05 Mayıs 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.

1xbetbetpasmariobet
a
en iyi rulet siteleri

Küresel ısınmayı sınırlamak karbon ayak izini azaltmakla mümkün

Eskişehir Teknik Üniversitesi Fen Fakültesi Ekoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cengiz Türe:
"Karbon ayak izi bireysel, kurumsal, ulusal ve küresel boyutlarda ölçülebiliyor. Çevre hassasiyeti olan bireyler internette var olan karbonmetreler ile konut, ısınma, ulaşım, gıda, parametrelerini kullanarak kendi karbon ayak izlerini yaklaşık olarak hesaplayabilir"
"Bireysel ölçekte karbon ayak izlerinin azaltılabilmesi için her şeyin 'yeteri kadar' kullanılması yaklaşımı benimsenmeli. Yapılan çalışmalar gösteriyor ki hayatınızda var olan her şeyin miktarını yüzde 50 azalttığınız takdirde yaşam kaliteniz değişmiyor"

EskiÅŸehir Teknik Ãœniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Ekoloji Anabilim Dalı BaÅŸkanı ve Türkiye SaÄŸlıklı Kentler BirliÄŸi Danışma Kurulu Ãœyesi Prof. Dr. Cengiz Türe, konut, ısınma, ulaşım, gıda gibi parametrelerle kendini gösteren karbon ayak izinin, her ÅŸeyin ‘yeteri kadar’ kullanılarak düşürülebileceÄŸini belirtti.

Küresel ısınma ve iklim deÄŸiÅŸikliÄŸinin tetikleyicilerinden olan karbon salımının azaltılması için Paris Ä°klim AnlaÅŸması ve Avrupa YeÅŸil Mutabakatı‘nın kabul edilmesi gibi adımlar sonrasında “karbon ayak izi” kavramı daha sık gündeme gelmeye baÅŸladı.

Küresel Karbon Projesi‘nin (GCP) 2020 yılı verilerine göre kiÅŸi başına düşen karbon miktarı Avrupa’da 6,6 ton iken, Türkiye, kiÅŸi başı 4,7 ton karbon salımı ile dünyada 73. sırada yer aldı.

AA muhabirine açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Cengiz Türe, karbon ayak izini “Tıpkı bir yere bastığımızda ayak izimizin kalması gibi, üretim, tüketim, seyahat dahil her türlü yaÅŸamsal faaliyetimizle ve kullandığımız ürünlerle ortaya çıkardığımız sera gazlarıyla gezegende bıraktığımız etki” olarak tanımladı.

Karbon ayak izi kavramının metan ve azot oksitler gibi tüm sera gazlarını kapsayan bir ifade olduğu ancak bu gazlar içerisinde en yüksek miktarda bulunanın karbondioksit olması nedeniyle bu adı aldığı bilgisini paylaşan Türe, şöyle devam etti:

“Gezegenimiz sera gazları, bunların etkisi sonucunda ortaya çıkmış olan küresel ısınma, küresel ısınmanın neden olduÄŸu iklim deÄŸiÅŸikliÄŸi ve ÅŸimdi de artık deÄŸiÅŸiklik kelimesini aÅŸan bir iklim kriziyle karşı karşıya. Ä°klim deÄŸiÅŸikliÄŸine neden olan sera gazlarının azaltılması konusunda dünyada son derece hassas uluslararası düzeyde çalışmalar yapılıyor. Türkiye de bu çalışmalarda yerini almak için Paris Ä°klim AnlaÅŸması’nı imzaladı ve Avrupa YeÅŸil Mutabakatı için çalışmalar yapacağı bir eylem planı hazırladı.”

İklim krizinin dünyanın hep birlikte çözebileceği bir sorun olduğunu vurgulayan Türe, bu nedenle bireyselden ulusala her düzeyde karbon ayak izi ölçümünün ve azaltımının gerekli olduğunu anlattı.

Türe, “Bir ÅŸeyi ölçemediÄŸiniz takdirde yönetme ÅŸansınız yok. Karbon ayak izini ölçmek sera gazı emisyonlarındaki artış ve azalmaları inceleme imkanı sunuyor. Her birey, her ülke, dünyamız genel olarak bu süreçte karbon ayak izi metodolojisi ile süreci nasıl yönettiÄŸini, ne kadar ilerleme kaydettiÄŸini ya da kaydetmediÄŸini anlamış oluyor.” dedi.

