06 Mayıs 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.

1xbetbetpasmariobet
a
en iyi rulet siteleri

Konut kiralarında yüzde 25 zam sınırı uzatılacak mı?

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, konut kiralarında yüzde 25 zam sınırına ilişkin konuştu. Temmuza kadar süre olduğunu hatırlatan Yılmaz, "Yaklaştığı zaman bir etki değerlendirme yapılacak, artılarına, eksilerine bakılacaktır. Enflasyonun gidişine, kiralardaki gidişata, hepsine bakılarak bir karar verilecektir." dedi.

CumhurbaÅŸkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, konut kiralarında yüzde 25 zam sınırına iliÅŸkin, “Bu yılın ortasına kadar geçerliliÄŸi var, temmuza kadar süremiz var. YaklaÅŸtığı zaman bir etki deÄŸerlendirme yapılacak, artılarına, eksilerine bakılacaktır. Enflasyonun gidiÅŸine, kiralardaki gidiÅŸata, hepsine bakılarak bir karar verilecektir.” dedi.

Yılmaz, Habertürk canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.

Fitch Ratings’in Türkiye’nin kredi notunu “B”den “B+”ya yükseltirken, not görünümünü “duraÄŸan”dan “pozitif”e çıkarmasının, Türkiye’nin hak etmediÄŸi bir konumda bulunduÄŸunu bir kez daha gösterdiÄŸini ve bunun doÄŸru yönde verilmiÅŸ bir karar olduÄŸunu belirten Yılmaz, Orta Vadeli Programı (OVP) kararlılıkla hayata geçirmeye, yatırım ortamını iyileÅŸtirmeye devam edeceklerini ve bütün bunların sonucunda, diÄŸer kredi derecelendirme kuruluÅŸlarından da benzer not artırımlarının geleceÄŸini söyledi.

Yılmaz, enflasyonla mücadeleye öncelik verdiklerini ve bunun politika setini OVP ile ortaya koyduklarını vurgulayarak, buna ilişkin para, maliye politikaları ve yapısal reformları içeren güçlü bir programı hayata geçirdiklerini kaydetti.

Enflasyonda yıllık bazdaki belirgin düşüşün haziran-temmuz aylarında görüleceÄŸini, gıda ve hizmet grubundaki enflasyon üzerinde özellikle çalıştıklarını dile getiren Yılmaz, “2024’ün ikinci yarısında belirgin etkileri göreceÄŸiz. 2025’te çok daha düşük seviyeler olacak. 2026’da ise tek haneli enflasyona yeniden ulaÅŸacağız ve bu konuda kararlıyız. Bunu laf olsun diye de söylemiyoruz. Planımız, programımız, politika setimiz var ve bu da ÅŸeffaf bir ÅŸekilde izlenen bir süreç.” diye konuÅŸtu.

“Kurun enflasyonun üstünde geliÅŸmesini beklememek gerekir”

“Son 10 haftada Merkez Bankasının rezervlerinde 14,5 milyarlık bir azalma söz konusu. Bu da ‘seçim sonrasında bir politika deÄŸiÅŸikliÄŸi mi olacak’ sorusuna gelip takılıyor gibi gözüküyor?” sorusuna yanıt veren Yılmaz, serbest kur rejimi izlediklerini, Merkez Bankasının spekülasyonlarla mücadele etme görevini yerine getirdiÄŸini ve küçük yatırımcıyı koruyacak ÅŸekilde müdahalelerini yapacağını anlattı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, şöyle devam etti:

