18 Aralık 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.
CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) dışındaki Avrupa BirliÄŸi (AB) üyelerine gönderilen mektupta, Türkiye-AB iliÅŸkileri ve bu iliÅŸkilerin ilerlemesinin Türkiye için her zaman öncelik taşıyan konuların başında geldiÄŸini ve süreçle ilgili AK Parti iktidarı döneminde çok önemli mesafeler katedildiÄŸini anımsattı.
Türkiye-AB iliÅŸkilerinde 60 yılı aÅŸan zorlu sınamalar da yaÅŸandığını belirten ErdoÄŸan, ÅŸunları kaydetti:
“Son dönemde, DoÄŸu Akdeniz’de yaÅŸanan geliÅŸmeler nedeniyle iliÅŸkilerimiz yeni bir sınamayla karşı karşıyadır. Bu mektupla sizlere, Türkiye’nin DoÄŸu Akdeniz konusuna yaklaşımını ve sorunların çözümüne yönelik önerilerini aktarmak istiyorum. DoÄŸu Akdeniz politikamızın iki ana hedefi vardır. Birincisi, DoÄŸu Akdeniz’de deniz yetki alanlarının uluslararası hukuka uygun olarak, hakça ve adil biçimde sınırlandırılması ve kıta sahanlığımızdaki egemen hak ve yetkilerimizin korunmasıdır. Ä°kinci hedefimiz ise Kıbrıs Türklerinin Kıbrıs Adası’nın eÅŸit ortağı olarak, Ada’nın hidrokarbon kaynakları üzerindeki eÅŸit hak ve çıkarlarının garanti altına alınmasıdır.
Bu hedeflerimiz çerçevesinde Türkiye, DoÄŸu Akdeniz’in, tüm tarafların iÅŸ birliÄŸi yaptığı, hidrokarbon kaynaklarının hakça ve adil ÅŸekilde paylaşıldığı, barış ve istikrarın hüküm sürdüÄŸü bir iÅŸ birliÄŸi bölgesi olmasını arzu etmektedir. Kömür ve çeliÄŸin AB’nin çıkış noktasını oluÅŸturduÄŸu gibi, hidrokarbonun Kıbrıs’ta çözüme ve büyük AB’nin oluÅŸumuna temel oluÅŸturmasını diliyoruz.”
“GerginliÄŸin müsebbibi Türkiye deÄŸil, Yunanistan ve GKRY”
DoÄŸu Akdeniz’de devam eden gerginliÄŸin müsebbibinin Türkiye deÄŸil, Yunanistan ve GKRY olduÄŸunu vurgulayan CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “Bugün geldiÄŸimiz duruma, Yunan-Rum ikilisinin Türkiye’yi ve Kıbrıs Türklerini yok saymaları, tek yanlı adımlar atmaları, oldubittiler yaratmaları ve AB’nin buna 2003 yılından beri seyirci kalması yol açmıştır. Kıbrıs meselesi çözülmeden AB’ye üye yapılan GKRY, Kıbrıs Türklerini yok sayarak 2003, 2007 ve 2010 yıllarında komÅŸu ülkelerle deniz sınırı anlaÅŸmaları yapmış, 2007 yılında ruhsat sahaları belirlemiÅŸ, uluslararası ihaleler açmış ve 2011 yılında ilk sondajını gerçekleÅŸtirmiÅŸtir.” ifadelerini kullandı.
Yunanistan’ın GKRY ile birlikte, Türkiye’yi Antalya körfezine hapsetmeyi hedefleyen, maksimalist deniz sınırı iddialarını (Sevilla Haritası) AB’yi kullanarak Türkiye’ye kabul ettirmeye çalıştığını, bu sınırların ulusal ve AB’nin dış deniz sınırları olduÄŸunu iddia etttiÄŸini kaydeden ErdoÄŸan mektubunda, “Yunan/Rum ikilisi bunlarla da yetinmeyerek, Türkiye ve Kıbrıs Türklerine karşı DoÄŸu Akdeniz Gaz Forumu adı altında bir mekanizma teÅŸkil etmiÅŸ, ayrıca bölge ülkeleriyle Türkiye karşıtı üçlü ve dörtlü iÅŸbirliÄŸi mekanizmaları kurmuÅŸtur. Türkiye ise DoÄŸu Akdeniz’de hem kendi hem de Kıbrıs Türklerinin haklarını korumak için diplomasiye ağırlık vermiÅŸ, ancak diyalog ve iÅŸ birliÄŸi çaÄŸrılarımız sonuç vermeyince, sahadaki adımlarını 7 yıl bekledikten sonra 2018 yılında atmaya baÅŸlamıştır.” deÄŸerlendirmelerine yer verdi.
“Hidrokarbon faaliyetlerinin durdurulmasının istenmesi, haksız ve adaletsiz…”
Türkiye’nin, DoÄŸu Akdeniz’de deniz yetki alanlarının uluslararası hukuka uygun, hakça ve adil ÅŸekilde sınırlandırılmasını savunduÄŸunu belirten CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, satÅŸöyle devam etti:
“Bu amaçla Yunanistan ile ön koÅŸulsuz olarak diyaloga hazır olduÄŸumuzu bir kez daha vurgulamak isterim. Bu çerçevede gerginliÄŸin azaltılması için NATO Genel Sekreteri’nin deniz ve hava unsurlarını ayrıştırma giriÅŸimine de başından itibaren destek verdiÄŸimizi dikkatinize getiririm. DiÄŸer taraftan Kıbrıs Türkleri ile Kıbrıs Rumlarının, yıkılan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ortak kurucuları ve Ada’nın ortak sahipleri olarak hidrokarbon kaynakları konusunda, hakça gelir paylaşımı dahil bir iÅŸ birliÄŸi mekanizması tesis etmeleri gerekir. Böyle bir iÅŸ birliÄŸi mekanizmasının kurulması için, Kıbrıs meselesinin çözümünü beklemeye gerek yoktur. Zira Ada’daki her iki taraf da, belirlediÄŸi ruhsat sahalarında uluslararası petrol ÅŸirketleri aracılığıyla faaliyet göstermektedir. Bu faaliyetlerin durmasına veya devam etmesine ancak Ada’daki iki halk birlikte karar vermelidir.
