23 Aralık 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.

1xbetbetpasmariobet
escort konya
a
en iyi rulet siteleri

Maymun çiçeğinde erken teşhis ve izolasyon önemli

Uzmanlar, Türkiye'de ilk vakası görülen maymun çiçeği hastalığının temasla bulaştığını hatırlatarak, belirtileri olan kişilerin erken teşhisinin ve en az 3 hafta izole edilmesinin virüsün toplumda yayılmasını önlemek için önemli olduğunu vurguluyor.

Türkiye’de ilk maymun çiçeÄŸi vakasının tespit edilmesi üzerine uzmanlar, bu hastalığa karşı alınması gereken önlemler ve semptomları taşıyanların yapması gerekenlere iliÅŸkin AA muhabirine deÄŸerlendirmelerde bulundu.

Acıbadem Taksim Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. ÇaÄŸrı Büke, iki alt türü bulunan maymun çiçeÄŸi hastalığının Orta Afrika’dakinin daha ağır, Batı Afrika’dakinin ise daha hafif seyrettiÄŸini söyledi.

Haziranın başından beri görülen olguların genellikle Batı Afrika kökenli türe ait olduÄŸunu, bu nedenle ölüm oranının da düşük seyrettiÄŸini aktaran Büke, ağır türündeyse ölüm oranlarının yüzde 10’lara kadar çıkabildiÄŸini ifade etti.

“KiÅŸilerin kıyafetlerinin giyilmesi ve kiÅŸisel eÅŸyalarıyla temasla bulaÅŸabilir”

Prof. Dr. Büke, virüsün birkaç bulaşma yolu olduğuna işaret ederek, bunları şöyle sıraladı:

“Bunlardan biri bu virüsü taşıyan kemirici, sincap, sıçan gibi hayvanlar. Hastalığı taşıyan hayvanların kanları, biyolojik vücut sıvıları ya da derisinde bir lezyon varsa ona temasla bulaÅŸma olabilir. Peki, hastalardan diÄŸer insanlara bulaÅŸma nasıl olmakta? Bunlardan biri, solunum yolu. Yalnız bu, en son yaÅŸadığımız Kovid-19 pandemisi gibi kolay deÄŸil. Korunmasız olarak maske bulunmaksızın, 2 metreye kadar ki mesafeden, 6-8 saat aynı ortamı paylaşırsanız bulaÅŸma söz konusu. Düşük bir olasılık. Asıl insandan insana bulaÅŸmada önemli rol oynayan, derideki döküntülere temas. Bu, cinsel yoldan bulaÅŸan bir enfeksiyon deÄŸil ama cinsel iliÅŸki sırasında deri temasında da bulaÅŸma olabiliyor. Deride döküntüler ortaya çıktıktan sonra bunlara korunmasız ÅŸekilde elle ya da vücudun herhangi bir bölgesiyle temas edilmesi bulaÅŸmada önemli rol oynayan faktörlerden biri. Afrika’da bu tür hayvanların etlerinin yenilmesi söz konusu. Ä°yi piÅŸirilmeden yenildiÄŸi durumlarda sindirim yolu aracılığıyla da alınabileceÄŸi biliniyor.”

ÇaÄŸrı Büke, 2003’lü yıllarda karşılaşılan vakalarda literatüre bildirildiÄŸine göre, bu virüsü taşıyan ve hastanede tedavi gören bir hastanın yatak çarÅŸafı temizlenirken ya da eÅŸyalarına temas edildikten sonra bulaÅŸ durumunun yaÅŸandığını anlattı. Büke, “KiÅŸilerin kıyafetlerinin giyilmesi, kiÅŸisel eÅŸyalarıyla temas durumlarında da bulaÅŸ söz konusu olabilmektedir. Sadece hastaların derideki lezyonlarına deÄŸil dolaylı olarak kıyafetlerine ya da çevrelerindeki birtakım kiÅŸisel eÅŸyalarına da temas ederek bulaÅŸma olabileceÄŸini akıldan çıkartmamak lazım.” uyarısında bulundu.

Çiçek aşısı yüzde 85 oranında koruyucu

Prof. Dr. ÇaÄŸrı Büke, dünyada 1980’den itibaren çiçek aşılarının yapılmıyor olmasının bu hastalığın artmasının sebeplerinden biri olarak gösterildiÄŸini belirterek, çiçek aşısının yüzde 85 oranında bu hastalığa karşı koruyucu olduÄŸunu söyledi.

Aşılamanın durdurulduğunu, 1980 sonrasında doğanlarda bu aşının olmadığını dile getiren Büke, şöyle konuştu:

“Onun için 40 yaÅŸlara kadar olanlar da risk altında diyebiliriz. Ayrıca çocuklar, hamileler, ileri yaÅŸ grubu, bağışıklığı baskılanmış kiÅŸiler de risk altında. Çiçek aşısı yaptıranlarda da ilelebet ve çok yüksek koruyuculuk olur demek mümkün deÄŸil. Yıllar içerisinde koruyuculuÄŸun yavaÅŸ yavaÅŸ da olsa düşmeye baÅŸladığı ve onun için ÅŸu anda maymun çiçeÄŸi hastalığının görüldüğünden de bahsedilmekte. Dolayısıyla risk altındaki kiÅŸilerin korunması çok önemli. Bir vaka deyip geçmemek lazım. Yapmamız gereken en önemli ÅŸey bu tür hastalıkları olan kiÅŸileri en erken ÅŸekilde tanımlayıp, hızlıca ve en az 3 haftaya yakın süreyle izole etmemiz lazım ki baÅŸkalarına bulaÅŸmayı önleyebilelim. Tedavi ve aşıyla erken dönemde bu hastalıkları kontrol altına alabilmek mümkün. Åžu anda yapılması gereken ÅŸey, hastaların tanısını koyar koymaz bu kiÅŸileri mutlaka izolasyonda tutmak.”

