Türkiye ekonomisi iç ve dış şoklara karşı ciddi direnç gösterdi

0

BEÄžENDÄ°M

ABONE OL

News

0

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Ä°stanbul Kongre Merkezi’nde “KüreselleÅŸmenin Krizi: Riskler ve Fırsatlar” temasıyla düzenlenen TRT World Forum 2019’un kapsamında “Yeni Güçler Ä°çin Yeni Ufuklar: Ä°ÅŸbirliÄŸi mi Rekabet mi?” baÅŸlıklı oturumun açılışında yaptığı konuÅŸmada, forumda çok deÄŸerli uzmanların bulunduÄŸunu ve çok kritik siyasi ve ekonomik konuların tartışılacağını söyledi.

Günümüzde pek çok meselenin hem fırsat hem de tehdit oluÅŸturduÄŸunu dile getiren Albayrak, dünyada barışı, güvenliÄŸi, istikrarı ve refahı olumsuz etkileyen geliÅŸmeler yaÅŸandığını ifade etti.

Ticaret savaÅŸları ile birlikte tüketici güveninin azaldığını ve politikalarda belirsizlikler ortaya çıktığını kaydeden Albayrak, “Ekonomik yaptırımların etkileri aynı zamanda küresel ekonomik büyümeyle ilgili de sorunlar oluÅŸturuyor. Siyasi istikrarsızlık bölgesel çatışmalar, terör, çok ciddi toplumsal ve ekonomik maliyetler oluÅŸturuyor. Ve Türkiye de aslında en yüksek bedeli ödeyen ülkelerden biri bu baÄŸlamda.” diye konuÅŸtu.

“Terör tehdidini azaltmalıyız ve serbest ticaretin önündeki engelleri kaldırmalıyız

Mevcut dünya düzenin bu sorunlara çare olmada yetersiz kaldığını ve küresel baÄŸlamda bir ekonomik gerileme endiÅŸesi yaÅŸandığını dile getiren Albayrak, ÅŸunları söyledi:

” ‘2018’de, 2008-2009 krizine kıyasla bizim acaba bir konsolide yaklaşımımız var mı?’ G20 toplantısında da ekonomi bakanları olarak biz bunu tartışıyoruz ve ‘evet’ diyemiyoruz ne yazık ki henüz böyle bir planın varlığına. Ve tartışmakta olduÄŸumuz bütün bu konular aslında çok daha önemli çözümler gerektiriyor. Bu sorunlara deÄŸinmek için çok daha etkin yöntemlere ihtiyacımız var ki daha önemli bir geleceÄŸin tohumlarını atabilelim. Bu olmazsa olmaz. Yakın zamanlardaki durumumuz ÅŸunu gösterdi ki baÅŸkalarının ekonomik ya da toplumsal sıkıntılarını görmezden gelmek ve tek taraflı politikalar gütmek ne yazık ki sadece mevcut anlaÅŸmazlıkları daha ileriye taşıyacaktır. GeleceÄŸe yönelik olarak bölgesel ve küresel çatışmaları azaltıp barış ve güvenliÄŸi desteklemeliyiz. Yeni bir dünya düzeni kurmalıyız, bölgesel ve uluslararası iÅŸ birliÄŸine dayalı olmalı, aynı zamanda karşılıklı saygıya dayalı olmalı bu düzen ki dünya ekonomisi ileriye gidebilsin.”

Güç rekabetini bir kenara bırakarak uluslararası ticaretteki gerilimlerin de azaltılması gerektiÄŸine dikkati çeken Albayrak, “Korumacı politikalardan kaçınmalıyız, bu korumacı yaklaşım bize ÅŸu anda bunu gösteriyor. Bunun da ötesinde terör tehdidini azaltmalıyız ve serbest ticaretin önündeki engelleri kaldırmalıyız ki ticarete taraf olan kiÅŸiler ve bunun dışındaki tüm taraf olan kiÅŸiler faydalansın. Bir yandan da döviz konusu var. Bu açıdan baktığımız da ticaret hacmi de etkileniyor dövizdeki deÄŸer kaybından. EÄŸer ticareti ileriye taşıyabilirsek ki Dünya Ticaret Örgütü de ÅŸu anda bunu kullanıyor bütün dünya çok daha küresel bir entegrasyonu yakalayacak. Aynı zamanda uluslararası vergilendirmeyle ilgili reformlar, finansal, iklim deÄŸiÅŸikliÄŸi ve yönetiÅŸimle ile ilgili mevzuatları geliÅŸtirmemiz gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

“Finans sisteminin tek bir para birimine dayalı olması çok ciddi riskler oluÅŸturuyor”

Bakan Albayrak, dünya gelirinin çoÄŸunu oluÅŸturan geliÅŸmekte olan ülkelerin kendi para birimlerini dünya ticaretlerinde kullanamadıklarını dile getirdi.

