22 Kasım 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.

1xbetbetpasmariobet
a
en iyi rulet siteleri

Gıda fiyatlarının artışından kimler sorumlu?

Suçluyu başka yerde aramaya gerek yok. Temel neden yanlış politikalar.

Bu yaz, pandemi nedeniyle uzun süre ayrı kaldığım vatanıma, Türkiye’ye geldim. Vatana kavuşmak bambaşka bir heyecan ve mutluluk benim için. İlk günlerin yol yorgunluğu ve alışma sonrası çarşı/ pazar gezme zamanı geldi.  Fiyatlardaki değişiklikler tam anlamıyla dudak uçuklatacak cinstendi. Ev fiyatları, kiralar, araba fiyatları, akaryakıt, elektrik, su, doğalgaz ve tabii en önemlisi gıda fiyatları beni şaşkına çevirdi.  Türkiye’deki enflasyonu, politik gelişmeleri takip etmeme karşın bu şaşkınlığım uzun süre devam etti. Sonra araştırmaya ve çeşitli kaynakları okumaya baladım. Halkın ekonomik yetmezliği ve ülkenin açlığa doğru gidişini görmek çok can yakıcıydı. Evet, dünyada da ekonomik, sosyal, iklimsel krizler var. İklim değişikliği ile insanlığın sürüklendiği kıtlık göz ardı edilecek gibi değil ama çözüm arayışları da var. Bilim insanları yapay et, süt ve süt ürünleri üretme çabasında. Atmosferde oluşacak bozulmaların neye mal olacağını biliyorlar ve ona göre planlamalar yapıyorlar.

Türkiye’nin durumu farklı. Türkiye gibi tarımsal üretim potansiyeli çok yüksek, ihracat pazarlarına yakın olan bir ülkenin tarımdan zenginlik üretmek yerine, kendi ihtiyacını bile karşılayamaz duruma getirilmesi uygulanan ‘’yanlış politikaların sonucudur’’ fikrimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Fiyat artışlarının gerçek nedeni olan yanlış tarım ve hayvancılık politikalarını düzeltmek yerine bütün bu yanlışların sonucu olan etiketteki fiyatları baskıyla düşürmeye çalışmak anlaşılır gibi değil. Nedenler ortadan kaldırılmadıkça baskıyla, denetimle, suçlamayla fiyatların düşürülemeyeceğini kim olsa bilir.

Tarım ve gıda ürünlerinin üretilmesi için tohum, fide, fidan, gübre, ilaç, işçilik, mazot, traktör, hasat makinası, su, enerji gibi birçok giderin olduğunu biliyoruz. Çiftçi, bu gereksinmeleri karşılayamazsa üretim yapamaz. Elde ettiği ürünü satarak yaptığı masrafı karşılayacak ve geçimini sağlayarak üretimi sürdürebilecek bir gelir elde etmek ister. Bunu yapamazsa zarar eder ve üretim yapmaktan vazgeçer. Çeşitli kaynakları inceleyerek ulaştığım sonuçları aşağıda sizlerin dikkatlerine sunuyorum.

  • Gübre fiyatlarındaki son bir yıllık artış, 2020 AÄŸustos- 2021AÄŸustos döneminde yaklaşık olarak % 91-142 oranında.
  1. Hammaddesi doğalgaz olan azotlu gübrelerde dünyada yaşanan doğalgaz krizi nedeniyle günlük, hatta anlık zamlar yapılıyor.
  2. Kimyasal gübreüretiminde kullanılan ana hammaddeler Türkiye’de yok. DoÄŸalgaz, fosfat, potasyumu ithal ediliyor. Gübre imalatında kullanılan amon­yak, nitrik asit, sülfürik asit ve fosforik asit de ithalatla karşılanıyor. Böyle olunca bu hammaddelerin fiyatı arttıkça gübre zamlanıyor. Yetmiyor, döviz kuru yani dolar, Euro arttıkça yine zamlanıyor.
  3. Çiftçinin kullandığı tohumlukların fiyatları 2020 – 2021 AÄŸustos döneminde ortalama % 20-25 oranında artış göstermiÅŸ.
  4. Tarım Bakanlığı verilerine göre 2019 yılında mazotun litresinin yıllık artış oranı %19,64 olarak açıklanmış. Şimdilerde durum daha da vahim.
  5. Hayvancılıkta durum farklı mı? DeÄŸil. Yem hammaddelerinin %50’den fazlası ithalatla karşılanıyor. Ãœreticinin hayvanına yedireceÄŸi yeme parası yetmiyor. Saman bile ithal ediliyor.
  6. Zeytin, fıstık çamı, badem, ceviz, tıbbi aromatik bitkiler ve bağ alanları için farklı arazi kiraları uygulanıyor. Bu kiralarla çiftçinin para kazanması neredeyse mümkün olmuyor.
  7. Sulama amaçlı kullanılan elektrik fiyatı en çok artan ve çiftçiyi en çok zorlayan giderler arasında. Bölgelere göre değişmekle birlikte elektrik faturaları son 1 yılda yaklaşık % 80-90 oranında zam almış.
  8. Bu koşullarda çiftçi tarımsal üretimi büyük oranda borçla yapıyor. Bankaya, tohum bayisine, gübre ve ilaç bayisine, tefeciye borçlanıyor. Çiftçinin toplam borcu milyarları aşmış durumda. Finansman maliyeti önemli bir sorun olduğu apaçık ortada.
  9. Yanlış dış ticaret politikası, ithalata dayalı tarım politikası nedeniyle fiyat artışı gerekçe gösterilerek hemen hemen birçok ürün ithal ediliyor. Çok sıklıkla gümrük vergileri sıfırlanıyor. Tahıl, bakliyat başta olmak üzere birçok üründe yılın 12 ayı sıfır gümrükle ithalat yapabiliyor. Bu cezalandırma politikası çiftçiyi üretimden uzaklaştırıyor, üretim azalınca fiyatlar artıyor.
  10. Kuraklık bu yıl özellikle tahıl ve bakliyatta üretiminde düşüşlere neden olmuş. Diğer ürünlerde verimi olumsuz etkiledi. Fiyat artışında kuraklık, sel, dolu, don, aşırı sıcak gibi iklime bağlı doğal afetlerin de etkisi çok fazla. Buna karşılık çiftçiye verilecek destek çok az ve niteliksiz.
  11. Ürünlerin üretim bölgesinden tüketim bölgesine taşınmasındaki taşıma maliyetleri, köprü, yol ücretleri ve diğer vergiler maliyeti ve fiyatı artıran önemli bir neden olarak görünüyor.

Kısacası, gıda fiyatlarının artmasında tek bir neden yok. En önemli neden yanlış ekonomi, tarım, hayvancılık ve dış ticaret politikası. Çiftçinin masrafları artarken ürünün fiyatı aynı oranda artmadığı için çiftçi zarar ediyor. Zarar eden çiftçi üretimi azaltıyor veya tamamen çekiliyor. Üretim azalınca fiyat artıyor. Suçluyu başka yerde aramaya gerek yok. Temel neden yanlış politikalar.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

NeÅŸet ErtaÅŸ’sız 10 yıl…

HIZLI YORUM YAP