23 Aralık 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.

1xbetbetpasmariobet
escort konya
a
en iyi rulet siteleri

Yarıyıl tatili etkinlik planlamasına çocuk-ebeveyn ortak karar vermeli

Yarıyıl tatilinin çocukların dinlenmeleri, enerji toplayarak yeni döneme iyi hazırlanmaları için tatilde yapılacak etkinlik planlamasında çocuğun fikrine önem verilmesi ve ortak karar doğrultusunda planlama yapılması gerektiğini belirtti.

Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Doğan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tatilin çocukların dört gözle beklediği bir dinlenme zamanı olduğunu, dinlenmenin de çalışmanın yarısı sayıldığını, iyi dinlenmeyen insanın düzgün çalışamayacağını ifade etti.

Ancak tatil diye bu zamanın boş geçirilmemesi gerektiğini, eğitimin ve öğrenmenin süreklilik isteyen bir faaliyet olduğunu belirten Doğan, “Tatili verimli geçirmek için iyi dinlenmeli ve daha esnek bir program yapılmalıdır.” dedi.

Prof. Dr. Doğan, tatilde yapılabilecek etkinliklere ilişkin önerilerini, şöyle sıraladı:

“Tatilde hobiler edinmek, müzik ve resim gibi sanat alanlarına yönelmek. Yüzme başta olmak üzere sporun çeşitli alanlarıyla ilgilenmek ve yapmak. Dost ve akraba ziyaretleri yapmak ve onlarla güzel vakit geçirmek. İyi ve güzel davranış kazandıran akran ve arkadaşlarına daha fazla zaman ayırmak. Sosyal medyadan mümkün mertebe uzak durarak tabiatla iç içe olmak. İmkan dahilinde dağ, orman ve köy gezileri yapmak. Günlük tutmak ve yazıyı bir alışkanlık haline getirmek. Dil öğrenmeye önem vermek. İmkanı dahilinde yurt içi ve yurt dışı geziler yapmak.”

“Öğrenme kayıplarının önüne geçmek için kitap okutulmalı”

Tatil dönüşü okula adaptasyon sorunu yaşandığına dikkati çeken Doğan, “Çünkü tatiller çocuklarda bir miktar öğrenme kaybına yol açabilir. Özellikle yeni okula başlayan ve öğrenmeyi yeni öğrenen ilkokul öğrencilerinde daha çok görülen öğrencilere, kayıpların önüne geçmek için öğrenmeyi sevdiren kitaplar okutulmalı ve ebeveynler çocuklarıyla hikaye ve masalları birlikte okumalıdır. Öğrenme kaybını azaltmak için kitaplar raflara kalkmamalı, eğitici etkinlikler azalsa da esnek faaliyet mutlaka devem etmelidir.” diye konuştu.

Etkinliklerin planlanmasında anne babanın desteğinin de önemini vurgulayan Prof. Dr. Doğan, şunları kaydetti:

“Etkinlikleri çocuklarla birlikte ebeveynler de yaparlarsa çocuk eğitim ve öğretimden kopmayacak hatta okula bir de katkı sağlamış olacaktır. Ancak yapılacak ödev ve etkinlikleri tamamen anne-babalar yapmamalı, çocuklara öncülük ve rehberlik yapmalıdır. Ebeveynler, çocuklarına karşı tatlı-sert arası bir yol izlemeli, çok serbest çok başı boş bırakmamalıdır, uzaktan da olsa denetlemelidir. Etkinliklerin yapılmasında çocuğa emir ve komuta cümleleriyle değil, bu faaliyeti sevdirme yöntemiyle yaklaşılmalıdır.”

Okul döneminde yeterince çocuklarıyla ilgilenemeyen ailelerin tatilde onlara özel vakit ayırmalarının önemli olduğunu dile getiren Doğan, kültürel etkinliklere de vakit ayrılması gerektiğini, çocukların bu tarz faaliyetlere katılarak entelektüel bilgi birikimlerini geliştirebileceklerini ve sosyalleşebileceklerini, bu anlamda tarihi gezilerin önemli olduğunu sözlerine ekledi.

“Çocuğun özel ve biricik olduğunu göz ardı etmemeliyiz”

İstanbul Medeniyet Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Temel Eğitim Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil İbrahim Sağlam da yorucu bir dönemin geride bırakıldığını, tatilde çocukların dinlenmeyi, aileleriyle kaliteli vakit geçirmeyi hak ettiklerini belirtti.

Bu zaman diliminde çocukların dönem içerisinde yerine getirdikleri rutinlerin daha esnek hale geldiğini aktaran Sağlam, “Okula, servise yetişme ya da yetiştirme telaşesi yaşanmıyor. Onun dışında normal hayat akışı devam ediyor. Hayatın olağan akışına uygun olarak eğlenmeye, dinlenmeye, kitap okumaya, eksiklikleri tamamlamaya, öğrenmeye zaman ayırmak gerekiyor. İyi bir başlangıç için bu tatil önemli.” ifadelerini kullandı.

