22 Kasım 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.

1xbetbetpasmariobet
a
en iyi rulet siteleri

Küresel ısınma için ‘kritik’ uyarı

Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) raportörü Prof. Dr. Joyashree Roy, küresel ısınmayla mücadelede gelecek birkaç yılın çok kritik olduğu uyarısında bulundu.

IPCC 6. Değerlendirme Raporu yazarlarından Hint ekonomist Roy, AA muhabirine, yer kürenin geleceğine ve yeşil dönüşüm hedeflerine yön vermeyi amaçlayan raporu değerlendirdi.

Üç cilt halinde yayımlanan raporun 4 Nisan’da yayımlanan son cildi olan 3. Çalışma Grubu Raporu’na atıfta bulunan Roy, “Tüm ülkelerin COP26’dan (2021 BM Ä°klim DeÄŸiÅŸikliÄŸi Konferansı) önce duyurdukları Ulusal Katkı Beyanlarını ele alırsak, IPCC raporu bu beyanlarla 1,5 derece sınırını aÅŸan bir ısınmaya neden olunacağını gösteriyor. 2030’dan sonra ısınmayı 2 derecenin dahi altında sınırlamak zor olacak. Bu; sıcaklığın planlanan ÅŸekilde stabilize edilmesi için ÅŸu an harekete geçmemiz gerektiÄŸini gösteren, gerçekten endiÅŸe verici bir mesaj.” diye konuÅŸtu.

Roy, son raporun başlıca önceliğinin insan refahına verilmesiyle ve emisyonların azaltılmasının ve refahın sağlanmasının ancak bu şekilde mümkün olduğunu savunmasıyla diğer IPCC raporlarından ayrıldığını, bu anlamda bir ilk olduğunu anlattı.

Ä°nsanların emisyon azaltımı amacıyla eyleme geçmeye istekli olabilmeleri için kendi iÅŸlerini halledebildikleri, saÄŸlıklı, yeni altyapılara ve doÄŸru teknolojilere eriÅŸebildikleri bir yaÅŸam sürmeleri gerektiÄŸini, ardından sosyal ve kültürel uygulamaların deÄŸiÅŸim ve hayat tarzı deÄŸiÅŸikliklerini getirebileceÄŸini kaydeden Roy, “Her halükarda insan refahına öncelik verilmesi gerekiyor. Ama yine de rahatça yürüyebileceÄŸiniz güvenli bir ÅŸehir olmadıkça, güvenli bir toplu taşıma sistemi olmadıkça, bu deÄŸiÅŸimler söz konusu olamaz.” ifadelerini kullandı.

“Öncelik, enerji talebinin azaltılması”

Raporun, bir ÅŸeylerin rayında gitmediÄŸini gösterdiÄŸi yorumunda bulunan Roy, “Ä°lerleme, kalkınma ve fosil yakıtlarımızı kullanma ÅŸeklimize göre biz hala fosil yakıt çağındayız. Fosil yakıt kullanımının azalması için bu 10 yıl içinde eyleme geçmek zorundayız.” diyerek, her sektör için mevcut seçeneklerin bulunduÄŸuna dair bilimsel deÄŸerlendirmelerin raporda yer aldığını vurguladı.

BaÅŸlıca çözümlerden birinin fosil yakıt kullanımının hızla azaltılması ve fosil yakıt altyapılarına artık yeni yatırımların yapılmaması olduÄŸunu vurgulayan Roy, “Verimli hizmetler ve alternatif hizmet saÄŸlama sistemleri kullanarak enerji talebimizi azaltabilirsek, temelde fosil yakıt kapasitesi yaratmak için pek fazla yatırıma ihtiyacımız olmaz çünkü enerji talebi zaten azalacaktır.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.

Bir başka çözümün de uzun ömürlü materyal kullanımı olduğunu anlatan Roy, endüstrilerin bu tür materyaller üretmeleri, bireylerin de materyal seçimlerini bu doğrultuda yapmaları gerektiğini belirtti.

Roy, gıda israfının azaltılmasının ve daha sürdürülebilir diyetlerin benimsenmesinin çok büyük oranda emisyon azaltımı sağlayabildiğini de dile getirdi.

“Yeni bir ÅŸey icat edilmek zorunda deÄŸil”

Kalkınma yatırımlarının sürdürülebilir tüketim kararlarını mümkün kılacak ve böylece sürdürülebilir üretim yapılmasına olanak sunacak şekilde yapılmasının önemine değinen Roy, yapılması gerekenin, karar verme süreçlerinde bilimsel gerçekleri yaygınlaştırarak karar alıcılar için daha uygulanabilir ve erişilebilir hale getirmek olduğuna dikkati çekti.

