23 Mayıs 2025 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.

jojobet
Marsbahis
deneme bonusu veren siteler
1xbetbetpasmariobet
escort konya
a
en iyi rulet siteleri

Zirai dondan etkilenen 16 meyve türüne destek

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, zirai dondan yalnızca 16 meyve türünün etkilendiğini belirterek, "Hasar tespit çalışmalarının sonrasında TARSİM sigortası olanlar, sigorta poliçelerinin kapsamında olanlarının ödemelerini alacaklar." dedi.

Bakan Yumaklı, merkeze bağlı Sıvacı köyünde zirai dondan etkilenen fındık bahçesinde incelemelerde bulundu, ilgililerden ve üreticilerden son duruma ilişkin bilgi aldı.

Ülkeyi etkileyen zirai don olayından sonra Malatya’da kayısıyla alakalı çalışmaları yerinde incelediklerini belirten Yumaklı, ÅŸimdi de Giresun’da don hadisesinden etkilenen ekonomik deÄŸeri çok kıymetli bir ürün olan fındıkla ilgili temaslarda bulunduklarını ifade etti.

📲 Artık haberler size gelsin
AA’nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli geliÅŸmeler cebinize düşsün.

🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı

Yumaklı, 2024’te 717 bin ton fındık üretimi gerçekleÅŸtiÄŸini vurgulayarak, “Bunun 324 bin tonu ihraç edildi, yaklaşık 2,7 milyar dolarlık bir gelir ülkemiz ekonomisine katılmış oldu. Elbette zirai don olayıyla alakalı özellikle çok yıllıklı bitkiler dediÄŸimiz meyve çeÅŸitlerinde farklı derecelerde etkilenmeler oldu. Ben özellikle Giresun’un fındık üretimindeki yüzde 13’lük payıyla önemli etkiye sahip olması sebebiyle buradan açıklama yapma ihtiyacı hissettim.” dedi.

Küresel iklim değişikliğinin etkisinin artık yadsınamaz bir gerçek olduğunun altını çizen Yumaklı, şöyle devam etti:

“Son 30 yılın en düşük sıcaklığı kayıtlara geçmiÅŸ oldu. Artık bundan sonra da çok farklı vesilelerle belki kimi yerde zirai don, kimi yerde sel, taÅŸkın ya da kuraklık gibi farklı ÅŸekillerde bu iklim etkisi karşımıza gelmiÅŸ olacak. Tarihin en büyük don olayından bahsediyoruz, 34 ilimiz etkilendi. Giresun da dediÄŸim gibi bu illerden bir tanesiydi, özellikle belli bir rakımın üzerindeki tarlalar, bahçeler çok daha fazla etkilendi. Daha ilk andan itibaren ekiplerimiz sahadaydı.

Burada bir parantez açmak istiyorum. Åžubat ayının sonlarında Mersin, Adana ve Hatay’da da benzer ÅŸekilde, o bölgede üretilen ürünlerin zarar görmesi söz konusu olmuÅŸtu. Yine orada da aynı ÅŸekilde arkadaÅŸlarımız ilk andan itibaren üreticilerimizin yanında oldular. Burada sadece olay olduktan sonra deÄŸil, olmadan evvel de meteorolojinin uyarıları nispetinde ne yapılması gerekiyorsa bunu da üreticilerimizle birlikte yapmak üzere yine arkadaÅŸlarımız sahadaydı. GeçtiÄŸimiz salı gününden itibaren aslında yaÅŸanan bu son don olayının etkilerini azaltmak üzere arkadaÅŸlarımız çalışmalarına devam etti.”

“TARSİM sigortası olanlar, sigorta poliçelerinin kapsamında olanlarının ödemelerini alacak”

Yumaklı, bugünün teknolojilerinin yetebildiği, don olayının etkisini azaltabilecek şeylerin sınırlı olduğunu, dolayısıyla da bazı meyvelerde fazla hasar meydana geldiğini vurgulayarak, şu değerlendirmede bulundu:

“CumhurbaÅŸkanımız açıkladı, tespitler devam ediyor. Bu tespitlerin devamından sonra TARSİM sigortası olanlar, sigorta poliçelerinin kapsamında olanlarının ödemelerini alacaklar. Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıtlı ancak sigortası olmayanlar için de bu hasar tespit çalışmalarının sonrasında hasarları nispetinde don hadisesinin olduÄŸu zamana kadar o tarla için, o bahçe için ne harcama yapılmışsa, ne gider olmuÅŸsa onların bedelini de hasarları nispetinde alacaklar. BasitleÅŸtirmek için ifade etmek istiyorum. Diyelim ki siz bahçenize 1000 liralık masraf yaptınız, hasarınız yüzde 100 ise o 1000 lirayı alacaksınız, hasarınız yüzde 50 ise 500 lirasını alacaksınız.