“YeÅŸil seçimler uzun vadede daha az maliyetli”

Karbon ayak izinin uzmanlar tarafından oluÅŸturulmuÅŸ hesaplama metodolojileri kullanılarak ölçüldüğünü ifade eden Türe, “Karbon ayak izi bireysel, kurumsal, ulusal ve küresel boyutlarda ölçülebiliyor. Çevre hassasiyeti olan bireyler internette var olan karbonmetreler ile konut, ısınma, ulaşım, gıda, parametrelerini kullanarak kendi karbon ayak izlerini yaklaşık olarak hesaplayabilir.” diye konuÅŸtu.

Gerek kentsel gerekse endüstriyel karbon ayak izini azaltmaya yönelik faaliyetlerin hem çevresel hem de maddi getirileri olduÄŸunu iÅŸaret eden Türe, “BaÅŸlangıçta bu süreçlere yapılacak yatırımlar fazladan bir maliyet getiriyormuÅŸ gibi gözükse de sonradan ortaya çıkan kazanımlar aslında çok daha fazla getirisi olan ÅŸeyler. YeÅŸil adımlar uzun vadede daha uygun maliyetli oluyor.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.

Karbon yoÄŸunluÄŸu yüksek üretimin, enerji maliyetlerinin de yüksek olmasına yol açtığını belirten Türe, “Karbon azaltımıyla enerji maliyetlerini azaltmış oluyorsunuz, çevreye daha az zarar veriyorsunuz ve toplumun daha temiz ürün kullanmasını saÄŸlayarak sosyal bir yarar saÄŸlıyorsunuz. Kısacası, karbon ayak izinde yapılan her birim azaltım hem sosyal hem ekonomik hem de ekolojik anlamda bir fayda yaratıyor.” ifadelerini kullandı.

“Her ÅŸey ‘yeteri kadar’ kullanılmalı”

Bireysel karbon ayak izi azaltımı konusunda bilinç ve farkındalık oluşturulması ancak bu farkındalığın aynı zamanda bir davranış biçimi ve tutuma dönüştürülmesi gerektiğini dile getiren Türe, şöyle devam etti:

“Bireysel ölçekte karbon ayak izlerinin azaltılabilmesi için her ÅŸeyin ‘yeteri kadar’ kullanılması yaklaşımı benimsenmeli. Yapılan çalışmalar gösteriyor ki hayatınızda var olan her ÅŸeyin miktarını yüzde 50 azalttığınız takdirde yaÅŸam kaliteniz deÄŸiÅŸmiyor. Demek ki biz aslında yaÅŸam kalitemizi bozmadan ve ‘yeteri kadar’ kavramının kendimiz için sınırlarını belirleyerek bu süreçte daha gerçekçi bir ekolojik vatandaÅŸ olarak hayatımızı düzenleyebiliriz. Hayatınızdaki her ÅŸeyin yarısını attığınızı düşünün; hayatınızda ne deÄŸiÅŸir, ne kadar deÄŸiÅŸir?” diye sordu.

Yeterli aydınlatma sistemleri, enerji tasarruflu elektronik araç ve gereçler, toplu taşıma veya bisiklet kullanımı, sürdürülebilirlik oranı daha yüksek gıdaların tüketimi gibi tercihlerle bireylerin, günlük hayatlarındaki enerji taleplerini azaltabileceklerinin altını çizen Türe, “Önce enerji verimliliÄŸi, sonra enerji tasarrufu, sonra da yenilenebilir enerji sırasını takip etmeliyiz.” uyarısında bulundu.

Günümüzde insan aktivitelerinin dünyanın taşıma kapasitesini aşan bir düzeye ulaştığına dikkati çeken Türe, sözlerini şöyle tamamladı:

“Åžu anda biz 1,5 gezegen kullanıyoruz. Bir dünyaya sığacak kadar yaÅŸamayı öğrenmek zorundayız. Bir dünyanın bize verdikleri ile yetinecek kadar yaÅŸamak; bir dünyanın kendini idame ettireceÄŸi, onun taşıyabileceÄŸi kadar atık üretip, atıkların da daha ziyade bir ham madde kaynağı olarak görüldüğü bir yaÅŸam ÅŸeklini benimsemeliyiz. Bir dünyaya refah içinde sığabilmemiz için ‘yeteri kadar’ kavramına sahip olan, çevre ve ekolojik duyarlılığı yüksek vatandaÅŸlık bilincini kavramamız ve buna göre davranmamız gerekiyor.”

AA

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Marmara Denizi’nden toplanan atık miktarı 30 tona ulaştı

HIZLI YORUM YAP



Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.