25 Kasım 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.

1xbetbetpasmariobet
a
en iyi rulet siteleri

Her üç eriÅŸkinden biri hipertansiyon…

Türk Kardiyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kemal Erol, Türkiye'de erişkin nüfusun yüzde 31,2'sinde hipertansiyon olduğunu belirterek, bu rakamın 'her 3 erişkinden biri hipertansif' şeklinde özetlendiğini bildirdi.

Türk Kardiyoloji DerneÄŸi BaÅŸkanı Prof. Dr. Mustafa Kemal Erol, hipertansiyonu olan birçok insanın semptomları olmadığından, hastalığının farkında olmadığını belirterek, “Maalesef çoÄŸu zaman insanlar kalp krizi veya felç geçirdikten sonra bu acı gerçeÄŸi öğreniyor.” dedi.

Prof. Dr. Erol, hipertansiyonun görülme sıklığı son derece yüksek olan çok yaygın bir hastalık olduğunu belirtti.

Erol, hipertansiyonun dünya genelinde erişkinlerde ölüme yol açan risk faktörleri arasında ilk sırada olmasının, erişkinler açısından belki de en önemli halk sağlığı sorunu olduğunu vurguladı.

Hipertansiyonun sinsi seyirli ve belirtileri son derece silik bir hastalık olduğuna işaret eden Erol, şöyle devam etti:

“BaÅŸ aÄŸrısı, baÅŸ dönmesi, kulak çınlaması gibi genel belirtiler verebilir ancak kronik yükseklikte bu belirtiler de olmayabilir. Bu durum da tanı konmayan hastaların tedavisiz yaÅŸamalarına yol açıyor. Ancak kronik kan basıncı yüksekliÄŸi, kalp damar hastalığı, böbrek yetersizliÄŸi, kalp yetersizliÄŸi, beyin kanamaları ve felç için ana risk faktörünü oluÅŸturuyor.”

Prof. Dr. Erol, “Ãœlkemizde eriÅŸkin nüfusun yüzde 31,2’sinde hipertansiyon mevcut. Yani her 3 eriÅŸkinden biri hipertansif. YaÅŸla görülme oranıysa giderek daha da artıyor, 70’li yaÅŸlarda her üç kiÅŸiden ikisi hipertansif hale geliyor. Öte yandan hipertansiyondan muzdarip birçok insan semptomları olmadığından, hipertansiyona sahip olduÄŸunun bile farkında deÄŸil. Maalesef çoÄŸu zaman insanlar kalp krizi veya felç geçirdikten sonra bu acı gerçeÄŸi öğreniyor.”

“Kovid’e odaklanırken, kronik hastalıkların ciddiyetini göz ardı etmemeliyiz”

Prof. Dr. Erol, hastalığın teÅŸhisindeki en önemli adımın tansiyon ölçümü olduÄŸunun altını çizerek, dernek olarak “DeÄŸerini Bil Kampanyası”nı baÅŸlattıklarını, amaçlarının toplumda hipertansiyon tanı ve tedavi oranlarının artırılarak buna baÄŸlı risklerin en aza indirilmesi olduÄŸunu söyledi.

Pandeminin hipertansiyon üzerine de olumsuz etkilerinin olduÄŸunun altını çizen Erol, “Kovid-19 tabii ki öncelikli mücadele alanımız ancak bu durum kronik hastalıkların, diÄŸer ölüm nedenlerinin ortadan kalktığı anlamına gelmiyor. Türkiye ölüm istatistiklerine baktığımızda 2019’da tüm ölümlerin yüzde 37,1’inin dolaşım sistemi hastalıklarına baÄŸlı olduÄŸunu görüyoruz. Dolayısıyla pandemiye odaklanırken diÄŸer ölümcül kalp-damar sistemi hastalıklarını da unutmamamız gerekiyor.” ÅŸeklinde konuÅŸtu.

Prof. Dr. Mustafa Kemal Erol, pandemi sürecinin de hipertansiyon üzerindeki olumsuz etkilerine değinerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Kovid-19 pandemisi döneminde maalesef evlerde kapalı kalındı. Bu da hareketsizlik, ona baÄŸlı kilo alma, obezite riskini beraberinde getirdi. Stres faktörü de maalesef arttı. Özellikle hipertansiyon görülme oranının zaten çok yüksek olduÄŸu 65 yaÅŸ üstü grubu düşündüğümüzde, bir yılı aÅŸkın süredir kısıtlamalardan dolayı evlerde kalınması, bu riskte daha da olumsuz etkilere neden olabilir. Bu yüzden hastalarımıza ‘evde de olsanız hareket edin, kalori alımını artırmayın, kilo almayın, tuzsuz diyetinizi bozmayın tabi ki ilaçlarınızı da düzenli almaya devam edin. Kısıtlamanın olmadığı saatlerde maskenizi takarak, mesafenizi koruyarak yürüyüşlerinizi yapın, hareketsiz kalmayın’ diyoruz. Ãœlkemizde güzel ve yerinde bir uygulama ile pandemi döneminde kronik hastalıkların ilaç raporları uzatıldı. Hastalarımız direkt olarak ilaçlarına ulaÅŸabiliyorlar. Hipertansiyon hastalarımız ilaçlarını bırakmasınlar. Kan basınçlarını düzenli ölçtürsün, olaÄŸan dışı bir geliÅŸme olduÄŸunda ise hekimine baÅŸvursunlar.”

AA

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Bursalılar dikkat! Meteoroloji uyardı

HIZLI YORUM YAP