03 Mayıs 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.

1xbetbetpasmariobet
a
en iyi rulet siteleri

Türk askeri 1 yıl daha Lübnan’da

TBMM Genel Kurulunda, Lübnan'da bulunan Türk askerinin görev süresinin 1 yıl daha uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi kabul edildi.

Tezkerenin görüşmelerinde Saadet Partisi Grubu adına söz alan Ä°stanbul Milletvekili Mustafa Kaya, Filistin-Ä°srail gündeminin Türk Silahlı Kuvvetlerinin Lübnan’da konuÅŸlandırılmasından farklı olmadığını, aslında iç içe geçmiÅŸ bir gündemin konuÅŸulduÄŸunu söyledi.

Bugün Lübnan’da, “BM Barış Gücü neden orada bulunuyor?” sorusunun cevabının da yine Filistin-Ä°srail meselesinde gizli olduÄŸunu dile getiren Kaya, “Yani 1948 yılında Ä°srail’in o bölgede sınırları deÄŸiÅŸtirme çabalarıyla beraber ortaya çıkan görüntü bugün Lübnan’da BM Barış Gücü’nün bulunmasının ana sebebidir.” dedi.

Kaya, ABD’nin de müttefiki Ä°srail üzerinden DoÄŸu Akdeniz’de, Lübnan ve Suriye kıyılarında kendi küresel gücünü tahkim etmenin hesaplarını yaptığını belirtti.

Filistin topraklarında insani bir dram yaÅŸandığını, Ä°srail’in Gazze’yi tamamen yok etmek üzere harekete geçtiÄŸini dile getiren Kaya, “Kudüs’te barış olmadığı müddetçe; dünya barışı, bölgesel barış, Orta DoÄŸu’da barış inÅŸa edilemeyecektir.” diye konuÅŸtu.

Milli Görüş hareketi olarak, Saadet Partisi ve Gelecek Partisi olarak dün de bugün de Filistin halkının yanında olduklarını anlatan Kaya, Türkiye’nin o bölgede olup bitenlere kayıtsız kalması gibi bir ÅŸeyin söz konusu olamayacağını söyledi.

Ä°YÄ° Parti Grup BaÅŸkanvekili ve Samsun Milletvekili Erhan Usta, AK Parti’nin yanlış dış politikasının Suriye’de karşı karşıya bulunulan sorunların birincil sebebi olduÄŸunu öne sürerek “Türkiye’nin maruz kaldığı büyük kitlesel göç, ülkemizin bugününü ve istikbalini tehdit eden karşı karşıya kaldığımız en büyük milli güvenlik sorunudur. Türkiye Cumhuriyeti’nin temel harcı olan Türk milli kimliÄŸi iÅŸte bu demografik risk ve tehditlerin kuÅŸatması altındadır.” dedi.

Usta, Türkiye’nin yanlış Suriye politikası sonucunda yalnızca içeride deÄŸil, sınırda ve sınırın ötesinde de çok büyük bir güvenlik zafiyetiyle karşı karşıya bulunduÄŸunu öne sürerek milli güvenlik risklerinin bertaraf edilebilmesi Ä°YÄ° Parti’nin bundan önce olduÄŸu gibi bu yıl da Irak-Suriye tezkeresine “evet” oyu vereceÄŸini bildirdi.

Suriye’nin kuzeyinde yeniden merkezi otorite tamamen tesis edilinceye kadar, TSK’nın bölgede varlığını sürdürmeye ve PKK terör örgütünü tüm kaynaklarıyla birlikte berhava etmeye devam etmesi gerektiÄŸini belirten Usta, “Kahraman Türk ordusunun bölgeden saÄŸ salim ve barış içinde geri çekilebilmesi için atılması gereken öncelikli adım artık Türkiye Cumhuriyeti devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti arasında bir müzakere ve iÅŸbirliÄŸi sürecinin derhal baÅŸlatılması olmalıdır.” diye konuÅŸtu.

Usta, parti olarak dış politika alanını, Türkiye Cumhuriyeti’nin ali menfaatlerinin savunulması gerektiÄŸi milli bir mesele olarak gördüklerini belirterek Lübnan tezkeresine “evet” oyu kullanacaklarını söyledi.