“Bir ülke enflasyonla mücadele ediyorsa kendi parasını zaten daha cazip hale getiriyor demektir. Dolayısıyla eÄŸer gerekiyorsa Merkez Bankamız son dönemde yaptığı gibi sıkılaÅŸtırıcı adımlar da atıyor burada. Bazı spekülatif ÅŸeyler gördüğü zaman geçici de olsa bir takım adımlar da atabilir, baÅŸka enstrümanlar da kullanabilir. Burada ÅŸunu küçük yatırımcının özellikle bilmesi lazım, daha geniÅŸ perspektifte baktığınız zaman, enflasyonla mücadele edilen bir ortamda, kurun enflasyonun üstünde geliÅŸmesini beklememek gerekir. Böyle bir ÅŸey yok yani bu eÅŸyanın tabiatına aykırı. Nominal kurdan bahsetmiyorum ama reel kurdan bahsediyorum. Enflasyondaki artış kurda da bir miktar artış getirecektir. Son dönemde enflasyon bir miktar beklentinin üstünde oldu, bu bir miktar kura yansıyacaktır. Bu da normal bir ÅŸey. Bunu kurda çok aşırı hareketlilik oluyor diye yorumlamamak gerekir.”

“Büyümemizin kompozisyonunun, enflasyonist olmayacak, cari açığı arttırmayacak ÅŸekilde, yatırım ve ihracat ağırlıklı bir yapıya doÄŸru geçmesini arzu ediyoruz” diyen Yılmaz, tüketimi daha ılımlı hale getirmeyi, iç tasarruf oranlarını arttırmayı, artan tasarrufları da daha üretken alanlara kanalize etmeyi hedeflediklerini, böylece hem belli oranda büyümeyi saÄŸlamayı hem de dezenflasyonist sürece katkıda bulunmayı istediklerini ifade etti.

“Enflasyonun gidiÅŸine, kiralardaki gidiÅŸata bakılarak bir karar verilecektir”

Yılmaz, sosyal refah açısından konut konusunun çok önemli olduÄŸunu, özellikle birinci konut üzerinde durduklarını ve afet riskini dikkate alarak büyük bir kentsel dönüşüm programını ilan ettiklerini anımsatarak, “Önümüzdeki dönemlerde gerek merkezi idare gerek yerel yönetimler olarak daha fazla sosyal konut üretme konusunda politikalarımızı göreceksiniz.” diye konuÅŸtu.

Konut arzını artırmanın önemine işaret eden Yılmaz, sosyal konut, ilk konut sahipliği gibi hususların yanı sıra afette dayanıklı, yeşil dönüşümle birlikte enerji anlamında da daha efektif bir konut yapılanmasına doğru gidilmesini gerektiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, konut kiralarında yüzde 25 zam sınırının, enflasyonist dönemde kiracıları korumak, gözetmek için alınan bir karar olduğunda dikkati çekerek, şunları kaydetti:

“Asıl olan tabii enflasyonu düşürmek ve bu ihtiyacı ortadan kaldırmak. Dolayısıyla enflasyonu kalıcı bir ÅŸekilde düşürdüğünüz zaman buna ihtiyaç kalmayacak zaten. Ama bu konudaki karar henüz alınmış deÄŸil. Bu yılın ortasına kadar geçerliliÄŸi var. Temmuza kadar süremiz var. YaklaÅŸtığı zaman bir etki deÄŸerlendirme yapılacaktır. Artılarına, eksilerine bakılacaktır. Enflasyonun gidiÅŸine, kiralardaki gidiÅŸata, hepsine bakılarak bir karar verilecektir.”

Yılmaz, deprem bölgesindeki konutlara iliÅŸkin, “440 bin hak sahipliÄŸi var. 46 binini bugün itibarıyla teslim etmiÅŸ durumdayız. Yani bir yıl gibi bir süre geçti, 46 bin konut teslim edildi.” dedi.

Özellikle sanayideki sektör temsilcilerinin ara eleman konusunda arayış içerisinde olduğunu belirte Yılmaz, bunu aşma noktasında kapsamlı bir çalışma yürütüldüğünü ifade etti.

Eleman arayışını ortadan kaldırmak adına eğitim sisteminin kazandırdığı beceriler ile iş gücü piyasasının talep ettiği becerileri örtüştürmek adına mesleki eğitim çalışmalarına ağırlık verildiğine dikkati çeken Yılmaz, bu kapsamda ilgili kurumlarla koordineli çalışmaların devam ettiğini söyledi.