Ayrıca, DoÄŸu Akdeniz’de Kıbrıs Türkleri dahil tüm tarafları bir araya getirecek, kapsayıcı bir enerji iÅŸ birliÄŸi forumu kurulmasının son derece yararlı olacağına inanıyorum. Türkiye bu yönde atılacak adımlara her türlü desteÄŸi vermeye hazırdır.
AB’nin bu düÅŸüncelerimize destek vermesini, aday ülke Türkiye’ye karşı takındığı yanlı tutumu terk etmesini, Yunanistan’ın ve GKRY’nin maksimalist tezlerine koÅŸulsuz, haksız yere destek vermemesini temenni ediyorum. AB’nin ülkeme karşı aldığı bu yanlı tutum, AB müktesebatına ve uluslararası hukuka aykırıdır. Bu yanlı tutum çözümü zorlaÅŸtırmakta, gerginliÄŸi arttırmakta ve Türkiye-AB iliÅŸkilerine, birçok alandaki ortak menfaatlerimize zarar vermektedir. Bizim AB’den beklentimiz tarafsız kalması, herkese eÅŸit davranması, diyalog ve iÅŸ birliÄŸini desteklemesidir. Yukarıda bahsettiÄŸim adımlar atılmadan Türkiye ve Kıbrıs Türklerinden DoÄŸu Akdeniz’deki hidrokarbon faaliyetlerini durdurmalarının istenmesi, haksız ve adaletsiz bir taleptir.”
“AB üzerinden empoze edilmeye çalışılan maksimalist taleplere de boyun eÄŸmedik”
Öte yandan bu konuda Temmuz ayı sonunda AB Dönem BaÅŸkanı Almanya’nın ricası üzerine Türkiye’nin sergilediÄŸi iyi niyetli tutuma, Yunanistan’ın 6 AÄŸustos’ta Mısır’la imzaladığı sınırlandırma anlaÅŸmasıyla karşılık vermesinin güvensizliÄŸi artırdığını vurgulayan CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, mektubunda ÅŸu ifadelere yer verdi:
“DoÄŸu Akdeniz ülkeleri hidrokarbon programlarını ve faaliyetlerini hızla devam ettirirken, Türkiye’ye karşı ÅŸer ittifakları sürerken, Kıbrıs Türkleri yok sayılırken, DoÄŸu Akdeniz’de en uzun kıyı ÅŸeridine sahip Türkiye’nin kendi karasularına hapsolmasını kimse beklememelidir.
Biz diyalog ve iÅŸ birliÄŸine her zaman hazır olduk. Bize AB üzerinden empoze edilmeye çalışılan maksimalist taleplere de boyun eÄŸmedik. Hiçbir ülkenin hakkında gözümüz yok. Ancak hem kendi haklarımızı, hem de garantör ülke olarak, Kıbrıs Türklerinin haklarını koruduk ve korumaya devam edeceÄŸiz. DoÄŸu Akdeniz meselelerine adil ve barışçıl bir çözüm bulabilmek hepimizin ortak sorumluluÄŸudur. Bunun için iÅŸ birliÄŸi ve diyalog desteklenmeli, mevcut krizi daha da ağırlaÅŸtıracak adım ve kararlardan kaçınılmalıdır.
Bizim samimi arzumuz, 18 Mart Mutabakatı’nın günün koÅŸulları da dikkate alarak güncellenmesi ve Türkiye-AB iliÅŸkilerinin tüm yönleriyle, ortak çıkarlarımız doÄŸrultusunda aÅŸama aÅŸama ilerletilmesidir. Bunun yolunun ise yasa dışı göç, terörizm, ticaret, enerji gibi pek çok farklı alanda iliÅŸkilerimizin müÅŸterek çıkarlarımız için taşıdığı hayati önemin farkında olmaktan geçtiÄŸine inanıyor, bu amaca yönelik deÄŸerli desteÄŸinizi bekliyorum.”
AA
Dolar ne kadar?
Kasım indirimlerindeki reklamlara ceza yağdı
2025’te konut yeniden yatırım aracı olabilir mi?
Bu kez de çay yerine gıda boyası
Vize alamayan öğrenciler Polonya’daki okullarına gidemedi
Kanser aşısı bulundu iddiası!
Ankara’da ‘Kırmızı Kitap’ toplantısı
Prof. Dr. Aziz Çelik: Asgari ücret yanlış hesaplanıyor
CHP’de 3 kiÅŸinin ihracı istendi
Marmara’da kabus geri döndü
Sinan Ateş davasında gerekçeli karar açıklandı
Kasım indirimlerindeki reklamlara ceza yağdı
2025’te konut yeniden yatırım aracı olabilir mi?
Bu kez de çay yerine gıda boyası
Vize alamayan öğrenciler Polonya’daki okullarına gidemedi
Kanser aşısı bulundu iddiası!
Ankara’da ‘Kırmızı Kitap’ toplantısı
Prof. Dr. Aziz Çelik: Asgari ücret yanlış hesaplanıyor
CHP’de 3 kiÅŸinin ihracı istendi
Marmara’da kabus geri döndü
Sinan Ateş davasında gerekçeli karar açıklandı