“Türkiye’nin çaÄŸrıları, yegane umut olarak görülmektedir”

MHP Kahramanmaraş Milletvekili Zuhal Karakoç Dora, bölgesel ve küresel krizlerin sönümlenmesinin, barışın ve istikrarın tesisinin, bu krizleri büyüterek yahut yangına ateşle giderek değil uluslararası hukukun nizamı ve teamüllerinden doğan doğrular etrafında kenetlenerek mümkün olabileceğini bildirdi.

Bu noktada MHP olarak Türk milletinin tarihsel sorumluluklarından doÄŸan görevlerinin ve barışın tesisinde muktedir olacağı fırsatların millet iradesi doÄŸrultusunda sonuna kadar kullanılması taraftarı olduklarını vurgulayan Dora, “Milliyetçi Hareket Partisi olarak milletimiz için güvenli yarınların inÅŸasında sınır güvenliÄŸimizi ve memleketimizin huzurunu tehdit edecek her türlü tehlikeye, özellikle de terör belasına karşı devletimizin ilgili kurumlarına her türlü desteÄŸi vereceÄŸimizi de belirtmek isterim.” dedi.

Filistin-Ä°srail arasındaki çatışmalara deÄŸinen Dora, “Dünyanın pek çok kriz noktasında olduÄŸu gibi meÅŸru ve etkin tüm diplomatik unsurların diplomasisinin icracısı tüm mekanizmalarımızca bir an evvel devreye sokulması gerekmektedir. Bilhassa 7 Ekim Cumartesi gününden itibaren Türkiye’nin diplomatik kanallar vasıtasıyla taraflara adil ve barışçıl bir düzenin tesis edilmesi konusunda yapmış olduÄŸu çaÄŸrılar hem bölge ülkeleri hem de dünya kamuoyu tarafından yegane umut olarak görülmektedir. Bu teÅŸebbüslerin devamı Türk milletinin müşterek vicdanının sesi olacaktır.” diye konuÅŸtu.

Dora, Lübnan tezkeresiyle ilgili, MHP olarak milli menfaatlerin müdafaası ve Türk milletinin itibarının muhafazası adına dünyanın önde gelen askeri güçlerinden biri olan TSK’nın barışı tesisi için üstleneceÄŸi ÅŸerefli görevini daha önce de olduÄŸu gibi desteklediklerini bildirdi.

YeÅŸil Sol Parti Batman Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki, BM’nin dünyanın farklı coÄŸrafyalarında, farklı ülkelerinde ve farkla amaçlarla askeri güçler bulunduÄŸunu ancak baÅŸarılarının da kuÅŸkulu olduÄŸunu ileri sürerek UNIFIL’in görev süresinin uzatılması hakkında BM Güvenlik Konseyi’nde Çin ve Rusya’nın “evet” oyu vermediÄŸini söyledi.

Tiryaki, önceki dönemlerden mirasını devraldıkları partilerin tezkereler konusunda bir bakışı bulunduÄŸunu belirterek “Uluslararası sorunların askeri biçimde çözülmesini doÄŸru bulmuyoruz. Lübnan’a asker gönderilmesi tezkeresine, önceki tezkerelere ‘hayır’ oyu kullandığımız gibi bugün de ‘hayır’ diyeceÄŸiz.” açıklamasında bulundu.

“Filistin halkının yanında olmaya devam edeceÄŸiz”

CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, konuşmasının başında Lübnan tezkeresini desteklediklerini belirtti.

Tezkerede “hudut, şümul, miktar ve zamanı CumhurbaÅŸkanınca takdir ve tespit edilmek üzere” ifadelerinin bulunduÄŸunu hatırlatan Çakırözer böyle bir yetkinin olmaması gerektiÄŸini daha önce de söylediklerini bildirdi.