Elbette bu bir süreç ve bir takvimi var. Tamamen fiziki ÅŸartların da bu hasar tespitine izin vermesi gerekir. Bazı yerlerde bu daha çabuk olacaktır, bazı yerlerde belki biraz sarkacaktır ama bu iÅŸlemi gerçekleÅŸtirmiÅŸ olacağız. Genellikle açıklamalarımızı yaparken meyve çeÅŸitlerinde diye bahsettik, 34 ilde 16 çeÅŸit ürünün etkilendiÄŸinden bahsettik. Çok sıklıkla geldiÄŸi için ÅŸimdi bu ürünlerin hangilerinin olduÄŸunu ilk kez burada açıklamak istiyorum; armut, ayva, badem, ceviz, elma, erik, fındık, kayısı, kiraz, limon, mandalina, nektarin, portakal, ÅŸeftali, üzüm ve fıstık.”

TARSİM’in önemine dikkati çeken Bakan Yumaklı, ÅŸunları kaydetti:

“Ekonomik ağırlığı çok yüksek olan ya da bir ilin geçim kaynağı olarak adledilebilecek ürünlerin sigorta oranları maalesef düşük, istediÄŸimiz seviyede deÄŸil. Bugünden itibaren, bugünden tezi yok bütün üreticilerimizi TARSİM sigortası yapmaya bu vesileyle davet etmek istiyorum. Elbette biz bunların çalışmalarını yapacağız, çok farklı belki kampanyalarla yapılması gereken birtakım uygulamalarla bunların dağılmasını, geniÅŸlemesini saÄŸlayacağız ancak ÅŸunu belirtmek istiyorum: Bu, sadece devletin arzusu nispetinde baÅŸarılı olabilecek bir husus deÄŸil, üreticilerimizin de buna destek vermesi gerekir.

Diyelim ki sizin ürününüzün dondan ya da farklı iklim koÅŸullarından etkilenmesi söz konusu olabilecek, bunun için de bazı ekipmanlar var, siz bu ekipmanları almak istediÄŸinizde bunun yarısını devlet olarak biz karşılıyoruz zaten. EÄŸer devlet olarak yarısını karşıladığımız bu ekipmanı siz kullanıyor iseniz bunun tarım sigortası poliçe bedelini yüzde 25 ile yüzde 35 arasında bir iskontoyla yapıyoruz. EÄŸer bu bahçe sahibi kadın ise genç ise bu kardeÅŸlerimizin de bu poliçe bedellerinden belli oranlarla indirim almasını saÄŸlıyoruz. Aslında bakarsanız poliçenin yapılması sadece bir iradeye kalmış oluyor.”

Yumaklı, sözlerini şöyle sürdürdü:

“ÇoÄŸu yerde söylentiyle iÅŸte çok farklı ÅŸeyler duyuyoruz. Buradan tekrar belirtmek istiyorum. Poliçe yapımıyla alakalı yani sigorta yapımıyla ilgili saÄŸdan soldan söylenenlerle deÄŸil, bizim arkadaÅŸlarımızın söyledikleriyle lütfen iÅŸlem yapılsın, buna göre hareket edilsin. Ben zaten ilgili arkadaÅŸlarımıza da gerekli talimatı verdim, bu hasar belirleme ve tespit çalışmalarından sonra Türkiye’de arkadaÅŸlarımızın gitmediÄŸi, uÄŸramadığı, bunların anlatılmadığı hiçbir nokta olmayacak. Çünkü biz bu konudaki hani sadece duyumlara ya da söylentilere göre sigorta yapılmadığıyla ilgili de maalesef bazı bilgiler edinmiÅŸ olduk bu süreçte. Dolayısıyla mutlaka halletmemiz gereken baÅŸka bir husus.”