Åžu an ABD dolarının küresel finansal iÅŸlemlerde ve ticarette en yaygın ÅŸekilde kullanılan para birimi olduÄŸunu anımsatan Albayrak, ÅŸöyle devam etti:

“Bütün finans sisteminin tek bir para birimine dayalı olması çok ciddi riskler oluÅŸturuyor. Mesela uluslararası ödeme sisteminde bir tekele sahip olması ABD’nin ekonomik yaptırımları tehdit olarak kullanmasını saÄŸlıyor siyasi sorunları çözmek için. Son yıllarda pek çok ülke gibi biz önemli ticari ortaklarımızla kendi para birimlerimizle ticaret yapmak üzere anlaÅŸmalar imzalar hale geldik. Pek çok ülke bunu yapıyor artık. Hatta artık petrol satın alma anlaÅŸmalarının bile ülkeler arasında ABD dolarından bağımsız olarak… Mesela Çin ve Rusya arasında gördük, kendi ulusal para birimleriyle anlaÅŸma yaptılar. Farklı ülkelerde de bunun örneÄŸi görüldü.”

Türkiye’deki ekonomik geliÅŸmeler

Bakan Albayrak, Türkiye’deki ekonomik geliÅŸmelere de deÄŸindi.

Albayrak, Türkiye dünyanın 16’ıncı en büyük ekonomisi ve satın alma gücü paritesi açısından da 12’nci en büyük ekonomisi olduÄŸunu belirterek, ÅŸunları kaydetti:

“AK Parti döneminde uygulanan ekonomik politikalarla hane başına düÅŸen gelir 3 kattan fazla arttı ve ülkemize orta ve üst gelir grubuna taşıdı. Türkiye ÅŸu anda küresel tedarik zincirine çok iyi entegre olmuÅŸ durumda. Ve aynı zamanda küresel ölçekte bir endüstri ülkesi olma yolunda. Küresel ekonominin temel ulaşım yolu üzerinde yer alıyoruz iki kıta arasında. Bunun da ötesinde Hindistan’dan Londra’ya, Moskova’dan Dubai’ye 4 saatlik uçuÅŸlarla ulaşılabiliyor ve aslında gayri safi yurtiçi hasılanın çok büyük bir kısmını oluÅŸturuyor dünyanın bu bölgesi. Türkiye bunun tam merkezinde yer alıyor ve son 17 sene içerisinde Türkiye çok iyi bir altyapı merkezi oluÅŸturdu. Ulaşım, telekomünikasyon, enerji, bütün bu faktörler ve unsurlarla birlikte Türkiye çok güçlü bir altyapı oluÅŸturdu bu dönem içerisinde.”

“Türkiye ekonomisi çok ciddi bir direnç gösterdi”

Albayrak, Türkiye ekonomisinin iç ve dış ÅŸoklara karşı çok ciddi bir direnç gösterdiÄŸini vurguladı.

Türkiye’nin geçen on sene içerisinde baÅŸarılı bir ÅŸekilde küresel finansal krizin ve hain darbe giriÅŸiminin üstesinden geldiÄŸini ifade ederek, “AÄŸustos 2018’deki spekülatif döviz saldırısının da üstesinden geldik ve yıllık yüzde 5’lik büyüme gösterdik son 10 sene içerisinde. Bu büyüme çok önemli çünkü ÅŸu sıralar küresel ekonomide herkesin sorduÄŸu en önemli soru küresel anlamdaki büyüme nerelerden dönüyor. Türkiye’nin çok ciddi bir kapasitesi var burada. Beklenenden daha iyi bir ÅŸekilde dengemizi oturttuk ve ÅŸu anda ÅŸunun duyurusunu yapabilirim; Türkiye geçtiÄŸimiz seneye kıyasla ÅŸu andaki cari fazlada rekor kırdı ve aÄŸustosta cari fazla 5,1 milyar dolar oldu.” ÅŸeklinde konuÅŸtu.