Yılmaz, kadınların iÅŸ gücüne katılımı konusunda Türkiye’nin önemli bir potansiyele sahip olduÄŸuna iÅŸaret ederek, “Ä°ÅŸ gücü açığımızın önemli bir kısmının, kadınların özellikle eÄŸitim alarak, mesleki eÄŸitim alarak, giriÅŸimci olarak iÅŸ gücü piyasasına girmeleri bu sorunumuzu hafifletecektir. Önemli bir katkısı olacaktır. Bu konuda da zaten ciddi bir ilerleme saÄŸlıyoruz. Önümüzdeki dönem ben bunun hızlanarak artacağını düşünüyorum.” diye konuÅŸtu.

Yeni çalışma modellerinin sisteme dahil edilmesi gerektiÄŸini belirten Yılmaz, “Özellikle kadınlar için, gençler için yeni çalışma biçimlerini daha fazla yaygınlaÅŸtırmamız lazım.” ifadesini kullandı.

“Pandemi sonrası tüm dünyada gelir dağılımında bozulma oldu”

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, büyümenin tabana yayılması ve büyümeden tüm vatandaşların payını alabilmesi için nasıl bir durumun öngörüldüğüne ilişkin soru üzerine, şunları kaydetti:

“Bu büyümenin nimetlerini topluma yaymanız lazım ki gerçekten kalkınmış bir ülke haline gelmeniz mümkün olsun. Dolayısıyla büyüme gerekli ama yeterli deÄŸil. Buna kesinlikle katılıyorum. Büyümemiz iyi ama bir taraftan da ÅŸunu yaÅŸadık. Pandemi ve pandemi sonrası süreçle birlikte maalesef tüm dünyada gelir dağılımında bir bozulma oldu. Ä°lk defa BirleÅŸmiÅŸ Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Göstergeleri’nde dünya geriye gitti. Bırakın hedeflere doÄŸru ilerlemeyi geriye gitmeye baÅŸladı. Dolayısıyla bu konular çok önemli. 2023’te nispi bir düzelme saÄŸladığımızı söyleyebilirim.”

Yılmaz, ekonomideki büyümenin yansıması olarak 2023’te istihdam oranlarında iyileÅŸmelerin kaydedildiÄŸine dikkati çekti. Yılmaz, “2022’de emeÄŸin milli gelirdeki payı 23,6’ymış, 2023’te 29,1’e yükselmiÅŸ. Yani 2023’te nispi olarak 5,5 puan civarında emeÄŸin payında bir artış var. Bu da gerçekten çok olumlu bir geliÅŸme. Bunun gelir dağılımına yansımasını henüz istatistiki olarak görmüş deÄŸiliz. Bunlar bir yıl sonradan hesaplanan rakamlar.” diye konuÅŸtu.

Deprem bölgesine ilişkin çalışmalar

KahramanmaraÅŸ merkezli 6 Åžubat 2023’te meydana gelen depremlere iliÅŸkin çalışmalarda ne aÅŸamaya gelindiÄŸinin sorulması üzerine Yılmaz, afetin 14 milyon insanı ve 11 ili doÄŸrudan etkileyen çok büyük bir yıkım oluÅŸturduÄŸunu hatırlattı.

Deprem bölgesindeki yaraların sarılması için ilk andan itibaren çalışmaya başladıklarını belirten Yılmaz, şöyle devam etti:

“Ä°lk dönemler yaptığımız bir hesaba göre 104 milyar dolar gibi bir maliyetle ülkemiz karşı karşıya kaldı bu deprem sonrası. Bunun da en ağırlıklı yükü geçen yıl ve bu yıl. 2025’den itibaren azalan oranlarda devam ediyor. Ama bütçe açısından baktığınızda iyi taraflarından biri ÅŸu tek seferlik harcama, deprem harcamaları. Dolayısıyla bütçede yapısal bozulmaya sebep olmuyor. Geçici artışlar getiriyor. Bütçe açığınızı geçici olarak arttırıyor. Bir süre sonra çalışmalar bittikçe bütçe açığınız normal seviyesine tekrar geri dönmüş oluyor.”