“Zirai don olayında yaÄŸlı tohumların etkilenmesi söz konusu olmadı”

Bakan Yumaklı, gündeme getirilen bazı konulara ilişkin de şu değerlendirmede bulundu:

“Bu olaydan sonra gerçekliÄŸi maalesef bizim tarafımızdan bu ÅŸekilde olmadığı ifade edilen hususların tekrar tekrar gündeme getirildiÄŸini görüyoruz. Ne peki bu? Bu zirai don olayında etkilenen sadece meyve türleri oldu, bu bahsetmiÅŸ olduÄŸum 16 tür. Bunun dışında ülkemiz için önemli olan stratejik ürünler diye tabir ettiÄŸimiz buÄŸday, arpa ve benzeri hububat, fasulye, nohut, mercimek gibi baklagiller, ayçiçeÄŸi ve kanola gibi yaÄŸlı tohumların etkilenmesi söz konusu olmadı. Yani şöyle bir ibare var, kullanılıyor bu, ‘Artık yurt dışına bağımlıyız, gıda arz güvenliÄŸi açısından çok büyük sorun olacak ülkemizde.’ Böyle bir ÅŸey kesinlikle söz konusu deÄŸil. BahsetmiÅŸ olduÄŸum etki bu ürünlerde oldu, bu ürünlerin yetiÅŸtirildiÄŸi illerde oldu. Ülkemizin herhangi bir ÅŸekilde gıda arz güvenliÄŸine iliÅŸkin problem yaÅŸaması söz konusu deÄŸil. Bu sözleri söyleyenlerin amaçlarını kendilerine bırakıyorum.

Hatta ben bu uyarıyı yaptıktan sonra, ‘Köylüye niye böyle söylüyorsun?’ diyorlar diye de baÅŸka dedikodu yayılmaya baÅŸladı. Benim burada bahsettiÄŸim üreticiler, köylüler, çiftçiler deÄŸil; sorumluluk sahibi olması gereken, temsiliyeti olanların bu konulardaki açıklamaları. Bunun ne üreticiye ne tüketiciye faydası var, sadece tabiri caizse kaos ortamı oluÅŸturmakla ilgili bir niyet. Hiçbir ÅŸekilde bunlara itibar edilmemesini özellikle istirham ediyorum. Bizim ülkemiz güçlü bir ülke, Sayın CumhurbaÅŸkanımızın bu konulardaki hassasiyetini herkesin bildiÄŸini de görüyoruz, müşahede de ediyoruz. Dolayısıyla bunlara vaziyet ederken hiç olmayan bazı ortamların varmış gibi sunulmasının da doÄŸru olmadığını, hiçbir kimseye fayda saÄŸlamayacağını ve bu düşüncelerin art niyetli düşünceler olduÄŸunu tekrar ifade etmek istiyorum.”

Yumaklı, 16 ürünün ekildiÄŸi ve hasadının yapıldığı illere “geçmiÅŸ olsun” dileklerini iletti.

İnceleme sırasında Giresun Valisi Mehmet Fatih Serdengeçti, AK Parti Giresun Milletvekilleri Ali Temür ve Nazım Elmas, TARSİM Giresun Bölge Müdürü Bülent Yaşaroğlu, İl Tarım ve Orman Müdürü Muhammet Angın, Giresun Orman Bölge Müdürü Ahmet Ulukan, Giresun Ziraat Odası Başkanı Nurittin Karan da yer aldı.


Fotoğraf: Gültekin Yetgin/AA

“46 ilde, 624 yerde farklı versiyonlarıyla bu mücadele devam ediyor”

Yumaklı, Tarımsal AraÅŸtırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü bünyesindeki Fındık AraÅŸtırma Enstitüsü’nde yaptığı açıklamada, enstitünün dünyada örneÄŸi bulunmayan 90 yıllık bir kurum olduÄŸunu söyledi.

Enstitüde özellikle kalite, verim artışı ve yeni AR-GE çalışmaları yapıldığını belirten Yumaklı, son dönemde ise Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü ile fındık bahçelerinin yenilenmesine ilişkin önemli çalışmalar ortaya konulduğunu ifade etti.

Küresel iklim değişikliğinin çok çeşitli etkilerinin artık şiddetli şekilde görülmeye başladığını vurgulayan Yumaklı, bazen zirai don, bazen de kahverengi kokarca gibi zararlıların etkileriyle bunları gözlemlediklerini anlattı.