Enflasyonda da olumlu geliÅŸmeler görüldüÄŸüne iÅŸaret eden Albayrak, “Åžu anda yüzde 9,3’lük bir seviyedeyiz enflasyonda. Ekim ayında sanıyorum çok daha düÅŸük olacak yüzde 9’da. Yıl sonunda toplam yüzde 12 gibi bir rakam bekliyoruz yeni ekonomi programımızla birlikte.” dedi.

“Son birkaç günde bile çok ciddi yaptırım tehditleriyle karşı karşıya kaldık”

Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 0,5 ila yüzde 1 arasında, gelecek sene için de yüzde 5’lik bir büyüme performansı göstermesini öngördüklerini aktaran Albayrak, ÅŸunları söyledi:

“Enflasyon ve faiz oranlarının gerilemesiyle birlikte ve yapısal reformların da katkısıyla bu ekonomik baÅŸarıya ulaÅŸtık ki çok önemli güvenlik sorunları yaşıyoruz güney sınırımızda. Türkiye’de 3,6 milyondan fazla mülteci var Suriye’deki iç savaÅŸtan kaçan ve aynı zamanda o bölgede DAEÅž ve YPG terörüyle uÄŸraşıyoruz ve sadece bu anlamda bir güvenlik problemi olarak ele alınmamalı bunun da bir maliyeti var 7-8 yıldır Türkiye’nin üstlendiÄŸi. Ve ÅŸimdiye kadar 40 milyar dolardan fazla. Bu da ekonomiyi etkileyen bir durum.”

Türkiye’nin mülteciler konusunda üstlendiÄŸi rolün altını çizen Bakan Albayrak, “Türkiye Cumhuriyeti kuruluÅŸundan bu yana karşılaÅŸtığı tüm zorluklara baÅŸarıyla göÄŸüs gerdi çünkü sosyo ekonomik yapısı da son derece dinamik. Son birkaç günde bile çok ciddi yaptırım tehditleriyle karşı karşıya kaldı Türkiye. Bunlar artık ÅŸantaj gibi kullanılmaya baÅŸlandı ve bütün bunlara raÄŸmen finansal piyasalarımız çok ciddi bir direnç göstermeye devam etti. Güçlü bir mali mimariyle birlikte Türkiye’nin finansal piyasaları hiç ummadığı kadar güçlenecek her geçen gün karşılaÅŸtığı her soruna raÄŸmen.” ifadelerini kullandı.

“Biz sadece kendi çıkarlarımızı gözetmiyoruz “

Albayrak, Türkiye’nin uluslararası politikadaki yaklaşımının karşılıklı güveni ve istikrarı güçlendirmek yönünde olduÄŸunu vurgulayarak, sözlerini ÅŸöyle tamamladı:

“Ä°kili iliÅŸkilerde bölgesel ortaklıklarla ve BirleÅŸmiÅŸ Milletler gibi global arenalarda Türkiye politikalarını ve ilkelerini ortaya koyuyor. Biz sadece kendi çıkarlarımızı gözetmiyoruz tüm iliÅŸkilerimizi ‘kazan-kazan’ temeline dayandırıyoruz yaklaşımlarımızı. Çünkü biz birlikte var olabileceÄŸimize, birlikte üretebileceÄŸimize inanıyoruz. Dünya düzeninin çatışmalarla ve terörle tehdit edildiÄŸi bir ortamda kimsenin baÅŸarılı olamayacağı aÅŸikar. Bu yüzden küresel ekonomide ve yeni dünya düzeninde yeni bir yaklaşıma ihtiyaç var. Türkiye yapısal reform süreciyle uluslararası iÅŸ birliÄŸini merkeze alıyor. Geçen 17 yıl içerisinde Türkiye çok önemli bir paydaÅŸ oldu bölgesel ve uluslararası projeler içerisinde. Bizim politika ve ekonomi yaklaşımlarımız uluslararası iÅŸ birliÄŸine dayandı ve her zaman karşılıklı fayda saÄŸlayan iliÅŸkileri güçlendirmeye odaklandık. EÄŸer biz bu açıdan bakacak olursak dünyanın karşılaÅŸtığı her türlü tehlikeye ve tehdide gerçekçi bir çözüm bulabiliriz.”

AA