlı gübrelerde arz sıkıntısına da neden olabiliyor. Petrol fiyatlarında bir miktar gevşeme olsa da riskler hala yüksek.

Son olarak emtialar dolarla fiyatlanıyor. Doların güçlü seyretmesi özellikle az gelişmiş ülkeler açısından gıdanın reel maliyetini de arttırıyor. Kısaca artık gıdaya erişim daha zor hale geliyor.

Türkiye açısından duruma bakacak olursak Türkiye bir yandan tahıl üreticisi iken diğer yandan da dünyanın en büyük ithalatçılarından. Özellikle buğday ithalatında üçüncü sıradayız. Buğdayın önemli bir kısmı dahilde işleme rejimi kapsamında işlenerek ihraç ediliyor. Un, makarna ve unlu mamûllerde Türkiye lider ihracatçılardan. Türkiye’nin buğday tüketimi 2021 yılında 24.2 milyon iken üretimi 17.6 milyon ton olmuş. Üstelik üretimimizde 2020 yılına göre yaklaşık 3 milyon ton gerileme var.

Her ne kadar tahıl koridoru bir miktar rahatlama yaratacak olsa da gıda arz güvenliği çözülmüş değil. Bizim de buna hazırlıklı olmamız gerekiyor. Keza Türkiye’nin tahıl üretiminde potansiyeli yüksek. Teşvik politikamızı yeniden gözden geçirmemiz ve özellikle tahıl gibi gıda ürünlerinde maliyetleri düşürecek teşvikleri sunmamız gerekiyor. Unutmayalım önümüzdeki dönemde gıda arz güvenliği daha da önemli hale gelecek.

 

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Merkez Bankaları Haftasında Piyasalarda Son Fiyatlamalar

HIZLI YORUM YAP