Yılmaz, depremden etkilenen illerde inÅŸa edilecek konutların son durumuna iliÅŸkin, “440 bin hak sahipliÄŸi var. 46 binini bugün itibarıyla teslim etmiÅŸ durumdayız. Yani bir yıl gibi bir süre geçti, 46 bin konut teslim edildi. Artık her ay 15-20 bin konut teslimi yapılacak diye planlıyoruz ve yıl sonunda 200 bini bulmuÅŸ olacağız diye tahmin ediyoruz.” bilgisini verdi.

Parasal sıkılaşma konusunda depreme yapılan harcamalardan dolayı mali konuda bir eksiklik olduğuna yönelik eleştiriler olduğunun sorulması üzerine Yılmaz, şunları anlattı:

“Biz deprem konusunda mali disiplin diyemeyiz. Yani o depremin yaralarını sarmak olmazsa olmaz bir ÅŸey. Orada zaten tartışamazsınız yani. Sadece ÅŸunu söyleyebilirim. Depremdeki harcamalara raÄŸmen açığımızı belli bir oranda tutmayı baÅŸardık, bu iyi bir baÅŸarı. Ä°lk baÅŸladığında yüzde 10’ları aÅŸacak deniyordu. Hatırlayın yani bundan bir süre önce yüzde 10’u aÅŸacak bütçe açığımız diyen ekonomistler vardı, 5,2’de tutabildik. Bu büyük bir baÅŸarı bence mali açıdan. Bunu yaparken deprem harcamalarından kesinlikle hiçbir taviz vermiyoruz.”

Asgari ücretlilere ve emeklilere ilişkin adımlar

Asgari ücretli çalışanların ve emeklilerin seçim öncesi bir beklentisinin olduÄŸuna ve bu konuda yeni bir geliÅŸme yaÅŸanıp yaÅŸanmayacağına iliÅŸkin soru üzerine Yılmaz, “OlabildiÄŸince elimizdeki tüm imkanları kullanarak bu konularda adımlar attık. Önümüzdeki dönemlerde de ekonomimiz büyüdükçe, geliÅŸtikçe, istikrarımız meyvelerini vermeye devam ettikçe emeklilerimiz baÅŸta olmak üzere bütün kesimlere dönük yine aynı yaklaşımımızı devam ettireceÄŸiz. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.” diye konuÅŸtu.

Cevdet Yılmaz, bütçenin sonsuz olmadığına ve kısıt olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:

“Bizim önceliÄŸimiz emekli oldu, çalışanlar oldu. Kesinlikle bundan hiçbir tereddüt yok. Bütçemizin içindeki payına bakabilirsiniz. Çalışanların payına, emeklilere yaptığımız aktarmaların sosyal güvenlik sistemine. Ama bir taraftan da ÅŸu gerçek tabii, emekli sayımız da oldukça yüksek bir rakama geldi, 16 milyon gibi bir rakama ulaÅŸtık. Dolayısıyla burada en küçük attığınız adımın büyük bir yansıması oluyor. Bayram ikramiyelerinde yüzde 50 artış yapıldı deÄŸil mi? Bunun mali yansıması 27 buçuk milyar lira. Tek başına bu atılan adımın mali etkisi 27,5 milyar lira.”

Aynı iÅŸi yapan insanlardan eÅŸit oranda vergi almak adına çalışmaların yürütüleceÄŸine de dikkati çeken Yılmaz, “Aynı iÅŸi yapan, herkesten eÅŸit oranda vergi almak istiyorsunuz. Birisi öderse diÄŸeri ödemezse ne olur? Hem sosyal adaletsizlik olur hem de haksız rekabet olur. Yani aynı konuda çalışan iki iÅŸletme var diyelim. Biri vergisini ödüyor düzenli bir ÅŸekilde, diÄŸeri ödemiyorsa rekabet güçleri etkilenir ve haksız rekabet olur. Dolayısıyla kayıt dışılığı engellediÄŸiniz zaman rekabet ortamını da güçlendirmiÅŸ olursunuz.” dedi.

Yerel seçimlere dair açıklama

CumhurbaÅŸkanı ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri’nin büyük bir demokratik olgunluk içinde, yüksek bir katılımla gerçekleÅŸtirildiÄŸini belirten Yılmaz, 31 Mart’taki yerel seçimlerin de aynı ÅŸekilde tamamlanacağına inandığını söyledi.

