25 Nisan 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.

1xbetbetpasmariobet
a
en iyi rulet siteleri

Uğur Mumcu suikastının üzerinden 30 yıl geçti

Araştırmacı gazeteci Uğur Mumcu'nun bombalı suikastla hayatını kaybetmesinin üzerinden 30 yıl geçti.

22 AÄŸustos 1942’de, Tapu Kadastro memuru Hakkı Åžinasi ile Nadire Mumcu’nun dört çocuÄŸundan biri olarak KırÅŸehir’de dünyaya gelen UÄŸur Mumcu, ailesinin Ankara’ya taşınması üzerine ilk ve orta öğrenimini burada tamamladı.

Ankara Ãœniversitesi Hukuk Fakültesinden 1965’te mezun olan Mumcu, öğrencilik yıllarında Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan “Türk Sosyalizmi” makalesiyle “Yunus Nadi Ödülü”nü aldı.

Ankara Ãœniversitesi Hukuk Fakültesi Ä°dare Hukuku Kürsüsü Profesörü Tahsin Bekir Balta’nın asistanlığını yapan Mumcu, Milliyet gazetesinde incelemeler kaleme aldı.

Mumcu, 12 Mart 1971 dönemindeki bir yazısında kullandığı “ordu uyanık olmalı” sözleriyle, “orduya hakaret etmek” ve “sosyal bir sınıfın öteki sosyal sınıflar üzerinde tahakkümünü kurmak” suçunu iÅŸlediÄŸi iddiasıyla gözaltına alındı.

Mamak Askeri Cezaevi’nde birçok aydınla bir yıla yakın tutuklu kalan, yargılandığı davada 7 yıl hapse mahkum edilen Mumcu, kararın Yargıtay tarafından bozulması üzerine tahliye edildi.

Serbest bırakılmasının ardından askere alınan Mumcu, askerliÄŸini “yedek subay” olarak yapması gerekirken, kendi tabiriyle “sakıncalı piyade” olarak tamamladı.

Tuzla Piyade Okulu’nda eÄŸitim gören Mumcu, 1973’te okul yönetimi tarafından “kötü hal ve düşünce sahibi” suçlamasıyla “er” çıkarıldı ve AÄŸrı Patnos’a yollandı.

Askerlikten sonra üniversitedeki görevinden ayrılan Mumcu, profesyonel gazeteciliÄŸe 25 Åžubat 1974’te Yeni Ortam gazetesinde “AnarÅŸist!..” baÅŸlıklı yazısıyla baÅŸladı.

Köşe yazılarında hem sorunları dile getiren hem de hukuka aykırı ve yasa dışı uygulamaların üstüne giden Mumcu, yazdığı kitaplarla da ses getirdi.

“Sakıncalı Piyade tiyatroya uyarlandı”

Güldal Homan ile 19 Temmuz 1976’da evlenen Mumcu’nun bir oÄŸlu (Özgür) ve bir kızı (Özge) oldu.

Usta gazetecinin 1977’de yayımlanan “Sakıncalı Piyade” kitabı tiyatroya uyarlandı ve Ankara Sanat Tiyatrosu’nda yüzlerce kez sahnelendi.

Mumcu, terörün silah kaçakçılığıyla iliÅŸkisini ortaya koymak ve bu yönde kamuoyu oluÅŸturmak için 1981’de “Silah Kaçakçılığı ve Terör” kitabını okurlarıyla buluÅŸturdu.

Papa 2. Jean Paul’e düzenlediÄŸi silahlı saldırıya iliÅŸkin Mehmet Ali AÄŸca ve baÄŸlantıları hakkında araÅŸtırma yapan Mumcu’nun, “Rabıta” ve “12 Eylül” kitapları 1987’de, önemli araÅŸtırmalarından kabul edilen “Kürt-Ä°slam Ayaklanması 1919-1925” eseri ise 1991’de yayımlandı.

“Cinayetlerin ardındaki sır ortaya çıkmadı”

UÄŸur Mumcu, Yazar Musa Anter’in öldürülmesinden sonra 27 Eylül 1992’de Cumhuriyet gazetesinde kaleme aldığı “Dipsiz Kuyu” baÅŸlıklı yazısında, “Orta DoÄŸu, emperyalizmin kol gezdiÄŸi, terör örgütleri ile çeÅŸitli istihbarat örgütlerinin kanlı ve kirli oyunlar oynadığı karanlık dipsiz bir kuyudur. Bu karanlık ve dipsiz kuyuda cinayetler birbirini izler. Halk deyiÅŸi ile Orta DoÄŸu’da ‘kimin eli kimin cebindedir’ bilinmez. Kim, kimi, neden öldürüyor? Bu soruların yanıtlarını anında bulmanın olanağı yoktur. Olaylar yıllar sonra aydınlanır. O da bir kısmı!” ifadelerini kullandı.

Mumcu, 24 Ocak 1993’te arabasına yerleÅŸtirilen bombanın patlaması sonucu hayatını kaybetti. Suikastı, Ä°BDA-C ve Hizbullah gibi örgütler üstlense de aradan geçen 30 yıla raÄŸmen cinayetin üzerindeki sis perdesi aralanamadı.

Türkiye’yi sarsan suikasta iliÅŸkin ilk yargılamalar, Mumcu’nun ölümünden 7 yıl sonra baÅŸladı. Mumcu suikastı ile Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı, Prof. Dr. Muammer Aksoy ve Doç. Dr. Bahriye Üçok cinayetlerini de kapsayan davanın adı “Umut” oldu.

Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen dava, cinayetlerin ardındaki sırrı tam olarak ortadan kaldıramadı.

Ceza alanlar oldu

Ä°lk dereceli mahkemenin kararının Yargıtay tarafından bozulmasının ardından yeniden görülen davada, 3 sanık “yasa dışı Tevhid-Selam ve Kudüs Ordusu örgütünü kurmak ve yönetmek” suçundan, 5 sanık ise aynı örgüte üyelikten çeÅŸitli sürelerde hapis cezalarına mahkum edildi.

Bu kapsamda sanıklardan Mehmet Ali Tekin, Hasan Kılıç ve Ekrem Baytap, “silahlı suç örgütü kurma ve yönetme” eylemlerinden 12 yıl 6’ÅŸar ay hapisle cezalandırıldı.

Sanıklar Abdulhamit Çelik, Fatih Aydın, Yusuf KarakuÅŸ, Mehmet Åžahin ve Recep Aydın’a ise “silahlı suç örgütü üyesi olmak”tan 6 yıl 3’er ay hapis cezası verildi.

Anayasa Mahkemesi, gözaltında tutuldukları tarihlerdeki mevzuatın, gözaltı süresinde avukata eriÅŸim imkanı tanımadığı gerekçesiyle, sanıklar Recep Aydın, Mehmet Ali Tekin, Hasan Kılıç, Mehmet Åžahin ve Yusuf KarakuÅŸ’un yeniden yargılanmasına karar verdi.

AA

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Kabinenin gündeminde neler var?

HIZLI YORUM YAP



Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.