Birinci dönem gözden geçirilirken, çocukların başkalarıyla mukayese edilmesinden özenle kaçınılması, arkadaş kıskançlığına neden olmaktan uzak durulması konusunda aileleri uyaran Sağlam, şöyle konuştu:

“Her çocuğun özel ve biricik olduğunu göz ardı etmemeliyiz. Kaldı ki çocukları birbiriyle karşılaştırdığımızda öz güvenlerine, öz saygılarına zarar vermekten başka hiçbir şey elde edemeyiz. Bunun yanında çocuklarımızın evdeki çalışma koşullarının da birbirinden farklı olduğu unutmayalım. Çocuğumuzun öğrenme eksikliklerinin kaynağını anlamaya çalışalım, önlemler alalım daha iyi bir başlangıç için çocuğumuzla birlikte öğretmenimizden de yardım alarak bir plan yapalım. Öz güven kaybına yol açabilecek yaklaşımlardan kesinlikle uzak duralım. Bilgiye erişimin kolay olduğu günümüzde öğrenme eksikliklerinin telafisinin sanıldığından daha kolay olduğunu bilelim, kaygılanmayalım ve kaygılandırmayalım.”

“Birlikte yapmaktan hoşlanacağımız aktiviteler bulmaya çalışmalıyız”

Prof. Dr. Sağlam, ebeveynlerin genellikle çocuklarının akademik başarısını çok önemsediğini, bunun yanlış değil ama eksik bir yaklaşım olduğunu, çocukların insani değerlere sahip olmalarının da en az akademik başarıları kadar önemsenmesi gerektiğini söyledi.

Aile içinde sağlıklı iletişim ve ilişkinin geliştirilmesinin önemini vurgulayan Sağlam, “Ebeveynler olarak hem kendi aramızda hem de çocuklarımızla iyi bir bağ kurmaya çalışmalıyız. Çocuklarımıza bırakabileceğimiz en güzel miras güçlü bir aile bağıdır. Bunun için her fırsatı en iyi şekilde değerlendirmeye çalışmalıyız.” değerlendirmesinde bulundu.

Çocuklarına daha iyi bir gelecek hazırlamak adına ebeveynlerin hayatın koşuşturmacasında kendilerini kaybedebildiklerine işaret eden Sağlam, şunları kaydetti:

“Çocuklarımızı bu yoğun gündemimizde ihmal ediyor, gelişimlerini yeterince takip edemiyoruz. Karne tatili de dahil olmak üzere bulduğumuz her fırsatı birlikte kaliteli vakit geçirmek için değerlendirebiliriz. Ebeveynler olarak çocuklarımızla oyun oynayabilir, yürüyüş yapabilir, kitap okuyabilir, birlikte yemek yapabilir, film izleyebiliriz. Bu ve benzeri işleri çocuklarımızla birlikte yaptığımızda bilgisayar, tablet, telefon, televizyon gibi araçlarla gereğinden fazla meşgul olmalarını da önleyebilir; gereksiz tartışmaların da önüne geçebiliriz. Çocuklarımız yarınlarda geriye dönüp bugünlerine baktıklarında ‘Ailemizle iyi ki böyle güzel vakitler geçirmişiz.’ diyebilsinler. Bunun için de birlikte yapmaktan hoşlanacağımız aktiviteler bulmaya çalışmalıyız.”

“Çocuğun ilgi alanları ve yeteneklerine göre etkinlik yapılmalı”

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Çocuk Ergen Psikiyatri Uzmanı Dr. Defne Gökçe Korkmaz, tatilin sabah erken kalkmak, öz bakımını yapmak, evdeki görevlerini sürdürmek gibi çocuğun yaşam sorumluluklarından muaf olduğu bir dönem haline getirilmemesi gerektiğini söyledi.

Yarıyıl tatilinde çocuğun ilgi alanlarına ve yeteneklerine göre etkinlik planlaması yapmanın uygun olacağını belirten Korkmaz, “Mutfak işlerine ilgisi olan çocuk yemek kursuna gönderilebilir, spor seven çocuk spora yönlendirilebilir. Çocuğun zamanını nasıl değerlendireceği ile ilgili kendisinin de mutlaka fikri alınmalı ve burada en önemlisi günleri, ortak karar verilen etkinliklerle doldurmak olmalı.” ifadelerini kullandı.

Bazen tatilin amacının sadece eğlenmek olması gerektiğini dile getiren Korkmaz, çocukların uyku düzenleri ve etkinlik takvimlerinin okul zamanıyla uyumlu olacak şekilde planlanması, okul arkadaşlarıyla görüşmelerinin desteklenmesi gerektiğini kaydetti.

Korkmaz, dersin bir başarı ölçütü olarak değil sorumluluk olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, “Aileler genelde kendileri televizyon izlemek, sosyal medyada takılmak gibi etkinlikler yaparken, çocuklarından ders çalışmalarını bekliyorlar. Boşuna ‘Çocuklar dediklerimizi değil yaptıklarımızı yaparlar.’ denmemiş. Ebeveynler çocuğun kitap okumasını istiyorsa kendileri de kitap okuyarak destekleyebilir.” değerlendirmesinde bulundu.

AA

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

İşte Altılı Masa’nın adayını açıklayacağı tarih

HIZLI YORUM YAP