Yerel seçimlerde, mahalli müşterek hizmetleri en iyi yapacak kişinin seçilmesi gerektiğini vurgulayan Yılmaz, vatandaşın genel seçimdeki siyasi tercihinin yerel seçimde farklılık gösterebileceğine de değindi.

Yılmaz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu ziyaretlerindeki izlenimlerinin sorulması üzerine şu karşılığı verdi:

“Gerçekten bir huzur iklimi var DoÄŸu Anadolu’da ve GüneydoÄŸu’da. Ä°ÅŸte belli bir yaÅŸa gelmiÅŸ insanlarız ömrümüz hakikaten bu terörle terörün yol açtığı zararlarla geçti. Özellikle en büyük zararı da DoÄŸu ve GüneydoÄŸu insanı gördü. Orada yaÅŸayan Kürt vatandaÅŸlarımız gördü.

Niye? Terörün olduÄŸu yerde yatırım olmuyor. Terörün olduÄŸu yerde hayvancılık olmuyor, turizm olmuyor. Terörün olduÄŸu yerde nitelikli insan gelip görev yapmıyor. Dolayısıyla toplumsal olarak büyük bir kayıp yaÅŸadı o bölge. Sermaye baÅŸka bölgelere göç ediyor. Terörün azaldığı, terörün marjinalize olduÄŸu bir ortamda da en büyük faydayı bence bölgede yaÅŸayan insanlar görüyor.”

Turizme yönelik çalışmalara iliÅŸkin detaylar veren Yılmaz, Antalya’da 60 milyon turist ve 60 milyar dolar gelir hedefi koyduklarını açıkladı.

2023 yılında 57 milyondan fazla turist ve 54 milyar dolardan fazla gelir elde edildiğini belirten Yılmaz, kişi başına gelir ve geceleme gelirinin de arttığını söyledi.

2030’a kadar turizm gelirini 100 milyar dolara çıkarmayı hedeflediklerini belirten Yılmaz, bunun cari açığın kapatılmasında önemli rol oynayacağına inandıklarını kaydetti.

Sadece deniz kum güneş turizmi değil, kültür turizminden, kış turizmine, sağlık turizmine kadar 12 aya yayılan bir turizm modeli hedeflediklerini de vurgulayan Yılmaz, merkezi hükümet ve yerel yönetimler arasındaki koordinasyonun turizmin geliştirilmesinde önemli rol oynayacağına inandığını da sözlerine ekledi.

“Yerel ve merkezi yönetim uyumu önemli”

Yerel yönetimlerle merkezi yönetimin uyumu ve koordinasyonu önemli olduÄŸuna dikkati çeken Yılmaz, “Merkez hükümetin size ayırdığı bir ÅŸeyi doÄŸru yönde ve iyi kullanırsanız sorunları çözersiniz. Ama kullanamazsanız bunu bütün toplum ya da o ÅŸehirde yaÅŸayan insanlar öderler. Ä°stanbul BüyükÅŸehir Belediye BaÅŸkanı Ekrem Ä°mamoÄŸlu, bu 5 yıl içinde kendisine merkezi hükümetin ayırdığı ya da verdiÄŸi kaynakları doÄŸru kullandı mı? Murat Kurum gelirse bu kaynakları nasıl kullanacak? Bakın bunun en güzel cevabını Sayın Ä°mamoÄŸlu kendisi veriyor. Nasıl veriyor? BaÅŸarısız olduÄŸunu bir anlamda ilan etmiÅŸ oluyor. Çünkü iÅŸte ‘Merkezi idare bana yeterince güç vermediÄŸi için ÅŸunları ÅŸunları yapamadım’ diyor.” ifadelerini kullandı.