Yumaklı, kahverengi kokarcanın sadece bu yıla ait bir konu olmadığının altını çizerek, şöyle devam etti:

“2017 yılında ülkemize Gürcistan’dan giriÅŸ yapmış bir zararlıdan bahsediyoruz ancak 2022-2023 pandemi yaptığı bir döneme denk geldi. Kahverengi kokarcanın etkilerinden muzdarip olan 13 ilimizin valileriyle birlikte kasım ayında bir toplantı yaptık. Orada mücadele planımızı oluÅŸturduk, hep birlikte istiÅŸare ettik ve uygulamaya aldık. 46 ilde, 624 yerde farklı versiyonlarıyla bu mücadele devam ediyor.”

Sadece ilaç değil biyoteknik mücadelenin de önemli olduğunu vurgulayan Yumaklı, feromon tuzaklardan kahverengi kokarcanın düşmanı olan samuray arısına kadar birçok yöntemi kullandıklarını aktardı.

Kahverengi kokarcayla mücadelede, kırsalda ilaçlanması gereken depo, odunluk, kullanılmayan bina gibi yaklaşık 400 bin yapı olduğunu tahmin ettiklerini dile getiren Yumaklı, ancak uygulamaya başlandıktan sonra 660 binin üzerinde bu tür yapının ilaçlandığını kaydetti.

“1 milyon samuray arısını doÄŸaya salmış olacağız”

Yumaklı, samuray arısı üreten Fındık Araştırma Enstitüsünün biyoteknik mücadelenin önemli örneklerinden biri olduğunu belirterek, şu değerlendirmede bulundu:

“Bütün dünyada, kahverengi kokarcayla mücadele eden ülkelerin, samuray arısı üretimiyle ilgili yayımladıkları rakamlar var. Åžu ana kadar bizim gördüğümüz, farklı ülkelerin en fazla 240 bin üreteni oldu. Ancak geçtiÄŸimiz yıl sadece Türkiye çapında 200 bin üretilmiÅŸti, TAGEM’in baÄŸlı enstitüleri 1 milyona kadar çıkmış olacak. Yani kahverengi kokarca mücadelesiyle 1 milyon samuray arısını biz doÄŸaya salmış olacağız.”

Kahverengi kokarcanın sabit bir zararlı olmadığını dile getiren Yumaklı, “35 kilometre uçabilen, çok kolay kolay da etkilenmeyen bir zararlı. BaÅŸta fındık aÄŸaçları olmak üzere çok önemli ölçüde yeÅŸil meyvelere, sebzelere zarar veriyor, dolayısıyla bu mücadele son derece önemli.” diye konuÅŸtu.

Mücadelenin, sadece Bakanlığın yaptığı eylem planını uygulanmasıyla mümkün olmayacağını ifade eden Yumaklı, “Aynı zamanda vatandaÅŸlarımızın da bize bu konuda destek olmaları gerekiyor. Bunu hep ifade ediyoruz yani bir bölgede, bir köyde, bir alanda yüzde 90 oranında siz gerekli ilaçlamayı yaparsınız ama yüzde 10 buna ilgi göstermezse, daha sonra yapmış olduÄŸunuz tüm mücadelenin boÅŸa gitmesi mümkün.” dedi.

Yumaklı, kahverengi kokarcayla mücadele alet ve ekipmanlarının kırsal kalkınma destekleri arasına alındığını ve yüzde 50 hibe desteği sağlandığını söyledi.

Kahverengi kokarcayla mücadeleye katkı veren tüm paydaÅŸlara teÅŸekkür eden Yumaklı, “Çünkü bu komple bir mücadele, bu mücadeleden galip geleceÄŸiz, ondan hiçbir şüphemiz yok. Sadece biraz sabır, disiplin ve hep birlikte çalışmaya ihtiyaç var.” ifadelerini kullandı.

Yumaklı, Fındık AraÅŸtırma Enstitüsündeki Biyolojik Mücadele Laboratuvarı’nda doÄŸaya salınacak samuray arılarının ana kolonilerinin parazitlenmesini gerçekleÅŸtirdi.

Keşap ilçesi Düzköy köyündeki ilaçlama çalışmalarını da inceleyen Yumaklı, feromon tuzaklarla ilgili bilgi aldı.

 

AA

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Dünya çocukları Anıtkabir ve TRT’yi ziyaret etti

HIZLI YORUM YAP



Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.