İsrail-Filistin çatışmasına değinen Çakırözer şöyle konuştu:

“DeÄŸerli milletvekilleri, Cumhuriyet Halk Partisi olarak öteden beri Filistin halkının meÅŸru haklarının, haklı taleplerinin yanında olduk, iki devletli çözümün taraftarı olduk, Ä°srail’in iÅŸgalci ve yayılmacı politikalarına, sivilleri hedef alan saldırılarına karşı durduk, kınadık, kabul edilemez bulduk. Ä°srail’e yönelik eleÅŸtirilerimizin temelinde, bu ülkenin uyguladığı iÅŸgalci politika ve insan hakları ihlalleri oldu hep. Bugüne kadar olduÄŸu gibi, biz bundan sonra da Filistin halkının yanında olmaya devam edeceÄŸiz. Ancak Hamas’ın hafta sonu 700 Ä°srailli sivilin ölümüne neden olan saldırılarını ve 100’ün üzerinde sivili rehin almasını, onlara yapılan muameleleri kabul edebilmek mümkün deÄŸildir.”

“Filistin halkının haklarını her platformda savunduk”

TBMM DışiÅŸleri Komisyonu BaÅŸkanı ve AK Parti Ankara Milletvekili Fuat Oktay, Lübnan’ın coÄŸrafi açıdan küçük olmakla birlikte bölgesel istikrar bakımından büyük öneme sahip bir ülke olduÄŸunu belirterek “Lübnan’ın istikrar ve refahına atfettiÄŸimiz önem çerçevesinde bu ülkede barış ve istikrarın saÄŸlanmasına yönelik olarak ortaya koyduÄŸumuz somut katkılar hem bölgesel barışa hem istikrara hem de bu ülkeyle ikili iliÅŸkilerimizin her veçhesine olumlu etki yapmaktadır.” diye konuÅŸtu.

Hükûmetin bölgesel ve küresel barış ve istikrarın saÄŸlanmasına yönelik çabalarını her geçen gün artırdığını anlatan Oktay, TSK’nın çeÅŸitli coÄŸrafyalarda 19 farklı görev üstlendiÄŸini ifade etti.

Filistin meselesinin tüm çözümsüzlüğüyle varlığını sürdürdüğünü dile getiren Oktay bu sorunun geçmiş 5 günde yaşananlardan ibaret olmadığını söyledi.

Oktay, ilk günden itibaren Filistin halkının haklarını her platformda savunduklarını ve savunmaya da devam edeceklerini ifade ederek şunları kaydetti:

“Ä°srail’in uluslararası hukuku hiçe sayarak bölgede sivil, kadın, çocuk ayrımı gözetmeksizin Filistin halkına yönelik saldırılarına, yasa dışı yerleÅŸim faaliyetlerine, Ä°srail’in bölgedeki yayılmacı tutumuna her zaman karşı durduk, karşı duracağız, bundan sonra da durmaya devam edeceÄŸiz. Keza sadece Filistinli masumların deÄŸil, hangi milletten, dinden veya mezhepten olursa olsun masum, sivil, kadın ve çocuk, yaÅŸlı fark etmeksizin savaÅŸlar ve çatışmalar yüzünden sivillerin katledilmesine gerek Gazi Meclisimiz gerek hükûmet gerek millet gerekse de sade bir vatandaÅŸ olarak hiçbir zaman razı gelmedik, gelmeyeceÄŸiz de. Sivil kayıpları ve katliamları kınıyoruz. Bu duruÅŸumuz çıkarlara deÄŸil, ilkelere dayalıdır.”

Türkiye’nin dış politikasının tam bağımsız, egemen bir devlet olarak milli menfaatler temelinde kimseye karşı deÄŸil, tüm ülkelerin menfaatine ve dünya barışının saÄŸlanmasına yönelik olduÄŸunu belirten Oktay, “Ak sütün içerisindeki ak kılı ayıracak hassasiyetle biz terörle mücadelemizi yaparız, sivillere asla zarar vermeyiz. PKK’ya ‘terör örgütü’ dememek için bin bir yola baÅŸvurmanıza da gerek yok; diyemediÄŸinizi, diyemeyeceÄŸinizi zaten biliyoruz. Biz buradan haykıralım: PKK azılı bir terör örgütüdür. Kadın, çocuk, yaÅŸlı ayırmadan sivilleri katleden PKK’lı teröristler katildir. PYD, YPG, SDG; PKK’nın farklı adlarla anılan alt kolları terör örgütleridir.” diye konuÅŸtu.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Erdoğan’dan İsrail çıkışı: Bu savaş değil katliam

HIZLI YORUM YAP



Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.