Murat Kurum’un seçilmesi halinde farklı bir belediyecilik anlayışını ortaya koyacağına inandığını belirten Yılmaz, “Kurum, ‘Sadece Ä°stanbul’ diyor. Ä°stanbul’un problemleri, somut problemleri, hayatında insanların gündelik hayatında yaÅŸadığı ÅŸeyler belli. ‘Ben bunlara odaklanacağım’ diyor. Nedir bunlar? Ulaşım. Daha kısa sürede insanlar eriÅŸebilecek, ulaÅŸabilecekler. ‘Bunun hazırlıklarını yaptım’ diyor. Somut projelerini ortaya koyuyor. Afet Ä°stanbul’un en temel meselelerinden ki Murat Bey bu konuda Türkiye’nin herhalde parmakla sayılabilecek uzmanlarından biri.” ifadelerini kullandı.

“Yabancı yatırımcının Türkiye’ye geliÅŸinin yakın zamanda daha fazla olacağını öngörüyoruz”

Ekonomiye iliÅŸkin hem kendisinin hem de Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet ÅžimÅŸek’in yabancı yatırımcılarla görüşmeleri olduÄŸunu aktaran Yılmaz, “Yabancıların Türkiye’ye geliÅŸinin yakın zamanda daha fazla olacağını öngörüyoruz.” dedi.

Yabancı yatırımcıların en çok, seçimden sonra ekonomi politikalarının devam edip etmeyeceÄŸini sorduÄŸunu kaydeden Yılmaz, “Bu çok önemli tabii. Biz geliÅŸmekte olan bir ülkeyiz. Dışarıdan da sermayeyi daha fazla cezbetmemiz lazım ki daha hızlı bir ÅŸekilde hedeflerimize ulaÅŸabilelim.” diye konuÅŸtu.

Yılmaz, Türkiye’nin yatırım çekmek için büyük bir potansiyele sahip olduÄŸunu ve doÄŸru politikalarla bu potansiyeli kullanabileceÄŸini dile getirdi.

Gümrük BirliÄŸi AnlaÅŸması’nın güncellenmesi, modernizasyonundaki geliÅŸmelere iliÅŸkin soruya Yılmaz ÅŸu yanıtı verdi:

“Vize muafiyetinin iÅŸ dünyası için, öğrenciler için, araÅŸtırmacılar için bu iÅŸlerin kolaylaÅŸtırılması gerektiÄŸini söylüyoruz. Bu konularda müzakerelerimiz devam ediyor. DışiÅŸleri Bakanlığımız bir taraftan, Avrupa BirliÄŸi biliyorsunuz bakan yardımcımız var ve baÅŸkanlığımız var. Avrupa BirliÄŸi BaÅŸkanlığı. Onlar bu konuları çok yakından takip ediyorlar. DiÄŸer yandan Ticaret Bakanlığı’nın bu gümrük birliÄŸi konusunu muhataplarıyla yakından takip ediyor.

Bazı ülkeler siyasi sebeplerle Avrupa BirliÄŸi’ni Türkiye’ye karşı bir enstrüman olarak kullanıyorlar. Yani kendi milli diyelim politikalarını Avrupa BirliÄŸi üzerinden uygulamaya çalışıyorlar. Bu da aslında hem Avrupa BirliÄŸi’ne hem Türkiye-Avrupa BirliÄŸi iliÅŸkilerine zarar veriyor. Oysa ortak menfaatlerimiz var. Avrupa bizim temel ihraç pazarımız, sermaye hareketlerimizin büyük bir kısmı Avrupa’yla, turizmimizin önemli bir kısmı Avrupa’yla, 5 milyona yakın insanımız var Avrupa’da yaÅŸayan. Dolayısıyla çok yoÄŸun iliÅŸkilerimiz var.”

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile yapılan çalışmalara ilgili de bilgi veren Yılmaz, “Yeni bir mali iÅŸbirliÄŸi programı hazırlıyoruz. Geçen yıl uygulamaya koyduÄŸumuz 9,5 milyar lira civarında bir büyüklüğe sahipti. Yeni yapacağımız 14 milyar civarında bir büyüklüğe sahip olacak ilk çalışmalarımıza göre. Ve çok kritik projeler var önümüzde.” diye konuÅŸtu.

AA

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Türkiye ve ABD’den ortak açıklama

HIZLI YORUM YAP



Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.