“Ciddiye almamız gerekiyor”

Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) Başkanı, İstanbul Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz da viral bir hastalık olan ve çiçek virüsüne benzeyen maymun çiçeğinin ateşle birlikte gribal enfeksiyona yol açtığını, vücutta döküntü ve kabarcıklarla ilerlediğini söyledi.

GeçmiÅŸte, Amerika ve Ä°ngiltere’de Afrika seyahatleri ya da oradan gelen hayvanlara temas nedeniyle az sayıda görülen maymun çiçeÄŸi hastalığına bu yıl seyahat öyküsü olmayanlarda da rastlanıldığına dikkati çekti.

Dünya SaÄŸlık Örgütü (DSÖ) tarafından “çok yakından takip edilmesi” gereken bir hastalık olarak tanımlanan maymun çiçeÄŸini tüm ülkelerin çok ciddiye aldıklarını belirten Yavuz, “Bizim de çok ciddiye almamız gerekiyor. Türkiye’deki ilk vaka yurt dışına seyahatle mi iliÅŸkili yoksa Türkiye içi mi? Bu önemli. Türkiye içiyse bu yayılıyor olduÄŸunu da gösterir. Çünkü dünyada, ‘Bu virüs aslında bir süredir yayılıyordu, yeni fark edildi. Pandemi nedeniyle çok fark edilemedi.’ gibi bir yaklaşım var. O daha kötü bir ÅŸey. Bu kadar çok ülkede birdenbire görülmesi ve bu kadar yüksek rakamlara çıkması biraz da onu düşündürüyor.” deÄŸerlendirmesini yaptı.

“Aşılamayla toplumda yayılması engellenebiliyor”

Yavuz, hastalığın Kovid-19 salgınından daha farklı olduÄŸunu, özellikle derideki döküntülere çok yakın temasla bulaÅŸtığını aktararak, bulaÅŸmanın Kovid-19’a göre daha zor olduÄŸunu kaydetti.

Maymun çiçeğinin solunum sekresyonlarında da bulunabildiğini dile getiren Yavuz, şu bilgileri verdi:

“Özellikle uzun süre bir arada geçirildiÄŸinde risk var. Ama esas bulaÅŸma yolu yakın temas. Maymun çiçeÄŸine karşı Kovid-19’dan daha ÅŸanslı durumdayız. Bu hastalığın Kovid’den bir farkı da sadece yakınındakileri saptayıp onları uygun ÅŸekilde aşılarsanız toplumda yayılmasını engelleyebiliyorsunuz. Temas sonrası da aşılayabiliyorsunuz. Åžu anda dünyada bir aşı var. Modifiye vaccinia virus Ankara (MVA) suÅŸunu içeren atenüye virüs aşısı. Bir de klasik çiçek aşısı var. Türkiye’de ÅŸu an hangisi var onu bilmiyorum. Hastaların yakın temaslılarını aşılarsak ilk 3-4 günde -hatta 14 güne kadar aşılanıyor- o zaman toplumda yayılmasını engellemiÅŸ oluyoruz. Çok daha kolay kontrol altına alınabilir bir virüs.”

Prof. Dr. Yavuz, küçükken yapılan çiçek aşısının, zaman geçtikçe etkinliği azalsa da özellikle ağır hastalığa karşı yıllarca koruyuculuğunun devam ettiğinin söylendiğini aktardı.

Bu hastalık dünyada genellikle eriÅŸkin genç grubunda görüldüğü için çok ölüm de olmadığını belirten Yavuz, “Afrika’daki salgında yüzde 5-10’luk ölüm oranı var farklı suÅŸlarda olmak üzere. O nedenle çok ciddiye alınması gereken bir patojen. Åžu anda belki Afrika dışındaki bölgelerde risk gruplarına çok ulaÅŸabilmiÅŸ deÄŸil ama bu kadar yüksek rakamlarla risk gruplarına da ulaÅŸabilir.” deÄŸerlendirmesini yaptı.

Prof. Dr. Serap ÅžimÅŸek Yavuz, hastalık belirtisi taşıdığını düşünenlere “Semptomu olanlar baÅŸkalarıyla yakın temastan kaçınmalı ve hekime baÅŸvurmalı. Genital bölgede lezyon varsa mutlaka hekime baÅŸvurulmasını öneriyoruz ki baÅŸkalarına yayılmasın. Vücutta genel döküntü de yapabilir. O lezyonların hepsi bulaşıcıdır. O nedenle lezyonlar iyileÅŸene kadar izole olunmalı.” uyarısında bulundu.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

TUS yerleştirme sonuçlarına göre 10 bin 876 aday yerleşti

HIZLI YORUM YAP