Prof. Dr. Joyashree Roy, şöyle devam etti:

“Bu açıdan baktığımızda politika belirleyicilerine, yatırımcılara, rol modellerine, vatandaÅŸlara ve finans kuruluÅŸlarına çok önemli rol düştüğünü söylüyoruz. Yeni bir ÅŸey icat edilmek zorunda deÄŸil ve güneÅŸ ile rüzgar enerjisinden, enerji verimliliÄŸinin iyileÅŸtirilmesinden, ormansızlaÅŸmanın azaltılmasından, toprakta karbon depolanmasından ve metan emisyonunun azaltılmasından parasal faydalar da elde edildiÄŸini görüyoruz.”

“Finansal akış ihtiyaç duyulan düzeyden az”

İklim değişikliği ile mücadele için finansal akışın endişe verici düzeyde düşük olduğuna işaret eden Roy, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Küresel ısınmayı 1,5 ila 2 derecenin altında tutmak için gereken finansal akış 2030’a kadar ihtiyaç duyulan düzeyden 3 ila 6 kat az. Raporda sunulan deÄŸerlendirme aynı zamanda yatırım açığını kapatmak için yeterli küresel sermaye ve likidite olduÄŸunu gösteriyor. Bu da sermaye piyasasında yatırım için müsait fonlar bulunduÄŸu anlamına geliyor. Yani, hükümetlerden ve uluslararası topluluktan, kamu sektörü finansmanı ve politikasının insan refahını artıran ve aynı zamanda emisyonu azaltan bu eylemlere daha güçlü bir uyum saÄŸlamasını da kapsayan net sinyaller alınması gerekiyor.”

“EÅŸitsizlik bu raporun merceÄŸinde”

GeliÅŸmekte olan ülkelerin yatırım açığını kapatmakta daha büyük zorluklarla karşılaÅŸtığının altını çizen Roy, “EÅŸitsizlik bu raporun merceÄŸinde. En yüksek gelire sahip yüzde 1’lik kesim emisyonların yüzde 15’inden, en alttaki yüzde 90’lık kesim ise emisyonların yüzde 48’inden sorumlu. Yüksek sosyo-ekonomik statüdeki kiÅŸiler eyleme geçmek için daha yüksek kapasiteye ve emisyon azaltımında daha fazla sorumluluÄŸa sahip.” deÄŸerlendirmesini yaptı.

Roy, eşitsizliğin nasıl ele alınacağının çok önemli olduğunu ve daha sürdürülebilir yaşam hedefleri için gereken maliyetin farklı bölgelerde değişiklik göstereceğini ifade ederek şunları söyledi:

“Maliyet ülkeden ülkeye deÄŸiÅŸecektir çünkü bu, ne tür yöntemlerin uygulandığına baÄŸlıdır ve her yöntem her ülkede uygulanamaz. Bu nedenle Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ile sinerjilerine dikkat etmemiz gerekir. Hükümetlerin sadece tek önceliÄŸi yoktur; çoklu önceliklerinin olması anlaşılabilir. IPCC raporunun amacı bilimsel bilgiler saÄŸlamaktır ki hükümetler bu bilgileri ihtiyaçları doÄŸrultusunda kendi baÄŸlamlarında uygulayabilsin. Şüphesiz vatandaÅŸlarının refahını artırmak herkesin ortak amacı.”

Ülkelerin sürdürülebilir kalkınmaya geçiş yapabilmesi ve kalkınmanın kalıcı olabilmesi için zor kararlar almaları gerektiğini belirten Roy, şu uyarılarda bulundu:

“Åžunu anlamamız gerekiyor ki insan etkisi iklimi en azından son 2 bin yılda görülmemiÅŸ oranda ısıttı. Ayrıca iklim deÄŸiÅŸikliÄŸi sadece bir ekonominin gayri safi yurtiçi hasılasına tehdit oluÅŸturmaktan ziyade, gezegenin ve insanların saÄŸlığı için de ciddi bir tehdittir. 2 derecelik bir ısınma muhtemelen 2050’ye gelindiÄŸinde Sahra Altı Afrika’da, Güney Asya’da, Orta ve Güney Amerika’da ve küçük adalarda gıda kıtlığına ve sonucunda yetersiz beslenmeye yol açacaktır. Tüm sektörlerde ve bölgelerde derhal ciddi emisyon azaltımları yapılmadığı takdirde 1,5 derece imkansız olacak. Yani önümüzdeki birkaç yıl çok kritik.”

AA

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Konutta haksız fiyat artışlarına karşı Maliye emlakçılarla iş birliği yapacak

HIZLI YORUM YAP